Ertem: Mart enflasyonu beklenenin üstünde geldi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, Yatırımcılar, T&uuml;rkiye nin hem enerji hem de ticari alandaki potansiyelini g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in aslında referandumda evet i istiyor. dedi. Cemil Ertem, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, T&uuml;rkiye nin bir&ccedil;ok alanda bir &uuml;st teknolojiye sı&ccedil;rayabilecek ve sanayi 4.0 ı yakalayabilecek potansiyele sahip olduğunu, bu potansiyelin istikrarlı, siyasetle ekonominin b&uuml;t&uuml;nleştiği, hem d&uuml;nyadaki k&uuml;resel yatırımcıların hem de T&uuml;rkiye deki yatırımcıların &ouml;n&uuml;n&uuml; g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; bir ortamda ortaya &ccedil;ıkabileceğini kaydetti. Ertem, Bu da hi&ccedil; ş&uuml;phesiz 16 Nisan da evet le olabilir. Bu Anayasa değişimidir. D&uuml;nyadaki b&uuml;t&uuml;n anayasalarda bir mutabakat vardır. Şimdiki anayasa değişikliğinde de var. Aslında bunu fazla dillendiremiyoruz. B&uuml;t&uuml;n bu s&uuml;reci muhalefetin yetersizliği nedeniyle kısır bir politik &ccedil;ekişme olarak yaşıyoruz. Anayasa değişikliğinde sanayiciden orta sınıfa, iş d&uuml;nyasından yabancı yatırımcıya farklı &ccedil;evrelerden bir ekonomik mutabakat olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. şeklinde konuştu. Son 2-3 ayda Almanya ile sorunlar yaşanırken, yenilenebilir enerji, otomotiv yedek par&ccedil;a, petrokimya ve pek &ccedil;ok alanda Alman yatırımcıların T&uuml;rkiye ye yatırım yapmak i&ccedil;in beklediğini belirten Ertem, yenilenebilir enerji alanındaki potansiyeli, enerji merkezi konumu, Orta Doğu dan Avrasya ya, Balkanlar dan Kuzey Afrika ya kadar pek &ccedil;ok &uuml;lkeye ihracat yapabilme kabiliyeti nedeniyle T&uuml;rkiye nin yabancı yatırımcılar tarafından tercih edildiğini s&ouml;yledi. Yabancı yatırımcıların sıkışmış ve yaşlı Orta Avrupa yı istemediğini, s&ouml;z konusu pazarların yatırımcıların taleplerini karşılayamadığını ifade eden Ertem, Yatırımcılar, T&uuml;rkiye nin hem enerji hem de ticari alandaki potansiyelini g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in aslında referandumda evet i istiyor. dedi. Bazı Avrupa &uuml;lkelerinin T&uuml;rkiye nin b&uuml;y&uuml;mesini siyasi olarak istemediğini, Alman, Kuzey ve Orta Avrupalı yatırımcıların ise T&uuml;rkiye nin istikrar i&ccedil;erisinde yoluna devam etmesini arzu ettiğini dile getiren Ertem, şunları kaydetti: Bunu pek dillendirmiyor ya da dillendiremiyorlar. Bunu yaptığımız g&ouml;r&uuml;şmelerden ve bize gelen taleplerden anlıyoruz. Ge&ccedil;en g&uuml;n bir Alman iş adamı bana Referandumda evet &ccedil;ıkarsa 16 Nisan dan sonra T&uuml;rkiye yi kimse tutamaz. 16 Nisan dan sonra Almanya dan &ccedil;ok T&uuml;rkiye de ikamet edeceğim dedi. Anayasa değişikliğinde hem ulusal hem de k&uuml;resel bir mutabakat olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. K&uuml;resel bir beklenti de var. - Reformlar hem yabancı hem yurt i&ccedil;i yatırımcıları cezbedecek Cemil Ertem, 16 Nisan dan sonra T&uuml;rkiye de &ccedil;ok şeyin değişeceğini, T&uuml;rkiye nin, d&uuml;nyayı siyasi ve ekonomik olarak değiştirecek yeni bir paradigmaya adım atacağını, b&ouml;lge &uuml;lkeleri ve Doğu Avrupa &uuml;lkelerine &ouml;rnek olacağını s&ouml;yledi. Almanya nın hayır kampanyası yapmasında &ouml;zellikle Orta, Doğu ve G&uuml;ney Avrupa daki inisiyatiflerini kaybedecek olmasının etkili olduğunu vurgulayan Ertem, referandumdan g&uuml;&ccedil;l&uuml; evet &ccedil;ıkacağını