Başçı: Faizlerde indirim olabilir
TCMB Başkanı Erdem Başçı Bundan sonraki adımda fazilerde ölçülü ve kademeli indirim olabilir." mesajı verdi; "Enflasyon Haziran ayından itibaren düşmeye başlayacak yıl sonunda yüzde 7.6'ya inecek." dedi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, 2014 yılı sonunda enflasyonun yüzde 70 olasılıkla orta noktası yüzde 7,6 olmak üzere yüzde 6,4 ile yüzde 8,8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirterek, "2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi Ocak Enflasyon Raporu'na göre 1 puan yukarı yönlü güncelledik" dedi.
Enflasyon Raporu 2014-II. Bilgilendirme Toplantısı'nda konuşan Başçı, nisan ve mayıs ayında enflasyonda bir miktar artış olabileceğini, geçen yılki çok düşük bazın etkisiyle yıllık enflasyonda bir artış görüleceğini anlattı.
Fiyatlama davranışlarının ne derece genele yayıldığının izleneceğini, çekirdek enflasyon göstergelerin nasıl davrandığının görülmesi gerektiğini söyleyen Başçı, her ne kadar beklentilerde iyileşme görülse de enflasyonun kendisinin ve kendi dinamiklerinin önemli bir değişken olacağını vurguladı.
Başçı, orta vadeli tahminleri oluştururken enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğini ve risk primi göstergelerinde gözlenen iyileşmenin devam edeceğini varsaydıklarını aktardı.
Ayrıca, alınan makroihtiyati tedbirlerin de katkısıyla yıllık kredi büyüme oranının 2014 yılının sonuna doğru yüzde 15 düzeyine yakınsayacağı bir çerçeveyi esas aldıklarını kaydeden Başçı, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2014 yılı sonunda orta noktası yüzde 7,6 olmak üzere yüzde 6,4 ile yüzde 8,8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2015 yıl sonu tahminimiz ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,2 ile yüzde 6,8 aralığında yer alıyor. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörüyoruz. Haziran ayından sonra düşüşe geçecek ve geçen yılki baz etkisiyle yılsonunda yüzde 7,6 düzeyine ineceğini tahmin ediyoruz. Sonuç olarak 2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi Ocak Enflasyon Raporu'na göre 1 puan yukarı yönlü güncelledik. Bu güncellemenin 0,3 puanı TL'nin öngörülenden fazla değer kaybetmesinden, 0,1 puanı ise 2014 yılı ithalat ve petrol fiyatları varsayımındaki sınırlı yükselişten kaynaklandı. Gıda fiyat artışlarına dair varsayımı yukarı yönlü güncellememiz de yılsonu tahmininde 0,3 puanlık bir artışa neden oldu. Bir önceki rapor dönemine göre fiyatlama davranışında gözlenen kısmi bozulma da enflasyonun ana eğilimini etkilemek suretiyle yıl sonu enflasyon tahminimize yaklaşık 0,3 puan yükseltici yönde etkide bulunmuştur."
Faizlerle ilgili ise Başçı, izledikleri stratejiye göre ilave bir sıkılaştırma görmediklerini belirterek, "Eğer ilave bir sıkılaştırma ihtiyacı görürsek bunu likidite politikasıyla yapmayı düşünüyoruz" dedi.
Bundan sonraki adımların ölçülü, kademeli indirimler şeklinde olmasının beklenebileceğini ifade eden Erdem Başçı, şöyle dedi:
"Ancak bunu yaparken para politikasındaki sıkı duruşu koruyarak yapacağız. Kısa vadeli faizlerin uzun vadeli faizlere göre nispeten yüksek kalmasını sağlayarak kredibilitemizi koruyarak bu adımları atabiliriz. Burada belirleyici olan enflasyon bekleyişlerinin nasıl davrandığı, döviz kurlarının istikrarlı devam edip etmediği ve verilerdeki gelişmelerin bizim istediğimiz doğrultusunda devam edip etmediği konusudur."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "Sıkı para politikası duruşumuz ve yakın dönemde azalan belirsizlikler sayesinde orta vadeli enflasyon beklentilerindeki bozulma sınırlandı, finansal piyasalardaki oynaklık düştü ve risk primlerinde kısmi iyileşme yaşandı" dedi.
Enflasyon Raporu 2014-II. Bilgilendirme Toplantısı'nda konuşan Başçı, yılın ilk çeyreğinde, para politikalarına dair küresel belirsizliklerin sürmesi sonucu, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarındaki zayıflığın devam ettiğini ancak yılın ikinci çeyreği başı itibarıyla bu ülkelere sınırlı miktarlarda portföy girişleri olduğu söyledi.
