Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Doğu'ya 35 milyar TL'lik dört cazibe merkezi

Doğu'ya 35 milyar TL'lik dört cazibe merkezi

"Bölgede 3-4 cazibe merkezi yaratılacak, bunlar çevrelerindeki il ve ilçeleri de etkileyecek. Kamu-özel sektör ortaklığıyla bölgelere uygun fabrikalar, işyerleri kuracağız"

Giriş: 17 Haziran 2016, Cuma 07:41
Güncelleme: 17 Haziran 2016, Cuma 07:45

AK Parti Genel Başkanı seçilip Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hükümeti kurma görevini alan Binali Yıldırım, soyadı gibi ilk günden işe koyulmuştu. Biz de gazetenin manşetine “Yıldırım işbaşı” deyip, başta terörle mücadele olmak üzere pek çok alanda yeni hükümetin adımlarını sonraki günlerde ele almaya devam ettik. Dün akşam gazetelerin yayın yönetmenlerinin davet edildiği Çankaya Köşkü’ndeki iftarda, Başbakan Binali Yıldırım’ın özellikle terörle mücadele ve bölgede mağdur olan vatandaşlara dair anlattıkları; açıkladığı planlar ve saha çalışmalarının başladığını söylemesi umut vericiydi. Yıldırım’ın sohbet boyu ara ara patlattığı espriler ve nefis iftar mönüsündeki alinazik kebabı ile memleketin dört yanından harika meyvelerse çok keyifliydi.

SON DURUM

Başbakan Binali Yıldırım, genel başkan adaylığının açıklandığı gün Diyarbakır’a gittiğini belirterek söze girdi. PKK’lı teröristlerin 15 ton bomba patlatarak 16 kişiyi katlettiği Tanış Köyü’nde yaşananları hatırlattı. Peşlerine düşen köylüleri katlettikleri bomba yüklü kamyonun, teröristlerce merkeze 10 kilometre mesafede patlatıldığını kaydetti Yıldırım. “Hedefleri Diyarbakır merkeziydi” dedi. “Yolu şaşırdılar. Tanış Köyü’nde bizim bir partilimiz, ‘Ne işiniz var burada?’ diyor... Köyde ağırlık HDP’de, akrabalar arasında bir ayrılık var.” Sonrası malum... Hedefin Diyarbakır merkez olduğunu bildiklerini ama tam olarak neresi olduğunu belirleyemediklerini söyledi Başbakan Yıldırım.

Güvenoyu aldıktan sonra, Diyarbakır Havalimanı ve başka açılışlar için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte yine Diyarbakır’a gittiklerinin altını çizdi Başbakan. “Eski havalimanı demir parmaklıklı, iptidai bir yerdi. Şimdi Ankara’dan sonra 8-10 uçağın inip kalkabileceği, körüğe yanaşabileceği bir havalimanı oldu” dedi, Diyarbakır’da kalabalık ve heyecanlı bir kitlenin karşılama için toplanmasından memnuniyetini dile getirdi. Ardından Van’da halkın geniş katılımıyla bir iftar yaptıklarını anlattı. Başbakan Yıldırım, hükümetinin bölgeye verdiği önemin altını böylece çiziyor. Sadece terörle mücadele tarafıyla değil, bölge halkının terörden dolayı yaşadığı travmaların rehabilitasyonu için de harıl harıl çalıştıklarını belirtiyor: “Operasyonlarla sokak hhakimiyeti sağlandığı için insanların büyük oranda rahatladığı görülüyor, hâlâ biraz tedirginlik olsa da hava tamamen tersine döndü” diyor Başbakan. Ancak bu arada operasyonlar sürerken bazı il ve ilçelerde altyapının tahrip olduğunu da ekliyor. Terör örgütünün evden eve tünellerle yarattığı tahribatın yanında, binaları terk eden teröristlerin tuzaklama yaparak patlayıcı yerleştirmesinin de tahribatta etkili olduğunun altını çiziyor.

