Arınç: Asgari ücretin yüksek tutulması prensibimiz

Başbakan Yardımcısı Arın&ccedil;, Başbakanlık Merkez Bina da d&uuml;zenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı nın ardından gazetecilere a&ccedil;ıklamalarda bulundu. Arın&ccedil;, yaptığı a&ccedil;ıklamada, 2013 yılının son Bakanlar Kurulu toplantısını yaptıklarını, kabineye atanan yeni bakanların da ilk kez bu toplantıya katıldığını belirterek, toplantıda yeni atanan bakanlara başarı dileklerini ilettiklerini ifade etti. Yeni g&ouml;reve başlayan bakanların &ccedil;alışmalarında başarılı olacaklarına inancını ifade eden Arın&ccedil;, toplantıda, 2013 yılının son Bakanlar Kurulu toplantısı olması sebebiyle, aynı zamanda son bir yılı i&ccedil; ve dış gelişmeler bakımından tekrar g&ouml;zden ge&ccedil;irme imkanı bulduklarını ifade etti. Arın&ccedil;, son bir yıl i&ccedil;inde pek &ccedil;ok gelişme olduğunu, bu gelişmeleri g&ouml;zden ge&ccedil;irmenin yanı sıra 2014 yılı hedefleri ve performansını ele aldıklarını dile getirdi. D&uuml;n vefat eden eski Adalet Bakanı Ahmet Kahraman a da Allah tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunan Arın&ccedil;, Ahmet Kahraman ı, meslek hayatından tanıyan, arkadaşlığımız olan daha &ccedil;ok Adalet Bakanlığı M&uuml;steşarlığı d&ouml;neminde, Hakimler ve Savcılar Y&uuml;ksek Kurulunda g&ouml;rev yapması sebebiyle yakından tanımıştık. Bir yıl i&ccedil;erisinde bir hastalığa yakalandı ve huzurlarınızda Ahmet Kahraman arkadaşımıza Allah tan rahmet diliyorum dedi. Başbakan Yardımcısı Arın&ccedil;, toplantıda, bazı bakanların da sunum yaptığını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ın, &uuml;&ccedil; kanun tasarısı taslağını sunduğunu belirterek, bunlardan bir tanesinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve G&ouml;revleri Hakkında Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı olduğunu bildirdi. Arın&ccedil;, s&ouml;z konusu tasarılarda, &ouml;zet olarak yer alan konulardan birisinin, N&uuml;kleer Enerji Proje Uygulama Daire Başkanlığının kaldırılarak, yerine N&uuml;kleer Enerji Proje Y&ouml;netim ve Koordinasyon Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n kurulması olduğunu belirtti. Sunulan tasarılarda, ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarının kamu bina tesislerine ilişkin olarak s&uuml;resi 5 yılı ge&ccedil;memek &uuml;zere enerji performans s&ouml;zleşmelerinin de yapılabileceğini ifade ederek, yine bu kanunlarda jeotermal, doğal mineral su arama işletme faaliyetlerine ilişkin g&ouml;rev yapmak &uuml;zere Kalkınma Bakanlığı başkanlığında bakanlardan oluşan bir kurul meydana getirileceğini kaydetti. S&ouml;z konusu tasarıların genelde olumlu g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, bununla birlikte bazı konularda ek &ccedil;alışmalar yapılması gereği &uuml;zerinde de durulduğunu dile getiren Arın&ccedil;, bu &ccedil;alışmaların tamamlanmasının ardından tasarının imzaya