Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Çağlayan: Petrol babamızın çiftliğinden çıkmıyor

Çağlayan: Petrol babamızın çiftliğinden çıkmıyor

  • Ekonomi Bakanı Çağlayan, yapılan zamlarla ilgili "Petrol bizim babamızın çiftliğinden çıkmıyor, petrol dışarıdan ithal etmemiz gereken bir ürün" açıklamasında bulundu

Giriş: 17 Ekim 2012, Çarşamba 09:42
Güncelleme: 17 Ekim 2012, Çarşamba 09:57

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, petrol fiyatlarındaki zamlarla ilgili, ''Petrol bizim babamızın çiftliğinden çıkmıyor. Petrolü biz üretmiyoruz. Petrol dışarıdan ithal etmemiz gereken bir ürün'' dedi.

Bakan Çağlayan, Mersin Auto Show Fuarı'nın ardından Yenişehir Fuar Merkezi'ndeki VİP Salonu'nda basın mensuplarıyla sohbet toplantısı düzenledi.

Bakan Çağlayan, burada bir gazetecinin, ihracatta 2012 yılının 4. çeyreğinde 3. çeyreğine göre düşüş beklentisi olup olmadığı yönündeki sorusuna, ihracat beklenti anketini bakan olduktan sonra başlattıklarını, ardından da bu anketi resmi bir beklenti haline getirdiklerini söyledi.

İhracat beklenti anketinin nasıl oluşturulduğunu anlatan Çağlayan, şunları söyledi:

''Benim son çeyrekle ilgili beklentim, aslında hemen hemen bunun tam tersi gibi. Çünkü geçmiş dönemlere baktığımız zaman, bilhassa son çeyrek ihracatın arttığı dönemlerdir. En fazla yoğun ihracatı yaptığımız aylar ekim, kasım, aralık aylarıdır. Daha önce, orta vadeli programda 148 milyar dolar ihracat hedefimiz vardı. Bunu revize ettik. Şimdi 149.5 milyar dolara çıkarttık. Ekim ayının ilk 15 gününde ihracatımız yaklaşık 6.5 milyar dolar. Geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 12.2'lik artış var. Bir önceki aya göre ise yüzde 14.2'lik artış var. Yani ihracat hız kesmeden devam ediyor. Bundan dolayı ümit ediyorum, bu yıl sonunu, 149.5 milyar dolar hedefini yani program hedefini geçmiş olacağız.''

-Akaryakıt zamları

Bakan Çağlayan, bir gazetecinin akaryakıt ürünlerine yapılan zamlarla ilgili sorusunu da şöyle yanıtladı:

''Petrol bizim babamızın çiftliğinden çıkmıyor. Petrolü biz üretmiyoruz. Petrol dışarıdan ithal etmemiz gereken bir ürün. Geçen sene Türkiye, enerji ithalatına petrol dahil 54.1 milyar dolar ödedi. Çıkıp herkes bize cari açığın hesabını soruyor. Sanki cari açığın, benzinin tamamını ben kullanmışım gibi, herkes bize bu soruyu sorabiliyor. 54 milyar dolarlık petrol ve enerji çeşitlerini Türkiye tüketti, herkes tüketti. Benzin zammı rekorundan bahsederken, acaba tasarruf yapma konusunda bir rekor düşünüyor mu bizim vatandaşımız? Dışarıdan bedel ödeyerek aldığımız bilhassa petrolde, 2 seçenek var. Ya onu yaparsınız, ya da vatandaşlardan diğer türlü alırsınız. Bu karşılıklı gideri ödeyecek birileri lazım. Onu da gidip bir Alman'dan, Fransız'dan almayacağız. Türkiye kendi giderlerini karşılaması için gelirlerine ihtiyacı olan bir ülke. Dünyanın her yerinde olduğu gibi.

