Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Başçı: Enflasyon orta vadede yüzde 5 düzeyinde kalacak

Başçı: Enflasyon orta vadede yüzde 5

Başçı, yıl sonu enflasyon tahminini % 6.2'ye indirdiklerini belirterek "Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde kalacağını öngörüyoruz" dedi

Giriş: 26 Temmuz 2012, Perşembe 10:27
Güncelleme: 27 Temmuz 2012, Cuma 13:13

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, daha önce yüzde 6,5 olarak açıklanan 2012 sonu enflasyon tahmininin, 0,3 puan düşürerek, yüzde 6,2'ye çektiklerini açıkladı. Başçı, enflasyonun 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,2 olmak üzere, yüzde 5,3 ile yüzde 7,1 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi. Başçı, 2013 yılı sonu tahmini ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere, yüzde 3,4 ile yüzde 6,8 aralığında yer aldığını söyledi.

Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yılın 3. Enflasyon Raporu'nu açıkladı.

2012 yılının ikinci çeyreğinde enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu'nda sunulan tahminlerin belirgin olarak altında seyrederek Haziran sonu itibariyle yüzde 8,9 seviyesine gerilediğini hatırlatan Başçı, bu gelişmede petrol ve işlenmemiş gıda fiyatlarının varsayımlardan daha olumlu bir seyir izlemesinin belirleyici olduğunu kaydetti.

Temel mal fiyatlarının yıllık artış oranının da gerileme eğilimini sürdürdüğünü anlatan Başçı, daha önceki dönemlerde de öngördükleri gibi bunda 2011 yılındaki döviz kuru hareketlerinin yurtiçi fiyatlar üzerindeki birimli etkilerinin azalmasının belirleyici olduğunu ifade etti. Başçı, ''Hizmet fiyatları ise bir miktar ivmelenmekle birlikte ılımlı bir seyir izledi. Bu gelişmeler çerçevesinde temel enflasyon göstergelerindeki düşüş eğiliminin devam ettiğini görüyoruz'' dedi.

-İktisadi faaliyetlerdeki görünüm-

İktisadi faaliyetlerdeki görünümü de değerlendiren Erdem Başçı, 2012 yılının ilk çeyreğine ilişkin milli gelir verileri talep koşullarının Nisan Enflasyon Raporu'nda ortaya koydukları görünüm ile büyük ölçüde uyumlu seyrettiğini gösterdiğini söyledi.

Tahminlerini üretirken küresel ekonomideki sorunlara bağlı olarak yılın ikinci yarısında dış talebin ilk yarıya kıyasla daha zayıf bir seyir izleyeceğini ve bu durumun toplam talebi sınırlayacağını varsaydıklarını anlatan Başçı, nitekim son 3 ay içinde gerek gelişmiş gerekse de gelişmekte olan ülkelere ilişkin büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellendiğini hatırlattı.

İhracatta son yıllarda hem ülke hem de ürün bazında gözlenen çeşitlenme dış şoklara karşı Türkiye'nin dayanıklılığını artırsa da özellikle avro bölgesine dair büyüme görünümünün zayıf seyrini korumasının dış talep üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaya devam ettiğini kaydeden Başçı, şunları söyledi:

''Özetle yurtiçi iktisadi faaliyetlerin öngörülerimizle uyumlu seyretmesi nedeniyle, yılın ilk yarısı için çıktı açığı tahminlerinde önemli bir güncelleme yapmadık. İkinci yarısı için ise küresel iktisadi faaliyetin görünümündeki zayıflamaya bağlı olarak toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği katkının bir önceki rapora kıyasla sınırlı oranda artacağı bir görünümü esas aldık. Nisan Enflasyon Raporu'nun yayımlanmasından itibaren geçen süre zarfında petrol fiyatları öngörülerimizin altında seyretti. Bu çerçevede son dönemde oluşan vadeli fiyatları da dikkate alarak petrol fiyatları varsayımımızı 2012 ortalaması için 120 dolardan 110 dolara, 2013 yılı için ise 115 dolardan 100 dolara düşürdük. Genel emtia fiyatlarındaki gelişmelere paralel olarak ithalat fiyat projeksiyonunu da aşağı yönlü güncelledik. Söz konusu unsurları döviz kuru hareketleri ile birlikte değerlendirdiğimizde toplamda dış fiyatlardaki gelişmelerin 2012 yıl sonu tahminimizi 0,15 puan aşağı yönlü etkilediğini ifade edebiliriz.''

