Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Aybar: İstikrar ortamı sektörü ayakta tutuyor

Aybar: İstikrar ortamı sektörü ayakta tutuyor

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, otomotiv sektörünün geçen seneden elde ettiği kazançlarla desteklendiğini, bu sebeple umutlu olduğunu belirtti

Giriş: 27 Nisan 2011, Çarşamba 10:34
Güncelleme: 27 Nisan 2011, Çarşamba 10:34

(A.A) İbrahim Aybar, sektörün gelecekten umutlu olduğunu, ülkedeki istikrar ortamının global krize rağmen sektörü ayakta tuttuğunu belirtti.

Aybar, otomotiv sektörünün bu yıla başlarken, geçen yıldan sağlanan toplam 761 binlik önemli bir satış hacmi moralini arkasına aldığını vurguladı.

Ocak-Şubat-Mart aylarının toplamında pazarda geçen yılın ikinci yarısında ortaya çıkan artış trendinin devam ettiğini ifade eden Aybar, ''Geçen yılın ilk 3 ayına göre, bu yıl yüzde 76'lık bir artış yaşandı. Artış da sektörün bu yıla iyi başladığını gösteriyor'' dedi.

Aybar, dünyadaki konjonktüre bakıldığında şartların hala tam oturmadığını, kriz etkilerinin henüz Avrupa coğrafyasında devam ettiğini vurguladı.

Bu nedenle çok fazla artış yaşanmadan, geçen yılki satış rakamları düzeyinde yılın tamamlanacağını ifade eden Aybar, şunları ifade etti:

''Geçen yılki satışlar ayarında bu seneyi geçireceğimizi ön görmüştük. Bu öngörümüz bir miktar daha pozitif yönde devam etmekte. Yıl sonu en az geçen yılki satışlar kadar geçer, hatta bir miktar da üzerine çıkar. Bu ne kadar olur? Sorusunu cevaplandırmak için şu 1-2 ayı yaşamamız gerekir. Çünkü, Merkez Bankasının almış olduğu kararların finansman etkilerini önümüzdeki haftalarda daha net göreceğiz. Finans sektörünün buna olan adaptasyonu daha önemli. Önümüzdeki haftalarda netleştikten sonra pazarın genel eğilimi konusunda daha kesin konuşabileceğiz. Ama, geleceğe pozitif bakıyoruz.''

''SEÇİME KADAR ARTIŞ DEVAM, SONRASINDA RİSK YOK''

Aybar, 12 Haziran seçimlerinin sektörde herhangi bir tedirginlik oluşturmadığını da vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Tedirgin değiliz. Makro ekonomik dengeler iyi. Bu dengeler bir istikrarı da ortaya koyuyor. İnsanlarımız makro ekonomiye güven duydukça alım modunda kalıyorlar. Bunlar olumlu gelişmeler. Seçime kadar otomotiv sektöründeki artış döneminin devam edeceğini ön görmeyi sürdürüyoruz. Seçim sonrasında ciddi bir problem, risk beklentimiz yok.

İstikrar olunca, daha hassas stok imkanı sağlanabiliyor. Daha sağlıklı planlamalar yapılabiliyor. Bu yıl seçimin etkisiyle istikrarın bozulmasını beklemiyoruz.''

Aybar, 2008 yılında bütün dünyayı etkileyen global krizin, herkesi sarstığını, ancak, Türkiye'deki sektör temsilcilerinin 2009 yılında diğer ülkelerden daha rahat bir nefes aldığını belirtti.

Otomotivin diğer tüm sektörlerden çok daha fazla Avrupa ve dünyayla entegre pozisyonda olduğunu, yaşanan global krizde sıkıntı beklentisinin normal olduğunu belirten Aybar, ''Ekim 2008'den itibaren olumsuzluğu görmüştük. Ama 2009'un mart ayında gelen ÖTV indirimiyle Türkiye'de hareketlilik devreye girdi. Zaten ciddi bir potansiyel alım olarak bekliyordu. 2010 yılında da arkasından getirdiği olumlu havayı devam ettirdi'' diye konuştu.

