"2035'e kadar enerji ithalatının yüzde 80'ini Asya'nın talebi oluşturacak"
KPMG, "2035'e kadar bölgeler arası net enerji ithalatının yüzde 80'ini Asya'nın artan talebinden oluşacak" dedi
Uluslararası Denetim ve Danışmanlık şirketi KPMG tarafından, dünyada, petrol ve doğalgaza birincil enerji kaynağı olarak bağımlılığın devam edeceği ve 2035'e kadar bölgeler arası net enerji ithalatının yüzde 80'inin Asya'nın artan talebinden oluşacağı belirtildi.
KPMG tarafından açıklanan, "Küresel Enerji Trendleri" raporunda, orta ve uzun vadedeki gelişmeler, talepler ve kaynakların beklentileri karşılama durumu ele alındı.
Enerjide dikkati çeken konuların sıralandığı raporda, "Doğalgaz talebi ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerden geliyor. Enerji ve sanayi sektörleri için daha fazla petrol, doğalgaz, kömür, biyokütle ve elektrik ihtiyacı duyulacak. Çin, ABD ve AB'nin toplamından daha fazla yenilenebilir enerji talep ediyor. Başta Hindistan ve Çin olmak üzere Asya kıtası hacim artışının lideri durumunda. Asya’daki ulaştırma ve sanayi talebi petrole olan talebi artırıyor. Büyümenin yüzde 65’i Asya Pasifik ülkelerinden geliyor." değerlendirmeleri yer aldı.
Son dönemde enerjide kömürün payının azaldığı, yenilenebilir enerji üretiminin arttığı, petrol ve doğalgazın ise sabit kaldığı vurgulanan raporda, "Kaynak büyüklüğüne göre kaya petrolü tüm sıvıların yüzde 10’undan daha az. Bölgesel enerji dengeleri değişiyor. Afrika'nın kişi başına enerji talebi azalıyor. Kuzey Amerika petrol konusunda kendine yetmenin yanı sıra doğalgaz ihracatçısı haline gelirken, Avrupa ve Asya daha bağımlı hale geliyor." ifadeleri kullanıldı.
Kuzey Amerika'nın petrol ithalatına bağımlılığının, azalan taleple birlikte konvansiyonel olmayan petrol üretimini düşürdüğü belirtilen rapora göre, ABD'nin ham petrol ihracat yasağının kaldırılması, bu ayarlama sürecine destek oluyor. Asya'nın talebi ise 2035’e kadar bölgeler arası net ithalatın yüzde 80'ini oluşturacak.
Raporun sunumunda görüşlerine yer verilen KPMG Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı Ayhan Üstün de dünyanın daha on yıllar boyunca öncelikli olarak petrol ve doğalgaza ihtiyaç duyacağını vurguladı.
"Kuzey Amerika petrol ve gaz kaynaklarını verimli şekilde işleterek ihracatçı konumuna geçebilirken, Avrupa ve Asya kıtasının bir bölümü enerji bakımından dış kaynaklara daha bağımlı hale geliyor." ifadelerini kullanan Üstün, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranları ve bu büyümeyi hangi enerji kaynaklarından karşılayabileceklerinin küresel trendleri en çok etkileyen faktörler arasında yer aldığını bildirdi.
Enerji verimliliği projeleriyle enerji talebindeki artışın sınırlandığını, enerji talebindeki artışın yaklaşık global büyümenin üçte biri oranında tahmin edildiğini kaydeden Üstün, Türkiye'nin de bu analizde büyüme için enerji alanında dış kaynaklara bağlı ülkeler arasında yer aldığını belirtti.