Başçı: Lirayı izliyoruz, ihtiyaç duyulursa harekete geçeceğiz
Başçı, "Merkez Bankası Türk Lirası'nın trendiniz izliyor, ihtiyaç duyulursa harekete geçecek" dedi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2016 yılı sonunda yüzde 6,1 ile yüzde 8,9 aralığında orta noktası yüzde 7,5; 2017 sonunda ise yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında orta noktası yüzde 6 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" dedi.
Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, enflasyonu düşürmeye odaklı ve kararlı bir politika sonucunda yüzde 5'lik hedefe kademeli yakınsanacağını söyledi.
Enflasyonun 2016 yılında yüzde 7,5, 2017'da yüzde 6'ya geriledikten sonra 2018'de yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini belirten Başçı, "Bu çerçevede enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2016 sonunda yüzde 6,1 ile yüzde 8,9 aralığında orta noktası yüzde 7,5, 2017 yılı sonunda ise yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında orta noktası yüzde 6 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu.
Başçı, 2016 ve 2017 sonu enflasyon tahminlerinde Ekim 2015 Enflasyon Raporu'na göre, 1 puan ve 0,5 puan yukarı yönlü güncellemeler yaptıklarını ifade etti. Geçen yıl ekim ayından bu yana özellikle petrol fiyatları kaynaklı olmak üzere dolar cinsinden ithalat fiyatlarında önemli bir gerileme görüldüğüne dikkati çeken Başçı, "Döviz kuru gelişmeleriyle birlikte değerlendirildiğinde petrol ve ithalat fiyat varsayımlarındaki aşağı yönlü güncellemenin 2016 sonu enflasyon tahmine ekim raporunda sunduğumuz tahmine göre 0,6 puan düşürücü yönde etki yapacağını değerlendirdik" ifadesini kullandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, tek faize geçiş için henüz doğru zaman olmadığını belirterek, "Çünkü bu geniş faiz koridoru, geçmişte küresel oynaklıkların yüksek olduğu dönemlerde bize oldukça faydalı oldu, yardımcı oldu. Özellikle şokların, küresel risklerin nasıl bir hal alacağını görene kadar tek bir faize geçmemek daha doğru" dedi.
Başçı, Enflasyon Raporu 2016-I'in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, geçen seneki bazdan kaynaklı olarak şubat, mart, nisan aylarında enflasyonu yıllık düzeyde düşürücü yönde bir baz etkisi gözleneceğini söyledi.
Erdem Başçı, "Bu baz etkileri, enflasyonla mücadelede kolektif ve kararlı bir çaba ile birlikte enflasyondaki düşüşün yılın ilk çeyreğinde olabildiğince erken başlamasına yardımcı olacak" diye konuştu.
Küresel para politikalarına dair belirsizlikler ve küresel büyümeye yönelik endişeler nedeniyle finans piyasalarındaki oynaklığın devam ettiğine değinen Başçı, gelişmekte olan ülkelerin bu dönemde küresel dalgalanmalardan değişen oranlarda önemli ölçüde etkilendiğini belirtti. Başçı, bu ülkelere yönelik portföy akımlarının zayıf bir seyir izlediğini, kur oynaklığının da yüksek seviyesini sürdürdüğünü anlattı.
Banka olarak geçen yıl 18 Ağustos'ta yayımladıkları belgeyle çok boyutlu tedbirleri ortaya koyduklarını anımsatan Başçı, bu tedbirlerin oynaklığın etkilerini yumuşattığına, küresel şoklara karşı dayanıklılığı artırdığına işaret etti. Başçı, bundan sonra ortaya koydukları araçların her birinin etkisini ve hangi durumda hangisinin kullanılacağını iletişim politikasıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirerek, "Bu zorlu dönemden bu şekilde Türkiye ekonomisini en iyi şekilde çıkarmaya gayret edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Küresel piyasalarda yaşanan oynaklığın etkisinin Türkiye'de de gözlendiğinin altını çizen Başçı, yurt içi belirsizliklerin azalmasının ve sıkı para politikasının, diğer likidite ve finansal istikrar politikalarının söz konusu etkiyi sınırlandırdığını vurguladı.
Alınan tedbirler kapsamında daha önce piyasayı 3 faizden fonlarken bunu 2'ye çektiklerini anlatan Başçı, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi yüzde 7,50 bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı, diğeri ise marjinal faiz oranı dediğimiz yüzde 10,75. Bunların ideal kombinasyonunu her gün belirleme imkanına sahibiz. Şu anda ikinci raunt Çin türbülansı nedeniyle yüzde 9 civarında bir yerde oluşmuş oldu dün ve bugün.
Tek faize geçebilir miyiz? Geçmeli miyiz? O sorunun cevabı: Henüz değil. Çünkü bu geniş faiz koridoru, geçmişte küresel oynaklıkların yüksek olduğu dönemlerde bize oldukça faydalı oldu, yardımcı oldu. Özellikle şokların, küresel risklerin nasıl bir hal alacağını görene kadar tek bir faize geçmemek daha doğru. Çünkü o tek faizin hangi faiz olması gerektiği ve ayda bir bunu değiştirmenin avantaj ve dezavantajlarına baktığımızda şu anda günlük likidite politikasıyla ayarlama yapmanın daha avantajlı olduğunu ve belirsizlikler azalana kadar, bunun yanında da diğer politika boyutlarındaki araçlarımız, yani döviz likiditesi politikasındaki yeni araçlarımız, finansal sektör boyutundaki araçlarımız etkilerini gösterdikçe, herkes burada bir güven sağladıkça küresel şokların etkilerini çok iyi yönetebildiğimiz görüldükçe bunu tekrar değerlendirebiliriz. Her toplantıda Türk Lirası likidite politikasını ve oradaki ideal yapıyı tartışıyoruz Kurul üyeleriyle birlikte."
Başçı, sıkı duruşun ve geniş faiz koridorunun dengeleyici özelliğini kullanmaya devam ettiklerini belirterek, yurt dışı gelişmeleri yakından izleyip, ideal politikayı tespit edip uyguladıklarını vurguladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Ocak ayı enflasyonu artacak. Enflasyonun yılın ilk çeyreğinde çift haneye çıkmaması için gayret göstereceğiz" dedi.
Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, finansal istikrar boyutunda attıkları adımların sonuç verdiğini dile getirerek, bankaların daha uzun vadeli borçlanma sürecinin başladığını, zorunlu karşılıklara faiz ödemeye başladıklarını söyledi.
Yakın dönemde küresel finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkilerin görüldüğünü, küresel şokların gelişmekte olan ülkeleri iki boyutta etkilediğini dile getiren Başçı, "Bunlardan birincisi döviz kurlarında bir miktar zayıflama gözlenebiliyor bir şok geldiğinde. İkincisi de finansal koşullarda sıkılaşma gelebiliyor. Dolayısıyla burada yakın dönemde küresel finansal koşullardaki sıkılaşmanın yurtiçi koşullara yansımaları oldu. Bugünlerde uzun vadeli TL cinsinden Hazinenin borçlanma faizleri yüzde 11'ler seviyesinde. Kısa uçta şu anda 10,75 Merkez Bankasından marjinal fonlama oranı. Nispeten yatay getiri eğrisi var. Diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla bu çok daha yatay bir getiri eğrisine işaret ediyor. Bu küresel şok, tek araçla çalışan ülkeleri nasıl etkiledi diye bakmamızda fayda var, bu tartışmaları sağlıklı yapabilmemiz için. Onların uzun vadeli faizlerini, ciddi bir şekilde yukarıya doğru çekti ve getiri eğrileri çok daha dik hale geldi. Tek bir politika faiziyle ayda bir defa toplanıp, ufak adımlar atmak şeklindeki bir politika uygulamanın sonucu bir yerde getiri eğrisinin sert bir şekilde dikleşmesi şeklinde gözlendi. O yüzden şu ana kadar bizim çerçevemizin çok daha dayanıklı olduğu görülüyor. Ağustos ayından bugüne kadar olan durumda, bu çerçeveden bugün itibarıyla memnunuz" diye konuştu.
Getiri eğrisinin çok dik olmasının krediler üzerinde ciddi genişletici etki yapabildiğini ve uzun vadeli enflasyon bekleyişlerinin hızla yukarı sürüklenmesi gibi sonuca yol açtığını ifade eden Başçı, "Onun da bir yerde bizim çerçevede daha az olduğunu, daha sınırlı olduğunu gözlüyoruz" ifadesini kullandı.
Tüketici ve ticari kredi büyüme oranlarında yılın üçüncü çeyreğinde başlayan belirgin yavaşlama eğiliminin son çeyrekte de devam ettiğine işaret eden Başçı, yıllık büyüme oranlarının bu iki grupta yıl sonu itibarıyla tüketici kredilerinde yüzde 8,7, ticari kredilerde yüzde 16,2 olarak gerçekleştiğini kaydetti.
Başçı, 2014 başından bu yana olduğu gibi 2015 son çeyreğinde de ticari kredilerin, tüketici kredilerine göre daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiğini belirterek, kredi büyümesi ve kompozisyondaki bu gelişmelerin dengelenme sürecine ve finansal istikrara katkı yapmasının yanı sıra son dönemdeki maliyet gelişmelerinin enflasyon üzerinde sınırlayıcı yönde etki yapacağını değerlendirdiklerini belirtti.
On üç haftalık ortalamaların yıllıklandırılmış büyüme hızlarına göre, tüketici kredilerinin 2015 genelinde, ticari kredilerin ise daha çok yılın ikinci yarısında, geçmiş yıllar ortalamalarının önemli ölçüde altında kaldığına dikkati çeken Başçı, "Ancak yılın son çeyreğinde ticari kredilerde daha belirgin olmak üzere her iki kalemde de 13 haftalık ortalamalara göre hesaplanan eğilimlerde sınırlı miktarda artış yaşandı. Yakın dönemde tüketici kredilerine risk ağırlıklarına yapılan düzenlemeler, önümüzdeki dönemde kredi büyümesini destekleyebilecektir. Bununla birlikte finansal koşullardaki sıkılığın sürmesi nedeniyle önümüzdeki dönemde, yıllık kredi büyüme hızlarının, makul düzeylerde seyretmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Bunun özeti şu; krediler boyutunda enflasyona yukarı yönlü herhangi bir risk şu anda görmüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
- Hükümete mektup
Geçen yılın son çeyreğinde, tüketici fiyat endeksinin, bir önceki çeyreğe kıyasla 0,86 puan artarak yüzde 8,81 ile hem Ekim Enflasyonu Raporu öngörüsünün hem de yıl sonu enflasyon hedefi etrafındaki belirsizlik aralığının üzerinde gerçekleştiğini belirten Başçı, "Böyle bir durumda hükümete açık mektup yazmamız gerekiyor. O mektubu da bugün gönderiyoruz. Enflasyon raporu mesajlarının özeti şeklinde. Mektup iletildikten sonra bugün ilerleyen saatlerde internet sitemizde sizlerle paylaşacağız. Aynı mesajlar olacak, sadece hükümete bir kollektif çaba gerektiğine dair ilave hatırlatma var ki zaten hükümet bunun gayet farkında" dedi.
Başçı, dün akşam Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısı yaptıklarını ifade ederek, gıda enflasyonunun, son yıllarda sürekli manşet enflasyonunun üzerinde seyrettiğini kaydetti. Başçı, Gıda Komitesinin konuyla ilgili sunduğu raporda, gelişmeleri ve şimdiye kadar yapılan çalışmaları özetlediğini söyledi. Raporda, son derece kuvvetli bir irade olduğunu gördüğünü, kırmızı et ve ekmeğin enflasyon üzerine ciddi etki yaptığını bildiren Başçı, şöyle devam etti:
"Kırmızı et en ağır şekilde korunan bir sektördür Türkiye'de. Kırmızı et fiyatları arz-talep dengeleri açısından ele alındı. Orada tedbirlerin hızla alınması ve fiyat istikrarının sağlanması konusunda bir irade ortaya kondu. İkinci konu da ekmek fiyatları ele alındı. Ekmekte maliyet nedir, yeni fiyatlamalar nasıldır, o konuda gerekli açıklamaları ilgili bakanlar yapacak. Orada kuvvetli bir irade söz konusu, bu sevindirici. Oradaki kolektif çaba ihtiyacını göstermiş oluyor. Buradaki sapmanın önemli bir kısmı gıdadan kaynaklanıyordu. Gıda ve tütün dışı enflasyona baktığımızda tahminlerimizin biraz üst bandına yakın gerçekleşme olduğunu gördük."
