Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Ekonomistler TCMB'den faiz artışı bekliyor

Ekonomistler TCMB'den faiz artışı bekliyor

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 14 Aralık Perşembe günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artışı bekliyor

Giriş: 12 Aralık 2017, Salı 11:19
Güncelleme: 12 Aralık 2017, Salı 11:19

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Merkez Bankası'nın, PPK toplantısında Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faizini 75 baz puan artırarak yüzde 13'e yükselteceği, faiz koridorunun üst bandını da 50 baz puanlık artışla yüzde 9,75'e çekebileceği öngörüsünde bulundu.

Işık, "Bunun yanında 21 Kasım'da durdurduğu gecelik vadede (O/N) repo imkanına tekrar sınırlı miktarda başlanmasını ve bu doğrultuda da ortalama fonlama faizinin yüzde 12,75 seviyesinde oluşmasını bekliyoruz." dedi.

Bu faiz oranlarının yüzde 13 civarında olan mevcut enflasyon oranı dikkate alındığında, para politikası duruşunun çok sıkı olarak algılanmayacağını ancak gelecek aylarda kurda ek bir yükseliş olmaması durumunda yüzde 10 seviyesine doğru düşüş görülebileceğini ifade eden Işık, "Merkez Bankası'nın bu süreçte faiz oranlarını yüksek sabit tutmasını ve bu doğrultuda da reel faiz oranının yükselmesini öngörmekteyiz. Ancak bu olduktan sonra Merkez Bankası'nın duruşu sıkı olarak algılanacak ve enflasyon üzerinde olumlu etkisi gözlenmeye başlayabilecektir." diye konuştu.

- "Faiz artırımı 100 baz puan olabilir"

Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali de PPK toplantısında GLP faiz oranının 100 baz puan artırılarak yüzde 13,25'e yükseltileceği öngörüsünde bulundu. Bunda enflasyondaki yüksek seviyeler ve görünümü etkileyen unsurlardaki risklerin temel gerekçe olduğunu belirten Kırali, küresel piyasalardaki gelişmelerin de artırımın boyutunu etkileyebileceğini söyledi.

Bu yönde bir artırımla TCMB'nin ortalama fonlama faizinin yüzde 12,25'ten yüzde 13'e, yıllık enflasyon ve finansal piyasa fiyatlamalarıyla uyumlu seviyelere yakınsayacağını belirten Kırali, aralık ile birlikte geçen yılın yüksek bazının etkisiyle enflasyonda 2018 ortasına kadar sürebilecek bir düşüş trendinin başlamasının muhtemel olduğunu vurguladı.

Kırali, "Enflasyon gelişmelerinin yanında büyümede geçmiş dönemdeki güçlü performans faiz artırımını mümkün kılsa da TCMB ekonomik aktivitede keskin bir yavaşlamaya yol açabilecek bir hamleden kaçınacaktır. Bu nedenle de artırımın 100 baz puan gibi ölçülü bir seviyede kalacağını düşünüyoruz. Eğer TCMB, sadece GLP'de değil, faiz koridorunun diğer bileşenlerinde de bir artırım yoluyla sıkılaştırmaya giderse bu TL, enflasyon ve piyasa üzerinde çok daha pozitif bir etki yaratacaktır." ifadelerini kullandı.

Bu toplantıda bekledikleri ölçüde bir faiz artırımının TL'nin direncini bir miktar artırabileceğini belirten Kırali, enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar bu sıkı duruşun korunmasının faydalı olacağını vurguladı. Kırali, "Enflasyonda en kötü kasım ile birlikte geride kalmış olabilir. Fakat para politikasında erken bir gevşeme, küresel riskten kaçış dönemlerinde yeniden TL ve enflasyon görünümü üzerinde olumsuz riskleri artırabilir. Bu nedenle gelecek yıl ortalarına kadar sıkı duruşun korunmasının yerinde olacağını değerlendiriyoruz." diye konuştu.