Başçı, bir önceki raporda yüzde 7,5 olan gıda fiyatlarının yıllık artış oranı varsayımını yüzde 0,5 puan aşağı yönlü güncelleyerek yüzde 7 düzeyine çektiklerini, bu gelişmenin de 2012 yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki etkisi yaklaşık 0,15 puan düşürücü yönde olduğunu kaydetti.

Kamu maliyesi tahminlerinde her zaman olduğu gibi Orta Vadeli Program'da öngörülen çerçeveyi temel aldıklarını ifade eden Merkez Bankası Başkanı, bu konuda 12 aylık birikimli faiz dışı harcamaların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının yılın ikinci yarısında önemli bir değişim göstermeyeceğini, tütün fiyatlarının 2011 yılının son çeyreğinde yapılan vergi düzenlemeleri çerçevesinde 2012 yılı boyunca sabit kalacağını, 2013 yılının ilk yarısında bahsi geçen düzenlemelerin ima ettiği oranlarda artacağını, kredilerin büyüme oranının da yıl sonunda yüzde 14 olarak gerçekleşeceğini varsaydıklarını bildirdi.

-Enflasyonda aşağı yönlü güncelleme

Başçı, daha önce orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında olan 2012 sonu enflasyon tahminin, orta noktası yüzde 6,2 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,1 aralığında gerçekleşeceğini öngördüklerini açıkladı. Başçı, 2013 yılı sonu tahminlerinin ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 6,8 aralığında olacağını açıkladı. Merkez Bankası'nın 2013 yılı sonuyla ilgili enflasyon tahmini daha önce orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında olduğunu açıklamıştı.

Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini belirten Başçı, ''Özetle temelde enerji ve gıda fiyatlarında yaptığımız varsayımların aşağı yönlü güncellemenin etkisiyle yıl sonu enflasyon tahminimizi 0,3 puan düşürerek yüzde 6,2 düzeyine çektik. Enflasyonun Temmuz ayında sınırlı bir miktar yükseldikten sonra aşağı yönlü bir eğilim sergilemesini bekliyoruz. Ancak asıl düşüşü yılın son çeyreğinde göreceğimizi vurgulamak istiyorum'' dedi.

Erdem Başçı, son çeyrekte gerek yönetilen yönlendirilen ürünlerdeki vergi ayarlamalarından gerekse işlenmemiş gıda fiyatlarından kaynaklanan baz etkisinin ortadan kalkmasıyla beraber enflasyondaki düşüşün belirginleşeceğini tahmin etiklerini vurguladı. Başçı, çekirdek enflasyonun da aşağı yönlü eğilimini korumasını beklediklerini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, önümüzdeki dönemde küresel büyüme görünümünün daha da zayıflaması ve bunu takiben gelişmiş ülke merkez bankalarının ek parasal genişlemeye gitme olasılığının bulunduğunu belirterek, ''Bu tür bir gelişmenin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için makro finansal riskleri besleyebileceğini düşünüyoruz'' dedi.

Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yılın 3. Enflasyon Raporu'nu açıkladı.

Enflasyon görünümüne dair riskleri nasıl değerlendirdiklerini anlatan Başçı, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesinin, para politikasında esnek yaklaşımın devamını gerektirdiğini söyledi.

Gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzun bir müddet düşük seviyelerde kalacağı beklentisinin alternatif getiri arayışını canlı tuttuğunu vurgulayan Başçı, öte yandan Avro Bölgesi'ndeki sorunların çözümüne dair atılan adımlara rağmen finansal sistemde süregelen kırılganlıklar, yüksek seyreden borçlanma maliyetleri ve büyüme görünümündeki zayıflamanın, küresel risk iştahının yeni haberlere duyarlılığının yüksek kalmasına neden olduğunu ifade etti.

Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığın sürmesini yüksek bir olasılık olarak gördüklerini aktaran Başçı, şunları kaydetti:

''Böyle bir konjonktürde para politikasının her iki yönde de esnekliğini korumasının önem taşıdığını tekrar vurgulamak istiyorum. Önümüzdeki dönemde küresel büyüme görünümünün daha da zayıflaması ve bunu takiben gelişmiş ülke merkez bankalarının ek parasal genişlemeye gitme olasılığı bulunuyor. Bu tür bir gelişmenin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için makro finansal riskleri besleyebileceğini düşünüyoruz. Söz konusu durumda kısa vadeli sermaye akımlarında yaşanabilecek ivmelenme, hızlı kredi genişlemesi ve yerli para üzerinde oluşabilecek değerlenme baskısı, ekonomimizdeki dengelenme sürecini yavaşlatabilecektir. Böyle bir riskin gerçekleşmesi halinde, kısa vadeli faizleri düşük düzeylerde tutarken zorunlu karşılıklar aracılığı ile sıkılaştırmaya gidebileceğimizi ve zorunlu karşılıklara ilişkin oluşturduğumuz mekanizmayı aktif olarak kullanarak Türk Lirası zorunlu karşılıklar için döviz tutma imkanını daha yüksek katsayılarla uygulayabileceğimizi belirtmek isterim.''

-Sorunların beklenenden hızlı ve kararlı çözülmesi halinde...-

Euro Bölgesi'nde bankacılık, hane halkı ve kamu kesiminde aynı anda devam eden bilanço düzeltme süreci ve çözüme yönelik kurumsal mekanizmaların yeterince hızlı işlememe riskinin, bölgedeki sorunların daha da derinleşmesi olasılığını canlı tuttuğunu vurgulayan Başçı, bu riskin gerçekleşmesi ve küresel finans piyasalarında yeni bir çalkantının ortaya çıkması durumunda, ilk planda sermaye hareketlerini dengelemek amacıyla faiz koridoru aracılığıyla etkin bir likidite yönetimi uygulamalarının mümkün olabileceğini ifade etti.

Merkez Bankası Başkanı, izleyen aşamalarda ise zorunlu karşılıkları ve diğer likidite araçlarını kullanarak bankacılık sistemini rahatlatıcı tedbirler alabileceklerini belirterek, şöyle devam etti:

''Bu noktada, mevcut araç zenginliğimizin ve sahip olduğumuz esnekliğin, böyle dönemlerde finansal sistemi rahatlatmak için gereken tedbirleri süratle almamıza olanak tanıdığını vurgulamakta fayda görüyorum. Öte yandan, küresel ekonomiye dair sorunların beklenenden daha hızlı ve kararlı bir şekilde çözülmesi halinde, toplam talep ve emtia fiyatlarında öngörülenden daha hızlı bir artış ortaya çıkabilecektir. Böyle bir durumda orta vadeli enflasyon baskıları söz konusu olabileceğinden bütün politika araçlarımızı sıkılaştırıcı yönde kullanmamız gerekebilecektir. Bunu buraya yazdık ama nispeten daha düşük ihtimalli bir senaryo olarak düşünüyoruz.

Emtia fiyatlarına ilişkin belirsizlikleri, önümüzdeki döneme dair bir diğer risk unsuru olarak sıralayabiliriz. Her ne kadar küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri genel olarak emtia fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlasa da jeopolitik ve arz yönlü sorunların devam etmesi enerji fiyatlarının görünümüne ilişkin kısa vadede yukarı yönlü bir risk unsuru olmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra son dönemde tarımsal emtia fiyatlarında gözlenen hızlı artışlar işlenmiş gıda fiyatlarına dair risk oluşturuyor. Emtia fiyatlarından kaynaklanan risklerin gerçekleşmesi halinde geçici fiyat hareketlerine tepki vermeyeceğimizi, ancak beklentilerin ve fiyatlama davranışlarının kalıcı olarak bozulmasına müsaade etmeyeceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum.''

-''İşlenmemiş gıda fiyatları olumlu olursa enflasyon daha aşağı inebilir''-

Başçı, işlenmemiş gıda fiyatlarında varsayılandan daha olumlu bir gelişme gözlenmesi halinde, enflasyonun yıl sonunda baz senaryoda öngördüklerinden daha düşük seviyelere inebileceğini de kaydetti.

Enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olmasının, fiyatlama davranışlarına dair temkinli bir duruş gerektirdiğini dile getiren Başçı, ''Geçtiğimiz Ekim ayından itibaren gerçekleştirdiğimiz parasal sıkılaştırma ve toplam talepteki ılımlı görünüm, ikincil etkilerin ortaya çıkma olasılığını azaltmış olsa da önümüzdeki dönemde fiyatlama davranışlarını dikkatle izlemeye devam edeceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum'' diye konuştu.

