Eski "Fed"e hoşçakal mı diyoruz?
-
Finansal krizle birlikte teşvik edici para politikasının bir parçası olan şişkin Fed bilançosu kalıcı olabilir mi?
1907 paniğinde, İtalyan göçmeni bir çiftin oğlu olan Amerikalı banka yöneticisi küresel finansa ilişkin bir gerçeğin altını çizdi. Olası bir finansal kargaşa öncesinde likit varlıklar depolayan Amadeo Giannini, diğer bankalar bu fikre karşı çıkarken gergin mudilere stoklanmış altını buffer mevduatla değiştirmeyi teklif ederek, bankadan kaçışı engelleme fikrinin sahibi.
Bu hamle, sonradan Bank of America olarak adlandırılacak olan Bank of Italy'i piyasa kargaşasından korumuş ve finansal sistemdeki likit tamponların sürdürülmesinin önemini vurgulamıştı. Bu önem, geçtiğimiz finansal krize doğru ilerlerken tartışmalı şekilde unutulmuştu. 2008 öncesi yıllarda, önemli İngiltere bankaları tarafından tutulan rezervlerin toplam varlıklarına olan oranı yüzde 30'lardan yaklaşık yüzde 1'e düştü.
Krizden yedi yıl sonra, çıkışları fonlamakta kullanılacak bankaların tutması zorunlu olan rezervler ve yüksek kaliteli varlıklar, yeni finansal düzenlemelerin tanıtımı boyunca güçlendirildi. Credit Suisse AG ABD ekonomisi birim yöneticisi Zoltan Pozsar tarafında yayınlanan bir raporda, yeni bankacılık düzenlemeleri ve Fed'in finansal piyasalardaki rolü arasındaki karmaşık etkileşimin altını çizerek, likiditeye ilişkin yeni düzenlemelerin Fed'i kendisini yeni bir küresel fonlama gücü olmak için yeniden revizyona gitme yolunda zorlayacağı tartışılıyor.
Pozsar, aslına bakılırsa teşvik edici para politikasının ardından gelen yıllarda Fed'in şişmiş bilançosunun geçici bir durum olmaktan çok kalıcı bir olgu olduğu kanıtlanabilir.