2013 yılının son çeyreğinde küresel iktisadi faaliyette büyümenin itici gücünün gelişmiş ülke ekonomileri olduğunun anımsatan Başçı, geçen yıl küresel büyümede gözlenen güçlenme eğiliminin 2014 yılında da devam etmesini beklediklerini, gelişmiş ülkelerdeki olumlu büyüme seyrinin ihracat koşullarını iyileştirmesiyle gelişmekte olan ülkelerdeki büyümeye de katkı sağlayabileceğini anlattı.
Bununla birlikte zayıf seyreden portföy akımlarının ve sıkılaşan finansal koşulların bu ülkelerde yurt içi talebi sınırlamaya devam etmesinin de olasılık dahilinde olduğuna işaret eden Başçı, küresel finansal piyasalarda Fed'in varlık alımlarını nasıl sonlandıracağına dair belirsizliğin büyük ölçüde azalmasıyla, mevcut durumda faiz artırımının zamanlamasına ve hızına ilişkin beklentilerin önem taşıyacağını dile getirdi.
TCMB Başkanı Başçı, hem faiz kanalının aktarım mekanizmasının varlık alımlarına göre daha iyi bilinmesi hem de para politikasının yüksek frekanslı veriye bağlılığının azaltılmış olması nedeniyle faiz artırımının finansal piyasalardaki belirsizlik etkisinin, varlık alımından çıkış politikasına göre daha sınırlı olabileceğini kaydetti.
Küresel gelişmelere ek olarak yakın dönemde yaşanan belirsizlik artışlarının Türkiye'de ekonomik görünümü etkileyen önemli bir gelişme olduğunu aktaran Başçı, "2013 yılı sonunda artan belirsizlikler neticesinde Türkiye'ye özgü risk primi göstergelerinde kayda değer bir bozulma gözledik. Yaşanan süreçteki döviz kuru hareketleri ve finansal piyasalardaki oynaklık artışı enflasyon görünümü ve makro-finansal istikrarı olumsuz etkiledi" dedi.
28 Ocak'ta gerçekleştirdikleri güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkılaştırmayla enflasyon görünümündeki bozulmayı kontrol altına almayı ve finansal istikrarı desteklemeyi amaçladıklarını hatırlatan Erdem Başçı, "Nitekim, sıkı para politikası duruşumuz ve yakın dönemde azalan belirsizlikler sayesinde orta vadeli enflasyon beklentilerindeki bozulma sınırlandı, finansal piyasalardaki oynaklık düştü ve risk primlerinde kısmi iyileşme yaşandı" dedi.
2013 yılı mayıs ayında başlayan küresel finansal belirsizlikler sonrasında diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye'den de portföy çıkışları olduğunu söyleyen Başçı, ayrıca bu dönemde risk primlerinde artışların ve TL'de değer kayıplarının yaşandığını, küresel finansal belirsizliklerin arttığı 2013 mayıs ayından 2013 yılı sonuna kadar, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türk Lirası'nda da belirgin değer kayıpları ve kur oynaklıklarında artışlar gözlediğini ifade etti.
Bu dönemde temkinli ve öngörülebilirliği artırılan para politikası katkısıyla cari açık veren seçilmiş benzer gelişmekte olan ülkelere göre TL'deki değer kaybının daha sınırlı olduğunu anlatan Başçı, "Ayrıca ima edilen kur oynaklığı göreli olarak en düşük seviyede kalmaya devam etti. 2013 yılı sonunda başlayan belirsizlik artışı sonrasında ise Türkiye'ye özgü artan risk primleriyle birlikte hem TL önemli oranda değer kaybetti hem de ima edilen oynaklık yükseldi" dedi.
Başçı, 2014 ocak ayı sonunda gerçekleştirdikleri güçlü para politikası sıkılaşması sonrasında risk algılarını iyileştiğini ve böylece TL'deki değer kaybının bir kısmının geri alındığını ve ima edilen oynaklığın düşüş gösterdiğini, artan piyasa faizi oranlarına bağlı olarak bankacılık fonlama maliyetlerindeki yükselişin hem tüketici hem de ticari kredi faizi oranlarına yansıdığından anımsatan Erdem Başçı, bunun yanında BDDK'nın aldığı makro ihtiyati kararların da etkisiyle tüketici kredilerinin ve kredi kartı borçlanmalarının büyüme hızlarının geçmiş yıllar ortalamasının oldukça altında seyrettiğini bildirdi.
Ticari kredilerin büyüme hızında geçmiş yıllara oranla bir farklılık gözlenmediğini ifade eden Başçı, "Bu noktada tüketici kredilerinin büyüme hızlarının daha makul seviyelere gelirken ticari kredilerin büyüme hızlarını korumasının makro finansal istikrarı, dengelenme sürecini ve enflasyondaki düşüş eğilimini destekleyeceğini vurgulamak isterim" dedi.