MALİYET 35 MİLYAR TL

Peki bölgeye dair Yıldırım’ın “Başladık” dediği çalışmalar neler ve hangi aşamadalar? Başbakan, bu noktada ilginç bilgiler verdi. Evvela 2 ana başlık var: Altyapıyı onarmak ve insanlardaki travmaları gidermek. Bunu da, henüz adı tam olarak belli değilse bile; “1- Fiziki rehabilitasyon, 2- Sosyal-psikolojik rehabilitasyon” olarak tarif etti. Şimdi detaylar...

Fiziki rehabilitasyon, operasyonların tamamlandığı il ve ilçelerdeki enkaz görüntüsünün ortadan kaldırılmasını ve yerine rastgele değil tarzı, özelliği olan yeşil kent merkezleri inşasını kapsıyor. Bu çalışmaların hızla başladığını, sürdüğünü belirtiyor Başbakan. Başlarda bu çalışmalarla ilgili vatandaşlarda bazı tereddütler bulunduğunu ama kısa zamanda bir itimat oluştuğunu da ekliyor: “Artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan arkadaşlara yardımcı oluyorlar.”

Başbakan Binali Yıldırım, “Zor olan işin sosyal tarafı. Daha çok mesai lazım” diyor. Sosyal-psikolojik rehabilitasyon ile hedef, terörün insanlar üzerinde yarattığı yıkımı onarmak, acıları hafifletmek ve herkesin geleceğe dair umutlarını yeşertmek. Bu adım, kamu hizmetinden ziyade dayanışma, yardımlaşma şeklinde, sivil toplum ve özel sektör ile işbirliği içinde düşünülüyor. “Ülkenin batısıyla doğusunu yakınlaştıracak bir proje şekillendiriyoruz” diyor Yıldırım. Bu vesileyle kardeş şehirler, ilçeler, aileler teşkil edildiğinden söz ediyor.

Ancak bu planın bir adımının ayrıca ele alınması ve üzerinde durulması gerek. Başbakan’ın Güneydoğu’yu ve Doğu’daki illerin büyük bölümünü kapsayacağını belirttiği projeye göre, bölgede zenginlik merkezleri yaratılacak. “3-4 cazibe merkezi kurulacak, bunlar çevrelerindeki il ve ilçeleri de etkileyecek. Mesela biri Kars olabilir” diyor Başbakan Yıldırım. Detaylarıysa şöyle sıralıyor: “Kamu-özel sektör ortaklığıyla bölgelere uygun fabrikalar, işyerleri kuracağız. Üreticiye sembolik, belki de kirasız yerler vereceğiz. Ürettiğine de mesela 5 yıl alım garantisi vereceğiz. Kamu alımlarını Ankara’dan, İstanbul’dan değil oralardan yapacağız. Dış yardımların malzemelerini oralardan temin edeceğiz. İnsanlar orada üretebilecek ve tüketebilecek.”

Komple altyapılı bu merkezlerin en az 5 yıl “özel önemi haiz” bölgeler olarak ele alınacağını söylüyor Başbakan. “Bu süre içinde de 30-35 milyar TL yatırım kâfi olacaktır” diyor ve ekliyor: “Tabii sonuç alınması ne kadar sürer göreceğiz.”

TEREDDÜTLER GİDERİLDİ

Başbakan’ın bölgeye dair önemli bir tespiti de şu: “Hava tamamen tersine döndü. Güneydoğu’da yaşayan vatandaşlarımız terör örgütünün yanlışları konusunda büyük çoğunlukla bir kanaate varmış. Sadece, ‘Şimdi ne olacak, devlet yanımızda olacak mı?’ diye biraz tereddüt var. Eskiden bölgede bizim işimiz zordu, şimdi HDP ve örgütün işi zor.”

Bölgedeki HDP’li belediyelerin önayak olduğu bazı yapıların gençleri terör örgütüne yönlendirdiğine değinen Başbakan, “Bomba yapımından tuzak kurmaya kadar eğitim veriyorlar” deyip net sözlerle uyarıyor: “Hukuk devletiyiz, gereği neyse onu yapacağız. Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan böyle bir yapının devamına müsaade etmeyiz.”

