6,20'den 10'un üzerine bir dolar/TL hikayesi
Bazı uzmanlar 2020'nin sonlarında başlayan iyimser atmosferin etkisiyle Türk lirasında pozitif beklentiler ortaya koyarken bu beklentilere dayanarak dolar/TL'de farklı pozisyon tavsiyelerinde bulundular. Fakat 2021'de izlenen politikalarla rüzgar tersine dönerken uzmanların Türkiye'ye yatırım görüşleri de değişti. Bir zamanlar dolar/TL'nin 6,20'ye ineceğini öngören ama yaşananların ardından beklentisini 10,30'lara çeken Societe Generale Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Phoenix Kalen da bu uzmanlardan biri oldu. Kalen bu süreçte neler yaşadığını, iyimser beklentilerin nasıl bir anda tersine döndüğünü Bloomberg HT'ye anlattı.
EROL OYTUN ERCAN
Societe Generale Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Phoenix Kalen, geçen sene Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığına Naci Ağbal’ın atanmasından sonraki hafta dolar kuru 7,70 civarında bulunurken 3-6 aylık süre zarfında hedeflerinin 6,92 olduğunu ve Türk lirasına yatırım yapma tavsiyesinde bulunduklarını yazmıştı.
Phoenix, Türk lirasının değer kazanmasını beklemelerinin sebebini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TCMB’ye destek, serbest piyasa ve acı reçete vurguları ile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın piyasa dostu politikalara yönelik verdiği mesajlarla açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan o dönem yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullanıyordu:
“Ülkemizi riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkar bir cazibe merkezi haline getirmekte kararlıyız. Yatırım yapıldığında en yüksek ve güvenli kazancın sağlanacağı ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini tüm dünyaya göstereceğiz. En kısa sürede enflasyonu tek haneye indirmeye kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların yanında yeni Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın atacakları her adımda kendilerinin yanında olduğunu da vurgulamıştı.
O dönemde Phoenix gibi birçok yabancı stratejist de Türk lirasının orta vadede değer kazanacağına yönelik tahminlerde bulunmaya başlamışlardı.
Ağbal’ın göreve gelmesinden sadece iki ay sonra, Ocak 2021’de, kendisi henüz üçüncü Para Politikası Kurulu toplantısına katılmadan önce, HSBC, UBS ve Rabobank gibi kurumlar da Türk lirasının değer kazanmasını beklediklerini belirten raporlar yayımladı.
Phoenix de Ocak ayında yayımladığı bir güncelleme notuyla, 6,92’lik dolar/TL tahminini 6,71’e çekerek Türk lirasındaki uzun pozisyonlarını koruduklarını yinelemişti. Bu revizenin ipucunu da Aralık ayında Bloomberg HT’de katıldığı bir yayında vermişti:
“TCMB Başkanı Ağbal’ın gerekli olduğu takdirde sıkı bir politikası izleyeceğine dair sağduyulu yorumları piyasaları cesaretlendirdi. Şu an Türk lirasında uzun pozisyon alıyoruz ve sarf edilen çabaların yabancı yatırımcı güvenini güçlendirerek dolarizasyon eğilimini tersine döndüreceğini düşünüyoruz.”
Ağbal’ın 21 Ocak 2021’deki üçüncü Para Politikası Kurulu toplantısı ve 28 Ocak’ta gerçekleştirdiği ilk Enflasyon Raporu sunumunda sıkı para politikası ve enflasyonda yüzde 5 hedefi vurgusunun devam etmesiyle, izlenen politikalara olan güven de yabancı ve yerli kurumlar nezdinde artmaya devam etmişti.
Tacirler Yatırım Başekonomisti Özlem Bayraktar Gökşen de o dönemde izlenen para politikasıyla ilgili, “Güçlü merkez bankacılığını tekrar hatırladığımız bir dönem oldu. Daha önceki dönemde TCMB fiyat istikrarı önceliğini kenara atmış gibiydi. Bu anlamda fiyat istikrarı vurgusu önemli oldu” demişti.