ÜLKEDEKİ POTANSİYEL

Türkiye'deki motorlu taşıt kullanımının Avrupa'nın gerisinde olduğuna dikkati çeken Aybar, şunları söyledi:

''Türkiye'de hala çok ciddi potansiyel var. Çok genç bir nüfus var. Ancak, alım gücü daha düşük. Türkiye'de çok daha fazla otomobillenebilme imkanı var, ekonomik büyüme ve insanların alım gücü yükseldikçe bunu göreceğiz. Türkiye'de bin kişiye ortalama 140 motorlu araç düşüyor. Avrupa'nın gerisindeyiz. Böyle büyük bir ekonomide, çok daha yukarlarda, Avrupa'daki gibi 460-470 seviyesinde olması gerekir. Tabii bu seviyelere hemen gelinemez ama sürekli artış içinde olması önemli.

En son gelinecek noktada bir eşik değeri var. Kişi başına milli gelirin bir baz otomobilin anahtar teslim fiyatına ulaşması ve bunu geçmesi gerekir. Bu gerçekleştiği andan itibaren Türkiye'de çok daha yüksek pazarları stabil, dengeli olarak görmeye başlarız.''

RENAULT'UN YENİ TANITIMLARI

Aybar, 12 yıldır binek otomobil pazarına liderlik ettiklerini, sektör dinamizmi nedeniyle yeni tanıtımlarının da sürdüğünü belirtti.

Aybar, Türkiye'de ÖTV indirimleriyle pazarın yukarı çıktığı 2009 yılında çok önemli yeni lansmanlar gerçekleştirdiklerini, Megane serisinin tamamen yenilendiği, yeni Clio'nun geldiğini, ''amiral gemisi'' olarak adlandırdıkları Fluence'in lansmanının yapıldığını bildirdi.

Bu yıla da iyi başlangıç yaptıklarını vurgulayan Aybar, ''Amiral gemimiz Fluence'den sonra en önemli lansmanımız Latitude oldu. Çünkü Latitude bizim first class yolculuk olarak ortaya koyduğumuz bu segmentteki ilk sedan otomobilimiz. Ergonomisiyle, konforuyla, içindeki donanımlarının gelişmiş özelliğiyle üst segmentte böyle bir sedan ortaya çıktı'' diye konuştu.

MEGANE CABRİO SERİSİ ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA

Aybar, Megane ailesinde cabrio serisinin de yılın ilk yarısı bitmeden Türkiye pazarına geleceğini belirtti. Megane modelinin tüm serilerinin yenilendiğini anlatan Aybar, cabrio serisiyle de ''bu ailenin'' tamamlanacağını belirtti.

Aybar, Symbol'un başarısının da tüm Türkiye tarafından bilinir hale geldiğini, Fluence'in de ilk yılına rağmen büyük bir talebe ulaştığını belirterek, ''Symbol, Türkiye'de yıllardır en çok satan otomobil. Ancak, Fluence'in de altının çizilmesi gereken başarısı var. 2010 ilk yılıydı, ancak, en çok satan 3. otomobil oldu'' dedi.

TÜRKİYE'DE ELEKTRİKLİ OTOMOBİL ÜRETİMİ

Aybar, Türkiye Renault olarak büyük bir gurur daha yaşadıklarını, bunun da elektrik otomobil üretiminden kaynaklandığını belirtti.

Şu anda çok büyük ilgi gören Fluence modelinin dünyada ilk kez Türkiye'deki fabrikada eylül-ekimden itibaren elektrik motorlu olarak bütün dünyaya satışına başlayacağını ifade eden Aybar, ''Bu çok gurur verici. Bizim elektrik motorlu Fluence'de hiç bir şekilde karbon emisyonu yok. Karbondioksit yaymıyoruz. Araçta sadece elektrik enerjisi kullanılıyor. Egzoz yok, son derece verimli, farklı, sessiz, bambaşka bir teknolojiye sahip. Ayrıca, bütün dünyaya Türkiye'deki fabrikadan gönderiyor olmaktan son derece gururluyuz'' diye konuştu.