Analiz - Kuzey Irak'ı Anlamak
Yanlış yoldasın Hicran; bak, seni uyarıyorum!
Türk ve İslam alemi nasıl ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni "diplomatik ajandası"nda bir yere oturtamadı, oturtamıyor; Türkiye de, Kuzey Irak'ı bir türlü bir formata oturtamıyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili kafa karışıklığını anlayabiliriz: Uluslararası arenada herşey "uzun vadeli stratejik çıkarlara göre" yürüyor. O sebeple, "dost ve kardeş" ülkeler dahil kimse, KKTC için başını ağrıtmak istemiyor.
Ama Kuzey Irak, Ankara açısından "KKTC emsali" olmamaması gerekirken, öyle oluyor ve Türkiye "patinaj" yapıyor.
Çok kısa süre önce ziyaret ettiğim Erbil'de ilk elde derlediğim birkaç bilgiyi paylaşayım, sonra da "durum muhakemesi" için izninizi istiyorum.
El'an, Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren her 100 yabancı şirketin 52'si Türkiye orijinli. Bölgede, her ay ortalama 25 yeni Türk şirketi kuruluyor. Bölgenin AVM'lerinin, otellerinin ve prestij yapılarının neredeyse tamamını Türkler yapıyor.
Yani, şöyle bir adım geriye çekilip baktığınızda Kuzey Irak'ın bir "Türkiye Parçası" olduğunu görebilirsiniz.
Başkent Erbil'de Türkçe konuşanların oranı, Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır'la neredeyse denk.
Temel tüketim maddelerinin önemli bir bölümü Türkiye orijinli veya Türkiye'den geliyor. Hatta, Erbil çarşı-pazarında satılan "Çin malları" dahi, Türkiye üzerinden Kuzey Irak'a sokuluyor.
Şimdi, bu tabloya bakıp, "eh tamam işte ele geçirmişiz, orayı" diyebilirsiniz. Ama öyle değil. Kazın ayağı hiç değil...
Türkiye, SSCB'nin dağılmasından sonra Ortaasya Türk Cumhuriyetleri ve BDT ülkelerinde sergilediği "kap-kaç" politikasını burada da sürdürüyor.
Kısa vadeli çıkarlar, kolayından para kazanma yolları, ticari etikten uzak ticaret yaklaşımı almış başını gidiyor.
İki paragraf yukarıya bir daha bakınız: SSCB sonrasında Ortaasya'yı nasıl kaybettiğimizi hatırlayınız. "Bond çantayı kapan soluğu Ortaasya'da aldı" ama ticari itibar vs. gibi değerler ayaklar altına alındığı için, Türk işadamlarının Ortaasya macerası uzun soluklu olamadı ve bugün de yerlerde sürünüyor.
Biz bu filmi görmüştük...
Şimdi, Kuzey Irak'a ucuz-pahalı, kaliteli-kalitesiz, uygun-uygunsuz her türlü "mal"ı satıp dönen ve sadece inşaaatlar yapan bir girişimci topluluğumuz var.
Bu geçici bir durumdur ve Barzani'nin "referandum" sandığı ortaya konulduğu gün biz, Ortaasya'dan ricat ettiğimiz gibi, Kuzey Irak'tan topraklarımıza çekilmek zorunda kalacağız.
Bakınız hâlâ; bölgenin adı "Kuzey Irak mı olsun, Irak'ın Kuzeyi mi" tartışması yürüyor. Orası Kürdistan. Bir defa bunun Ankara'nın ajandasına yerleşmesi lazım.
Başka şeylerin de Ankara'nın ajandasına girmesi lazım elbet beraberinde. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kısa vadeli gayrinizami kap-kaç(siz vur-kaç da diyebilirsiniz) ticaretini terk etmelidir. Sanayicisini, girişimcisini, yatırımcısını "bir devlet planı" dahilinde bölgenin sanayileşmesine, katma değeri yüksek ürünler yapan tesisler kurmasına yönlendirmelidir. Tarımın son derece ilkel koşullarda yapıldığı bölgede, Türkiye hızla tarıma dayalı sanayiler kurmalıdır.
Ancak, bölgede o zaman kalıcı olabiliriz.
Bugüne bakıp aldanmayınız. "Kuzey Irak ne ki, budu ne olsun" demeyin. Görünür gelecekteki ABD planları, "Musul ve Kerkük" bölgelerinin de Erbil yönetimine devrini öngörüyor.
Eylül'de referandum istiyor Barzani. Arkasında ABD var; yapacak. Musul-Kerkük'ü istiyor; ABD istediği için, alacak...
Musul-Kerkük petrolleri Kürdistan'ın kontrolüne geçtiği zaman olacakları söyleyeyim. Kürdistan, dünyanın 3. büyük petrol devi Irak'ın petrollerinin tam tamına %48'inin üzerine oturmuş olacak. Irak petrollerinin yarısı, Kürdistan'ı ne yapar, varın gerisini siz düşünün!
O gün geldiğinde, Çin'den ithal ettiğimiz çarık-çürük malları Kürdistan'a satarak ticaret yapamayız.
Türkiye, yanlış yolda gidiyor. Yolun doğrusu, Türk dış politikasını yönlendiren Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik"inde yazıyor.
Türkiye, "merkez ülke"; Kürdistan, "çevre ülke"
Merkez ülke, çevre ülkeyi bugünden "abad" etmelidir. Referandum olmadan, %48'lik Musul-Kerkük petrolleri Kürdistan'ı "abad" etmeden...
Ali Çağatay
Bloomberg HT Yayın Koordinatörü
e-mail: acagatay@bloomberght.com