-''Yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor''-

Erdem Başçı, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri her zaman olduğu gibi yakından takip etmeye devam edeceklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

''Baz senaryoda oluşturduğumuz enflasyon tahminlerinin Orta Vadeli Program'da (OVP) belirlenen çerçeveyi esas aldığını biraz önce belirtmiştim. Dolayısıyla, raporda sunulan tahminler, bütçe dengesinde yılın ikinci yarısında ek bir bozulma olmayacağını ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğini varsayıyor. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşumuzu güncellememiz söz konusu olabilecektir.

Son yıllarda uygulanan ihtiyatlı maliye politikalarının önümüzdeki dönemde de devam etmesinin, küresel konjonktürdeki belirsizliklere karşı ekonomimizin dayanıklılığının korunması açısından kritik önem taşıdığını vurgulamak istiyorum. Orta vadede ise mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarına ve finansal istikrara katkıda bulunacaktır. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Bu çerçevede, OVP'nin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların büyük önem taşıdığını hatırlatmakta fayda görüyorum.''

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, sermaye akımlarına karşı faiz koridorunu geniş tutmanın işe yaradığını net bir şekilde gördüklerini belirterek, faiz koridorunun döviz alma-satma ihtiyacını azaltan bir araç olduğunu söyledi.

Başçı, ''Enflasyon Raporu''nu açıkladığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, enflasyonda çift haneleri yeniden görülüp görülmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, ''İçinde bulunduğumuz ayda, geçen yıl işlenmemiş gıda fiyatlarında çok kuvvetli bir düşüş olmuştu. O tür bir baz etkisi nedeniyle sınırlı bir artış olacak. Dolayısıyla çift haneye çıkma ihtimalini görmüyoruz'' dedi. Başçı, çekirdek enflasyon göstergelerinde de düşüşün başladığını ve devam edeceğini gördüklerini belirtti.

Bütçedeki bozulmaya ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Başçı, Merkez Bankası olarak harcama tarafında sınırlayıcı önlemlere öncelik verilmesini tercih ve tavsiye ettiklerini söyledi.

Bütçe ile ilgili bir aylık verilere bakarak hükme varmanın doğru olmadığını dile getiren Başçı, ''Bu aya has, özellikle maaş ödemeleri, farkların ödenmesi söz konusu idi. Yılın kalan kısmını öngörmek gerekir. Biz onu bir risk unsuru olarak bıraktık. Onunla ilgili sinyal verme yetkimiz de yok, imkanımız da yok'' diye konuştu. Başçı, bütçedeki bozulmanın enflasyonda yukarı yönlü bir risk oluşturabileceğini ifade etti.

Petrol fiyatları konusunda biraz temkinli bir varsayımda bulunduklarını dile getiren Başçı, petrol ve enerji konusunda aşağı yönlü risklerin söz konusu olabileceğini kaydetti. Başçı, işlenmemiş gıda enflasyonunun da tahminlerinin altında gerçekleşebileceğini belirtti.

Parasal sıkılaştırma ve faiz koridoruna ilişkin bir soru üzerine de Başçı, parasal sıkılaştırma aracının geçen yılın sonlarında ve ağırlıklı olarak bu yılın Nisan ayı sonu ve Mayıs ayında kullandıklarını hatırlattı.

Söz konusu dönemlerde politika faizi üzerinden fonlama yapmadıklarını dile getiren Başçı, sektörün kendisini faiz koridorunun üst bandına yakın kısımlarından fonladığını ifade etti.

Faiz koridorunun Türkiye'ye has bir araç olduğunu kaydeden Başçı, ''Özellik olarak sterilize edilmemiş döviz rezervlerine eşdeğer bir sonuç veriyor. Dolayısıyla TL bu dönemlerde bizim gibi ülkelere kıyasla güçleniyor'' dedi.

-Sermaye akımlarına karşı birden fazla araç-

Kısa vadeli sermaye akımlarına karşı gelişmekte olan ülkelerin kendi imkanları ile birtakım tedbirler aldığını kaydeden Başçı, mevcut konjonktürde kısa vadeli sermaye akımlarının ani giriş ve çıkışlarına uygun bir ortam bulunduğunu söyledi.