a&ccedil;ılacağını bildirdi. -Ekonomi Sosyal Konseyi yeniden d&uuml;zenlenecek Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ın da &ouml;nemli bir konuda a&ccedil;ıklama yaptığını belirten Arın&ccedil;, Bildiğiniz gibi 12 Eyl&uuml;l 2010 referandumuyla Anayasa da değişiklikler yapılmıştı. Ekonomi Sosyal Konseyi nin yeniden d&uuml;zenlenmesi gerekiyordu. Ekonomi Sosyal Konseyi nin yeniden d&uuml;zenlenmesine ilişkin bir taslağı Bakanlar Kurulumuza sundular. Bu da olumlu karşılanmakla birlikte bazı bakanların koordinasyonunda tekrar g&ouml;zden ge&ccedil;irilmesi prensip olarak benimsendi dedi. - 3 &ccedil;ocuktan vergi alınmaması i&ccedil;in ayrıca bir kanun maddesi ilave edilecek &Ccedil;alışma ve Sosyal G&uuml;venlik Bakanı Faruk &Ccedil;elik in de iş hayatını genelde ilgilendiren konular &uuml;zerinde bir sunum yaptığını belirterek, bu konular arasında taşeron iş&ccedil;ileri i&ccedil;erisine alan ve diğer paydaşlarla ilgili &ouml;nemli hususların bulunduğunu ifade etti. Taşeron iş&ccedil;ilerle ilgili &ccedil;alışmaların sonu&ccedil;landığında Bakanlar Kuruluna sunulmasının ilke olarak benimsendiğini anlatan Arın&ccedil;, şunları kaydetti: Ancak şu ara zannediyorum &ouml;zellikle asgari &uuml;cretin ne olacağına ilişkin bir merak yaşanıyor. Sayın Bakanımız, bu konuda gelişmeleri &ouml;zetledi. Bildiğiniz gibi komisyonda farklı kesimlerden temsilciler var. Bunların g&ouml;r&uuml;şleri, talepler ve m&uuml;mk&uuml;n olabilecek gelişmeler konusunda Sayın Bakan bir a&ccedil;ıklama yaptı. Sanıyorum, Komisyon yarın veya belki daha sonraki g&uuml;nlerde bu konuda bir a&ccedil;ıklama yapacaktır. Asgari &uuml;cretin tespitinde m&uuml;mk&uuml;n olabildiğince y&uuml;ksek tutulması prensip olarak kabul edildi. Burada bir asgari &uuml;crete ilave edilecek bir pozisyon olarak şunu s&ouml;ylemeliyim; bildiğiniz gibi 4 &ccedil;ocuğu olan sıfır vergiye tabiydi. Kendilerinden vergi alınmıyordu. Bunu &uuml;&ccedil; &ccedil;ocukla değiştirmek suretiyle en azından 40-50 liraya yaklaşan ayrıca bir gelire sahip olacaklar. Ancak bu kanunla m&uuml;mk&uuml;n olabilecek. Plan ve B&uuml;t&ccedil;e Komisyonu ndaki kanun i&ccedil;erisinde bir madde ile &uuml;&ccedil; &ccedil;ocuktan vergi alınmaması i&ccedil;in ayrıca bir kanun maddesi ilave edilecek. Toplantıda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın yurt i&ccedil;i gezilerinde halktan gelen doğalgaz talebinin de g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlatan Arın&ccedil;, Sayın Başbakanımızın son yurt i&ccedil;i gezilerinde halktan b&uuml;y&uuml;k talep geldi. O da il&ccedil;elerine ve illerine doğalgaz verilmesiydi. İllerde b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de tamamlandı ancak bazı il&ccedil;elerde hen&uuml;z doğalgaz ile ilgili bir &ccedil;alışma yoktu. Bu dikkate alındı. Bug&uuml;ne kadar doğalgaz gidemeyen il&ccedil;elerde taleplerini karşılamak &uuml;zere Botaş a verilen g&ouml;rev