Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Babacan: "Ağrı kesici" yetmez, operasyonu hükümet yapmalı

Babacan: "Ağrı kesici" yetmez, operasyonu hükümet yapmalı

Başbakan Yardımcısı Babacan, dünyanın dört bir yanında merkez bankalarının parasal genişlemeye gitmesi ile ilgili "Merkez bankalarının verdiği kısa vadeli ağrı kesiciler, operasyonu hükümet yapmalı" açıklamasında bulundu

Giriş: 12 Ekim 2012, Cuma 11:33
Güncelleme: 15 Ekim 2012, Pazartesi 13:39

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Sonbahar Toplantıları'na katılmak üzere Japonya'nın Başkenti Tokyo'da bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, BloombergHT'nin sorularını yanıtladı. Babacan; dünyanın dört bir yanında merkez bankalarının parasal genişlemeye gitmesi ile ilgili FED'in para basmaktan başka yapabilecek birşeyi olmadığını belirterek "Merkez bankalarının verdiği kısa vadeli ağrı kesiciler, operasyonu hükümet yapmalı" açıklamasında bulundu.

-''Ameliyatı hükümetler yapar''

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) elindeki hemen hemen tek enstrümanın para basmak olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:

''Fed karşılıksız para basacak. Mortgage kağıtlarını piyasadan toplayacak. O mortgage kağıtları için talep oluşturacak. O taleple de insanların ev almasını bekleyecek. Ama insanlar bu karışık resmi gördükten sonra faizler kaça düşerse düşsün, mortgage ne kadar kolaylaşırsa kolaylaşsın eğer geleceğine güvenemiyorsa, bir sonraki hafta, bir sonraki ay işini kaybedeceğinden korkuyorsa ev falan almazlar. Ancak geleceğe güven olacak ki konut piyasaları canlansın. Fed'in yapacağı başka bir şey yok. Çaresizlikten yapılanlar. Merkez bankalarının yaptıkları hiçbir zaman hükümetin yapmadıklarını ikame edecek şeyler değil. Merkez bankalarının çok sınırlı enstrümanları var. Bu enstrümanları da belli bir yönde kullanabiliyorlar. Bir bakıma kısa vadeli ağrı kesici ama asıl ameliyatı yapması gereken hükümetlerin kendisi.''

-"ABD'yi seçimlerden sonra konuşacağız"

"Seçimlerden sonra abd ekonomisini konuşmaya başlayacağız." diyen Babacan, "Gelişmiş ülke ekonomilerinin güvenilir ovp'ler açıklaması gerekiyor. Güven olmadıkça ekonomilerde büyüme sağlanamıyor. Sadece maliye politikalarıyla büyüme sağlanamaz, mutlaka güven sağlanmalı" vurgusu yaptı.

"2012 küresel krizin yeni bir fazının yaşandığı bir yıl" olduğunu söyleyen Babacan, AB ülkeleri içinde uyum olmamasının tedirginliği artırdığını belirterek gelişen ülke ekonomilerinde büyüme hedeflerini aşağı yönde revize edildiğini hatırlattı.

-''Gelişmiş ülkeler güvenilir OVP açıklamalı"

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gelişmiş ülkelerin güvenilir orta vadeli programlar açıklaması gerektiğini belirterek, ''Özellikle büyük ekonomilerin öngörülemez olma gibi lüksleri yok'' dedi.

Euro Krizi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Babacan, önümüzdeki dönemde Avrupa ile ilgili en önemli konunun uygulama olacağını söyledi.

Avrupa'da bu yılın başından itibaren önemli adımlar atıldığını, söz konusu adımların uygulanmasının önemli olduğunu belirten Babacan, ''Güzel hazırlıklar var ama bu hazırlıklar uygulanabilecek mi, uygulanamayacak mı? Mali anlaşma... Ülkeler bunları kendi meclislerinden bir anayasal değişiklik olarak ya da anayasal güçte bir kanuni düzenleme olarak geçirebilecekler mi, geçiremeyecekler mi? Diyelim ki geçirdiler. Oldukça iddialı bütçe hedeflerine ulaşacaklar mı, ulaşamayacaklar mı? Şu anda Avrupa için en önemli tartışma alanı bu'' dedi.

ABD ekonomisi içinse en önemli tartışmanın bu yıl sonunda otomatik olarak devreye girecek mali düzenlemeler olduğuna işaret eden Babacan, bu düzenlemelerin ağırlıklı olarak veri artışı ve harcamaları azaltıcı adımlar olduğunu söyledi.

