Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Analiz: Türkiye’de gıda fiyatları enflasyonu OECD ülkelerinden yüksek olacak

Analiz: Türkiye gıda enflasyonu OECD ülkelerini geçecek

OECD ve FAO'nun '2014 Tarım Görünüm Raporu'na göre Türkiye ve Kore gelecek 10 yılda OECD'nin en hızlı büyüyenleri olacak. Rapora göre, Türkiye'de gıda fiyatları enflasyonu 2014-2023 yılları arasında diğer OECD ülkelerinden daha yüksek olacak.

Giriş: 12 Temmuz 2014, Cumartesi 16:58
Güncelleme: 14 Temmuz 2014, Pazartesi 11:21

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ortaklaşa hazırladığı ‘2014-2023 Tarım Görünüm Raporu’nu yayımladı.

2023 yılına kadar küresel ürünlere yönelik trendlere de değinilen raporda, tarım sektörüne yönelik beklenti ve önemli tespitler var.

Rapora göre, Kore ile Türkiye gelecek on yılda sırasıyla yakalayacakları yüzde 4.4 ve yüzde 4.3'lük yıllık büyüme oranlarıyla OECD üyeleri arasında en güçlü GSYH artışı sergileyen ülkeler olacak.

Avustralya ve Meksika'nın yıllık yüzde 3.5 oranıyla sabit bir toparlanma göstermesi beklenirken, gelecek 10 yılda ABD ve Kanada'nın sırasıyla yüzde 2.4 ve yüzde 2.3'lük oranlarla büyümesi öngörülüyor. Japonya için ise yıllık yüzde 1.1 ile yavaş bir büyüme beklentisi var.

Japonya nüfusunun gelecek 10 yılda 3 milyon gerileyeceği, Avrupa'nın da hafif bir negatif nüfus artışı sergileyebileceği kaydedilen raporda, "Avrupa Birliği nüfusu yıllık yüzde 0.1 artmayı sürdürecek. Avustralya, Türkiye ve Meksika, OECD ülkeleri arasında beklenen en yüksek nüfus artış oranlarını sergileyecek” denildi.

Raporda Türkiye'de gıda fiyatları enflasyonunun 2014-2023 yılları arası diğer OECD ülkelerinden daha yüksek olacağı da öngörüldü.

Rapora göre, 2023'te dünyada peynir ihracatının yüzde 39'unu gerçekleştirmesi beklenen Avrupa Birliği, ana peynir ihracatçısı olarak kalmaya devam edecek ancak büyüme oranı, Yeni Zelanda, ABD ve Avustralya gibi diğer büyük peynir ihracatçılarının gerisinde kalacak. Suudi Arabistan, Belarus, Ukrayna, Mısır, Türkiye ve Arjantin gibi diğer birkaç ülke, ağırlıklı olarak komşu pazarlara olmak üzere önemli miktarda ihracat gerçekleştirecek.

Kültür balıkçılığı sektörünün tüm kıtalarda değişik hızlarla büyüyeceği kaydedilen raporda, bu büyüme oranı Türkiye için yüzde 77 olarak açıklandı.

Raporun genel bölümlerine göre ise gelecek 10 yılda tarım ürünleri için düşük fiyat öngörüyor, çiftlik hayvanı ve biyoyakıt üretiminin ise mahsul üretimini geçecek.

Önemli tarımsal ürünlerde son dönemlerde görülen fiyat düşüşlerinin önümüzdeki 2 yıl süreceği ifade edilen raporda, tarım ürünü talebinin gelecek on yılda güçlü kalmakla birlikte geçen 10 yıldan daha düşük oranlarda genişleyeceği öngörüldü.

Raporda, belli başlı mahsullerin uluslararası fiyatlarının, büyük ölçüde 2013/14 döneminde yüksek verimli mahsul olmasına karşılık olarak, tarihsel yüksek seviyelerden önemli oranda düşüş kaydettiğine dikkat çekildi.

Bunun tersine, et ve süt ürünlerinin fiyatlarının 2013'te arzın beklentilerin gerisinde kalması nedeniyle tarihsel olarak yüksek seviyelerde seyrettiği bildirildi.

Raporda, dünya etanol ve biyodizel fiyatlarının, ikisinin de arzının bol olduğu koşullarda 2011'de ulaşılan tarihsel zirve seviyelerinden düşmeye devam ettiği belirtildi.