- İyileşme işaretleri
Enflasyon göstergelerinin, 2014 yılına ilişkin görünümü iktisadi faaliyet ve döviz kurunun seyriyle gıda fiyatlarındaki görünüme göre şekilleneceğini söyleyen Başçı, şöyle devam etti:
"Halihazırda etkisi hissedilen vergi ayarlamaları ve döviz kuru gelişmeleri dahilinde yıllık enflasyon bir süre daha yüksek seyredecek ancak, son dönemde TL'de gözlenen değerlenme ve iç talebin ılımlı seyri nedeniyle önümüzdeki dönemde enflasyonda bir yavaşlama bekliyoruz. Bunun yanı sıra baz etkisinin de haziran ayından itibaren tersine döneceğini belirtmek isterim. Ayrıca, sıkı para politikası duruşumuzla enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınacağını öngörüyoruz. Nitekim, bu ay itibarıyla enflasyon beklentilerindeki bozulmanın durakladığını gözlemledik. Bununla birlikte enflasyonun halen hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesi sıkı bir duruş gerektiriyor."
2013 yılı dördüncü çeyreğine ilişkin GSYH verilerine göre iktisadi faaliyetin Ocak Enflasyon Raporu'ndaki görünümle büyük ölçüde uyumlu gerçekleştiğini dile getiren Başçı, ikinci çeyreğe ilişkin ilk göstergelerin ilk çeyreğe oranla bir iyileşme olabileceğine işaret ettiğini, belirsizlik algısındaki azalmayla TL'nin değer kazanması ve tüketici güvenindeki iyileşme sonucunda yurt içi özel kesim talebinin ikinci çeyrekle birlikte toparlanmaya başlamasını beklediklerini dile getirdi.
Başçı, şunları kaydetti:
"Ancak belirsizliklerin tamamen ortadan kalkmaması ve finansal koşullardaki sıkılığın devam etmesi nedeniyle yurt içi özel kesim talebinin yılın ilk yarısında zayıf seyrini sürdüreceğini düşünüyoruz. Öte yandan net ihracat ve kamu kesimi talebinin, yurt içi özel kesim talebindeki bu seyri telafi edebileceğini öngörüyoruz. Yılın ikinci yarısında ise belirsizliklerin azalmasıyla birlikte özel kesim talebinin daha olumlu bir görünüm kazanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, yurt içi talep üzerinde aşağı yönlü riskler bulunduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum. Bu çerçevede, yurt içi talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde destek vermesi ve cari açıkta son dönemde gözlenen iyileşmeye katkıda bulunmasını bekliyoruz."
Ocak Enflasyon Raporu'nda yüzde 8 olan 2014 yılsonu gıda fiyat artış oranı varsayımını bu rapor döneminde yüzde 9'a çektiklerini söyleyen Başçı, bu güncellemenin 2014 yıl sonu enflasyon tahminini yaklaşık 0,3 puan yukarı yönlü etkilediğini vurguladı.
"Orta vadeli tahminlerimizi üretirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmalarıyla uyumlu olacağı bir görünümü esas aldık" diyen Erdem Başçı, dolayısıyla yılsonu enflasyon tahmininde maliye politikasından kaynaklanan bir güncelleme yapmadıklarını, maliye politikasının duruşu içinse her zaman olduğu gibi Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel aldıklarını belirtti.
Başçı, "Bu çerçevede, temkinli mali duruşun devam edeceğini ve faiz dışı harcamaların kontrol altında tutulacağını varsaydık" dedi.
-Sermaye akımı güçlenirse döviz rezervleri güçlendirilecek
İki senaryodan bahseden Başçı, bunlardan ilkinin sermaye akımlarının özellikle portföy tarafında güçlenmesi olduğu, böyle bir durumda Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini güçlendirici adımlar atacağını belirtti.
Başçı, "Mayıs ayı itibariyle döviz rezervlerimize 2 milyar dolarlık ihracat kredilerinden dönüş olacaktır. Haziran ayında 1,7 milyar dolarlık döviz rezervlerimize bir ilave olacaktır. Bu ihracatçılarımıza kullandırdığımız kredilerin geri dönüşünden gelecektir. Mayıs ayında 800 milyon dolarlık döviz satımıyla mayıs ayında net olarak 1,2 milyar dolarlık döviz rezervi artışı olacaktır" dedi.
Başçı, ikinci senaryoya ilişkin ise "Firmalarımızın dış finansman koşullarında bir sıkılaşma gözükmesinde ne yapacağımız senaryosu. Bir de eğer ilave bir parasal sıkılaştırmaya ihtiyaç duyulursa veya faiz indirimlerinin gecikmesi söz konusu olursa, bu durumda bankacılık sektörünü destekleyecek elimizde önemli araçlar var. Yalnızca Merkez Bankası'nın değil, BDDK'nın da elinde araçlar var" dedi.