Phoenix, Ağbal’ın 9 Şubat’ta yatırımcı ve ekonomistlerle gerçekleştirdiği ilk toplantıdan 9 gün sonra orta vadeli dolar/TL hedeflerini 6,45’e revize ettiklerini belirtirken 2021 yıl sonu için bir tahminde bulunarak dolar/TL hedeflerinin 6,20 olduğunu belirtti.
Phoenix aynı raporda 2021’in üçüncü ve dördüncü çeyreğinde 100’er baz puanlık faiz indirimi beklediklerini de söylemişti. Yani 2021 sonunda faizin yüzde 17’ye ineceğini düşünmesine rağmen 6,20’lik bir dolar kuru tahmininde bulunmuştu. Dolar/TL’deki pozisyonlarında ise zarar-kes seviyesi olarak da 7,18’i belirlemişti.
Mart ayına yaklaşırken dolar/TL’nin yükselmesiyle Societe Generale’in 7,18’lik zarar-kes seviyesi devreye girmiş fakat Phoenix 2021 yıl sonu kur tahmininde herhangi bir değişiklik yapmamıştı.
Phoenix, Mart ayı başında Türk lirası ve izlenen para politikasına olan güvenini de şöyle ifade etmişti:
“Türk Lirası’nın kademeli olarak değer kazanması için yolu var. Parasal sıkılaşmayı ve enflasyon ile işsizliğin hala çok yüksek seviyelerde olduğunu düşünecek olursak, mevcut para politikası hala uygun ve ufak bir cari açık uygun bir şekilde ekonomiyi destekleyebilir.”
20 Mart’ta TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınıp yerine Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasından sonra Phoenix için rüzgar tamamen tersine döndü.
Başkan değişikliğinden üç gün sonra, 23 Mart’ta 6,20’lik yıl sonu kur tahminini 9,30’a güncelleyen Phoenix, bunun yanında Türk varlıklarındaki herhangi bir uzun pozisyondan çıkmayı tavsiye ettiklerini de vurgulamıştı.
Başkan değişikliği sonrasındaki kırılma noktalarından bir diğeri de Naci Ağbal’ın göreve başladığı sırada “En kısa sürede enflasyonu tek haneye indirmeye kararlıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şahap Kavcıoğlu göreve başladıktan 15 gün sonra “Faizi tek hanelere indirmeye kararlıyız” açıklaması oldu.
Aradan geçen zamanda 2021 dolar/TL tahmininde ufak değişiklikler yapmasına rağmen yılın büyük bölümünde tahminini 9,00 seviyesi civarında tutan Phoenix, TCMB’nin Eylül ayında faizleri indirmesinden sonra 2021 sonu dolar kuru tahminini 9,80’e çıkardı. TCMB’nin Ekim ayında beklentilerin üzerinde bir faiz indirimi kararı almasından sonra da 2021 dolar/TL tahminini 10,30 olarak güncelledi.
Phoenix, tüm bu süreci değerlendirmek için Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamalarda dolar/TL beklentilerinin neden değiştiğini şöyle anlattı:
Yatırımcılar ilk başladığında Ağbal’ın yapabilecekleri konusunda endişeliydi fakat sonrasında Ağbal’ın güvenilir bir politikacı olduğuna ve gerçekten enflasyonu hedeflediğine dair düşünceler arttı.
Halef ve seleflerinin aksine, Ağbal yatırımcı toplantısında dürüst bir şekilde yatırımcıların sorduğu zor soruları yanıtlama konusunda istekliydi.
Şahap Kavcıoğlu da yatırımcı toplantılarında finansal piyasalardan gelen birçok zor soruyla karşı karşıya kaldı fakat her seferinde aynı cevabı verdi, 'Odağımız enflasyon'. Fakat hiçbir zaman sorulan soruları doğrudan cevaplamadı.
Yeni maliye bakanının gelmesi ve verilen politika değişikliği sinyalleri yatırımcılar için o dönemde Türkiye’nin gelişen piyasaların gözdesi olabileceği gibi bir hava yaratmıştı. Merkez Bankası’nın faiz politikasının yanında o dönemdeki diğer birçok şey de bu olumlu havanın oluşmasına katkı sağlamıştı.