Erdoğan: Trump'ın Golan açıklaması bölgeyi kriz eşiğine getirdi

Yeni Zelanda da İki Camiye Y&ouml;nelik Ter&ouml;rist Saldırı ve M&uuml;sl&uuml;manlara Karşı Nefret ve Tahamm&uuml;ls&uuml;zl&uuml;kle M&uuml;cadele Konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları D&uuml;zeyinde A&ccedil;ık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da İİT toplantısında a&ccedil;ıklamada bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ın konuşmasından satır başları, Yeni Zelanda halkına bu menfur saldırıdan dolayı başsağlığı diliyorum. Bu teşkilatın amacı Kud&uuml;s başta olmak &uuml;zere İslam d&uuml;nyasının en &ouml;nemli meselelerine sahip &ccedil;ıkmaktır. İsrail in saldırılarına uğrayan Kud&uuml;s e sahip &ccedil;ıkmak birinci vazifemizdir. Erdoğan, Trump ın 52 yılın ardından ABD i&ccedil;in Golan Tepeleri nde İsrail egemenliğini tamamen kabul etmenin zamanı gelmiştir demesini eleştirerek, D&uuml;n Amerika Başkanı Trump ın Golan Tepeleri ile ilgili talihsiz a&ccedil;ıklaması b&ouml;lgeyi yeni bir krizin, yeni bir gerilimin eşiğine getirmiştir. Golan Tepeleri 1967 de bu yana İsrail in işgali altında bulunmaktadır. 1967 senesindeki İsrail işgali sadece b&ouml;lgedeki Arapları değil T&uuml;rkmenleri de kendi topraklarından g&ouml;&ccedil;e zorlamıştır. T&uuml;rkiye nin ve İslam İşbirliği Teşkilatı nın hassas bir meselede sessiz kalması emrivakilere boyun eğmesi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. Golan Tepelerinin işgalinin meşrulaştırılmasına asla izin vermeyiz. Veremeyiz. Bununla beraber M&uuml;sl&uuml;manların huzurunu bekasını hayat hakkını hedef alan her kritik hadise her saldırı biz ve teşkilat i&ccedil;in &ouml;nemlidir. İslam İşbirliği Teşkilatı nın İslam D&uuml;nyası ile t&uuml;m insanlığın geleceğini tehdit eden olaylar karşısında bigane kalması kayıtsız kalması d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. Bu hassas s&uuml;re&ccedil;te doğrudan bizi ilgilendiren hususlarda daha aktif daha girişken olmamız mesuliyet &uuml;stlenmemiş gerekiyor dedi. 15 Mart ta Yeni Zelanda da ger&ccedil;ekleştirilen kalleş saldırı, asla sıradan bir olay olarak g&ouml;r&uuml;lemez. K&ouml;kleri derinlere inen bir saplantının, nefretin dışa vurumudur. Cuma namazı i&ccedil;in toplanan 51 kardeşimizin şehadeti, 47 inin yaralanmasına neden olan kalleş saldırı asla sıradan bir hadise olarak g&ouml;r&uuml;lemez. Manifestoda da g&ouml;r&uuml;len silahın &uuml;st&uuml;nde yazılı ifadeler bunun g&ouml;stergesidir. Bu saldırı iceberg in g&ouml;r&uuml;nen tarafıdır. &Ccedil;oğu zaman bu nefret su&ccedil;larının failleri ya bulunmuyor, ya hemen psikolojik rahatsızlığa atfediliyor, olay &ouml;rtbas ediliyor. Y&uuml;kselen k&uuml;lt&uuml;rel ırk&ccedil;ılıktan sadece M&uuml;sl&uuml;manlar değil, Museviler, Afrikalılar, Asya k&ouml;kenliler, Romanlar da mağdur oluyor. NSU nun işlediği saldırılarının Almanya da d&ouml;nercilere saldırı olarak aktarıldığını belirtmek isterim. Biz birilerine tepkimizi g&ouml;stermedik&ccedil;e, sesimizi &ccedil;ıkarmadık&ccedil;a Batılı devletler rahatını bozmayacaktır. Bir daha benzer acılar yaşanmasın, camiler kan g&ouml;l&uuml;ne d&ouml;nmesin diye tavrımızı net bir şekilde ortaya koymalıyız. Biz acılı durumları yansıtmadık&ccedil;a Batılı medya, ateşe benzin d&ouml;kmeye devam edecektir. Hep beraber y&uuml;zleşmeli, &ccedil;&ouml;zmeliyiz. Bunu 3 yaşındaki şehitlerimizin hatrı i&ccedil;in yapmalıyız, bunu kapıyı ter&ouml;riste Merhaba Kardeşim diye a&ccedil;anlar i&ccedil;in yapmalıyız, bunu eşini kaybedip ter&ouml;risti affettim diyen i&ccedil;in yapmalıyız. T&uuml;rkiye ile beraber teşkilat &uuml;yesi &uuml;lkelerin yurtdışında yaşayan vatandaşları var. İngiltere n&uuml;fusunun y&uuml;zde 7 si M&uuml;sl&uuml;manlar dan oluşuyor. İslamofobi, nezofobi, aşırı sağ diye tabir ettiğimiz bu akımlar, bir akım olmaktan &ccedil;ıktı, şu an a&ccedil;ık&ccedil;a karşımızda İslam d&uuml;şmanlığı vardır. Bu tehdit artık g&uuml;venlik birimlerinin, sokaktaki insanların da sorumluluğundadır. Tıpkı DEAŞ gibi Eş-Şebab, PKK gibi Neonazi &ouml;rg&uuml;tleri de ter&ouml;r yapılanması olarak ele alınmalı bu şekilde değerlendirilmelidir. Holocoust i&ccedil;in nasıl ki antisemitimiz ile baş etmişse, y&uuml;kselen İslam karşıtlığıyla da aynı şekilde baş etmelidir. Batı medyası &ouml;zellikle kendini eleştirmelidir, politikacılar s&ouml;ylemlerine dikkat etmelidir. Okul m&uuml;fredatından, ter&ouml;r tanımlanmasına kadar bir dizi &ouml;nlemin harekete ge&ccedil;iliyor. Organize ve &ouml;rg&uuml;tl&uuml; saldırıların adli su&ccedil;lar kapsamında olmasının anlamıyorum. Ger&ccedil;ekleri dillendirdiğimiz i&ccedil;in Batı d&uuml;nyasında nefret objesi haline gelmek kimse i&ccedil;in fayda sağlamaz. Irk&ccedil;ı medya kuruluşlarının Neonazi s&ouml;ylemlerine de boyun eğmeyiz. 40 yıldır manşetlerle &ccedil;arpışıyoruz. Başbakan Ardern başta olmak &uuml;zere Yeni Zelanda h&uuml;k&uuml;metine ter&ouml;r saldırındaki tavrından &ouml;t&uuml;r&uuml; teşekk&uuml;r ederim. Ardern in dediği gibi ter&ouml;ristin adını elbette anmamalıyız, ama unutulup gitmesine de izin vermemeliyiz. B&uuml;t&uuml;n bağlantılarını ortaya &ccedil;ıkarıp, aynı g&uuml;d&uuml;y&uuml; taşıyanlara mesaj vermeliyiz. Bu mesele binlerce kardeşimizin can g&uuml;venliğini, temel hak ve h&uuml;rriyetini hedef alıyor. İslam d&uuml;şmanlığını BM ile AB gibi platformlara taşıyarak paydaşlarımızı arttırmalıyız.

Erdoğan: Trump'ın Golan açıklaması bölgeyi kriz eşiğine getirdi

Öne Çıkanlar