Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan El-Cezire'ye konuştu

Erdoğan El-Cezire'ye konuştu

  • Başbakan Erdoğan, El Cezire televizyonuna verdiği röportajda, Türkiye-İsrail ilişkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Giriş: 09 Eylül 2011, Cuma 07:05
Güncelleme: 09 Eylül 2011, Cuma 18:24

(A.A) El-Cezire'ye konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Akdeniz'de seyrüsefer serbestisinin sağlanmasıyla ilgili soru üzerine, ''Şu anda Türk askeri gemileri şüphesiz ki, birinci derecede kendi gemilerini korumakla mükelleftir. Birinci derecede adım bu. Ve bizim oraya yapacağımız insani yardımlar vardır. Ve bu insani yardımlarımız Mavi Marmara'da olduğu gibi artık herhangi bir saldırıya uğramayacaktır'' dedi.

Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, Türkiye'nin uluslararası sularda İsrail'in yaptığı yanlışları yapmayacağını belirterek, şöyle konuştu:

''Türkiye'nin devlet terbiyesi zaten buna müsaade etmez. Türkiye'nin askeri terbiyesi buna müsaade etmez. Biz bütün hedeflerimizi dünyada zulmün karşısında durmaya yönelik almışız. Mazlumun yanında durmaya yönelik almışız. Burada mazlumlar var. Bu mazlum halkı 15 gün, 16 gün bu İsrail bombalamıştır. Ve şu anda hala çadırlarda yaşayan o insanlara gıdaydı, giyecekti, ilaçtı, okuldu, hastaneydi bunların hiçbiri yapılamıyor. Ve biz burada bir hukukun tesisini istiyoruz. Ve uluslararası camiada bir hukuk tesisi yoksa siz buna seyirci kalamazsınız.''

''ADETA AÇIK HAPİSHANEDE YAŞIYORLAR''

Burada 1.5 milyon insanın yaşadığını ve insanların yok farz edilemeyeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyedi:

''Neredeyse İsrail'in üçte biri, dörtte biri bir nüfus var orada. Bunları yok farz edemezsiniz. Dolayısıyla onlarla olan bizim tarih bağlarımız, onlarla olan kültür bağlarımız, insani bağlarımız bizi böyle bir kararı almaya zaten mecbur ediyor. Ve bu insanlar, sadece, Refah Kapısı'nı bir kenara koyacak olursak ki oraya da İsrail müdahale etmeye çalışıyor. Adeta bir açık hapishanede yaşıyorlar. Yani bir sandık domates sokmaya kalksan İsrail'in iznine tabi. Böyle bir insani yaşam olur mu? Bu yaşam karşısında sessiz mi kalacağız.''