- "GLP'de en az 150 baz puan artış"

TMV Consulting Yönetici Direktörü İnanç Sözer ise mevcut koşulların, Türkiye ekonomisinin güçlü bir şekilde büyümeye devam ederken, enflasyonist risklerin 14 yılın zirvesine ulaştığını ve fiyatlama davranışlarında genele yayılan bir kötüleşme olduğunu gösterdiğini kaydetti.

TL'deki yüklü değer kayıpları, petrol fiyatlarındaki artışlar ve uluslararası tarım fiyatlarındaki zayıflığa rağmen yurt içinde yıllık bazda yüzde 16 artan gıda fiyatlarının enflasyonun kasımda yüzde 13'e ulaşmasına neden olduğunu belirten Sözer, şöyle devam etti:

"Enflasyondaki yükseliş, reel sektörün rekabetçiliğini olumsuz etkilerken, hanehalkının da alım gücünü eritiyor. Önümüzdeki dönemde TL'nin mevcut seviyesinde kalacağını varsaysak dahi, başta gıda ve enerji fiyatlarını dışlayan çekirdek enflasyonun en iyi ihtimalle 2018'in ikinci yarısında tek haneye gerileyebileceğini, manşet enflasyonun ise yüksek baz etkisine rağmen 2018 genelinde çift haneye yakın seyredeceğini öngörüyoruz. Bu nedenle küresel ve bölgesel zorluklar sürerken, halihazırda tüm politika araçlarını sonuna kadar kullanan Merkez Bankası'nın, hem enflasyon görünümündeki kötüleşmeyi durdurmak hem de bir sonraki toplantıyı beklemeden olası şoklara karşı hazırlıklı olabilmek adına yeniden geniş bir manevra alanına kavuşması elzem hale geldi."

TCMB'nin makroekonomik istikrarı iyileştirebilmek için ağırlıklı ortalama fonlama faizini mevcut yüzde 12,25'te bıraksa dahi, teknik bir ayarlamaya giderek günlük likidite operasyonlarında kullanabileceği yüzde 12,25'lik maksimum faizi en az 150 baz puan artıracağı tahmininde bulunan Sözer, TCMB'nin piyasanın gerisinde kalmış olmasına bağlı olarak kaybolan kredibilitesini yeniden kazanabilmek için bir faiz artırımından öte, olası bir riske karşı yeniden güçlü bir manevra alanına sahip olması gerektiğini kaydetti.

- "GLP'de 150 baz puan, diğer faizlerde 50 baz puan artış olabilir"

AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, manşet enflasyonun yüzde 13 ile endeks tarihinin zirvesinde olması ve çekirdek enflasyonun da 2004'ten beri en yüksek seviyesine çıkması nedeniyle koridor parametrelerinde yukarı yönlü ayarlamalara gidilebileceğini söyledi.

Toplantıda GLP faizinin 125 baz puan artışla yüzde 13,50, diğer faizlerde de 50 baz puanlık artışların olabileceğini ifade eden Bürümcekçi, aralık-nisan dönemlerinde baz etkilerinin lehte göründüğünü, manşet enflasyonda geri çekilmenin gözlenebileceğini aktardı.

Bürümcekçi, aylık enflasyonun uzun dönem ortalamalarına yakınsaması durumunda yaklaşık 3 puan civarı geri çekilme potansiyelinin olduğunu ancak TL değer kaybının getireceği kurlardan fiyatlara geçiş etkisi, vergi politikasına ilişkin (ÖTV) belirsizlikler ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki dalgalanmanın ihtiyatlı bir bakış gerektirdiğini kaydetti.

Bürümcekçi, "Ayrıca, gelecek dönem enflasyon beklentilerindeki bozulmanın tersine dönmesi kolay olmayacaktır. Bu nedenlerle sıkı para politikasının 2018'de de sürdürülmesi gerekmektedir." dedi.