Bu durumu, tek araçlı para politikası ile karşılamanın mümkün olmadığına dikkati çeken Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Buna karşı birden fazla aracınızın olması gerekir. Bazı gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarında sıkça kullanılan araç döviz alım ve satımlarıdır. Bunun ideal bir araç olmadığını herkes biliyor ve kabul ediyor. Türkiye'de döviz alım satımına ilaveten iki yeni araç kullanıyoruz. Bunlardan birisi faiz koridorunu geniş tutmak. Faiz koridorunu geniş tuttuğunuz zaman kısa vadeli faiz oranlarındaki esneklik ve dalgalanma pahasına döviz kurlarındaki dalgalanmayı azaltma imkanına sahibiz. Bu aracın işe yaradığını net bir şekilde gördük. Oldukça faydalı, döviz alma veya satma ihtiyacını azaltan bir araç.''

Başçı, sözünü ettiği araçların ekonomide ikinci en iyi (second best) olarak tanımlandığını belirterek, dolayısıyla ideal bir tedbir bulmanın mümkün olmadığını söyledi.

Faiz koridorunun yanı sıra yeni uygulamaya koydukları ikinci bir araç olduğunu da kaydeden Başçı, bunun da Türkiye'deki bankaların TL zorunlu karşılıklar yerine döviz veya altın getirme imkanını kullanmaları esasına dayandığını ifade etti.

Bu aracı da sadece Türkiye'nin kullandığını anlatan Başçı, ''Burada şunu yapıyoruz. Yabancı para borçlanma maliyetleri ile TL borçlanma maliyetleri arasında önemli bir fark olduğu ve biz TL zorunlu karşılıklara faiz ödemediğimiz için yabancı para zorunlu karşılık yatırmak maliyet açısından avantajlı oluyor'' dedi.

Bu avantajı yeni bir mekanizmaya dönüştürmek amacıyla belli katsayılarla kademelendirmeye başladıklarını kaydeden Başçı, gelinen son noktada son yüzde 5'lik dilim için 1,9 katsayı, yani 100 TL'lik bir zorunlu karşılık eşdeğerine karşılık olarak 190 TL karşılığı bankaların döviz getirebileceklerini söyledi. Başçı, bir sonraki yüzde 5'lik dilim için de 1,9'dan daha fazla katsayıda fazla bulundurmaya imkan tanıyacaklarını bildirdi.

Başçı, ''Bu mekanizma bittikten sonra kısa vadeli sermaye akımlarına karşı bir araç olmuş olacak'' ifadesini kullandı.

-Faiz koridoruna itfaiyecilik benzetmesi-

Merkez Bankası'nın önemli görevlerinden bir tanesinin ''itfaiyecilik'' olduğunu belirten Başçı, Banka'nın krizi elindeki araçlarla büyümeden önlemek gibi bir misyonu olduğunu dile getirdi.

Faiz koridoru itfaiye araçlarına benzetildiği takdirde araçlardan belli miktarda bulunması gerektiğine dikkate çeken Başçı, şunları kaydetti:

''Bu itfaiye araçları ile herhangi bir yerde bir olay çıkarsa anında müdahale etmeniz gerekiyor. Fakat eğer yangın musluklarının bol miktarda var ise o kadar da çok itfaiye aracı bulundurmanıza gerek olmayabilir. Faiz koridoru itfaiye araçlarına, fazla bulundurma opsiyonu (zorunlu TL karşılıklara karşılık bankaların döviz getirmesi) yangın musluklarına benziyor. Bu inşaat sürecini biz tamamladığımızda o kadar çok itfaiye aracına gerek kalmayacak dolayısıyla faiz koridorunu daraltmayı gündeme alabileceğiz. O zamana kadar, kullanmasak bile bunun bir miktar geniş olmasında fayda var.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yüzde 5 enflasyon hedefinin ulaşılabilir olduğunu belirterek, ''Bunun önündeki tek engel enflasyon beklentilerinin yalnızca uluslararası yatırımcılar açısından değil, Türkiye'nin yerleşikleri açısından da yüzde 5 seviyesine inmesi'' dedi.

Başçı, ''Enflasyon Raporu''nu açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Açıklamalarında faiz indirimi mesajı verip vermediğine ilişkin soru üzerine Başçı, faiz indirimiyle ilgili mesaj vermediğini belirterek, konunun sadece faiz koridorunun genişliğiyle ilgili olduğunu söyledi.

Son açıklanan bütçe rakamlarındaki ''bir miktar bozulmaya'' ilişkin soru üzerine Başçı, Merkez Bankası'nın karı düşüldüğünde bütçe performansında bir zayıflamanın görüldüğünü dile getirdi. Bu zayıflamanın önemli kısmının ithalattan alınan vergilerden kaynaklandığını ifade eden Başçı, iç talepte KDV gelirleri açısından da zayıf bir seyir olduğunu kaydetti.