beklediklerini kaydetti. Ertem, devamla şu g&ouml;r&uuml;şleri dile getirdi: Referandumdan sonra sanayiciler, KOBİ ler, esnaf, &ccedil;ift&ccedil;i, kamu &ccedil;alışanları, iş d&uuml;nyası ve yabancı yatırımcıların beklentilerine uygun bir mutabakat &ccedil;er&ccedil;evesinde reformlar hayata ge&ccedil;irilecek. Bu reformlar hem yabancı hem yurt i&ccedil;i yatırımcıları cezbedecektir. Bu reformlar yapısal sorunların meydana getirdiği boşlukları dolduracak. Buna bağlı olarak T&uuml;rkiye nin kapsayıcı yeni bir b&uuml;y&uuml;me hikayesini ortaya &ccedil;ıkaracak. Yatırımı teşvik eden reformlar hızlıca yapılacak. Bir ekonomide ne kadar az b&uuml;rokrasi olursa o kadar hızlı işler. Bundan sonraki reform paketleri piyasaya giriş ve &ccedil;ıkışların tam anlamıyla serbest olduğu, Cumhurbaşkanımızın s&ouml;ylediği b&uuml;rokratik oligarşinin tamamen geri &ccedil;ekildiği ve yatırımcıların işini kolaylaştıran tarzda olacak. D&uuml;zenleyici kurumlarımızın daha aktif olacağı bir yapı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yor. IMF programları belki 2008 yılından sonra fiziken uygulanmadı ama ideolojik yaklaşımı kurumlarımızda uygulandı. Bu yaklaşımı bertaraf edecek ve T&uuml;rkiye nin b&uuml;y&uuml;me potansiyelini karşılayacak mevzuat d&uuml;zenlemeleri sağlanacak. Para ve maliye politikaları arasında uyum &uuml;st seviyeye &ccedil;ıkartılacak. - Ekonominin dolara olan bağımlılığının azaltılmasına y&ouml;nelik mekanizmalar inşa edilmeli Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın faiz d&uuml;şs&uuml;n s&ouml;ylemi ve isteğinin aslında faiz d&uuml;ş&uuml;k ya da y&uuml;ksek olsun tartışması değil, bir ekonomi politikası tartışması olduğunu s&ouml;yledi. Finansman maliyetleri, karının &uuml;st&uuml;nde olan sanayi işletmelerinin bulunduğu ekonomilerin orta ve uzun vadede batmaya mahkum olduğunu, bunun s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir olmayacağını vurgulayan Ertem, T&uuml;rkiye de faizlerin piyasanın belirleyeceği, sanayicilerin yatırım yapabileceği makul bir seviyeye gelmesi gerektiğini kaydetti. Ertem, kıdem tazminatının hem iş&ccedil;i hem de işveren i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k sorun olduğunu belirterek, Kıdem Tazminatı Fonu kurulması g&uuml;ndeme geliyor. Hem &ccedil;alışanların hem de işverenlerin sorunlarının &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; g&uuml;&ccedil;l&uuml; y&uuml;r&uuml;tme ile olur. Bu da 16 Nisan dan sonra ger&ccedil;ekleşecek. diye konuştu. Y&uuml;kselen ekonomilerin net dolar talep eden &uuml;lkeler olduğuna işaret eden Ertem, dolar kurunun y&uuml;kselmesi durumunda ara girdi maliyetleri, enerji maliyetleri ve ithal maliyetlerin arttığını, bu durumun &uuml;retim maliyetlerini artırarak enflasyon baskısına neden olduğunu, dolar kurunun artmasının reel &uuml;cretlerin d&uuml;şmesine de sebebiyet verdiğini s&ouml;yledi. T&uuml;rkiye de dalgalı kur rejimi uygulandığını hatırlatan Ertem, T&uuml;rkiye nin daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; olması i&ccedil;in ekonominin dolara olan bağımlılığının azaltılmasına y&ouml;nelik mekanizmaların inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Ertem, yerel paranın iki şekilde g&uuml;&ccedil;l&uuml; olacağını belirterek, ş&ouml;yle devam etti: Birincisi, ihracatınızı artırır ve ciddi d&ouml;viz girişleriniz olur. Dolayısıyla dış ticaret a&ccedil;ığınız olmaz ya da fazlanız olur. İkinci olarak, &uuml;lkeye ciddi miktarda kısa vadeli fon girişi olur. Burada paranız