İSTANBUL’UN TRAFİĞİNİ AZALTACAK 2 AÇILIŞ

İstanbul’un trafik sorunu da sohbette gündeme geldi. Başbakan Yıldırım, 26 Ağustos’ta açılacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile 20 Aralık’ta açılışı yapılacak Avrasya Tüneli’nin İstanbul trafiğini yüzde 25 oranında azaltmasını beklediklerini söyledi.

‘RUSYA’YA İRADEMİZİ BEYAN ETTİK, SONRASI DİPLOMASİ’

Başbakan Binali Yıldırım, görevinin daha ilk anlarında dış politika ile ilgili “Dost artırıp düşman azaltacağız” demişti. İftar sürerken, Rusya ile krizin çözümü için son günlerde Türkiye’nin attığı adımlara yanıt gelip gelmediği de soruldu. Yıldırım konuya Rusya, Suriye, Mısır, Rusya denkleminden girdi: “Akdeniz’i kuşatan bütün ülkeler komşumuz. Anlaşmazlıklar olur ama hep sürmez. Rusya ile yaşanan krizde haklıyız. Ama oraya takılıp kalmanın da âlemi yok...” Ve Başbakan sözlerine Rusya ile devam etti: “İki ülke halkı arasında hiçbir husumet yok. Bize zararı bir ise Rusya’ya iki. Sorunun çözümü için adımlar atılıyor. Hedef, sonrasında işbirliğini daha da ileri götürmek. Adımlar karşılıklı atılır. Tek taraflı dostluk olmaz. Biz irademizi beyan ettik, sonrası diplomasi...”

Türkiye’nin güneyinde, Suriye ve Irak sınırındaki son gelişmelerin gündeme getirilmesi üzerine, Başbakan, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılı olduklarının ve burada herhangi bir oluşuma müsaade edilmeyeceğinin altını çizdi.

‘BAŞKANLIK BELEDİYE BAŞKANLIĞI GİBİ’

Başbakan Yıldırım, son günlerde CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile arasında gelişen “ABD tipi başkanlık” polemiği için, “Kılıçdaoğlu bizi hiç dinlemiyor. Ne söylediğimiz belli: Tek millet, tek devlet, tek vatan... Bana eyaletleri hatırlatmasına gerek yok. Eyaletleri, parlamentoları olduğunu herkes bilir” diye konuştu. Ve konuyu yeni Anayasa çalışmalarına getirdi.

Başbakan Binali Yıldırım, bu ülkenin siyasetinin yeni bir Anayasa yapma becerisi gösterebilmesi gerektiğini düşünüyor. “Bu müşterek olsun istedik. Bunu da komisyonlarda gösterdik” diyor. Müşterek olmazsa, yeni Anayasa’yı kendilerinin Meclis’e getireceğini ve orada karar verileceğini söylüyor: “Biz üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz, millet görecek.”

Ülkeyi bugünkü noktaya da kendilerinin getirmediğini ekliyor Yıldırım: “367 bizim icadımız değil. Ondan sonra her şey değişti. ‘Cumhubaşkanı’nı biz seçemiyorsak o zaman halk seçsin’ dedik, halk ‘Evet’ dedi. Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesiyle başkanlık fiilen başladı. Yapmamız gereken, Anayasa’yı buna uygun hale getirmek.”

Başbakan Yıldırım’ın başkanlık sistemine ilişkin bir benzetmesiyse bundan sonraki günlerde epey ilgi çekebilir. “Başkanlık sistemiyle belediye başkanlığı aynı” diyen Yıldırım’ın tarifi şöyle: “Başkan için ayrı, belediye meclisi için ayrı oy. Başkan kendi yardımcılarını seçiyor, belediye meclisine karşı sorumlu. Mecliste tüm partiler var. Koalisyon yok.”

HT