Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Başçı: Arzumuz, toparlanmanın istikrara kavuşması

Başçı: Arzumuz, toparlanmanın istikrara kavuşması

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Mardin'de katıldığı bir konferansta gündeme dair açıklamalarda bulundu

Giriş: 03 Nisan 2013, Çarşamba 20:15
Güncelleme: 03 Nisan 2013, Çarşamba 20:16

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Arzumuz, bundan sonra mümkün olduğu kadar bu ilk çeyrekte başlayan ılımlı toparlanmanın biraz daha istikrarlı bir şekilde seyretmesidir. Bu yönde gayret ediyoruz fakat tek başına Merkez Bankası kontrol edemez. Güven unsuru ve dünyada olup bitenler burada çok önemli'' dedi.

Başçı, Mardin Ticaret ve Sanayi Odası'nca Hilton Garden Inn Otel'de düzenlenen ''Para Politikaları'' konulu konferansın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.

Başçı, sanayi üretimindeki değişkenliğe ilişkin bir soru üzerine, bu konuda dikkat çekici gelişmeler olduğunu ve Antalya'da bundan biraz bahsettiğini söyledi.

''O gün hava yağmurluydu, dün yağmurlu, bugün ise ekonomide güneş açtı. Sanayi üretimi o zaman eksi gelmişti ama kasım ayında çift haneli gelebilir diye konuşmuştuk'' diyen Başçı, ifade ettikleri gibi inişli çıkışlı seri izlendiğini, bunun her zaman görülmediğini belirtti.

İlk çeyrekte bir toparlanma olduğunu vurgulayan Başçı, şöyle dedi:

''Arzumuz, bundan sonra mümkün olduğu kadar bu ilk çeyrekte başlayan ılımlı toparlanmanın biraz daha istikrarlı bir şekilde seyretmesidir. Bu yönde gayret ediyoruz fakat tek başına Merkez Bankası kontrol edemez. Güven unsuru ve dünyada olup bitenler burada çok önemli. Kredi genişlemesini büyük ölçüde döngüsel görüyoruz. Döngüsel derken bunların sermaye akımları ile çok yakın ilişkisi var. Sermaye akımları hızlandığı zamanlarda kredi de çok rahat bir şekilde yurt dışından bulunabiliyor bankalarımız tarafından ve bu finansmanla kredi sağlanıyor. Zayıfladığı zamanlarda da burada bir yavaşlama olabiliyor''

-''Enflasyon hedefimiz 5''

Başçı, ''Enflasyon rakamında yıl sonunda hedeflerinizi revize etmeyi düşünüyor musunuz, o konuda bir risk var mı'' sorusu üzerine, ''enflasyon hedefinin değişmemesinde fayda olduğu'' karşılığını verdi.

Enflasyon tahminlerini 3 ayda bir yenilediklerini ifade eden Başçı, ''Bu ikisi birbirinden farklı. Ondan sonra tahmin ile hedef arasındaki farka bakıyoruz. O fark ne zaman sıfıra inecek onunla ilgili politikalarımızı oluşturuyoruz. Mümkün olduğu kadar hedefler revize edilmezse iyi olur illaki revize edilecekse önce 5'i tuttururuz ondan sonra aşağı yönlerini tartışırız ama onun için henüz erken olabilir'' değerlendirmesinde bulundu.

Başçı, büyümenin biraz daha hız kazanmasını ümit ettiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:

"Enflasyonda hedefimiz 5. En son enflasyon rakamındaki tahminimiz 5,3 idi. Hedefimiz yine 5 kalacak. Yeni bir tahmini aynı zamanda vereceğiz. Verilerde 5'ten oldukça uzağız 7,21, hatta bizim mektup yazma sınırımız olan 7'nin dahi üzerinde. Dolayısıyla bu şekilde yıl sonuna giremeyiz. Yıl sonuna bu şekilde girersek yeniden, 'neden bu işi yapamadık ve niye enflasyonu 7 bandında tutamadık?' diye bir mektup yazmamız gerekecek. Onu da hükümete yazacağız ve kamuoyuna açacağız. Bu da Merkez Bankası Kanunu'nda olan yükümlülüğü. Dolayısıyla enflasyonun 7,21 rakamı yüksek, bunun düşmesinin pek çok faydası olacak. Özellikle uzun vadeli faiz oranlarında daha düşük seviyelerde kalıcı olabilmesi için enflasyonun da düşeceğine herkesin ikna olması gerekiyor. O nedenle bu bizim için önemli bir husus yalnız burada ilk intiba, bunun gıda fiyatlarından kaynaklanan sadece hava koşullarıyla ilgili arzi bir durum olduğundan ibaret. Enflasyon büyük ihtimalle önümüzdeki ay yüzde 7'nin altına düşecek. Ondan sonra bu tür tartışmalar daha da azalacak. Çünkü kademeli bir şekilde çekirdek enflasyonun aşağıya gelmesini bekliyoruz.''