Türkiye, bilhassa mali ve bütçe disiplinden dolayı övünerek söylüyorum, Avrupa'nın 22 üyesinden çok daha iyi. Netice toplanan vergilerin doğru şekilde kullanıp kullanılmamasıdır. Vatandaşın bunu sorgulaması lazım.''

-Suriye'deki gelişmeler ve ihracat

Suriye'de yaşanan olumsuzluklar nedeniyle Türkiye'nin ihracatında sorun olup olmadığı ve bu konuda herhangi bir tedbir alınıp alınmadığı yönündeki soruları da cevaplayan Çağlayan, alınması gereken tedbirleri zamanında aldıklarını kaydetti.

Libya'daki gelişmelerde de gerekli tedbirleri aldıklarını dile getiren Çağlayan, şunları söyledi:

''Birleşmiş Milletler Suriye ile ilgili bir karar çıkartmış olsaydı, Suriye'ye yönelik çok daha fazla ekonomik tedbir alma durumu ortaya çıkardı. Tıpkı Libya'da olduğu gibi. Evet Libya meselesinden sonra Mısır'a baktığımız zaman, ihracatımızın arttığını, hatta bunun rekor seviyelere ulaştığını görüyoruz. Şimdi bizim Suriye'den dolayı bir ihracat kaybımız var. Eğer Suriye'de savaş olmasaydı, bizim ihracatımız bugün yaklaşık 3 milyar dolar olabilirdi. Şuanda ihracatımız 400 milyon dolar ve bunun yaklaşık yarısı da elektrik enerjisi satışından gelen bir rakam. Ama bilhassa zamanında alınan tedbirler ve Ro-Ro seferleri can kurtaran simidi gibi imdadımıza yetişti. Ümit ediyoruz ki, Suriye'deki sıkıntılar bir an önce çözülür ve sorunlar da ortadan kalkar.''

-''Avrupa ruhi bunalım yaşıyor''

Bakan Çağlayan, TOFAŞ'ın ihracatının düşmesinden dolayı kısa çalışma ödeneğine başvurduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, otomotiv sektöründeki üretimin yüzde 75'inin Avrupa'ya ihraç edildiğini bildirdi.

İhracatta pazar çeşitliliğini artırdıklarını vurgulayan Çağlayan, şöyle devam etti:

''Avrupa şu anda ekonomik değil, artık ruhi bir depresyon yaşamaya başladı. Adeta ruhi bunalım yaşıyor. Avrupa ekonomisinin kısa vadede iki yakasının bir araya geleceği görünmüyor. İhracatın yüzde 48'ini geçen sene Avrupa'ya yapan bir ülke olarak, ihracatının yüzde 25'ini Kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya yapmış bir ülke olarak, eğer başka pazar çeşitliliği yapmamış olsaydık, 147 milyar dolar değil, 135 milyar doları bile rüyamızda göremezdik. Geçen senenin rakamını görmemiz mümkün bile olamazdı. Otomotiv sektörünün kendisine alternatif pazarlar bulması gerekiyor.''

-Merkez Bankası'na sitem

Çağlayan, bir gazetecinin otomotivde ÖTV'nin artırılmasının yabancı yatırımcıyı etkileyip etkilemeyeceği yönündeki sorusu üzerine Türkiye'ye yatırım yapanların, Türkiye'nin kuvvetli iç pazarını kullanmak ve coğrafi konumunu kullanarak tüm dünyaya ulaşmayı amaçladığını söyledi.