Tarım ürünlerine olan talebin, geçtiğimiz on yıla kıyasla daha düşük oranlarda büyümekle beraber, güçlü olmaya devam etmesi bekleniyor.

Tahılların hâlâ insanların diyetinin temel öğesi olduğu belirtilen raporda, artan gelirler, kentleşme ve beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerin, daha yüksek oranda protein, yağ ve şeker içeren diyetlere geçilmesine katkıda bulunduğuna vurgu yapıldı.

- Tarımda gelecek 10 yılın üretim trendi hayvancılık ve biyoyakıt -

OECD ve FAO, önümüzdeki on yılda hayvancılığın ve biyoyakıt üretiminin mahsul üretiminden daha yüksek bir oranda büyüyeceğini öngörüyor. Rapora göre, küresel tarım üretiminin yapısındaki bu değişim, buğday ve pirinç gibi temel gıda mahsullerinden gıda, yem ve biyoyakıt taleplerini karşılamaya yönelik kaba tanelilere ve yağlı tohumlara doğru görece bir kayma olmasını teşvik ediyor.

Raporda, ek üretimin çoğunun, toprak ve su olanaklarından yararlanabilme ve politika düzenlemeleri gibi kısıtlayıcı faktörlerin en az belirleyici olduğu bölgelerden kaynaklanacağına işaret ediliyor.

Mahsul fiyatlarının 2008 öncesi dönemin üzerinde, ama son zamanlardaki zirvelerin önemli oranda altında kalan seviyelerde sabitlenmesinden önce bir ya da iki yıl daha düşmesi bekleniyor.

Et, süt ve balık fiyatlarının artmasının beklendiği raporda, gerek mahsul gerekse hayvan ürünlerinin fiyatlarının orta vadede gerçek anlamda düşeceği tahmin ediliyor.

Raporda ayrıca tahılların tahmini stok/kullanım oranlarında önemli artış olup, bu durumun fiyatların oynaklığından duyulan kaygıları yatıştırması gerektiği üzerinde duruluyor.

Raporda balıkçılık ile ilgili vurgu da dikkat çekici.

Dünya balıkçılık üretiminin başlıca itici gücünü gelişmekte olan ülkelerde balık çiftçiliğindeki artışların oluşturacağı öngörülen raporda güçlü talep koşullarında yüksek maliyetlerin devam etmesi, balık fiyatlarını tarihsel ortalamalarının epey üzerinde tutarak, önümüzdeki on yılda tüketim artışını aşağı çekeceği tahmin ediliyor. Buna ilave olarak üretimin artışının esas itibariyle Asya ve Latin Amerika'daki gelişmekte olan ülkelerden geleceği belirtiliyor.

- Asya ve Afrika talep artışına karşı dışalımı artıracak -

Ticaretin, önceki on yıla kıyasla daha düşük hızda olmakla beraber, büyümeye devam edeceği kaydedilen raporda, “Amerika kıtaları, gerek değer gerekse hacim bakımından başat ihracat bölgesi olarak konumunu güçlendirirken, Afrika ve Asya, yükselen talebi karşılamak için net dışalımlarını arttıracak. Tarım ve balıkçılık politikalarındaki son reformlar, temel arz‐talep unsurlarının piyasa sinyallerine daha duyarlı olmasını sağladı; ancak gerek arz gerekse talep üretici desteği, kamu stokları ve biyoyakıt sorumlulukları gibi politikalardan etkilenmeye devam ediyor. Politikalarda yeni değişiklikler gündemde” ifadelerine yer verildi.

ABD'nin 2014 Tarım Yasası ve AB'nin 2013 Ortak Tarım Politikası reformunun geçtiğimiz yıl kabul edildiği hatırlatılan raporda, uygulama ayrıntıları kesinleşmediği için bunların hükümlerine mevcut öngörülerde yer verilmediği açıklandı.

- 2023’e kadar küresel ürün özetleri -

OECD-FAO 2014 yılı Tarım Görünüm Raporu’nda 2023 yılına kadar küresel ürün özetleri ise şöyle sıralandı:

Tahıllar: Belli başlı tahılların dünya fiyatları görünüm döneminin başlarında düşerek dünya ticaretine ivme kazandıracak. Stokların yükselerek, Asya'daki pirinç stoklarının rekor seviyelere ulaşması öngörülüyor.

