Canikli: Enflasyon, işsizlik ve faizlerdeki durum geçici
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, enflasyon, işsizlik ve faizlerdeki durumun geçici olduğunu söyledi
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türk ekonomisinin güçlü büyüme performansıyla özdeşleşmiş olduğunun uluslararası alanda da kabul edildiğini belirterek, "Böyle bir yapıya her zaman ilgi duyulur. Yatırımcıların da böyle bir ekonomik ortamda yatırım yapmaları her zaman kolay olur." dedi.
Canikli, Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin (TKBB) 16. Olağan Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, katılım bankacılığının bugün ulaştığı gücün önemli olduğunu, ancak bunun hedefledikleri noktada bulunmadığını söyledi.
Katılım bankacılığının çok daha hızlı bir şekilde piyasaya girmesini ve daha büyük pay sahibi almasını istediklerini belirten Canikli, "Gelişmenin hedeflediğimiz doğrultu, oran ve hızda olmamasını da normal karşılamak gerekiyor. Çünkü Türkiye açısından dünyaya göre çok daha yeni bir sistem ve finansal enstrümanlar söz konusu. Bu sistemin toplumun zihninde ön yargılardan arındırılması, kabulü ve realize edilmesi bir miktar zaman aldı." diye konuştu.
Canikli, 16 Nisan'da Türkiye'nin yeni bir yönetim yapısıyla tanıştığını ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devreye girdiğini ifade etti.
Bunun bütün piyasalar ve özellikle finansal piyasalar açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Canikli, "Çünkü yönetimde istikrarı ve güçlü yönetimleri garanti etmeyen sistemlerde ya da bu konuların çokça tartışıldığı ortamlarda finansal sistemin güçlenmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım değil. Onun için bunun altyapısı, olmazsa olmazı, güçlü yönetimlerin her zaman veya büyük oranda garanti edileceği sistemlerin hayata geçirilmesidir. 16 Nisan'da yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu çerçevede değerlendirilmelidir." görüşlerini aktardı.
Nurettin Canikli, bundan sonra Türkiye'de iç ve dış faktörler ve şartların boyutu ne olursa olsun istikrarlı ve güçlü yönetimin her zaman garanti altına alındığına işaret etti.
Yatırımcıların yatırım kararlarını vermesinde yönetimde istikrarın çok önemli belirleyici bir faktör olduğuna dikkati çeken Canikli, "Dolayısıyla bunun garanti altına alınmış olması bu coğrafyada yatırım kararı alacak herkesin daha rahat bir şekilde, siyasi istikrarsızlık beklentisi içinde olmadan yatırım kararı almasına büyük katkı sağlayacak. O nedenle burada çok ısrarcı olduk. Artık bundan sonra bütün piyasalar açısından Türkiye'nin önü açıktır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türkiye ekonomisinin şartlara uyum kapasitesi güçlü"
Finansal aracılar ve bütün finansal ürünlerin temel hedefinin üretim yapacak olan reel sektörün finansal ihtiyaçlarını gidermek ve onu desteklemek olduğunu belirten Canikli, "Finansal organizasyonlar ve kurumların hiçbiri kendi başına amaç değildir. Reel sektöre, üretime destek olabildikleri ölçüde kıymetlidir, önemlidir, anlamlıdır. Faizli ya da faizsiz finansman dünyası eğer başlı başına bir amaç olarak görülmeye başlıyorsa orada gerçek anlamda sıkıntı vardır." ifadelerini kullandı.
Hedefin büyüme ve toplumun zenginleştirilmesi olduğunu dile getiren Canikli, bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin son 15 yılda ortaya koyduğu güçlü büyüme performansını kesintisiz sürdürdüğünü kaydetti.
Canikli, 2016'nın 3. çeyreğinde yaşanan daralmanın bir istisna olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu dönemde ekonomiyi olumsuz etkileme imkanı olan çok sayıda iç ve dış şokla karşı karşıya kalındığını, çok kısa sürede yaşanan hadiselerin büyüklüğü dikkate alındığında aslında daralmanın son derece sınırlı olduğunu söyledi.
Hemen akabinde 2017'nin son çeyreğinde yüzde 3,5 gibi büyüme rakamının yakalandığına işaret eden Canikli, "Bu da Türkiye ekonomisinin şartlara uyum kapasitesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteren önemli bir tablodur. Türkiye ekonomisinin en belirgin vasfı, şartlar ne olursa olsun güçlü büyüme potansiyelini taşıyan dinamiklere sahip olması ve çok kısa sürede istisnai sıkıntıları bertaraf ederek tekrar güçlü büyüme kulvarına dönebilme kapasitesidir." yorumunu yaptı.
- "Türkiye'nin büyüme tahminleri yukarı yönlü revize ediliyor"
Başbakan Yardımcısı Canikli, finans dünyasının bu güçlü büyümeye verdiği desteğin de son derece önemli olduğuna değindi.