s&uuml;resi 28 Haziran 2014 tarihine kadar uzatılmış oldu. B&ouml;ylelikle yeni bir s&uuml;re, doğalgaz talep eden il&ccedil;elerimiz i&ccedil;in ger&ccedil;ekleşmiş olacak şeklinde konuştu. -Başbakan Erdoğan ın yurti&ccedil;i gezisi- Arın&ccedil;, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın yurti&ccedil;i gezisinin de ele alındığını ifade ederek, ş&ouml;yle devam etti: Yurti&ccedil;i gezilerinde izlenimler paylaşılmış oldu. Bildiğiniz gibi son yurti&ccedil;i gezisi Manisa ve il&ccedil;elerine yapılmıştı. 2 g&uuml;n boyunca Sayın Başbakanımız Manisa yı merkeze almak suretiyle 5 e yakın il&ccedil;ede halkla yakın temas kurdu ve konuşmalar yaptı. Bundan bizatihi g&ouml;zlemlediğimiz i&ccedil;in sevin&ccedil;le s&ouml;ylemeliyim ki halkımızın, h&uuml;k&uuml;metimize, Başbakanımıza, partimize karşı olan sevgisinde hi&ccedil;bir eksilme olmadığı gibi tam tersine en azından y&uuml;zde 100 l&uuml;k daha b&uuml;y&uuml;k bir artış, daha b&uuml;y&uuml;k bir ilgi, heyecan var. Her yer &ccedil;ok kalabalıktı, &ccedil;ok heyecanlıydı, b&uuml;y&uuml;k katılım vardı ve Sayın Başbakanımıza, onun şahsında h&uuml;k&uuml;metimize karşı g&ouml;sterilen g&uuml;ven duygusu en &uuml;st noktaya varmıştı. Daha &ouml;nce yapılan gezilerle, toplantılarla, mitinglerle karşılaştırılmak suretiyle &ouml;zellikle son yaşanan olaylar noktasında vatandaşlarımızın h&uuml;k&uuml;mete olan bağlılığının, sevgisinin hangi noktaya gelmiş olduğunu ş&uuml;phesiz olumlu olarak bir kez daha tespit olmuştuk. Başbakan Yardımcısı ve H&uuml;k&uuml;met S&ouml;zc&uuml;s&uuml; B&uuml;lent Arın&ccedil;, Hakimler ve Savcılar Y&uuml;ksek Kurulunun (HSYK), kendi kanununu ihmal ederek değil bilerek g&ouml;rmezden gelerek yaptığı &ccedil;alışmanın mutlaka bir karşılığının olması gerekir dedi. Adli Kolluk Y&ouml;netmeliğine ilişkin Danıştay kararının ardından yeni bir yasal d&uuml;zenleme hazırlığı yapılıp yapılmadığı sorusu &uuml;zerine Arın&ccedil;, bunun ge&ccedil;en hafta yaşanan ve &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir eleştiriyle karşılanan bir durum olduğunu belirtti. Adli Kolluk Y&ouml;netmeliği nin İ&ccedil;işleri ve Adalet Bakanlığının iştirakiyle bazı konularda değiştirildiğini ve Resmi Gazete de yayımlandığını bildiren B&uuml;lent Arın&ccedil;, bununla ilgili Barolar Birliği ile bir iki kuruluşun Danıştayda y&uuml;r&uuml;tmeyi durdurma talepli dava a&ccedil;tığını ve y&ouml;netmelik değişikliğinin iptalini istediklerini anımsattı. Konunun hukuki olduğunu bildiren Arın&ccedil;, şunları s&ouml;yledi: Elbette Danıştay konuyu inceleyecek ve bu konunun yasalara uygunluğunu denetleyecekti. Verilecek kararı da hepimiz saygıyla karşılayacaktık. Ancak beklenmedik bir gelişme oldu. Hakimler ve Savcılar Y&uuml;ksek Kurulu (HSYK) karardan bir g&uuml;n &ouml;nce bir tavır ortaya koydu. HSYK da belli sayıdaki &uuml;yenin yaptığı a&ccedil;ıklamayı hepimiz hayretle ve &uuml;z&uuml;nt&uuml;yle karşıladık. Sayın Adalet Bakanımızla bir aradaydık, bakan arkadaşlarımızla bir aradaydık. Adalet Bakanımız o g&uuml;n sabah saatlerinde devir teslim yapmış, &ouml;ğleden sonra da Milli G&uuml;venlik Kurulu toplantısına katılmıştı. 