- "Ocakta enflasyonun çift haneye çıkma ihtimali az"
Başçı, yılın son çeyreğinde ABD Doları cinsinden ithalat fiyatlarında kaydedilen düşüşe karşın, gıda fiyatları ve döviz kuru gelişmeleriyle enflasyon üzerindeki maliyet baskılarının devam ettiğini dile getirerek, söz konusu artan maliyet unsurlarının çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırladığını, asgari ücrette yapılan ayarlamanın genel ücretler ile enflasyon üzerindeki yansımalarını yakından izleyeceklerini belirtti.
Konuyla ilgili çalışmaların başladığını belirten Başçı, "Bir yandan TÜİK toplarken biz de fiyat topluyoruz. Orada aşağı yukarı tahminlerimiz doğrultusunda bir gelişme var ama sonuçta geldiğimiz noktada ocak ayı enflasyonu artacak. Enflasyonun yılın ilk çeyreğinde çift haneye çıkmaması için gayret göstereceğiz. Ocakta çift haneye çıkma ihtimali az, tek hanede kalabilir ama daha sonraki aylarda baz etkisinin de yardımıyla trendler çok önemli olacak" diye konuştu.
Çekirdek enflasyon eğiliminde üçüncü ay arka arkaya düşüş gözleneceğini anlatan Başçı, burada 18 Ağustos'ta yayımladıkları tedbirler ile sıkı likidite politikası duruşunun etkisinin olduğunu bildirdi. TL'nin dolar, avro ve döviz sepeti bazında hareketine bakıldığında nispeten yatay ve dalgalı seyir izlediğini belirten Başçı, "Orada kuvvetli bir trend oluşmadığı sürece bu tür dalgalanmalar, enflasyon üzerinde kalıcı etki bırakmıyor ve buraya geçişler daha sınırlı oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonla mücadele önünde büyük engel olan cari açık probleminin büyük ölçüde çözüldüğünü belirterek, bu yıl emtia fiyatlarındaki düşüşün yardımıyla cari açığın yüzde 4’ün altına gerileyebileceğini bildirdi.
Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, enflasyonun yüzde 5 hedefine kalıcı olarak indirilebilmesi için bütün kurumların son yıllarda gösterilen çabayı kararlı bir duruşla sürdürmesinin önem taşıdığını ifade etti.
Son yıllarda yaşanan önemli dış şoklara rağmen uygulanan politika çerçevesi ile enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki bozulmayı sınırlı seviyelerde tutabildiklerini anlatan Başçı, "En son gelen anket verilerinde yüzde 7’nin üzerinde bir rakam gördük. Bu da aslında hem beklentiler hem de fiyatlama davranışlarıyla ilgili son derece titiz çalışma yapmamız gerektiğine işaret ediyor. Gelinen noktada fiyat istikrarına ulaştığımızı söylemek mümkün değildir. Enflasyon hedeflemesinde elde edilen 10 yıllık tecrübe, bize enflasyonla mücadelenin kolektif bir çaba gerektirdiğini göstermiştir" diye konuştu.
Kamu gelirler ve ücret politikaları ile gıda fiyatlarına dair yapısal unsurların enflasyonla mücadelenin önemli bir parçası olduğuna dikkati çeken Başçı, basiretli borçlanmaya yönelik makro ihtiyati önlemlerin dengeli büyümeye katkı sağlayarak enflasyonla mücadele için elverişli zemin hazırladığını söyledi.
Başçı, basiretli borçlanmada kompozisyonun tüketici kredilerinden firma kredilerine kaymış olmasının özellikle cari açık açısından son derece faydalı olduğunu belirterek, "Cari açık problemi şu anda son derece yönetilebilir bir düzeye gelmiş durumda. Biliyorsunuz yüzde 10’lar düzeyinden kademeli bir düşüşle 4 yıl zarfında geçtiğimiz yıl yüzde 4,5 civarında bir yerde bitirecek. Bu yıl da emtia fiyatlarındaki düşüşün yardımıyla cari açığın yüzde 4’ün altına gelme ihtimali oldukça yüksek. Dolayısıyla enflasyonla mücadele önünde büyük engel olan cari açık problemini büyük ölçüde çözmüş olacağız. Kalan kısmını da kararlı bir duruş ve sürekli mücadele ile çözeceğiz” ifadelerini kullandı.
- "Daha güçlü iktisadi faaliyet bekliyoruz"
İktisadi faaliyetlerin, 2015’in üçüncü çeyreğine ilişkin gayri safi yurt içi hasıla verilerine göre ekim enflasyon raporundaki görünüme kıyasla daha güçlü bir seyir izlediğine vurgu yapan Başçı, "Milli gelir dönemlik bazda yüzde 1,3, yıllık bazda yüzde 4 yükseldi ve istikrarlı büyüme eğilimi devam etti. Üçüncü çeyrek gelişmelerini harcama tarafından değerlendirdiğimizde, nihai yurt içi talebin ılımlı bir artış sergilediğini, dış talebin ise üç çeyrekten sonra büyümeye pozitif katkı yaptığını görüyoruz" diye konuştu.
Başçı, 2016 yılı geneline ilişkin talep görünümü değerlendirildiğinde, 2015'e kıyasla daha güçlü iktisadi faaliyet beklediklerini dile getirdi. Yurt içi belirsizliklerin azalmasıyla tüketici ve yatırımcı güveninde yaşanan artışların iç talebi destekleyebileceğini belirten Başçı, 2015'te iç belirsizliklere bağlı ertelenmiş yatırımların 2016'da kısmen de olsa hayata geçirilmesi ile küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansının ve yakın dönem ücret gelişmelerinin gelir kanalı üzerindeki etkisinin yurt içi talebe katkı sağlayacağını kaydetti.