Babacan, ABD yönetiminin orta vadeli bir plan ortaya koyamamasının bu ülke ile ilgili sıkıntıların da büyüyebileceğini gösterdiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

''Gelişmiş ülkelerin güvenilir orta vadeli programlar açıklamaları gerekiyor. Özellikle büyük ekonomilerin öngörülemez olma gibi lüksleri yok. 'Her haftanın kararını ben ayrı vereyim. Bir ay geçsin ondan sonra ne yapacağımı söyleyeyim' gibi bir yaklaşım dünya ekonomisinin öngörülebilirliğini ciddi şekilde engelliyor. Dolayısıyla bizim ümidimiz bir an önce Amerika'nın da ne yapacağını açık bir şekilde ortaya koyması.''

-''Vergi ayarlamalarının hepsini yaptık, 2013 yılının şartlarına göre bazı ilave adımlar olabilir''

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl için vergi ayarlamalarının hepsini yaptıklarını belirterek, ''Bu yıl içerisinde atılacak başka bir adım yok, ancak 2013 yılının şartlarına göre bazı ilave adımlar olabilir'' dedi.

Orta Vadeli Programı (OVP) hazırlarken, pek çok faktörü dikkate aldıklarını ifade eden Babacan, bazı çevrelerin OVP'deki büyüme rakamlarını düşük bulurken, bazı çevrelerin ise tam tersini söylediğini belirtti. ''Demek ki bizim bu yüzde 4 iyi bir denge, iyi bir oran'' diyen Babacan, şunları kaydetti:

''Bu bizim hükümet olarak açıkladığımız bir Orta Vadeli Program. Bir kaç kişinin ortaya koyduğu bir program değil, hükümetimizin programıdır, hükümetimizi bağlayan bir programdır. Bu programımızın oldukça ayağı yere basan temkinli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Programları hazırlarken biz hep ihtiyatlı tarafta durduk. Bütün dünya belli bir yöne gidiyorsa Türkiye'nin ayrışmasının bir sınırı var. Tamamen ayrışıp uzayda bir ülke gibi olamaz. Önemli olan dışardaki olumsuz etkileri minimumda tutup kendi azami performansımızı ortaya koymamız.

Net ihracatın büyümeye olan etkisi bu yıl önemli. Bizim ihracat pazarlarımız beklediğimizden daha hızlı gelişirse, daha fazla ihracat yaparsak büyümemiz de daha yüksek çıkabilir. Bu yıl büyümemizin önemli bir kısmı net ihracattan geliyor. İç tüketimde geçen yıla göre fazla bir artışımız yok, neredeyse başa baş gidiyor. İhracatımız beklediğimiz gibi 158 milyar değil 165 milyar dolar olur ona göre büyüme çıkar, 170 milyar dolarlık ihracatı tuttururuz daha fazla büyüme ortaya çıkar. Dolayısıyla şimdi bizim ihracata yüklenmemiz gerekecek. İçerde tüketim arttığı zaman hemen bunun cari açık etkisi başlıyor. Biz büyümemizi dış pazarlarda arayacağız, ihracatta arayacağız.''

Türkiye'nin borcunun milli gelire oranının düşmeye devam ettiğini vurgulayan Babacan, şunları söyledi:

''Sadece 3 sene önce OVP'yi açıkladığımızda borcumuzun milli gelire oran yüzde 45'di. Bu seneyi yüzde 36 ile bitiriyoruz. 3 yılda 9 puan, başka bir ifadeyle yüzde 20 indiriyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin borç dinamikleri daha da güçleniyor. Programın başında cari açığı yüzde 10'dan yüzde 8'e indireceğimizi söylemiştik, bu yılı palanladığımızdan çok daha iyi rakamlarda, yüzde 7'lerde bitireceğiz. Hükümet olarak cari açığı önemsiyoruz. Bu sorunun çözülmesi için tedbirler aldık, almaya devam edeceğiz. Yüzde 4-5'lik bir cari açığı Türkiye ekonomisi kaldırabilir, bunun üzerindeki rakamlar piyasanın dikkat edeceği rakamlardır.''

OVP'yi açıklayalı 3 gün olduğunu hatırlatan Babacan, hem uluslararası kuruluşların hem de uzmanların yorumlarının oldukça iyi olduğunu söyledi.

Babacan, bir soru üzerine, bu yıl vergi ayarlamalarının hepsini yaptıklarını, bu yıl içerisinde atılacak başka bir adımın olmadığını, ancak 2013 yılının şartlarına göre bazı ilave adımlar olabileceğini söyledi.

Attıkları ve atacakları adımları dikkate alarak enflasyon beklenti rakamlarını ortaya koyduklarına dikkati çeken Babacan, bu yılın enflasyon beklentisinin yüzde 7,4 olduğunu, bu rakamın içerisindeki yaklaşık 2 puanın son yapılan vergi ve fiyat ayarlamalarından geldiğini kaydetti.