Finans sistemi reel sektörü bu kadar etkili şekilde desteklemeseydi bu güçlü büyüme performansının ortaya çıkmasının mümkün olmayacağını ifade eden Canikli, şöyle konuştu:
"Bunların en sıcaklarından biri de Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli ciddi bir kredi hacminin uygulanmaya konulmasıdır. Bu da esasında bu dinamik yapının önemli göstergelerinden biridir. Talebin düştüğü, firmaların önemli bir bölümünün mali yapılarının, nakit akış tablolarının bozulmaya başladığı ve bu nedenden dolayı firmaların artık üretimden çekilme durumuyla karşı karşıya kaldığı bir anda bu araç devreye sokuldu ve çok etkin şekilde kullanıldı. KGF destekli 250 milyar liralık kredi potansiyelinin çok kısa sürede uygulanması ve muhtemel bir olumsuz tablonun ortaya çıkmasının engellenmesi nedeniyle finans sistemine teşekkür ediyorum."
Canikli, Türkiye'nin güçlü büyüme performansının devam edeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"En sıkıntılı dönemlerde, en zor şartlarda dahi bundan taviz vermeyen Türk ekonomisi güçlü büyüme performansıyla özdeşleşmiş olduğunu artık kabul ettirmiştir. Uluslararası derecelendirme kuruluşları da başlangıçta farklı değerlendirme yapmalarına rağmen bugün geldikleri sonuç itibarıyla Türkiye'nin bu özelliğini kabul etmiştir. Hepsi şimdi yeniden Türkiye'nin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ediyor. Kendi tahminlerinde bu kadar keskin farklılık olmasın diye bunu biraz yavaş yapıyorlar tabi. Ama önemli olan bunun bir kez daha uluslararası alanda da tespit edilmesi ve kabullenilmesidir. Çünkü güçlü büyüme olgusunun Türkiye ekonomisinin dinamiklerinin kendi iç mekanizmasıyla her şart altında ortaya koyduğu kabul edildikten sonra diğerleri ayrıntıdır. Çünkü böyle bir yapıya özellikle her zaman ilgi duyulur. Yatırımcıların da böyle bir ekonomik ortamda yatırım yapmaları her zaman kolay olur."
- “Türkiye için en kötüsü geride kaldı”
Nurettin Canikli, Türkiye'nin bu görünümü destekleyen istikrarlı ve hiç taviz verilmeyen makro göstergelere sahip olduğunu söyledi.
Bunların en önemlisinin mali disiplin olduğunu anlatan Canikli, "15 yıldan beri bu konuda hiç taviz verilmedi. Bütçe disiplini, mali disiplin adeta ekonomide bir kırmızı çizgi olarak uygulandı. Şartlar ne olursa olsun bugüne kadar bundan hiç geri adım atılmadı." dedi.
Şartlar ne olursa olsun 2017 bütçesinin de hedeflenen yüzde 2'lik bütçe açığı rakamları seviyesinde kalacağını aktaran Canikli, "Diğer göstergelerdeki enflasyon, işsizlik ve faiz oranlarıyla ilgili bir miktar bozulmaları da yine yaşadığımız iç ve dış şoklarla ilişkilendirmek gerekiyor. Bunların hepsi geçici. Çok kısa süre içerisinde düzelme eğilimine girecek ki girmeye başladı. Yıl sonu itibarıyla bu 3 göstergede de tek haneli rakamlara inmiş olacağız. Bundan herhangi bir tereddüdümüz yok." diye konuştu.
Geçici durumların ortaya çıkardığı sıkıntının geride kaldığını belirten Canikli, şunları kaydetti:
"Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkileme potansiyeli olan bütün iç ve dış şokların tamamının en kötüsü geride kaldı. Güvenlik de dahil olmak üzere. Dip noktaları 2016'da gördük. Şu anda dip noktasında çıkışa geçmiş vaziyetteyiz. Bundan sonraki tahminlerimizi ve yorumlarımızı bu çerçevede yapmak gerekiyor. Para piyasalarında 2016'daki gibi bir dalgalanma yaşanmayacaktır. O dalgalanmalar, büyük oranda tahminleri alt üst eden gelişmeler geride kaldı. İçeride ve dışarıda herkes hesabını kitabını buna göre yapsın. Bundan sonra piyasalarda normal seyir içerisindeki gelişmeler yaşanacaktır."
Türkiye'nin bölge ülkeleriyle olan ilişkilerindeki iyileşmede de eğilimin yukarı yönlü olduğunu aktaran Canikli, bölgedeki çatışmadan kaynaklanan ve Türkiye'yi de etkileyen olumsuzlukların bunda sonra daha da azalmaya devam edeceğini söyledi.
Canikli, "Bu açıdan bakıldığında 2016'ya göre daha iyi bir noktadayız. Önümüzdeki günlerde inşallah daha da yumuşak ve sorunların azaltıldığı, çözüldüğü bir noktaya girmiş olacağız." görüşlerini aktardı.
AA