- "İlk defa hanehalkının geliri, borcundan daha hızlı artacak"
Asgari ücret ve ücretlerdeki artış nedeniyle harcamaların nominalde artabileceğine işaret eden Başçı, "Onu telafi edecek tarafta da tüketici kredilerinin artış hızı gözle görülür şekilde yavaşladı. O da toplam talebi aşağı yönde etkileyecek. İlk defa bu yıl hanehalkının geliri, borcundan daha hızlı artacak. Bu da arzu edilen bir gelişme” dedi.
Başçı, cari açıkta öngörülen düşüş ve güçlü kamu maliyesinin olası şoklara karşı ekonomi politikalarının dengeleyici yönde hareket edebilmesi açısından alan oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği (AB) ekonomisindeki toparlanma ihracatımızı desteklemeye devam ederken, Ortadoğu ile Rusya'ya yapılan ihracata ilişkin belirsizlikleri aşağı yönlü risk unsurları olarak değerlendiriyoruz. Türkiye-AB ilişkileri açısından pek çok alanda ilerleme kaydedildi ve kaydedilmeye devam edecek. Gümrük Birliğinin geliştirilmesi söz konusu. Hizmetler sektörünün, tarım da dahil olmak üzere diğer alanların burada eklenmesi ve daha serbest ticarete yakın belki ABD ve Avrupa arasındaki TTIP’e yakın bir anlaşmanın çalışılması planlanıyor. Hükümet tarafından da bu yönde irade beyanı olmuştu. Bunun da ihracatımız üzerinde ilave etkisi olacak. Kalıcı şekilde ihracat artışımız devam edecek."
Küresel finans piyasalarındaki oynaklıkların ve küresel büyümeye dair endişelerin finansal koşulları ve dış talebi olumsuz etkileyebileceğini dile getiren Başçı, 2016'da iç talebin 2015'e kıyasla bir miktar güçlenmesini, dış talebin ise jeopolitik risklerin varlığına karşın AB kaynaklı olarak toparlanma eğilimi sergileyebileceğini öngördüklerini söyledi.
Tüketicilerin gelirleriyle orantılı borçlanmalarının bankacılık sektörü tarafından izlenmesi ve ihtiyaç duyulursa tedbir alınması yönünde ideal bir makroihtiyati politika bulunduğunu ifade eden Başçı, "Türkiye de bu yönde ilerleyecek. Bu konuda BDDK ile finansal istikrar komitesi çerçevesinde mutabıkız ve bankalarımızla bunun iletişimi yapılıyor. Bu altyapı şu anda kuruluyor” dedi.
- Ham petrol fiyatları varsayımı 2016 için 37 dolar
Enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının da önemli rol oynadığını vurgulayan Başçı, başta petrol fiyatları olmak üzere, uluslararası piyasalardaki emtia fiyatlarında gözlenen düşüş eğiliminin 2015 yılının son çeyreğinde de sürdüğünü dile getirdi.
Başçı, büyük ölçüde Çin ve diğer gelişmekte olan ekonomilerdeki talep yetersizliğinden kaynaklanan söz konusu eğilimin, Türkiye ekonomisinde ithalat fiyatlarının dolar bazında gerilemesine neden olduğunu ifade etti. Bu nedenle ham petrol fiyatlarında ve dolar cinsinden ithalat fiyatlarına dair varsayımlarda aşağı yönlü güncellemeler yaptıklarına işaret eden Başçı, şunları kaydetti:
"Yıllık ortalamalar itibarıyla ham petrol fiyatları varsayımımızı 2016 için 54 dolardan 37 dolara düşürdük. Biz bu raporu hazırlarken 37 dolar olarak yazdığımız varsayımlar, bir-iki hafta geçtikten sonra 30 dolar seviyesine kadar düştü. Bu derece sert hareketler gözlenebiliyor. Ayrıca, ortalama ithalat fiyatlarının yıllık yüzde değişimine dair varsayımlarımızda da 2016 için 4,9 puan aşağı yönlü güncelleme yaptık. Gıda fiyatları enflasyonu varsayımını, özellikle asgari ücret ayarlamalarının maliyet ve talep üzerindeki etkileri nedeniyle, 2016 yılı için yüzde 8’den yüzde 9’a çıkardık."
Başçı, asgari ücretteki artışın bütçe dengesine ve vergi ayarlamalarına ne yönde etki edeceğini yakından izlediklerini belirterek, "Açıklanan kamu desteği hesaba katılmak suretiyle asgari ücret artışının işverene maliyeti ve talep üzerindeki etkileri dikkate alınarak 2016 yıl sonu enflasyon tahmininde 1 puana yakın yukarı yönlü güncelleme yaptık" ifadesini kullandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, aktif bir iletişim politikasıyla araçlarının doğru kombinasyonunu bulduklarına herkesi ikna edeceklerini, o şekilde bu küresel türbülans döneminden enflasyonu ve ekonomiyi en az etkiyle geçireceklerini belirterek, "Gördüğünüz gibi küresel şartlar normal değil. O yüzden bizim de biraz sofistike olmamız gerekiyor ve o sofistikasyonun işe yarayacağını göreceksiniz, hep birlikte bunu göreceğiz" dedi.
Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I" başlıklı raporun tanıtımı amacıyla TCMB Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantının ardından soruları yanıtladı. Başçı, sadeleştirmeye ilişkin soru üzerine, temmuz ayındaki Enflasyon Raporu'ndan sonra hep aynı mesajı verdiklerini, bu bağlamda ABD Merkez Bankasının (Fed) politika normalleşmesinin sorunsuz başlamasının iyi bir şey olacağını belirttiklerini anımsattı. Bu senaryonun iyi olduğunu ve normallik duygusu verdiğini belirten Başçı, öte yandan oynaklığın düşük olduğu dönemde faiz koridorunu etkili bir araç olarak kullandıklarını anlattı.