Yağlı tohumlar: Küresel planda yağlı tohumların ekildiği tarlaların payı, düşük oranda olsa da, bitkisel yağlara olan talebin devam etmesi fiyatları yukarı ittikçe, artmaya devam ediyor.

Şeker: 2013 sonlarında zayıfladıktan sonra uluslararası şeker fiyatları, güçlü küresel talebin itici rol oynamasıyla eski seviyelerine dönecek. Dünya şeker ihracatına egemen olan Brezilya'nın ihracatı, etanol piyasasından etkilenecek.

Pamuk: Birikmiş küresel stokların beklendiği üzere serbest bırakılması, tüketimin düşük fiyatlarla artmasına yol açtıktan sonra fiyatlar, 2023 yılına kadar eski seviyelerine dönecek.

Biyoyakıtlar: Biyoyakıtlarda tüketim ve üretim seviyelerinin başta şeker esaslı etanol ve biyodizel olmak üzere %50'den fazla artması bekleniyor. Etanol fiyatı, ham petrol fiyatına paralel olarak artarken, biyodizel fiyatı daha çok bitkisel yağ fiyatını izliyor.

Et: Asya'dan gelen güçlü ithalat talebinin yanı sıra Kuzey Amerika'da sürülerin yenilenmesi, daha güçlü et fiyatlarına destek olup, dana eti fiyatları rekor seviyelere yükseliyor. Tavuk eti, domuz etini geçerek, görünüm döneminde en çok tüketilen et ürünü haline geliyor.

Süt ürünleri: Başlıca üretici ülkelerdeki verimlilik artışlarının devamlılığı ve Çin'deki büyümenin devam etmesi sonucu fiyatlar, mevcut yüksek seviyelerinden biraz düşüyor. Hindistan, AB'yi geçerek dünyanın en büyük süt üreticisi haline gelip, öngörülen dönemde önemli ölçüde az yağlı süt tozu ihracatına sahip oluyor.

Balıkçılık ürünleri: Balık çiftçiliğindeki büyüme Asya'da yoğunlaşacak. En hızlı büyüme gösteren gıda sektörlerinden biri olmaya devam ederek, 2014'te insan tüketimine yönelik balık avcılığını geçmiş olacak.

-Türkiye’de ekmek israfını önleme kampanyası raporda örnek gösterildi -

Raporda, Türkiye'de çöpe ekmek atılmasını önlemeye yönelik kampanyaya bir bölüm ayrılarak örnek gösterildi.

FAO'ya göre dünyada her yıl 1 trilyon 300 milyar kilo (1.3 Giga ton) gıda maddesi çöpe gidiyor. Söz konusu miktar, Sahara altı Afrika'nın yıllık gıda üretimine eşit. FAO ayrıca küresel gıda üretiminin üçte birinin kaybolduğunu ya da çöpe atıldığını belirtiyor. Halihazırda dünyada kaybolan ya da çöpe giden gıda maddelerinin dörtte biri kurtarılsa dünyada 840 milyon aç insanın doyurulmasının mümkün olabileceği kaydediliyor.

Türkiye’de her ne kadar gıdaların çöpe atılma oranı diğer OECD ülkelerinin oranına göre düşük kalsa da, ekmeklerin çöpe atılmasını azaltmaya yönelik kampanyanın başarılı olduğu belirtildi.

Ekmek israfını önleme kampanyasının tanıtım, reklam dahil toplam maliyetinin 243 milyon dolara mal olduğu belirtilirken, 2013 sonunda yapılan araştırma sonucunda bir yılda çöpe atılan ekmek miktarının yüzde 18 azalarak günlük 5.95 milyon'dan 4.9 milyon somuna düştüğü anlaşıldı. Kampanyanın günlük toplam ekmek üretim ve tüketiminin yüzde 10 azalmasıyla sonuçlandığı vurgulanarak, gereksiz ekmek satın alınması konusunda 1.3 milyar dolar tasarruf sağlandığı için toplam tasarruf miktarının 1.5 milyar dolara ulaştığı kaydedildi.

Bloomberg HT Editörü

İrfan Donat

idonat@bloomberght.com