Avrupa'dan men takımların ekonomisini sarsacak
Ekonomist Burak Ünaldı, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın Avrupa'ya gidememesinin ekonomik yönünü ele aldı
Fenerbahçe’nin ardından Beşiktaş’ın da Avrupa kupalarından men edilmesi kararı CAS tarafından onaylandı. Bu durumun sportif tarafının yanında çok ciddi ekonomik sonuçlarının da olduğu aşikar. Malumunuz, bu tip organizasyonlardaki prim hesabı başarıyla doğru orantılı, dolayısıyla da net bir hesap yapmak bu anlamda imkanlı değil. Ancak yaklaşık olarak takımlarımızın katılamadıkları her yıl başına yayın gelirleri, ödüller ve hasılat gelirleri ile 10 ile 15 milyon Euro arası bir gelirden mahrum kaldığını söylemek mümkün. Bu noktada Galatasaray’ın geçtiğimiz sene Şampiyonlar Ligi’nden 30 milyon Euro civarında bir gelir elde ettiğini hatırlatmak lazım.
Fenerbahçe’nin iki yıl, Beşiktaş’ın ise 1 yıl süre ile Avrupa Kupalarında mücadele edemeyecek olmasının bu direkt sonuçlarının dışında dolaylı sonuçları da var elbette. Bunlardan en önemlisi Avrupa Kupalarının sporcular açısından kendilerini gösterebilecekleri bir vitrin olması nedeni ile bu arenada kendine yer bulamayan takımların futbolcu transferleri esnasında pazarlık güçlerinin azalması ve bunun sonucu olarak da futbolcu maliyetlerinin artması. Sağlam ve özenilmiş bir kadroyla Avrupa kupalarında mücadele edip kendisini gösterebilmek varken, futbolcuların önümüzdeki yıllarda bu vitrinde boy gösteremeyecek takımları tercih etmemesi normal bir tercih elbette.
Kararın bir diğer dolaylı sonucu ise 2020 olimpiyatları için karar süreci bu denli yaklaşmışken ülke itibarının görmüş olabileceği zarar. Aynı hafta içerisinde hem atletleri dopingli çıkan, hem iki takımı şike nedeniyle –hem de yerel otoriteden ceza almamışken- uluslararası düzenleyiciden ceza alan bir ülkenin olimpiyat şansının azalmış olabileceği yönünde görüşler özellikle dış basında yer alıyor. 7 Eylül’deki karara günler kaldığı için bu konudaki merakımız çok sürmeyecek.
Bu noktada yatırımcıların son derece dikkat etmesi gereken birkaç nokta bulunuyor. Öncelikle takım tutmakla hisse seçmenin bambaşka işler olduğunu unutmamak ve bu işe duygu karıştırmamak gerekiyor. Kararın açıklanacağı gün Fenerbahçe hisse senedinde yaşanan hareketliliğin bunun en güzel örneği olduğunu düşünüyorum. Konuyla ilgili haberlerle hissenin günlük grafiğini üstüste koyduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.. Özellikle ilk seansta CAS kararının olumlu olacağına dair -üstelik oran da verilerek- çıkan haberlerin piyasadaki olumlu beklentiyi artırdığı şüphesiz. Bununla beraber ikinci seans gelen negatif haberin pek çok yatırımcıyı zarar soktuğu aşikar. Bu nedenle taraftarlığı yatırımcılıktan ayırmak bu işin olmazsa olmazı. Ayrıca mümkünse haberleri orijinalinden, ilk kaynağından takip etmek ve uzman görüşlerine ulaşmak, özellikle bu gibi karışık ve yoğun gündemli günlerde hata ihtimalini azaltacaktır. Velhasıl, işle aşkı ayırmak ülkemizde özellikle spor hisseleri gibi bilgi sahibi olmadan herkesin fikir sahibi olabildiği konularda son derece büyük önem taşıyor.
Bu durumda “Kaçan balık büyük olur” diyerek Avrupa kupalarındaki birkaç gün önce revize edilen ödül ve primlere de bir göz atalım..
UEFA, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi bütününde 2013-2014 sezonunda toplam 1.34 milyar euroluk bir reklam geliri hedefliyor. Bunun %75’i her iki ligde de puan ve başarı durumuna göre takımlara geri dağıtılıyor. Şampiyonlar liginde gruba kalan her takım 8.6 milyon Euro hak ederken her galibiyet 1 milyon Euro, her beraberlik ise 500,000 Euro anlamına geliyor. Yarı final bonusu 4.9 milyon Euroyken, finale kalan takımlar 6.5 milyon Euro, kupayı kazanan takım ise 10.5 milyon Euro ödüle hak kazanıyor.
Avrupa Ligi’nde ise galibiyet 200,000 Euro, beraberlik ise 100,000 Euro demek. Yarı final bonusu 1 milyon Euro, final bonusu 2.5 milyon Euro ve şampiyonluk ise 5 milyon Euro anlamına geliyor. Yayın gelirleri hariç bir takımın Avrupa liginden kazanabileceği ödül 9.9 milyon Euroyken, aynı rakam şampiyonlar Ligi’nde 37.4 milyon Euroyu bulabiliyor. Bu rakamlara gişe hasılatlarını ve yayın gelirlerini eklediğimizde bir buçuk, iki katını bulması mümkün oluyor.
Efendim zenginin parasının züğürdün çenesini daha fazla yormasın.. Bu bilgilerle her maçın, puanın ve galibiyetin ülke ekonomisine katkısını göz ardı etmeden, işle aşkı ayıralım ve Avrupa’daki temsilcimiz Galatasaray’a başarılar dileyelim.
Burak Ünaldı