Erdem Başçı, Fed'in adımına kadar heyecanlı aylar geçtiğini ve ilk adımdan sonra sakin bir girişle aralık ayının sonuna kadar gelindiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Fakat bu defa Çin'den kaynaklanan bir şekilde oynaklıklar gözlemledik. Ocak ayının başlarından itibaren dünya borsalarındaki düşüşe bakarsanız eşi benzeri görülmemiş derecede ciddi bir düşüş var. Böyle bir dönemde Türkiye'de ne işe yarıyorsa onun kullanılması gerekiyor. Dolayısıyla bu elimizdeki değerli aracı şu anda muhafaza etmek istiyoruz. Fakat bununla da yetinmiyoruz. İlave politik araçları da birer birer devreye alıyoruz. Onlar da oynaklığı düşürücü yönde etki gösteriyor. Bunlardan bir tanesi rezerv opsiyonu mekanizması ki otomatik dengeleyici özelliğiyle Türk Lirası'ndaki oynaklığı yumuşatıcı bir etki yapıyor. Ona benzer yeni araçlarımız var."
"Değerli araçların" da kullanılmaya başlandığını, bunun dengeleyici yönde etki ettiğini söyleyen Başçı, "Gerekiyorsa birden fazla araçla, hepsinin birden enflasyonu düşürücü yönde kullanılması ihtiyacı var şu anda" ifadelerini kullandı.
- "Çin'den gelen dalgaya karşı konuyu daha dikkatli şekilde ele almak gerekecek"
"Enflasyon raporlarındaki sürelerde 18-24 ay yerine tedrici yönde bir düzenlemeye gidilmesinin bir hedef değişikliği yönünde yorumlanıp yorumlanmayacağı" sorusuna Başçı, şu yanıtı verdi:
"Şimdi neden değil sorusunun cevabı çok basit: ücretler politikası ve asgari ücret temelde. Dolayısıyla yönetilen yönlendirilen fiyat ayarlamalarıyla birlikte burada yüzde 7,5 gibi bizim de altında kalmayı daha çok arzu edebileceğimiz bir projeksiyon verdik. Yıl sonunda yüzde 7,5'in altında kalmak için bir şans görüyor musunuz? Biz bunu yapabilmek durumundayız. Eğer enflasyondaki düşüşü başlatamazsak, bu Türkiye'yi çok daha kötü bir dengeye doğru götürebilir. Onun için elimizde ne varsa, hangi araç varsa o aracı enflasyonu düşürücü yönde kullanmamız gerekiyor."
Erdem Başçı, "Para politikasının mevcut enflasyonu aşağı yönlü çekecek güçte olduğunu uzun zamandır söylüyorsunuz ama çekirdek enflasyon 9,5. Acaba bu farklılığı nasıl yorumlamak gerekiyor?" şeklinde soruya karşılık da kredi büyümesi açısından para politikasının yeterince sıkı olduğunu ve bu yönden herhangi bir risk görmediklerini söyledi. Döviz kurları açısından ise iki ayrı Çin şoku yaşandığını belirten Başçı, "Ocak başında başlayan, yine Çin'den gelen dalgaya karşı da biraz daha konuyu daha dikkatli şekilde ele almak gerekecek. Onun için de bizim Kurul'da ele aldığımız konu şuydu: Emtia fiyatlarında yüzde 3'lük bir düşüş paranız biraz değer kaybetse bile enflasyonu düşürücü etki yapabiliyor. Ama biz yine de paramızın istikrarlı seyretmesini istiyoruz" diye konuştu.
Bu dönemde Merkez bankalarının "parasının alım gücünü koruyabilen ve fiyat istikrarına ulaşan merkez bankaları" ve "fiyat istikrarından uzaklaşan merkez bankaları" olarak ayrışacağına işaret eden Başçı, optimal (en uygun) politika kombinasyonunu bulmak zorunda olduklarını, krediler tarafında bir sorun olmadığını ama döviz kurlarının nispeten daha istikrarlı seyretmesi gerektiğini vurguladı.
- "Döviz kurları ağustostan beri yatay ve dalgalı seyir izliyor"
Başkan Başçı, enflasyon açısından döviz kurlarının ağustostan bu yana yatay ve dalgalı bir seyir izlediğini, trendin yatay, kurların ise dalgalı bir seyir izlemesinin ise enflasyona kalıcı hasar vermeyeceğini belirtti. Fiyat istikrarının sağlanacağına dair bir kanaat varsa döviz kurlarının istikrarlı olabileceğini, aksi halde bozulmayı yansıtabildiğini kaydeden Başçı, "O yüzden elimizdeki araçların hepsini gerekirse enflasyonu düşücü yönde kullanıp bu şokların etkilerinin geçici olmasını sağlamamız gerekiyor önümüzdeki dönemde. Bunu yapacağız, kararlıyız. Kararlı duruştan kastımız bu" diye konuştu.
Para politikasına yönelik ayarlamaların yapılabileceğini ancak özellikle optimal nokta konusunda kararlı olunması gerektiğini dile getiren Başçı, şöyle devam etti:
"Çok sayıda araç olunca iletişim politikasına önem vermek gerekiyor. Her bir araç enflasyonu nasıl etkiliyor, hangi kanaldan etkiliyor? Bunu tek tek anlatmak gerekiyor. Çünkü bunların bazıları yeni araçlar. Onu önümüzdeki dönemde yapacağız. Aktif bir iletişim politikasıyla bizim araçlarımızın doğru kombinasyonunu bulduğumuza herkesi ikna edeceğiz. O şekilde bu küresel türbülans döneminden enflasyonumuzu ve ekonomiyi en az etkiyle geçireceğiz. Gördüğünüz gibi küresel şartlar normal değil. O yüzden bizim de biraz sofistike olmamız gerekiyor ve o sofistikasyonun işe yarayacağını göreceksiniz, hep birlikte bunu göreceğiz."
-"Dolar bazında borçlanmalar nispeten azaldı"
Başçı, "Bankacılık sisteminde kasım sonundan beri döviz mevduatlarında ciddi bir düşüş var. Hangi faktörler etkili oldu bunda?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Onu biz de takip ettik. Ocak ayında da devam etti. Bizim vatandaşlarımız yükselişlerde aynen o çizdiğim resim çerçevesinde yatay bir trendden sapma şeklinde algıladıkları için bir miktar dövizden TL'ye geçişi ocak ayında da sürdürdüler. Kararlı bir şekilde sürdürdüler. Onun dışında bir miktar da borç azaltma. Ama borç azaltma derken, avro cinsinden borçlanmaların tercih edildiğini görüyoruz akım bazında baktığımızda. Normal olarak çok fazla konu konuşulduğu için dolar bazında borçlanmaların da nispeten azaltıldığını, akım bazında görüyoruz. Orada bir dolardan avroya geçiş de bir miktar var ama genel olarak aşırı borçlanma eğiliminin azalması var. Çok sert değil. O gayet makul ve yönetilebilir bir trend."
