AB'nin 6. yaptırım paketine itirazlar çoğalıyor
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen Rusya'ya yönelik petrol ambargosunu Avrupa Parlamentosu'na sunarken, "deniz yolu ve boru hattıyla taşınan, ham ve işlenmiş tüm Rus petrol ürünlerine tam bir ithalat yasağı olacak" ifadelerini kullandı. Bu ifadeler sonrasında medyaya sızan komisyon taslağında, Rus ham petrol ve petrol ürünlerinin "bir üye devletin bayrağı altında kayıtlı veya bir AB vatandaşı ya da kuruluşuna ait herhangi bir gemiyle" taşınmasına da yasak getirileceği anlaşıldı. Bu da yaptırım paketine itiraz eden üye devletlere yenilerinin katılmasına neden oldu.
CEM COŞKUN / BERLİN
AB Komisyonu’nun 2022 sonu itibarıyla Rus petrol ve petrol ürünlerine ithalat yasağını da kapsayan yeni yaptırım paketi belli ki Avrupa için yeni bir sınavın başlangıcı olacak.
Enerji ticareti, Rusya ile AB arasında karşılıklı bağımlılık seviyesinin yüksek olduğu bir alan. Ve Avrupa Birliği bu alanda karar alırken tüm üye devletlerin onayına ihtiyaç duyuyor. Üye devletler de yaptırım kararlarına siyasi açıdan destek vermeye gayret ediyorlar. Ancak işin ekonomik tarafı birlik üyelerinin arka planda aynı gönüllü pozisyonlarını devam ettirmelerini zorlaştırıyor.
Rus petrolüne yüksek bağımlılığı olan ülkeler ikna olmuyor
Rusya’ya yönelik petrol ambargosunun gündeme geldiği tarihten itibaren Macaristan ve Slovakya itirazlarını yüksek sesle dile getirdiler. Her ne kadar Avrupa Komisyonu hazırladığı taslakta bu iki ülkeye muafiyet tanıyıp kendilerine 2023 sonuna kadar süre verse de pek ikna olmuşa benzemiyorlar.
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Macaristan'ın enerji arzının temellerini “tamamen yok edeceğini” savunarak yaptırım planına hemen karşı çıktı. "Bu bir siyasi irade eksikliği veya bir niyet meselesi değil, bir zaman dilimi meselesi de değil. Oldukça basit bir fiziksel, coğrafi ve altyapısal gerçeklik" sözleriyle Macaristan'ın paketi desteklemesi için boru hatlarıyla taşınan petrolün ambargodan muaf tutulması gerektiğini söyledi.
Slovakya Ekonomi Bakanı Richard Sulik ise, Rus petrolüne ambargoyu destekleyeceklerini, fakat 2023 sonu yerine üç yıllık daha uzun bir geçiş dönemine ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Çekya ve Bulgaristan da koroya katıldı
Çekya da Rusya'dan petrol ithalatına yasak getirilmesini desteklemeye hazır. Ancak onlar da AB’den zaman konusunda muafiyet istiyor ve petrol boru hattı kapasitelerini artırmak için iki ila üç yıl gerektiğini savunuyorlar.
Bulgaristan ise Rusya'ya karşı AB petrol ambargosunun dışında kalmak istiyor. Bulgaristan Maliye Bakanı Asen Vasilev, “Bulgaristan Rus petrolü olmadan devam edebilir. Ama bu yakıt maliyetini önemli ölçüde artıracaktır. Eğer Avrupa'da sağlam bir pozisyon oluşursa, biz de katılırız. Bu bir duruştur. Ancak muafiyetler tanınacaksa, biz de muafiyet hakkımızı kullanacağız” açıklamasında bulundu.
Rus Lukoil’in Balkanlar'daki en büyük petrol rafinerisi Bulgaristan’da bulunuyor. Bulgaristan farklı kaynaklardan petrol ve petrol ürünü tedariğini telafi etmeyi başarsa da rafinerinin faaliyetinin durması, Bulgar hükümetini Burgaz'da ciddi bir toplumsal hoşnutsuzlukla karşı karşıya bırakabilir.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs da mutsuz
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in AB Parlamentosu’ndaki konuşmasında yer almayan ve fakat sonrasında medyaya sızan taslakta; Rus petrolünün AB üyesi bir devletin bayrağı altında kayıtlı veya bir AB vatandaşı ya da kuruluşuna ait bir gemiyle Avrupa’ya veya dünyanın herhangi bir bölgesine taşınmasına da yasak getirileceği ortaya çıktı.
Kaynaklar, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın denizcilik sektörlerine ciddi bir darbe vuracağını düşündükleri için bu öneriye sert tepki verdiğini dile getiriyorlar.
Komisyon taslağının cuma gününe kadar onaylanması bekleniyor
Konuyla ilgili görüşü sorulan uzmanlar, AB'nin bu paketle hedefinin "Rusya'nın İranlaştırılması" olduğunu söylüyor ve Rusya'ya dolaylı yollardan bile olsa temas eden her şeyin yaptırımlar altında sorunlu kabul edildiğine işaret ediyorlar.
Yaptırım paketinde Rus petrol ve petrol ürünlerine ithalat yasağının bu kadar detaylandırılmasının, Rusya’nın gelirleri ve petrol endüstrisi üzerinde kademeli bir etkisi olacağı açık. Ama aynı zamanda küresel petrol fiyatları ve Avrupa Birliği üzerinde de önemli etkileri olacak.
Avrupa Komisyonu’nun taslağı şimdi üye ülkelerin onayını bekliyor. Tartışmalara rağmen onay sürecinin en geç cuma günü sonlanacağı tahmin ediliyor.