spek&uuml;latif değerli olur. Biz TL nin spek&uuml;latif değerli olmasını istemiyoruz. TL, ge&ccedil;miş d&ouml;nemde spek&uuml;latif değerli olmuştu. Bu da ekonominin &ccedil;ok kırılgan olması anlamına gelir. Merkez Bankamız bunun i&ccedil;in dalgalı kur rejimi uyguluyor ve kur hedeflemesi yapmıyor. Y&uuml;kselen ekonomilerle yerel para cinsinden ticaretimizi artırmalıyız. - Ekonomik b&uuml;y&uuml;memiz y&uuml;zde 7 nin altında olmamalıdır Cemil Ertem, T&uuml;rkiye nin ekonomik b&uuml;y&uuml;me potansiyelinin y&uuml;zde 10 lara yakın seviyeler olduğuna işaret ederek, Ekonomik b&uuml;y&uuml;memiz y&uuml;zde 7 nin altında olmamalıdır. Referandumdan g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir evet &ccedil;ıkar ve reformları yaparsak T&uuml;rkiye 2018 yılından başlamak &uuml;zere y&uuml;zde 7 ila y&uuml;zde 10 arasında bir b&uuml;y&uuml;meyi yakalar. T&uuml;rkiye y&uuml;zde 7 lerin &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;me kapasitesine sahip. diye konuştu. B&uuml;y&uuml;me hızlanırken cari a&ccedil;ığın artması durumunun &uuml;lkenin para politikası &ccedil;er&ccedil;evesinin ekonomik b&uuml;y&uuml;meye uyum sağlayamadığına ve b&uuml;y&uuml;meye ger&ccedil;ek anlamda destek vermediğine bir işaret olduğunu belirten Ertem, bu anlamda yeni d&ouml;nemde para politikası &ccedil;er&ccedil;evesinin yeniden g&ouml;zden ge&ccedil;irilmesinin g&uuml;ndeme geleceğini s&ouml;yledi. - 16 Nisan dan sonra bu yanlış ekonomi politikalarını uygulamayacağız Reel sekt&ouml;r, sanayici ve ihracat&ccedil;ıyı destekleyecek yeni bir para politikası &ccedil;er&ccedil;evesinin &ccedil;izileceğini ifade eden Ertem, şunları kaydetti: Bundan sonra T&uuml;rkiye b&uuml;y&uuml;yecek ve dış ticaret a&ccedil;ığı artmayacak. B&uuml;y&uuml;rken dış ticaret a&ccedil;ığı artıyorsa demek ki yanlış para politikası uyguluyorsunuz. T&uuml;rkiye, bunu yıllardır yaptı ama bundan sonra yapmayacak. Sonra kredi derecelendirme kuruluşları geliyor ve diyor ki sizin dış ticaret a&ccedil;ığınız artıyor. Dış ticaret a&ccedil;ığımız neden artıyor? Onların dediğini yaptığımız i&ccedil;in artıyor. Enflasyon neden artıyor? T&uuml;rkiye de talep y&ouml;nl&uuml; bir enflasyon yok. Arz y&ouml;nl&uuml; enflasyon var. Bunun da en &ouml;nemli nedeni finansman maliyetidir. T&uuml;rk sanayicisi a&ccedil;ısından İSO T&uuml;rkiye nin İkinci 500 B&uuml;y&uuml;k Sanayi Kuruluşu buna iyi bir &ouml;rnektir. Bu şirketlerin temel sorunu y&uuml;ksek finansman maliyetleridir. Bu şirketler finansman giderlerini satış rakamlarına yansıtırsa ayakta kalıyor. Fiyatlara yansıdığında da enflasyon y&uuml;kseliyor. Finansman maliyetli ve faiz kaynaklı bir enflasyonist bir durumdur. Bu işletmeler ya kapanıyor ya da iş&ccedil;i eksiltiyor. 16 Nisan dan sonra bu yanlış ekonomi politikalarını uygulamayacağız. Şimdi uyguluyor muyuz? Cumhurbaşkanımız ve siyasi irade 2008 den beri bu politikaları uygulamama konusunda &ccedil;ok kararlı. Ama burada ciddi b&uuml;rokratik direnişle karşılaşıldı. Burada bir ekonomik vesayet vardı. 