12 Eyl&uuml;l 2010 referandumuyla yeniden hayat bulan Hakimler ve Savcılar Y&uuml;ksek Kurulunun, kanuna baktığımız zaman, başında Adalet Bakanının bulunduğu bir kurum, b&ouml;yle bir karar alamaz, b&ouml;yle bir kararı da a&ccedil;ıklayamaz. - Korsan bildiri - Anayasa normu var, hukuk normu var, kurallar var diyen Arın&ccedil;, Bunun bazıları tarafından korsan bir bildiri olarak nitelendirildiğini belirterek, ş&ouml;yle devam etti: Bazıları da en hafif tabirle bunun yasalara uymadığı şeklinde konuştu. Benim de i&ccedil;inde bulunduğum bazıları da bunun doğrudan yargıya bir m&uuml;dahale olarak anlaşılması gerektiğini ifade ettiler. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Adli Kolluk Y&ouml;netmeliği davası a&ccedil;ılmış, g&ouml;r&uuml;lmekte olan bir davadır ve Anayasanın 138. maddesine g&ouml;re g&ouml;r&uuml;lmekte olan bir dava konusunda hi&ccedil;bir kurum, kuruluş ve kişi a&ccedil;ıklama yapamaz, y&ouml;nlendiremez, yargıyı baskı altına alamaz. Bu HSYK nın saygıdeğer &uuml;yeleri olsa bile. Şimdi d&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz, ge&ccedil;mişte şikayet ettiğimiz, sonunda da tabanın daha da genişleterek ve demokratik bir noktaya getirmek suretiyle Batı dan da, Avrupa Birliğinden de tebrikler, taltifler aldığımız bir konuda 5 kişilik Hakimler Savcılar Y&uuml;ksek Kurulundan, her yaptığı işlemden sıkıntı duyan, &uuml;z&uuml;nt&uuml; duyan insanlar, bu &uuml;ye sayısını 22 ye &ccedil;ıkarılmak suretiyle bir kısmının birinci sınıf hakimler tarafından se&ccedil;imle gelmesi, bir kısmının da sayısı &ccedil;ok daha az, beli kişi ve kurumların atamasıyla gelmiş olmasını, demokratik tabanının zenginleşmesi olarak g&ouml;rm&uuml;şlerdi, şahsen biz de &ouml;yle g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;k. Demek ki farklı d&uuml;ş&uuml;nceler de ifade edilebilecek, 3 daire halinde &ccedil;alışabilecekler, itirazlar yapılabilecek vesaire. Demokratikleşme a&ccedil;ısından &ouml;nemli, meslek a&ccedil;ısından &ouml;nemli, meslekte &ccedil;alışan yargı&ccedil; ve hakimlerin bağımsızlığı bakımından &ouml;nemli olarak g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;k. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; 5 kişilik HSYK nın zamanında militan yargı&ccedil;ları desteklediği, &ccedil;&uuml;nk&uuml; i&ccedil;erisinde bulunanların ifadesi budur, al g&uuml;l&uuml;m ver g&uuml;l&uuml;m şeklinde Yargıtay &uuml;yesi olarak se&ccedil;tikleri insanların kendilerini HSYK &uuml;yesi yapmaları karşılığında antidemokratik hangi uygulamaları yaptığını adeta &ccedil;etelesini tutmuştuk. Bundan kurtulduğumuzu ve demokratik bir yapıya kavuştuğumuzu zannediyorduk. Bu bildiri yayınlanıncaya kadar. Konuyla