- "Döviz ihtiyaçları azalana kadar rezervlerimizi kullanmayı tercih ettik"
Erdem Başçı, "Cari açığın düştüğü bir dönemde Merkez Bankasının rezervlerinde ciddi bir düşüş var. Bunun nedenleri nedir, ne zaman sona erer?" sorusuna da "Cari açıktan ziyade bizim enerji ile ilgili bir doğalgaz şirketimiz var. Kamu şirketi bu. Bu doğalgaz şirketinin enerji alımlarıyla ilgili olan fiyatlama mekanizmaları ve kontratlar brent petrolünün geçmiş fiyatlarına bağlı. Hatırladığım kadarıyla 6 ay ila 9 ay arasında gecikmeyle brent fiyatlarındaki düşüş buraya yansıyor. Orada bir miktar köprü gibi davranarak Merkez Bankası olarak onların döviz ihtiyaçları azalana kadar döviz rezervlerimizi kullanmayı tercih ettik. Çünkü orada bazı günlerde piyasaya gidiyorlar TL'leri yeterli olmayabiliyor. Onu yumuşatamıyorlar. Bazı günler kuvvetli bir şekilde girip döviz almaya kalkabiliyorlar. O yüzden onu geçmişte de çok uzun süredir bildiğimiz için Hükümetimizin ve Hazine Müsteşarlığımızın da onayıyla bir protokol yapıp, orada bu geçiş döneminde onların ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşıladık. Oradaki rezervlerdeki azalmanın bir kısmı bununla alakalı" cevabını verdi.
Oynaklıkları yumuşatıcı yönde esnek döviz satım ihalelerini sürdürdüklerini belirten Başçı, şimdi fiyatlamaların olumlu hale geldiğini bildirdi. Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de ona uygun bir şekilde rezervlerimizin kullanılma hızını ayarlayacağız. Çok büyük ihtimalle mart ayından itibaren, mart sonundan itibaren olabilir, başa baş noktaya da gelebiliriz. Rezervlerimizi kaybetmeden kullanmanın yollarını buluyoruz. Orada da ihracatçılarımızdan düzenli olarak rezervlerimize ekliyoruz. Ayda bir milyar dolar ekleme yapıyoruz. Onun üzerine çıkabiliyor, 1 milyar 100, zaman zaman 1 milyar 200. Ona karşılık yumuşatıcı yönde ama aynı zamanda krediler açısından da tüketici-ticari ayrımında ticariyi destekleyici yönde, likidite sıkılaşmasına yol açtığı için. Döviz satım ihalelerini de yine ilave bir araç olarak kullanıyoruz. O da enflasyonu düşürücü araçlardan bir tanesidir."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, piyasaların enflasyon beklentisine ilişkin, "Beklentilerle olan uyumsuzluk buradaki çabanın görülmesi ile alakalı olacak. Bunu ben bir uzun mesafeli koşu olarak düşünüyorum. İsterseniz 'maraton', isterseniz 'bayrak yarışı' deyin. Burada ciddi kararlar, ciddi adımlar gerektiği zaman atılabilir ama burada önemli olan şey şu, attığınız adımın, enflasyonu, fiyat istikrarını destekleyici yönde olması için ideal kombinasyonu bulmanız gerekecek" ifadesini kullandı.
Başçı, TCMB Konferans Salonu'nda, bu yılın ilk enflasyon raporuna ilişkin bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Üst üste 5 yıl enflasyonun, hedefin üzerinde gerçekleştiğine işaret edilerek, yüzde 5 enflasyon hedefinde bir revizyonun gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Başçı, enflasyon hedeflerini üçer yıllık dönemler için açıkladıklarına dikkati çekti. Başçı, hedef revizyonu yapmadıklarını ifade ederek, "Bu yıl sonunda yüzde 7,5 demek, aslında 7'nin üzerinde olduğu için yine bir izahat gerektiren bir durum olacak. Yüzde 7,5 olursa yine bir mektup yazmak gerekecek" diye konuştu.
Bunun bir "hedef revizyonu" değil, bir "projeksiyon revizyonu" olduğunu ifade eden Başçı, enflasyonun yüzde 5'e ancak 3 yıllık dönemde gidebileceğinin görüldüğünü, onun da çaba ile mümkün olabileceğini söyledi.
Başçı, beklentilerle olan uyumsuzluğun buradaki çabanın görülmesi ile alakalı olacağını dile getirerek, "Bunu ben bir uzun mesafeli koşu olarak düşünüyorum. İsterseniz 'maraton', isterseniz 'bayrak yarışı' deyin. Burada ciddi kararlar, ciddi adımlar gerektiği zaman atılabilir ama burada önemli olan şey şu, attığınız adımın, enflasyonu, fiyat istikrarını destekleyici yönde olması için ideal kombinasyonu bulmanız gerekecek" ifadelerini kullandı.
Çok boyutlu para politikasının faydası ve zorlukları olduğunu anlatan Başçı, başka Merkez Bankalarının çözemediği problemlerin bu politika ile çözülebildiğini belirtti. Bunun iddialı bir söz olduğunu dile getiren Başçı, bunun hemen değil de zaman içerisinde olacağının görülmesi gerektiği vurguladı.
Oradaki adımların gerek hükümet gerek Merkez Bankası tarafından Para Politikası Kurulu toplantısında her zaman ele alındığına dikkati çeken Başçı, üç boyutta da neler yapılabileceğine dair önceden planlamalar yapılabildiğini bildirdi.
Enflasyon raporundaki risk senaryolarına işaret eden Başçı, küresel finansal koşullar sert bir şekilde sıkılaşmaya devam ederse, aynı zamanda döviz kurları üzerinde yukarı yönde baskı olursa ona göre risk senaryolarının olduğunu, bunun bankaların piyasaya ihtiyacını azaltıcı araçlar olduğunu söyledi.