''Türkiye'nin mutlaka bir miktar faiz dışı fazla vermesinde fayda var'' diyen Başçı, faiz dışı fazla vermenin OVP ile uyumlu olması halinde herhangi bir sorun olmadığını belirtti.

Türkiye'nin kamu borcunun gayri safi milli hasılaya oranının düşmesinin Türkiye'yi pek çok şoka karşı koruduğunu dile getiren Başçı, ''Bunun daha da iyileşmesi daha da fazla bir koruma sağlayacak'' dedi.

-Yüzde 5 enflasyon hedefi ulaşılabilir-

Türkiye'nin yüzde 5'lik enflasyon oranına inmesinin yapısal enflasyonda da bir düşüşü gerektirdiği hatırlatılarak, ''Bunu nasıl sağlayacaksınız?'' sorusuna Başçı, şu yanıtı verdi:

''Biz yüzde 5'in Türkiye için yapılabilir olduğunu düşünüyoruz. Bunun önündeki tek engel enflasyon beklentilerinin yalnızca uluslararası yatırımcılar açısından değil, Türkiye'nin yerleşikleri açısından da yüzde 5 seviyesine inmesi. Yani biz kararlılığı göstereceğiz, biz bunun arkasında duracağız. Enflasyon gerçekten yüzde 5'e düşecek. Ondan sonra Türkiye'deki yerleşiklerin beklentisi yüzde 5'e düşecek.''

Piyasaya verilen TL miktarının düzenli olarak azaldığı ve oluşan yüksek miktarda likidite bağımlılığının yavaş yavaş ortadan kalktığı belirtilerek, ''Bu durum para politikasının etkinliğini nasıl etkileyecek?'' sorusu üzerine Başçı, piyasada TL fonlama ihtiyacının azaldığını söyledi.

Söz konusu azalmanın 5,6 milyar liralık bir fonlama ihtiyacına karşılık geldiğini dile getiren Başçı, ''Bu arada, Ağustos ayının başında çok önemli miktarda vergi toplanacak. Bu da fonlama ihtiyacını artıracak. Biz, yıl sonuna kadar önemli bir şok gelmezse Merkez Bankası'ndan fonlama ihtiyacının devam edeceğini düşünüyoruz'' diye konuştu.

''Para politikasının duruşunu nasıl tanımlarsınız?'' sorusuna ise Başçı, ''Temkinli olarak tanımlıyoruz. 'Gevşek' de demiyoruz 'sıkı' da demiyoruz. 'Temkinli' kelimesini kullanıyoruz. Bu şu anlama geliyor. Faiz koridorumuz oldukça geniş. Gerek gecelik faizler gerekse ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti bizim politika faizimiz olan (yüzde) 5,75'e daha yakın, biraz üzerinde seyrediyor. Ama her an ek sıkılaştırma yapmaya hazır bir durumdayız ve faiz koridorumuz geniş. Bu, temkinli bir duruşu ifade ediyor'' cevabını verdi.

-''TL'nin oynaklığı azaldı''-

Kısa vadeli sermaye akımlarına ilişkin soru üzerine Başçı, bu konuda yakın dönemde bir iyileşme görüldüğünü belirtti. Başçı, ''Türk Lirası'nın dolara karşı mutlak oynaklığı azaldı. Türk Lirası'nın genel döviz kuru hareketlerine olan hassasiyeti azaldı. Bunlar doğrudan doğruya bizim yeni uygulamaya koyduğumuz önlemler ve yeni araçlarla alakalı'' dedi.

TL simgesinin kullanımına ilişkin soru üzerine de Başçı, ''Simgenin yasal bir tarafı yok ama sadece bizim tavsiyemiz rakamın solunda kullanılması. Sağda da solda da kullanılsa başımızın üstünde yeri var. Önemli olan vatandaşlarımızın bunu benimsemesi. Büyük ölçüde benimsendiğini görüyoruz'' diye konuştu.

Toplantının ardından, çıkışta büyüme-enflasyon ilişkisine dair bir soru üzerine Başçı, enflasyonun büyümenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu vurgulayarak, ''Dolayısıyla biz enflasyonu ne kadar aşağıda tutarsak, büyümeye de en büyük desteği vermiş oluruz'' dedi.