ilgili eksiklikler bulunduğunu aktaran Arın&ccedil;, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Eksikler şunlardır: bir, Adalet Bakanı hen&uuml;z g&ouml;revine başlamıştır. Usule g&ouml;re HSYK nın kendisini ziyaret etmesi, tebriklerini ve başarı dileklerini sunması gerekir. İki, HSYK toplanacaksa buna başkan, Adalet Bakanını kastediyorum veya yetki verdiği başkanvekilinin toplantıya &ccedil;ağırması gerekmektedir. G&uuml;ndem konusunda Sayın Adalet Bakanının da bilgisi olmalıdır. Bir diğeri, madem ki toplandınız ne karar alırsanız alınız, bu kararı a&ccedil;ıklamak da kurulun başkanına d&uuml;şer. Dolayısıyla hi&ccedil;birisini yapmadan basına bir bildirinin sızdırılması, 13 kişiydi zannediyorum, onların katıldığı, 5 &uuml;yenin de katılmayıp muhalefet şerhi yazdığı bir bildiriyle karşı karşıya kaldık. Bunu tartışabilirdik ve tartıştık nitekim ama ertesi g&uuml;n durumdan vazife &ccedil;ıkaran Danıştayın ilgili dairesi 4 &uuml;yeye karşılık 1 &uuml;yenin muhalefetiyle y&uuml;r&uuml;tmeyi durdurma, belki de arkasından esas kararı vermek suretiyle iptal noktasına gidecek. - Eski g&uuml;nlerin &ouml;zlemini &ccedil;ekenlere oh dedirtmiş olabilir - Bunun beklenen bir gelişme olduğunu aktaran B&uuml;lent Arın&ccedil;, İki şekilde karar vereceklerdi. Bir, talebi reddedeceklerdi, Yapılan doğrudur diyeceklerdi. Veya talebi kabul edeceklerdi. Bunun i&ccedil;in HSYK nın g&ouml;revini k&ouml;t&uuml;ye kullanmak suretiyle bir y&ouml;nlendirme yapmasına direnmeleri gerekirdi. Oysa sen bir g&uuml;n &ouml;nce bunu s&ouml;yle, arkasından ben de gereğini yapayım anlamına gelen bir kararla karşılaştık dedi. Arın&ccedil;, ş&ouml;yle devam etti: Danıştayın ilgili dairesini tenzih etmek isterim ama burada karşılaştığımız olay budur. Korsan bir şekilde toplantının yapılması, Adalet Bakanı tarafından yapılacak işlerin baypas edilmek suretiyle ortaya farklı a&ccedil;ılardan eleştirebilecek bir karar &ccedil;ıkması ve bunu dayanak yapan dairenin de bir karar tesis etmesi bizi tekrar eski g&uuml;nlerin &ouml;zlemine &ccedil;ekenlere oh dedirtmiş olabilir. Şimdi b&ouml;yle bir durum karşısında elbette Sayın Başbakanımızın, elbette Adalet Bakanımızın ve bizlerin, ger&ccedil;ek hukuk&ccedil;uların endişe duyması ka&ccedil;ınılmazdır. Dolayısıyla HSYK nın kendi kanunu ihmal ederek değil, bilerek g&ouml;rmezden gelerek yaptığı bu &ccedil;alışmanın mutlaka bir karşılığının olması gerekir. 1961 Anayasasından bu yana 3 g&uuml;&ccedil;ten bahsedildiğini belirten Arın&ccedil;, Eskiden egemenlik kayıtsız şartsız millette ve bunun temsilcileri olan Meclis teyken, sonradan ihtilaller ve darbeler sonrası, yasama, y&uuml;r&uuml;tme ve yargı olarak 3 g&uuml;&ccedil; ortaya &ccedil;ıktı. Burada bir itirazımız yok. Yeter ki her g&uuml;&ccedil;, her erk, kendi g&ouml;revini, kendisine Anayasa da sağlanan imkanları bağımsızlık ve tarafsızlık i&ccedil;inde yerine getirebilsin değerlendirmesini yaptı. - Yargıyı