Başçı, acele etmemek gerektiğini, ihtiyaç olan adımların atılabileceğini dile getirerek, bu adımlarda herhangi bir teknik sınır olmadığını, fakat o adımların gerektiği zaman atılmasının önemli olduğunu söyledi. Başçı, likidite politikasına da gerektiği kadar sıkı prensibine mevcut koridorun içinde ayarlamaya devam etmenin şu an ideal bir politika kombinasyonu olarak görüldüğünü kaydetti.
- "Avrupa'da ciddi bir toparlanma söz konusu"
Yurt dışı piyasalar başta olmak üzere Türkiye ekonomisine yönelik risk faktörlerinde sert bir dalgaya karşı ne yapacaklarının sorulması üzerine Başçı, geniş faiz koridorunu korumanın bu ihtiyaca cevap verdiğini, bir sıkılaşma gerekirse kurul üyeleri ile istişare ederek onu her zaman yapmanın mümkün olduğunu bildirdi. Başçı, bunu yaparken de verimli ve ideal noktada olması gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin nispi performansı ve Türk varlıklarının etkilenmesinin geçici olup olmadığına bakarak karar vermenin daha doğru olduğunu, şu anki esnek çerçevenin bu ihtiyacı azaltacağını düşündüklerini vurguladı.
Başçı, Çin Merkez Bankasının yoğun bir şekilde piyasayı fonlamasının uluslararası piyasalara nasıl bir etkisi olacağına ilişkin soru üzerine de Fed’in yarın toplantısının olacağını, uluslararası piyasaları çok yakından izlediklerini, bütün ülkelerin Merkez Bankalarının bu konuyu enine boyuna ele aldığına inandığını söyledi.
Her bir Merkez Bankasının kendi ülkesinin fiyat istikrarı için en doğru kararı vereceğini dile getiren Başçı, aynı şeyin Çin Merkez Bankası için de söz konusu olduğunu, Çin'in hizmetler sektörünün iç talebi, tüketimi artırarak bir büyüme planladığını kaydetti.
Başçı, Avrupa Birliğindeki toparlanmanın yanı sıra başka olumlu sinyallerin olup olmadığına ilişkin soruya yönelik de Avrupa'da işsizliğin düşmeye başladığını, genel olarak bir toparlanma hissinin bulunduğunu, morallerin nispeten daha iyi olduğunu belirtti.
Bunun en iyi Türkiye'nin Avrupa'ya ihracatından takip edilebileceğinin altını çizen Başçı, bu verilerin Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden gün gün izlenebildiğini, orada ciddi bir toparlanmanın söz konusu olduğunu bildirdi.
Başçı, toparlanmanın devam edeceğini dile getirerek, büyüme konusunda tahminlerin geçen yılın biraz üzerinde olduğunu, yüzde 1,6-1,7 büyüyebileceklerini kaydetti.
Avrupa açısından iyi bir performansın gerçekleştiğini, bunun da Türkiye'ye en çok yardım eden konulardan birisi olduğunu dile getiren Başçı, "Petrol fiyatlarındaki düşüş de o kadar çok oldu ki bizim Enflasyon Raporu'nu yazdığımızda verdiğimiz projeksiyonları belki de oturup tekrar çalışmamız gerekecek. 'Yeni durumda net etkisi nedir' diye. O da ciddi yardım ediyor aslında" diye konuştu.
Başçı, enflasyon sepetindeki ÖTV'ye tabi ürünlerle ilgili bir soru üzerine, oradaki artış projeksiyonunun önemli bir kısmının da petrol fiyatlarıyla ilişkili olduğunu söyledi.
Benzin üzerindeki vergilerde sabit yüzdesel olmayan kısmın ÖTV olduğuna işaret eden Başçı, ne kadar çok otomobil alınırsa ve kullanılırsa oradan ÖTV geldiğini, bu vergi türünün mali politika açısından yardımcı olduğunu belirtti. Başçı, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların ücretler de dahil olmak üzere enflasyon hedefi ile uyumlu olması gerektiğinin altını çizerek, bu hedefi hükümet ile belirlediklerini ifade etti.
İki seçimin enflasyon üzerinde etkisi olduğunu dile getiren Başçı, asgari ücret artışından gelen 1,5 puanlık etkinin yönetilebilir tutulması gerektiğini kaydetti. Başçı, bunun asgari ücretlinin alım gücünü korumak için gerekli olduğunu vurgulayan Başçı, zor bir iş olduğunu ama bunu başaracaklarını belirtti.
- "Yapısal problemler çok fazla"
Enflasyonun yükselişinin önlenmesinde yapısal eksikliklerin olup olmadığına ve enflasyonla mücadele konusunda yeni bir modelin gerekli görülüp görülmediğine ilişkin bir soru üzerine de Başçı, şöyle konuştu:
"Yapısal unsurlar elbette var. Bunlar dün akşamki Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda enine boyuna ele alındı. Yapısal unsurlardan önemlisi ilgili bakanlıkların sadece üreticilere bakması ve üreticilerin refahını maksimize etmeye çalışması doğal olarak. Fakat diğer taraftan da geniş bir tüketici kesimi var. Bu tüketici kesiminde de refahının fiyat istikrarının da korunması gerekiyor. Onun için bu komite ve toplantılar önemli. Özellikle Sayın Başbakanımızın bu konuda Merkez Bankasının da ekonomi ile ilgili önemli toplantılara girmesi görüşü için müteşekkirim. Çünkü orada tüketici fiyatları açısından da alınan kararların etkisinin hatırlatılmasında fayda oluyor. Onun dışında yapısal problemler çok fazla. Onların çözümü için de bir vade var ve onlar zaman alacak tabi. Biz o yüzden daha ziyade konjonktürel tarafa bakıyoruz. Bir an önce ne yapılabilir? Bir an önce de gıda ile ilgili eğer talep fazla ise arz yetmiyorsa kontrollü bir şekilde ithalat da yapabiliyorsunuz. Onu zaten yapmaya başladık yine. O konuda yeni kararlar alabilirler."
