Elvan: Kısa vadeli kazanımlar uğruna, orta ve uzun vadeli hedeflerden geri adım atmayacağız
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurulu'na katıldı. Elvan kuruldaki konuşmasında verilerin ilk çeyrek için yüzde 6 büyümeye işaret ettiğini belirtti. Şimdiye kadar merkezi bütçeden 79 milyar TL'lik pandemi desteği verildiğini ifade eden Elvan, yılsonunda bu tutarın 109 milyar TL olarak öngörüldüğünü söyledi.
Türkiye Bankalar Birliği'nin 64. Genel Kurulu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben'in katılımıyla İstanbul'da başladı.
Genel kurulun açılış konuşmasını Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar yaptı. Çakar konuşmasında sektörün büyüme için gereken desteğin devam edeceğini belirtti.
Çakar'ın ardından BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben konuşmasını gerçekleştirdi. Akben, konuşmasında kredi kanallarının açık tutulmasına yönelik önlemler alındığını belirtti. Akben, pandeminin yavaşlamasıyla eski kurallara geri dönüleceği mesajını verdi.
Akben'in konuşmasının ardından Bakan Elvan kürsüye çıktı.
Elvan'ın konuşmasında şu mesajlar öne çıktı:
Emtia ve enerji fiyatları yükseliş eğiliminde, jeopolitik riskler artıyor.
Küresel tedarik zincirleri yeniden şekilleniyor, bununla birlikte bazı sektörlerde arz kısıtlarının olduğunu görüyoruz.
Önümüzdeki dönemin temel belirleyicileri, salgının seyri ve aşılamaya ilişkin gelişmeler olacak.
Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dönemde; hem pandemiyi iyi yöneten hem de salgın sonrası sürece en iyi şekilde hazır olan ülkeler, rakiplerine üstünlük sağlayacaktır.
İşte biz de ekonomi yönetimi olarak, bir taraftan tüm çabamızla pandemiyle mücadele ediyor, diğer taraftan da yeni döneme en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyoruz.
Salgının başından bu yana bütçeden 79 milyar liralık harcama yapıldı
Salgının başından bugüne kadar Merkezi Yönetim Bütçesinden 79 milyar liralık bir harcama yaptık.Yıl sonunda bu tutarın 109 milyar liraya ulaşmasını öngörüyoruz.
Desteklerimiz sadece bütçe imkanlarıyla da sınırlı kalmadı. İşgücümüzü kaybetmemek adına İşsizlik Sigortası Fonu devreye girdi.
Kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, nakdi ücret desteği ve normalleşme desteği mekanizmalarıyla 9 buçuk milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık bir destek sunduk.
İşgücü piyasasına sunduğumuz bu desteklerin de katkısıyla, toplam istihdam 2020 Haziran’ına göre 1 buçuk milyon kişi artarak 28 milyona çıktı.
Bu gelişmeyi müsbet görmekle beraber, elbette yeterli bulmuyoruz.
Reform Programımızda yer aldığı gibi; kadın ve genç istihdamı başta olmak üzere, işgücü piyasalarını canlandıracak adımları hızla hayata geçireceğiz.
Merkezi yönetim bütçesi, işsizlik sigortası fonu ve sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı destek fonunu bir bütün olarak düşünürsek; bugüne kadar bu üç kalemden toplam 136 milyar lira harcadık.
Yıl sonuna kadar bu tutar yaklaşık 183 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,2’sine ulaşmış olacak.
"Pandemi nedeniyle her türlü harcamayı yapmakta kararlıyız"
Bu yıl bütçe açığı hedefimizi, yüzde 4,3’ten yüzde 3,5’e revize ettik.
Pandemi nedeniyle gerekli olabilecek her türlü harcamayı yapmakta kararlıyız. Odaklı, seçici ve geçici nitelikteki desteklerle vatandaşımızın yanında olacağız, kimsenin bundan en ufak bir şüphesi olmasın. Elbette bunu yaparken de, orta vadeli bütçe hedeflerimizden sapmayacağız.
Salgın döneminde kamu maliyesinin yanı sıra, bankacılık sektörümüz de önemli sorumluluklar ve görevler üstlendi. Kredi kanalları sürekli açık tutuldu, sektörel bazda özel paketler uygulandı. Yapılandırmalar yoluyla reel sektöre ve hanehalklarına kolaylıklar sağlandı.
Borç/teminat oranı iyileştirilip, esneklikler getirildi. Açıklanan kredi paketleriyle 315 milyar liralık, yani milli gelirin yüzde 6’sına ulaşan bir destek sağlandı.
"Veriler ilk çeyrekte yüzde 6 büyümeye işaret ediyor"
Şu an en temel önceliklerimiz; fiyat istikrarının sağlanması, cari açığın kontrol altında tutulması ve işgücü piyasalarının canlanması.
Büyüme cephesine baktığımızda, yılın ilk çeyreğine ilişkin göstergeler finansal koşullardaki sıkılaşmaya ve piyasa oynaklıklarına rağmen yüzde 6 civarında bir büyümeye işaret ediyor.
Büyümenin kompozisyonunu incelediğimizde ise; iç ve dış talebin daha dengeli olduğu, sürdürülebilir ve kaliteli büyüme hedefimizle uyumlu bir büyüme patikası görüyoruz.
Öngörülerimiz bu eğilimin devam edeceği ve büyümeye dış talebin güçlü katkı vereceği yönünde. Yılın ilk dört ayına ilişkin ihracat verileri, tüm zamanların en yüksek yıllık ihracat rakamına ulaştığımıza işaret ediyor. Sermaye malı üretimi ve ithalatı verileri de, makine teçhizat yatırımlarında devam eden büyüme eğilimini gösteriyor.
"İhtiyaç olursa makroihtiyati tedbirler almaktan çekinmeyeceğiz"
Enflasyonla mücadelede, bütüncül bir bakış açımız var. Uyguladığımız maliye politikalarıyla, para politikasını desteklemeye devam edeceğiz.
Elbette kredi gelişimini de yakından izliyoruz. İhtiyaç olması durumunda, finansal sektörde makro ihtiyati tedbirleri almaktan çekinmeyeceğiz.
Hanehalkının geçtiğimiz sene hız kazanan dolarizasyon eğiliminin yılbaşından itibaren bir miktar gevşediğini gözlemliyoruz.
Tabii burada geçmiş eğilimlerin kırılması biraz zaman alıyor.
Enflasyonla mücadele politikalarımız, Türk Lirası cinsinden tasarruf yapmayı teşvik edecek ve dolarizasyonu tersine çevirme konusunda elimizi oldukça güçlendirecektir.
Ekonomi yönetimi olarak politikalarımızı; güçlü, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme patikasının sağlanması yönünde şekillendiriyoruz.
Katıldığım her toplantıda sürekli altını çizdiğim bir husus var. Kısa vadeli kazanımlar uğruna, orta ve uzun vadeli hedeflerimizden asla geri adım atmayacağız.
Mart ayında açıkladığımız reform paketi de önümüzdeki dönemin temel çıpası olacak.