denetleyecek hangi g&uuml;&ccedil; var - B&uuml;lent Arın&ccedil;, y&uuml;r&uuml;tmenin b&uuml;t&uuml;n eylem ve işlemlerinin yargısal denetime tabii olduğunu belirterek şunları kaydetti: Bizi denetleyenler, her g&uuml;n nefes alışımızdan altına imza attığımız her karara kadar bunu yapabiliyorlar. Biz denetim hatta yargı denetimi altındayız. Yasama? Yasama da pek &ccedil;ok denetim altında. &Ouml;nce Cumhurbaşkanına gidiyor, Cumhurbaşkanı gerekirse veto edip tekrar Meclis e g&ouml;nderebiliyor. Ama daha sonrası Anayasa Mahkemesini yargısal denetimi var. Anamuhalefet partisi veya 110 milletvekili birleştiğinde Meclis ten &ccedil;ıkan her kanunu iptal etmek durumunda. Bunu da Anayasa Mahkemesi kararlarında g&ouml;rebiliyoruz. Demek ki yasamanın g&uuml;c&uuml; bile yargısal denetimle sınırlı. Peki yargıya geldiği zaman onu denetleyecek hangi g&uuml;&ccedil; var, hangi kanun var, hangi yargısal denetim imkanı var? Hi&ccedil;bir şey yok. Gazetelerde boy boy yazılıyor, g&ouml;revini k&ouml;t&uuml;ye kullanan bir HSYK &uuml;yesi hakkında ne yapabilirsiniz. Bir sayfa boyunca netice el cevap hi&ccedil;bir şey yapılamaz. Y&uuml;r&uuml;tmenin ellerinin kollarının, yasamanın ellerinin kollarının &uuml;stelik bir de yargısal denetimle bağlandığı bir &uuml;lkede yargı g&uuml;c&uuml;n&uuml;n karşısında hi&ccedil;bir sistematik denetim mekanizması yok ki onun yaptığı yanlışlıklara dikkat &ccedil;ekilebilsin. Bu tartışmayı ayrıca yapacağız ama HSYK mahkemelere talimat vermek ve kendi g&ouml;revini &ccedil;iğnemek suretiyle b&uuml;y&uuml;k bir hata yapmıştır. Dolayısıyla bu hukuk dışılıkları dikkate alan h&uuml;k&uuml;metimizin elbette bazı yasal &ccedil;alışmalar i&ccedil;in gerekeni yapacağından hi&ccedil; kimsenin kuşkusu olmaz. Gerekeni yapmak bizim sadece bir hazırlığımızdır. Ş&uuml;phesiz yasama meclisi yapacaktır. Bir kanun değişikliği, bir anayasa değişikliği gerekli olacaksa bug&uuml;nden bir şey s&ouml;yleyemem, bunun merkezi yasama meclisidir. T&uuml;rkiye B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisidir. Onun iradesi b&uuml;t&uuml;n iradenin &uuml;st&uuml;ndedir. Şu anda Adalet Bakanlığımız sadece bu olayla ilgili değil, mahkeme kapısı &ouml;n&uuml;ne &ccedil;ıkıp bildiri dağıtmaya kalkışan savcıların da ne yaptığının, &uuml;zeri m&uuml;h&uuml;rl&uuml; dosyalar olmasına rağmen bunların i&ccedil;indekileri dışarıya servis etmeye &ccedil;alışanların elbette T&uuml;rkiye yi karşı karşıya bırakmak istedikleri kaos tehlikesine karşı g&ouml;revini k&ouml;t&uuml;ye kullananlarla ilgili yargısal ve yasal ne yapılacaksa b&uuml;t&uuml;n bunları en kısa zamanda yerine getirecektir. -Yeniden yargılanma- 17 Aralık s&uuml;recinin ardından Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili olarak yeniden yargılamaların yapılabileceği ifade edilmişti. Hatta bug&uuml;n bazı gazetelerde Genelkurmay Hukuk M&uuml;şavirliğinin bir &ccedil;alışma yaptığı haberleri