Analiz: 180 milyar dolarlık GDO pazarına karşı direniş
Küresel ticari tohum, tarım ilaçları ve kimyasal gübre pazarı 180 milyar dolara yaklaşırken, GDO'ya karşı kamuoyu bilinci ve tepkisi de artıyor
Genetiği Değiştirilmiş Organizma ya da herkesin daha kısa bir şekilde tabir ettiği haliyle GDO'lara karşı küresel çapta kamuoyu bilinci giderek artıyor.
Yapılan araştırmalara göre bazı ülkelerde GDO'lu ürünlerin yetiştirilmesine yönelik talep düşüşe geçti.
Friends of the Earth’ün 'Genetiği Değiştirilmiş Organizma Üretiminden Kim Kar Ediyor' başlığıyla yayımladığı son rapor ilginç veri ve sonuçlar içeriyor.
Raporun detaylarına değinmeden önce küçük bir dip not düşmekte fayda var. ETC Group'un verilerinden yola çıkarak küresel ticari tohum pazarının 30 milyar dolar civarında olduğu, agrokimya pazarının 45 milyar doları bulduğu ve kimyasal gübre pazarının 100 milyar dolara yaklaştığını belirtirsek GDO piyasasına yönelik büyük resmi daha net görebiliriz.
Friends of the Earth’ün raporu incelendiğinde GDO ile ilgili 6 dev biyoteknoloji şirketi öne çıkıyor. Bunlar, Monsanto (ABD), DuPont (ABD), Syngenta (İsviçre), Bayer (Almanya), Dow (ABD) ve BASF (Almanya).
Söz konusu şirketler küresel tohum pazarının yüzde 60'ını elinde tutuyor. Buna paralel olarak da zirai kimyasal madde satışının %76'sı ile genetiği değiştirilmiş tohum pazarının tamamı bu 6 şirketin tekelinde.
Öncelikle şunu belirtelim ki tüm dünyada GDO'lu ürünlere karşı bir direnç var. Her ne kadar GDO'lu üretime yönelik halkla ilişkiler çalışmaları tam gaz devam etse ve özellikle politik arenada milyarlarca dolarlık lobi faaliyetleri süregelse de kamuoyu ve sivil toplum örgütleri de bu konuda daha bilinçli ve birlikte hareket ederek GDO'ya karşı ciddi bir duruş sergiliyor.
Friends of the Earth Avrupa yöneticilerinden Mute Schimpf, genetiği değiştirilmiş tohumun ekildiği her bölgede sosyal ve çevresel anlamda GDO'lu ürünlere karşı bir kamuoyu direnci oluştuğunu belirterek, Avrupa'da kamuoyunun net şekilde GDO'ya karşı olduğunu belirtiyor.
Avrupa'da çok sayıda market GDO'lu ürünleri satmaya karşı çıkıyor ve ülke bazında GDO'ya karşı tepki artıyor.
Avrupa'da genetiği değiştirilmiş ürünlerin yetiştirildiği tarım arazilerinin payı yüzde 0.14 civarında..
2013 yılının başlarında Polonya ve İtalya da Avrupa Birliği'nin diğer 7 üyesine katılarak GDO ekimini yasakladı.
Dünya'nın en büyük genetiği değiştirilmiş ürün üreticilerinden Monsanto'nun mısır üretimi Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da düşüşte.
Avrupa Birliği'nde yapılan araştırmalar gösteriyor ki son yıllarda kamuoyunun GDO'lu ürünlere karşı duyduğu kaygı 4 puan artarak yüzde 66'ya yükseldi.
- Afrika ülkeleri üzerinde lobi baskısı var -
Afrika'da ise tüm kıtada sadece üç ülkede ticari anlamda genetiği değiştilmiş ürün yetiştiriliyor. Bu ülkeler Güney Afrika, Burkina ve Sudan.
Çok sayıda Afrika ülkesinde kamuoyu, genetiği değiştirilmiş ürün ve gıdalara karşı artık şüphe ile yaklaşıyor ve bazı ülkeler söz konusu ürünlerin ithalatını yasaklama yoluna gidiyor.
Angola, Etiyopya, Kenya, Lesotho, Madagaskar, Malawi, Mozambik, Swaziland, Zambiya ve Zimbabwe büyük oranda genetiği değiştirilmiş gıdaları yasakladı.
Buna karşın Afrika ülkelerinde genetiği değiştirilmiş ürün yetiştirilmesi ve satışına yönelik yasakların kaldırılması için politik ve ekonomik anlamda ciddi bir lobi faaliyeti ve şirket baskıları mevcut.