-''MB'nin kredibilitesi çok yüksek''

Merkez Bankasının kredibilitesinin çok yüksek olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi:

''Kriz döneminde uyguladığı politikaların dünyada eşi benzeri yok. Faiz koridoru olsun, bunu makro ihtiyati tedbirlerle uyumlu olarak çalıştırmaları olsun... Şu anda pek çok gelişmekte olan ülkenin Merkez Bankası ciddi bir bocalama içerisinde. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Hindistan şu anda çok ciddi bir bocalama içerisinde. Bütün bu ülkelerde geleneksel Para Politikaları uygulanıyor. Bizim Merkez Bankası'nın uyguladığı politika geleneksel değil, çok daha ileri çok daha farklı tekniklerin kullanıldığı bir Para Politikası. Her yıl şunu görüyoruz; 'Uygulanan politikalar doğruymuş'. İyi sonuçları alıyoruz. Türk Lirası şu an bütün gelişmekte olan ülkeler içerisinde en istikrarlı para birimlerinden bir tanesi. Sermaye giriş - çıkışının serbest olmasına rağmen, dünyada volatilite olmasına rağmen, Türk Lirası'nın bir istikrara kavuştuğunu görüyoruz. Bu Merkez Bankası'nın uyguladığı yenilikçi yaklaşımın bir sonucu. Aksi halde başka bir Merkez Bankası yönetimi olsun, bu türbülansta Allah korusun Türkiye'yi çok daha kötü bir duruma düşmüş görebilirdik.''

-''Özelleştirme hedeflerimizin gerisinde kaldık''

Özelleştirmeleri değerlendiren Babacan, son iki yıldır özelleştirme hedeflerinin çok gerisinde kaldıklarını söyledi. Babacan, elektrik dağıtım özelleştirmelerinde çok yüksek fiyatların oluştuğunu ifade ederek, bu yüksek fiyatları alacak firma olmadığını dile getirdi.

Özelleştirme İdaresi'nin yatırılan teminatlardan 200 milyon dolar gelir sağladığına dikkati çeken Babacan, dünya konjonktürüne ve Türkiye ekonomisine bakarak gelecek sene için daha mütevazı, 4 milyar liralık bir özelleştirme tahmini koyduklarını, bunu ulaşılabilir bir rakam olarak gördüklerini kaydetti.

Babacan, Halkbank ve elektrik dağıtım özelleştirmelerinin devam edeceğini belirterek, Halkbank özelleştirmesinde ağırlıklı hissenin devlette kalmaya devam edeceğini söyledi.

Vakıfbank'ın hisselerinin Hazine'ye devredileceğine işaret eden Babacan, Vakıfbank'ın ikincil halka arzının hemen olmayacağını, öncelikle Halkbank'ın özelleştirme sürecini görmek ve tamamlamak istediklerini bildirdi.

Babacan, arka arkaya halka arz edildiğinde bankaların değerlerini olumsuz etkilememesi için Vakıfbank'ta acele etmeyeceklerini, yapıyı oluşturacaklarını belirterek, ''yaklaşık yüzde 58'i Hazine'nin, yüzde 25'i halka açık, geriye kalan da bir sandık var biliyorsunuz. O sandığı da Hazine'ye devretmek isterlerse ona da biz hazırız'' şeklinde konuştu.

''Bankalarımızı tadında, değerinde satmak istiyoruz'' diyen Babacan, bankaların devlet kontrolünün bir kaç yıl daha devam edeceğini, çünkü dünya bankacılık sektörünün bu büyüklükteki bankaların özel sektöre devredilmesine henüz hazır olmadığını söyledi.

Babacan, Türk Telekom hisselerinde özelleştirmeyi düşündükleri yüzde 7 oranında bölüm olduğunu, yüzde 7'de kalabileceklerini, daha sonra da Türk Telekom üzerindeki hakların devamlılığı şartında devlet hissesinin daha da aşağılara çekilebileceğini belirtti.

-''Suriye'deki gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkisi sınırlı kalacak''

Suriye ve Türkiye ilişkilerini de değerlendiren Babacan, dünyanın Türkiye'nin bu konuda yaptıklarını takdir ettiğini ve dünyada ''Türkiye ne yapıyorsa hakkı olanı yapıyor. Uluslararası hukukun kendisine verdiği hakkı kullanıyor'' denildiğini ifade etti.

Babacan, Suriye ile ilgili uluslararası toplum ile hareket ettiklerini ve böyle devam edeceklerini söyledi. Suriye'yi destekleyen 2-3 ülke bulunduğunu belirten Babacan, bunun dışında Suriye'yi destekleyen ülke kalmadığını kaydetti.

Babacan, bu konuya dikkat edildiği sürece Suriye'deki gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağını dile getirdi.

AK Parti'de milletvekili olarak üçüncü dönemini tamamlayacak olan Babacan, siyaseti bıraktıktan sonra özel sektördeki görevine döneceğini sözlerine ekledi.