vardı. Bununla ilgili olarak hem h&uuml;k&uuml;met s&ouml;zc&uuml;s&uuml; hem de hukuk&ccedil;u kimliğinize dayanarak neler d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsunuz? Bir yasal d&uuml;zenlemeye ihtiya&ccedil; var mı yeniden yargılamalarla ilgili sorusu &uuml;zerine Arın&ccedil;, basında bir tartışma bulunduğunu, bir arkadaşlarının bir makale yazdığını o makale &uuml;zerinden bazı &ccedil;evrelerin de meseleyi şirazesinden &ccedil;ıkarmak suretiyle tartışmaya aldıklarını belirtti. Arın&ccedil;, Bug&uuml;n zannediyorum kendisi &ccedil;ok etraflı bir a&ccedil;ıklama yaptı, bu a&ccedil;ıklama bize de geldi. Sayın Akdoğan ın yaptığı bu a&ccedil;ıklamanın &uuml;zerine bir kelime bile ilave etmeye gerek yok. Yazıdaki amacının daha sonra saptırılmaya &ccedil;alışıldığından bahsediyor. O kendisini ilgilendirir diye konuştu. Bir hukuk&ccedil;u olarak meseleye baktığında, bu konunu tartışılmadığını, tartışılmaya da değer g&ouml;r&uuml;lmediğini, bunu h&uuml;k&uuml;metin işi olmadığını aktaran Arın&ccedil;, ş&ouml;yle devam etti: Benim bildiğim kadarıyla s&ouml;yleyeyim. Bir defa yeniden muhakeme edilmek, eski tabirle iadeyimuhakemenin şartları vardır. Bu şartlar bitmiş, karara &ccedil;ıkmış, denetimden ge&ccedil;miş karalar i&ccedil;in ge&ccedil;erlidir. Halen yargılaması devam eden mahkemeler konusunda bir iadeyimuhakemeden bahsedilemez. Dolayısıyla bitmiş davalar i&ccedil;in şartlar tahakkuk ederse her zaman her an iadeyimuhakeme s&uuml;reci başlayabilir. Bunu hukuk&ccedil;ular bilir, avukatlar bilir, mutlaka ilgili olan herkes bilir. İkincisi de ş&uuml;phesiz AB s&uuml;recinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince aldığımız ve hukukumuza dercettiğimiz bazı h&uuml;k&uuml;mler var. Orada da yeniden yargılamanın yolları belli şartlarla getirilmiştir. O ikisinin dışında bir iadeyimuhakeme s&uuml;recini başlatmak veya konuşmak m&uuml;mk&uuml;n değildir. O g&uuml;nk&uuml; yapısal yani yargı ve yeniden muhakeme, daha doğrusu Ceza Muhakemesi Kanunu nda yer alan hususların değiştirilmesi veya farklı bir şekle getirilmesi de s&ouml;z konusu değildir. Buna y&ouml;nelik Adalet Bakanlığımızda da bir &ccedil;alışma yoktur. Yargılamanın iadesi, s&uuml;re&ccedil; olarak, hukuksal bir kurum olarak ge&ccedil;mişten bu yana vardır. Şartları tahakkuk ettiğinde ilgililer bu talepte bulunabilirler yoksa g&uuml;nl&uuml;k olaylarla bağlantı kurularak işte bu sebeple de şimdi yeniden yargılama yapılsın demek sadece bir temenniyi ifade eder, hukuki olması herhalde tartışılır. Başbakan Yardımcısı ve H&uuml;k&uuml;met S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Arın&ccedil;, s&ouml;zlerini, basın mensuplarının yeni yılını kutlayarak tamamlandı. AA

Arınç: Asgari ücretin yüksek tutulması prensibimiz

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Asgari ücretin tespitinde mümkün olabildiğince yüksek tutulması prensip olarak kabul edildi" dedi

Öne Çıkanlar