16 Nisan dan sonra bu direniş ortadan kaldırılacaktır. Mart ayı enflasyon verisinin beklentilerin &uuml;zerinde geldiğini ancak bunun arızi bir durum olduğunu belirten Ertem, gıda enflasyonunun &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mek i&ccedil;in en kısa s&uuml;rede adımlar atılacağını, tarladan t&uuml;keticiye ge&ccedil;iş s&uuml;recinde ciddi denetimler olacağını vurguladı. Ertem, enflasyon &uuml;zerinde kur baskısının nispeten azaldığını, Kredi Garanti Fonu nun (KGF) sağladığı destekle reel sekt&ouml;r&uuml;n krediye ulaşım imkanının artacağını, bunun işletmelerin finansa bağlı &uuml;retim maliyetini d&uuml;ş&uuml;receğini ve yılın ikinci yarısından sonra enflasyonun makul seviyelere gerileyeceğini s&ouml;yledi. - TCMB nin ara&ccedil; bağımsızlığı 16 Nisan dan sonra daha da pekişecek Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, T&uuml;rkiye ekonomisinin en b&uuml;y&uuml;k sorununun &ccedil;ıktı a&ccedil;ığı olduğunu, bunun da ekonominin &uuml;retim potansiyeli ile &uuml;rettiği arasındaki fark anlamına geldiğini vurguladı. T&uuml;rkiye nin &uuml;retim potansiyelinin &ccedil;ok y&uuml;ksek olduğunu ancak Batı nın T&uuml;rkiye ye dayattığı yanlış politikalar nedeniyle bu potansiyelin ortaya &ccedil;ıkmadığını belirten Ertem, Benim anladığım yapısal reformlar başlığı ile başkalarının anladığı yapısal reformlar farklı... Bazıları yapısal reform deyince IMF nin dayattığı finansal piyasalardaki d&uuml;zenlemeleri anlarken, ben yapısal reform deyince sanayiciyi, iş&ccedil;iyi, KOBİ leri, orta ve yoksul kesimi kalkındıracak reformları anlıyorum. dedi. Ertem, T&uuml;rkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ara&ccedil; bağımsızlığı en y&uuml;ksek d&uuml;nyadaki merkez bankalarından biri olduğunu, 16 Nisan dan sonra bunun daha da pekişeceğini s&ouml;yledi. G&uuml;ney Kore ile T&uuml;rkiye nin ekonomik gelişimini karşılaştıran Ertem, G&uuml;ney Kore nin son 30 yılda reel sekt&ouml;re d&ouml;n&uuml;k reformları, sanayideki konsolidasyonu ve devlet kurumlarını yeniden dizayn etmesiyle kişi başı milli gelirini 25 bin doların &uuml;zerine &ccedil;ıkardığını bildirdi. Ertem, T&uuml;rkiye de ise kişi başına milli gelirin 10 bin dolar seviyesinde kaldığını belirterek, başkanlık sistemi ile G&uuml;ney Kore nin kalkınması arasında ciddi korelasyon bulunduğunu kaydetti. - Trump ın işi &ccedil;ok zor Cemil Ertem, ABD Başkanı Donald Trump ın ekonomi politikaları ve gelecek d&ouml;nem beklentilerine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: Trump ın işi &ccedil;ok zor. ABD nin &ccedil;ok ciddi a&ccedil;ıkları var. ABD nin dış ticaret, tasarruf, yatırım ve b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığı var. Kamu maliyesi g&uuml;&ccedil; durumda. Bu geleneksel Cumhuriyet&ccedil;i politikaları ile idare edilemeyecek bir durum. Trump, bunun ikilemini yaşıyor. Trump, Fed in faiz artırmamasını gerektiğini, doların değerli olmaması gerektiğini biliyor. &Ouml;te taraftan Cumhuriyet&ccedil;i anlayışa g&ouml;re dolar g&uuml;&ccedil;l&uuml; olsun, faizler y&uuml;ksek olsun, askeri alanda g&uuml;&ccedil;l&uuml; olsun. Ancak burada ciddi a&ccedil;ıklar var. Trump aynı zamanda bir iş adamı. Trump, b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığının d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesinin askeri harcamaların d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesinden de ge&ccedil;tiğini biliyor. İlk 4 yıl buna yetmeyebilir. İkinci kez se&ccedil;ilebilir mi? Onu da g&ouml;receğiz. KGF kefaleti ile bankaların kullandırdığı kredi miktarının 100 milyar liraya yaklaştığını bildiren Ertem, bunların ekonomideki etkisinin g&ouml;r&uuml;lmeye başlamasıyla mart d&ouml;neminden itibaren işsizlik oranlarında d&uuml;ş&uuml;ş g&ouml;r&uuml;leceğini kaydetti. AA

Ertem: Mart enflasyonu beklenenin üstünde geldi

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, Mart ayı enflasyon verisinin beklentilerin üzerinde geldiğini ancak bunun arızi bir durum olduğunu belirti

Öne Çıkanlar