Bütün Merkez Bankaları için asıl sorunun enflasyonu hedefe getirebilmek olduğunu dile getiren Başçı, gelişmekte olan ülkelerin durumunun enflasyonu hedefe getirebilmek açısından daha iyi olduğunu, kullanabilecekleri araçların manevra alanının daha fazla olduğunu ifade etti.
Bu araçları akıllıca kullanmak gerektiğini belirten Başçı, büyümeye çok fazla zarar vermeden yapmak gerektiğini bildirdi.
Başçı, gelişmekte olan ülkeler için enflasyon hedeflemesini yapmak için yeterli enstrüman bulunduğunu fakat küresel dalganın farklı yönlerde etkilediğini, gelişmiş ülkelerin enflasyonunu aşağıya, gelişmekte olan ülkelerin enflasyonunu ise yukarı doğru çektiğini belirterek, burada gereken tedbirlerin gecikmeksizin alınması ve çok boyutta ideal politika kombinasyonunu uygulamanın çözüm olduğunu söyledi.
Piyasalar Genel Müdürlüğü'ndeki personele güvenlerinin tam olduğunu dile getiren Başçı, 18 Ağustos dökümanı için küresel risklere karşı ne yapılması gerektiğine ilişkin çalışmalar yapıldığını, dokümana ilk etkinin çok olumsuz olduğunu, dokümanların incelenmesinin ardından mantıklı bulunarak Türk varlıklarına geçişin tekrar başladığını hatırlattı. Başçı, ağustostan bu yana nispi performansın fena olmadığını dile getirerek, çekirdek göstergelerdeki iyileşmelerde 18 Ağustos dokümanının faydasının bulunduğunu düşündüklerini, bundan sonra teknik kabiliyeti yüksek olan Merkez Bankalarının bir adım önde olacağını kaydetti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, kırmızı et ve ekmek fiyatının enflasyon sepetindeki ağırlıklarının yüksek olduğunu belirterek, bu konuda kapsamlı bir çalışma yapıldığını belirtti.
Bir soru üzerine Başçı, dövize ilişkin seviyenin yatay olması konusunda ideal politika bileşeni olup olmadığının önem taşıdığını belirterek, "Ağustostan beri olan gelişmelerde bu trendin yataya döndüğünü ve dalgalanmaların geçici olduğunu gördük. Bundan sonraki seyri de yakından izleyeceğiz, gereken tedbirleri gereken zamanlarda alacağız" diye konuştu.
Son üç aylık trendin, H ve I endekslerinin değerini etkileyebildiğine işaret eden Başçı, "Oradaki oynaklık daha az oldu. Ağustostan kastım o. Yine şubat ve mart üzerinde de bu etkiler olabilir. Yeter ki bu trend bozulmasın. Bu dalgalanmaların geçici olduğu duygusu değişmesin. Bu doğru politika bileşeni uyguladığımıza dair önemli bir gösterge" ifadelerini kullandı.
- "Enflasyonda düşüş duygusunu vermeliyiz"
Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında ele alınan gıda fiyatlarına ilişkin tedbirlerin sorulması üzerine Başçı, şunları söyledi:
"Onları hükümet üyelerinin açıklaması daha doğru olur, ben fazla gecikeceğini zannetmiyorum. Dolayısıyla o tür açıklamalar büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde, belki bugün bile bilmiyorum, gelebilir. Orada şu açıdan biz bunları aldık. Bunların (kırmızı et ve ekmek fiyatı) enflasyon sepetindeki ağırlıkları biraz yüksek. O yüzden en azından o kanaldan gelecek olan ilave enflasyonist baskılar aşağı indirilir. Yüzde 9 dedik ya, çift haneden yüzde 9'a çıkmak konusunda somut bir ilerleme sağlanmış olur. Kapsamlı bir çalışma yapılıyor gıdayla ilgili."
Enflasyon konusunda ellerinden gelen gayreti göstereceklerini vurgulayan Erdem Başçı, "Kararlı ama ideal politika bileşeniyle, hükümetin de desteğiyle yapacağız. Enflasyondaki düşüş duygusunu mutlaka vermemiz gerekiyor. Onun fiyatlara yansımalarını da beraberinde görmüş olacağız. Başarılı olmak zorundayız, başaracağız" diye konuştu.
- "Üç ay uzun bir süre"
Erdem Başçı, başka bir soruya karşılık, "Küresel türbülans konusunda ideal politika nedir, onu arkadaşlarla birlikte belirliyoruz. Gerçekten üç ay uzun bir süre. Oraya odaklıyız. Enflasyon üzerindeki yansımalarını ve diğer yansımalarını minimize edecek ideal politika bileşeni nedir, enflasyonu düşürme konusunda ne yapmamız gerekir ona odaklıyız" cevabını verdi.
"Görev süresi sonrasında yeniden atanmayı bekleyip beklemediği" yönündeki soruyu da yanıtlayan Başçı, "Bu bir maratonsa maraton, bir bayrak yarışıysa bayrak yarışı. Önemli olan son raddeye kadar en doğru kararları; arkadaşlarımın katkısıyla, teknik birimlerimizin katkısıyla verebilmek, bir nevi orkestra şefi gibi onu yönetebilmek ve iletişimini yapabilmek. Oraya odaklanmak gerekiyor şu anda" dedi.
- Suriyelilerin enflasyon ve büyümeye etkileri
Başçı, Suriyelilerin enflasyon ve büyüme rakamlarına etki edip etmediğine yönelik bir soru üzerine, bu konuda çalışma yaptıklarını, bunlardan birinin uluslararası bir dergide yayımlandığını söyledi. Başçı, "Gıda üzerine, düşürücü etkiyi ilginç bir şekilde buldular. O makaleyi yayınlayacaklar. Emek piyasası üzerine etkileri var. Büyüme üzerine etkileri var. Enflasyon üzerine artı eksi yönde etkileri var ama gıda üzerine düşürücü etki bulmaları enteresan" diye konuştu.
Başçı, her bir küresel dalganın farklı bir politika bileşeni gerektirebildiğini ve sadece teknik nedenlerle en doğru kararı almaya çalıştıklarını, her zaman da doğru kararı aldıklarını sözlerine ekledi.