Bu tür düzenlemelerin kısa vadeli gelişme olduğunu ve yatırımcıda çok etki yapacağı kanaatinde olmadığını dile getiren Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Aylardır bir şey söylüyorum, diyorum ki (Ey Merkez Bankası faiz koridorunu daralt). Ben bunu söylerken, Merkez Bankası üzerinden prim yapmak aklıma bile gelmedi. Çünkü buna ihtiyacım da yok. Burada, bizde bir senkronizasyon arızası oldu. Senkronize olamadık. Cumhuriyet tarihinin en iddialı teşvik sistemini yaptık. Benim feryadım bu. Çok iyi anlaşılmadı, anlayanlarda farklı yerlere çekti. Benim ifade etmek istediğim şu, böylesine cömert yatırım teşvik sistemini açıkladığımızda, bu tek başına bir şey ifade etmez. Diğer kuruluşların da senkronize olarak Türkiye'ye yatırımcı gelmesinin sinyallerini verecek çalışmalar içerisinde olması gerekir. Benim faiz lobisiyle olan derdim bu. Ama Merkez Bankası bu çalışmayı 3 ay önce yapmış olsaydı, dünyadaki yatırımcılar Merkez Bankası'nın sinyalini dikkate alacaktı. Çünkü dünyanın her yerindeki Merkez Bankası dikkate alınır. Böyle bir ortamda icraatlarımızın, düzenlemelerimizin aynı notaya basması lazım. Ama biz ayrı notaya basıyoruz. Buradaki problem bu. Böyle bir ortamda Türkiye, bu sene maalesef alması gereken yatırımları alamadı. Geçen senenin gerisinde kaldık. Siz (Ekonomiyi küçülteceğim, daraltacağım) derseniz ve siz haddinden fazla fren yaparsanız, frene basan bir ülkeye kimse balata kokusu koklamaya gelmez. Bunu söylerken, sanayici geçmişimi göz önünde bulundurarak söylüyorum. İşin içinden gelen biri olarak söylüyorum.''

-İstihdamdaki değişiklik

Türkiye'nin istihdam dağılışında bazı değişikliklerin yaşandığını anlatan Çağlayan, sanayide istihdamın azaldığını, istihdamın hizmet sektörüne kaydığını belirtti.

Türkiye gibi dinamik bir ülkeyi, hizmetler sektörünün tek başına kurtaramayacağını ifade eden Çağlayan, ''Bunun içindir ki, bakanlık olarak birkaç aydır yeni bir çalışma üzerindeyiz. Bu kapsamda dünya ekonomisinin konjonktürünü okuyabilecek bir büyüme sistemi üzerinde çalışıyoruz. Yakın bir süre içinde bunu açıklayacağız. Artık ne Türkiye, ne de dünya eksi yapısıyla durmuyor. Yeni dünyanın gidişatını görüp, ona göre hareket etmeliyiz'' dedi.

Türkiye'nin büyümesini isterken mali kuraldan taviz verilmesinden yana olmadığını kaydeden Çağlayan, konuşmasını şöyle noktaladı:

''Bu konuda, büyüme talebimle, mali kuraldan taviz verilmesi birbirinden çok bağımsız şeyler. Asya ile Amerika gibi birbirinden bağımsız şeyler. Bunu özellikle faiz lobisinin kalemşörleri için söylüyorum. Burada yoklar ama kendilerini bilirler. Faiz lobisi istiyor ki, Türkiye yüksek bedeller ödemeye devam etsin. Böyle bir lüksümüz de yok, hükümet de... Öyle eskisi gibi 3-5 faiz lobisine teslim olacak kimse yok. Faiz lobisi isteyecek ki, daha fazla sömürsün. Ama ben buna hükümet olarak izin vermemeliyim. Avrupa küçülürken, biz büyümeye devam etmeliyiz. Ama yüzde 3'lük büyüme beni tatmin etmiyor. 3,2 beni mutlu etmiyor. Ama bu rakam da çok ciddi rakam, özellikle dünyadaki duruma bakarsanız. Ama Türkiye'nin gücüne hızına müsait değil. Fuarda bir araç vardı, 440 beygirlik bir araç. Türkiye de böyle bir araç. 440 beygirlik bir araca gaza basacaksan bineceksin. Bir gaza, bir frene basacaksan, bu arabaya binmeye gerek yok. At arabasına bin, aynı hızı onda da yakalarsın. Türkiye 2023 hedefine ulaşmak için, gaza basmak zorunda.''