-Güney Kıbrıs'taki gelişmeler

Güney Kıbrıs'ta yaşanan gelişmeler sonrasında Türkiye'deki sermaye portföy akımlarının ne yönde geliştiği ve ne kadar iniş ya da çıkış olduğu yönündeki bir soruya Başçı, ''Doğrudan Güney Kıbrıs ile alakalı olup olmadığından tam emin değilim ama olaylar büyümeden önce sermaye akımlarında bir yavaşlama başlamıştı. Belirttiğimiz gibi en kuvvetli olduğu dönemler kasım, aralık ve ocak ayının başları. Ondan sonra bütün gelişmekte olan ülkelerde sermaye akımlarında bir yavaşlama oldu ama bu eksi ve herhangi bir çıkış anlamına gelmiyor. Ülkemizde de yine girişler devam etti ama bir yavaşlama söz konusu'' cevabını verdi.

-Büyüme hızı

Başçı, ''Yüzde 2,2'lik büyümeyi piyasalar sert veya acı fren olarak tanımladı, büyümenin yüzde 8,8'den, 2,2'ye düşüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''bunun bir ihtiyaç olduğunu düşündüklerini'' söyledi.

Bu dengelenmenin bir seferlik olduğunu, dengelenmeyi sağladıktan sonra daha makul büyüme hızlarına geri dönülebileceğini belirten Başçı, şöyle devam etti:

''Rezervlerimizin ülkenin tüm kısa vadeli dış borçlarını karşılama oranı yüzde 95. Bir miktar daha rezervlerde gidecek yerimiz var. Rezervi yüzde 100'ün üzerine çıkarırsak kredi limiti ve her türlü kuruluşun borçlanma faizi açısından daha olumlu bir noktaya gelmiş olacağız. Uluslararası standartlarda bu yüzde 100'dür. Yüzde 100'ün üzerinde olduğunuz zaman pek çok kuruluş, 'burası daha güvenli bir ülke' diyor. Biraz daha rezervlerimizin artmasını uygun görüyoruz. Türkiye 2001 öncesine göre gelir dağılımında daha iyi bir durumda. Ülkeler bazında bir karşılaştırma yaptığımız zaman komşumuz olan pek çok ülkeye göre daha iyi durumdayız ama çıtayı biraz yükseğe koyar ve daha zengin, gelir dağılımı daha düzgün ülkelere göre kıyaslarsanız da alınması gereken mesafe var. Ortalamada baktığınız zaman Türkiye'nin durumu mevcut küresel kriz ortamında nispeten fena değil.''

Başçı, Türkiye'de bir numaralı kaynağın faiz dışı bütçe olduğunu, faizlerin sayılmaması halinde kamu harcamalarının kuvvetli miktarda gelirlerin altına düştüğüne işaret etti.

Bu şekilde borçların geri ödendiğini ifade eden Başçı, ''Diğer gelir kalemleri zaman zaman uygulanan bir seferlik gelir artışları ve özelleştirme gelirleri olabilir. Bunlar problemi çözmez, destek olur ama esas çözüm bütçe dengelerinin tesis edilmesidir. Yunanistan'a bakın, hep 'özelleştirme' denildi. Yunanistan bütçe dengelerini tesis etmeden özelleştirme ile sorunu tek başına çözecek durumda değildi. Bu nedenle çok sert bir şekilde tedbir almak zorunda kaldılar. Nakit sıkıntısı, eğer güven varsa olmaz ama güvende en ufak bir aksama olursa istediğiniz kadar basın, o para harcanmadan durur. Anahtar kelime bu. Onunla ilgili herkesin yapması gerekenler var.''

-Türkiye'nin 2023 hedefi

2023'te Türkiye'nin hedeflerine ulaşıp ulaşmayacağı yönündeki bir soru üzerine Başçı, şunları kaydetti:

''Birkaç önemli gösterge var. Birincisi: Kişi başı gayrisafi milli hasılanın (GSMH) 25 bin dolara çıkması gibi sayısal gelir hedefi var. Bir de Türkiye'nin ilk 10'a girmesiyle ilgili bir hedefi söz konusu. Birincisine biz hesap yaptığımız yüzde 5 bir reel büyüme ile 25 bin doların yakalanabileceğinin hesabını yapabiliyoruz ama 25 bin bizi ilk 10'a getirir mi? Bu biraz tartışmalı. Diğer ülkelerin ne yapacağına bağlı. Diğer ülkeler çok yavaş büyürken biz tempolu büyürsek onu da yapabiliriz ama oradaki büyüme farkları çok önemli.''

Başçı, ''İran'dan petrol alma karşılığında altın ihracı söz konusu olabilir mi?'' sorusuna ise ''burada bir fiili durumun olduğunu, herkesin de bu fiili durumun getirdiği zorlukları bildiği'' karşılığını verdi.

Bununla ilgili tüm otoritelerin de en uygun çözümü her konjonktürde bulmaya çalıştığını vurgulayan Başçı, ''Türkiye İran'dan önemli miktarda petrol ve doğalgaz ithal eden bir ülke. Buna karşı ne verecek? Biliyorsunuz ödeme sisteminde şu anda dışlanmış durumda. Böyle bir durumda ne yapılabilir? Onlar işte bir ara çözüm olarak altın ithal ederek bir süre bunu devam ettiriyorlar, zor bir konu'' diye konuştu.