Asya da GDO'ya daha temkinli yaklaşan bölgeler arasında.
Bugüne kadar farklı zamanlarda Tayland'da genetiği değiştirilmiş pirinç, mısır ve papaya üretimi için şirketler girişimlerde bulundu ancak şu ana kadar başarılı olamadı.
Latin Amerika'da ise Peru, GDO üretimini 10 yıl yasakladı. Venezuela GDO’lu ürünlerin ekimine onay vermezken, Guatemala, Kosta Rika ve Meksika'da da her geçen gün artan bir kamuoyu direnci var.
- ABD'de GDO'ya etiket kampanyası büyüyor -
Peki bu işin merkezi konumundaki ABD'de neler oluyor derseniz ona da kısaca değinelim...
ABD'de uzun zamandır devam eden ve 600'ü aşkın organizasyonun katıldığı “Just label it” (Etiketle) hareketi her geçen gün büyüyor.
Hareketin hedefi gıda ürünlerinde genetiği değiştirilmiş maddelerin açık olarak belirtilmesini sağlamak.
Bu gelişmelere paralel Monsanto'nun hissedarları 2014 başındaki yıllık toplantılarında önemli bir kararı oyladı.
Tüm tüketicileri yakından ilgilendiren oylama konusu genetiği değiştirilmiş ürünlerin paketlerine bu konuda tüketiciyi uyaran zorunlu etiket konulup konulmamasıyla ilgiliydi.
Ve tahmin ettiğiniz üzere Monsanto şirketi hissedarları ürün üzerinde “GDO'lu üründür” yazan etiket yerleştirilmesine karşı çıktı.
Her platformda GDO'nun insan sağlığı açısından tehdit oluşturmadığını savunan şirketin etiket konusundaki kararı aslında kendi politikaları ile çelişir nitelikte.
Peki Monsanto'ya etiket oylamasını yaptıran sebep ne idi?
Hemen söyleyelim.. ABD'de gıdaların GDO içerdiği etikette belirtilmiyor.
Bu yüzden ABD'de 20 eyalet, GDO'lu ürünlere tüketicileri uyaran zorunlu etiket konulması konusunda hazırlık yapıyor.
Aslında bu konu sadece Monsanto'yu değil, diğer tüm biyoteknoloji, tarım ve gıda şirketlerini ilgilendiriyor..
- Rakamlarla dünyada GDO üretimi -
Peki artan tepkilere rağmen dünyada GDO üretimi ne durumda gelin bir de ona göz atalım..
Friends of the Earth’ün raporuna göre 2013 yılında 27 ülkede 18 milyon çiftçi tarafından GDO ekimi gerçekleştirildi. Söz konusu sayı dünyadaki tarım nüfusunun yüzde 0.72'sini temsil ediyor..
2013 yılında 175.2 milyon hektar arazide genetiği değiştirilmiş ürün ekimi gerçekleşti. Yani dünyada 1.5 milyar hektarlık ekilebilir tarım arazisinin yüzde 11.68'i GDO'lu üretime ayrılmış durumda.
GDO'lu üretimin yüzde 91.7’si ABD, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Kanada ve Çin'de gerçekleştirilmiş.
Dünyada en fazla GDO ekimi 70.1 milyon hektar alan ile ABD’de yapılıyor. Bir başka deyişle ABD, dünyadaki GDO’lu ekim alanlarının %40’ına sahip. Genetiği değiştirilmiş soya, mısır ve pamuk, toplam GDO üretiminin %90’ını oluşturuyor.
Friends of the Earth International'ın raporu özetle bize bu bilgileri veriyor.
-Türkiye'de GDO'lu hayvan yemi yasal -
Peki Türkiye'de son durum ne?
Bizde ise 14 genetiği değiştirilmiş mısır ve 3 genetiği değiştirilmiş soyanın sadece hayvan yemi olarak ithalatı ve kullanımı yasal durumda. Ancak söz konusu GDO'lu ürünlerin gerçekten kanunen izin verilen alanlarda kullanımının gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik denetim konusunda kaygılar giderilmiş değil. Kamuoyunu endişelendiren bir diğer nokta ise hayvanların tükettiği genetiği değiştirilmiş yem ürünlerinin dolaylı yoldan insan sağlığını tehdit edip etmediği yönünde.
Bloomberg HT Editörü
İrfan Donat
idonat@bloomberght.com
NOT: Raporun detaylarını incelemek isteyenler için link mevcuttur.
Bağlantı için tıklayınız...