Ergün: Otomotiv sektörünün ithalatçı pozisyonuna kayma riski var
Sanayi Bakanı Ergün, otomotiv sektörünün, ihracatçı pozisyondan ithalatçı pozisyona kayma riskiyle karşı karşı olduğunu belirtti
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, otomotiv sektörünün, mutlak ihracatçı pozisyondan ithalatçı pozisyona kayma riskiyle karşı karşı olduğunu belirtti.
Ergün, Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) tarafından ''Bugünden 2023'e'' temasıyla düzenlenen ''Otomotiv Sektörünün Geleceği'' konferansında, otomotiv sektörünün hem üretim hem de tüketim açısından ülke ekonomileri hakkında turnusol kağıdı olduğunu, bu sektörün durumuna bakarak ülke ekonomisi hakkında somut kanaatlere ulaşılabileceğini söyledi.
Türkiye'de 50 yıldır faaliyette bulunan otomotiv sektörünün ülkenin sanayi yapısıyla ilgili önemli bilgileri sunduğunu, dünya genelinde Türkiye'de üretilen, ancak geri çağrılan araç bulunmadığına dikkati çeken Ergün, birçok önemli markanın bu konuda Türkiye'nin gösterdiği başarıyı gösteremediğini, otomotiv devlerinin 17 milyon 200 bin aracı geri çağırdığını anımsattı.
Türkiye'nin kendi tasarım ve modellerini geliştirme konusunda ise bundan çok daha iyi noktada olması gerektiğini, bakanlık olarak sektöre ilişkin önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Bakan Ergün, 14 Nisan'da açıkladıkları Otomotiv Strateji Belgesini anımsatarak, belgede 5 farklı amaç için 27 eylem planı bulunduğunu, Strateji Belgesi'nin bütün otomotiv sektörünü yakından ilgilendirdiğini söyledi.
Otomotiv sektörünün gelişimi için iç pazardaki durumun önemini vurgulayan ve sektörün yeni bir projeksiyon yapması konusunda iç pazar dinamiklerinin önemli bir unsur olduğunu anlatan Nihat Ergün, ''Türkiye'de 10 kişiden birinin otomobil sahibi olduğunu, satın alma gücünün arttığını, insanların orta gelirde kümeleştiğini düşünürsek, otomobil sahibi olma konusundaki arzuyu dikkate alırsak Türk otomotiv sanayinin daha yapacağı çok iş vardır'' dedi.
-KAMU ALIMLARI-
Kamu alımlarını bazı sanayi kollarının gelişiminde önemli bir unsur olarak gördüklerini, yerli ürün lehine alım yapabildiklerini anımsatan Bakan Ergün, otomotiv sektöründe de kamunun satın alma gücünü önemsediklerini ifade ederek, bunun yanında iç pazarın potansiyelinin de yeni yatırımlar ve marka oluşturma açısından önemsenmesi gerektiğini dile getirdi.
Ergün, tüketicilerin artık iyi araba, konfor istediği, tüketim anlayışının değiştiği, sektörün de toplumun beklentilerine uygun çalışmayı yapması gerektiği uyarısında bulundu.
Otomotiv sektörünün bu yıl ihracatını 22-23 milyar dolara çıkarmayı hedeflediğini, 2023 hedefinin ise 75 milyar dolar olduğunu belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''Ama sektör mutlak ihracatçı pozisyonundan ithalatçı pozisyona doğru kayma riski ile de karşı karşıyadır'' dedi.
Sektörün 2008 yılında 5 milyar dolar fazla verdiğini, ihracatla ithalat arasındaki makasın her geçen yıl azaldığını vurgulayan Nihat Ergün, geçen yıl pazarın üçte ikisinin ithal araçlardan oluştuğunu belirtti.
''Bu konuda herkese önemli görevler düşüyor'' diyen bakan Ergün, otomotiv firmalarını, çok satan modellerini Türkiye'de üretime davet etti.
Nihat Ergün, önümüzdeki 5 yıl boyunca Türkiye iç pazarının 1 milyonu aşması düşünüldüğünde otomotivde ithalatçı pozisyonuna gelmemek için yeni model üretimi ve bir Türk markasının zaruret haline geldiğini dile getirerek, ''Sektör bu konuda cesur ve kararlı olmalıdır. Gerçek zenginlik üretmekte ve sanayi toplumu olmaktadır'' dedi.
-''BİZİM OĞLAN GOLÜ BİZE ATTI''-
Hizmetler sektöründeki zenginliğin gerçek zenginlik olmadığı görüşünü dile getiren Bakan Ergün, ''Gerçek zenginlik satmaktan ziyade otomobil üretmektedir, yüksek katma değeri koyabilmektedir'' dedi.
Nihat Ergün, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi kulüplerin uluslararası çapta başarı elde ettiklerinde bundan herkesin mutlu olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
''Bizim markamız başarılı olduğu için seviniyoruz. Oyuncuların yarısı yabancı, golleri de onlar atıyorlar ama marka bizim olduğu için biz kazanıyoruz. Almanya maçında ise bizim oğlan golü bize attı, biz üzüldük. Küresel ekonomi, küresel spor, siyaset böyle birşey... Bu küresel aktörler içinde yer almamız lazım. Yedek parçada da markalaşabiliriz ama bir otomotiv markasını iç ve dış pazarlarda dünyaya sunmanın artık zamanının gelmiş, geçmekte olduğunu da görmemiz lazım. Sektör toplumun beklentilerine cevap vermeyi milli manevi görev saymalıdır. Bunu yapan herkese her türlü katkıyı vermeye hazırız.''
Yılın ilk 4 ayında iç pazarın geçen yılı ikiye katladığını, iç pazarı büyütecek her türlü faaliyeti destekleyeceklerini, otomotiv yetkili satıcılarının da müşterilerine uygun satış şartlarını hazırlamaları gerektiğini anlatan Bakan Ergün, çevreci araçların alımını destekleyeceklerini, önümüzdeki günlerde elektrikli modellerin de artık Türkiye'de görülmeye başlanacağını, yetkili satıcıların bu sürece hazırlıklı olmalarının önemine değindi.
Bakanlık olarak 5 elektrikli aracın siparişini verdiklerini bildiren Ergün, bu araçları kullanmak üzere olduklarını, ilk elektrikli araç şarj istasyonun da bu çerçevede kurulacağını söyledi.
Otomotivde tasarım sürecinde en önemli sıkıntının test merkezleri olduğunu anımsatan Ergün, bunun için 120 milyon dolarlık bütçe ayırdıklarını ve ihtiyaçlar doğrultusunda bir test merkezini hayata geçireceklerini bildirdi.
Nihat Ergün, elektrikli araçların vergilendirilmesi ile ilgili sistemin yanı sıra hibrit araçlarla ilgili vergilendirme üzerine de çalışıldığını belirterek, genel olarak ÖTV üzerinde de bir çalışmayı Türkiye'nin bütçe dengeleri buna elverdiğinde gerçekleştirmeleri gerektiğini kaydetti.
Ergün, seçim yılı olmasına karşın yapısal dönüşümü amaçlayan uzun vadeli bir politika ortaya koyan yaklaşımı benimsedikleri, güven ve istikrarı korumaya özen gösterdiklerini sözlerine ekledi.