Dünyanın en büyük emeklilik fonu 64 milyar dolar kaybetti
Japonya ve dünyanın en büyük emeklilik fonu 2008'den bu yana en kötü çeyreklik performansını gösterdi
Japonya ve dünyanın en büyük emeklilik fonu 2008'den bu yana en kötü çeyreklik performansını gösterdi. Ağustos ve Eylül'de küresel piyasalarda yaşanan sert düşüşler Fon'da 64 milyar dolarlık kayba neden oldu.
Tokyo'da Pazartesi yapılan açıklamaya göre, Devlet Emeklilik Yatırım Fonu'nun (GPIF) 1.1 trilyon dolar (135.1 trilyon yen) değerinde varlıkları geçtiğimiz çeyrek 7.9 trilyon yen ya da yüzde 5.6 değer kaybetti. GPIF'in geçtiğimiz çeyrekte yaşadığı bu değer kaybı karşılaştırılabilir verilerin bulunduğu 2008 Nisanı'ndan bu yana en yüksek değer kaybı. GPIF, yerli ve yabancı hisse senetlerinden 8 trilyon yen, yabancı tahvillerden ise 241 milyar yen kaybederken, Japon tahvilleri'nden 302 milyar yen kar yazdı.
GPIF, Ekim'de hisse senetlerine ayırdığı payı iki katına çıkarıp tahvillerin payını düşürdüğünden bu yana ilk kez zarar yazdı. GPIF'in yaşadığı bu zarar, Fon'un yeni agresif pozisyonunun kısa dönem dalgalanmalarına karşı hassaslığını gösteriyor. Fon yöneticileri, Japonya Başbakanı Shinzo Abe enflasyonu canlandırmaya çalışırken Japon tahvillerinin değer kaybedeceği görüşüne hakimdi ve bu neden ile hisse senedi ve yabancı varlıklar tutmanın daha iyi bir yaklaşım olacağını savunmuşlardı.
Tokyo'daki açıklamada GPIF'ten Hiroyuki Mitsuishi, “Kısa dönemli piyasa hareketleri kar veya zarara yol açabiliyor. Ancaki yatırım yapmaya başladığımız 14 seneden beri fonun uzun vadeli trendi hep yukarı doğruydu. Sonuçları kısa vadeli bir bakış açısıyla değerlendirmemek gerekir.” dedi.
Pasif Yatırımlar
Eylül sonu itibariyle, GPIF, varlıklarının yüzde 39'unu Japon tahvillerinde, yüzde 21'ini ise Japon hisse senetlerinde konumlandırmıştı. Bir önceki çeyrekte ise sırasıyla yüzde 38 ve yüzde 23'ü, Japon tahvilleri ve hisse senetlerinde bulunmaktaydı. Eylül sonunda GPIF'in fonlarının yüzde 22'si yabancı hisse senetlerinde yüzde 14'ü ise yabancı tahvillerde bulunuyordu.
Emeklilik Fonu'nun hisse senedi yatırımlarının büyük kısmı pasif durumda yani endeks getirilerini takip ediyor. GPIF'in sahip olduğu Japon hisse senetleri Topix Endeksi'ne paralel yüzde 13 düştü. Topix Endeksi, Çin para birimi yuanın değer kaybı ve Fed'in faiz artırımı olasılığının etkisiyle gerilemişti. GPIF yabancı hisse senedi pozisyonunda yüzde 11 değer kaybı yaşadı. Hisse senetleri Eylül sonundan bu yana toparlanırken Topix Endeksi de yüzde 12 artış gösterdi. Mitsuishi yaptığı açıklamada şirketin gerektiğinde yabancı para cinsinden riskini hedge edebildiğini açıkladı, ancak şu anda şirketin böyle bir planı olup olmadığı yönündeki soruyu cevapsız bıraktı.
Japon Tahvilleri
GPIF'in Japon tahvillerinden sağladığı yüzde 0.6'lık getiriye karşılık Blooomberg'ün Japon tahvillerinden oluşan endeksi aynı dönemde yüzde 0.9 değer kazandı. Son çeyrekte yen yüzde 2.2 değer kazanırken Fon'un yabancı tahvil yatırımları yüzde 1.3 düştü.
GPIF Mart 2014'te son bulan çeyrekten bu yana zarar açıklamamıştı. Son çeyrek sonuçları, Fon'un, mali yatırımlar ve kredi programının finansmanını sağlamak için çıkarılan Japon devlet tahvillerinden getiri elde ettiğini gösteriyor. Fon 2008'den bu yana sonuçlarını bu şekilde açıklıyor. Bu etkiden arındırılmış sonuçlara göre, bu çeyrek açıklanan zarar şirketin geçmişindeki en büyük üçüncü zarar oldu. Şirketin bu zararı 2008'de küresel finansal kriz ve 11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında geçilmişti. Norveç devlet fonu üçüncü çeyrekte yüzde 4.9 değer kaybetmişti, Fon'un hisse senedi yatırımları yüzde 8.6 düşmüştü.
Canada Pension Plan Investment Board ise aynı dönemde yüzde 1.6 değer kazanırken, Fon'un başkanı Mark Wiseman varlık ve coğrafya çeşitlendirmesinin bu sonuçları getirdiğini söylemişti. Fon portföyünün yüzde 51'ini halka açık ve özel şirketlerde tutarken yüzde 29'unu sabit getirili varlıklarda yüzde 20'ini ise gayrimenkul ve altyapı yatırımlarında bulunduruyor.
Mitsuishi “Daha önceki portföyümüze göre getirilerin volatilitesi arttı. Ancak uzun vadede, emeklilik ödemelerini yapmakta sıkıntı yaşama riskimizin daha az olduğunu görüyoruz.”