Halkbank/Taşkesenlioğlu: Ekonomide soğutma amacına ulaştı
-
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, ekonomiyi biraz daha hareketlendirme adına kredi kartındaki taksit sınırının 12-14'e çıkarılabileceğini, ihtiyaç kredisindeki 36 ay vadenin ise uzatılabileceğini söyledi
Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, geçtiğimiz yıllarda ekonomiyi soğutmak için bireysel kredilere ve kredi kartlarına getirilen sınırlamaların amacına ulaştığını, mevcut durumda bu alanlarda bir gevşeme beklediklerini söyledi. Bu konuda henüz bir duyum almadıklarının altını çizen Taşkesenlioğlu, buna karşın bankacılık sektörünün beklentisinin bu yönde olduğunu vurguladı. Piyasaların ve bankacılık sektörünün, FETÖ/ PDY terör örgütünün hain darbe girişimin etkisini atlattığını ve önümüzdeki dönemde herhangi bir dalgalanma öngörmediklerini belirten Taşkesenlioğlu, kredi derecelendirme kuruluşları için ise “S&P bizi yaralı gördü ve yarayı derinleştirmek için bir kurşun da o sıktı. Ekonomik verilere bile bakmadı. Moody’s ve Fitch ise siyasi saiklere göre hareket etmez ve ekonomik göstergelere bakarsa herhangi bir not indirimi yaşamayız” yorumunda bulundu. Taşkesenlioğlu ile Halkbank’ın hedefleri ve bankacılık sektörüne yönelik beklentilerini konuştuk.
-Hain darbe girişiminden ekonominin etkilenmemesi için belli sektörlerde adımlar atılıyor. Bu noktada ekonomik aktivitenin daha da canlanması için bireysel kredilere getirilen önlemlerde bir gevşeme bekliyor musunuz?
Geçtiğimiz yıllarda bireysel kredilere yönelik alınan bu önlemler ekonomiyi soğutma adına alınan tedbirlerdi. Kredi kartında taksit sayısının sınırlanması, bireysel kredilerde vade sınırlaması gibi tedbirler alınmıştı. Şimde ise ben bireysel kredilerde vaktiyle yapılan sıkılaştırmalarda bir gevşeme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Tabii orada ‘sadece tüketime dayalı büyüme olmasın’, ‘hane halkı borçlanmasına bir sınırlama olsun’ amacı söz konusuydu. O dönemde alınan tedbirlerin bugüne kadar amacına ulaştığını düşünüyorum. Bulunduğumuz noktada bu alanlarda biraz gevşemeler olabilir.
-Ne gibi bir gevşeme olabilir?
Bilindiği gibi zaten BDDK, bankaların bireysel kredilerde ayırdığı karşılık oranlarında bir düzeltme yapmıştı. Önümüzdeki günlerde kredi kartı taksit sayısının 9’dan 12’ye belki 14’e yükseltilmesi mümkün olabilir. Tüketici kredilerinde 36 ay olan vade süresi biraz daha uzatılabilir. Bunlar ekonomide hareketlilik sağlayabilir. Tabii bunlar bir duyuma dayalı değil. Bizim bankacılık sektörü olarak beklentilerimiz bu yönde.
ESNAFA 6 AYDA 7 MİLYAR LİRA
Yılın ilk 6 ayında yaklaşık 7 milyar TL krediyi esnafın kullanımına sunarak, bu alanda kullandırılan toplam krediyi 19.4 milyar TL düzeyine taşıdıklarını kaydeden Taşkesenlioğlu, “Esnaf kredilerimizde yüzde 20 seviyesinde bir artış gerçekleştik” dedi.
‘YIL SONU HEDEFLERİNİ ÇOK RAHAT YAKALARIZ’
-İlk yarı rakamlarınızı baz aldığınızda, yıl sonu hedeflerinize ulaşabileceğinizi düşünüyor musunuz?
İlk 6 ay itibarıyla toplam aktiflerimiz 200.3 milyar TL’ye, mevduatımız 130.4 milyar TL’ye, kredilerimiz 183.4 milyar TL’ye, net kârımız ise 1 milyar 566 milyon TL’ye yükseldi. Hedeflerimize ulaşmamızın önüne geçmeye çalışan birtakım engellere rağmen, bizler ülkemizin değerlerine ve milletimizin geleceğine duyduğumuz bağlılıkla çalışıyoruz. Yılın ilk yarısında olduğu gibi bundan sonra da ekonomik istikrarın baş aktörlerinden biri olacağız. Türkiye’de yatırım yapmak, katma değer yaratmak isteyen herkese kapımız açık. Mevcut durum ve olası senaryolara göre yıl sonu hedeflerimizi çok rahat tutturuyoruz.
‘SEKTÖR O GECE CİDDİ BİR SINAV VERDİ’
-15 Temmuz sonrasında bankalar arasında bir hesap değişimi yaşandı mı?
Piyasaların rahatlatılması için ilk hafta çok kritik bir süreçti ve ülke olarak bu konuda başarılı bir sınav verdik. Piyasada oluşan geçici volatilite ve kredi derecelendirme kuruluşlarının olumsuz açıklamalarıyla kurun çok yükselmesine rağmen vatandaşlarımız spekülatif hareketlerden kaçındılar. Tasarruf sahiplerimiz soğukkanlı bir duruş sergileyerek mevduatlarını korudular ve herhangi bir hesap değişim hareketliliği yaşanmadı. 15 Temmuz gecesi bankacılık sektörü de ciddi bir sınav verdi. Eğer o gece ATM’lerde para olmasaydı, bazı teknik aksaklıklar bile olsa, “Aacaba sistemde bir sorun mu var?” diye bir güvensizlik olabilirdi. O zaman hesap taşıma yaşanabilirdi.
‘SİYASİ SAİKLERLE HAREKET ETMEZLERSE NOT İNMEZ’
-Moody’s ve Fitch’ten not indirmi bekliyor musunuz? İndirim olması durumunda nasıl etkileniriz?
Öncelikle S&P’nin kararını tamamen siyasi saiklerle alınmış bir karar olarak görüyorum. Yaşanan olayın ekonomiyi nasıl etkilediğini görmemişsiniz, ekonomik verileri incelememişsiniz. Orada S&P bizi yaralı gördü ve yarayı derinleştirmek için bir kurşun da o sıktı. “FETÖ yaraladı, ben de devam ettireyim” dedi ama halkımız, cumayı cumartesiye bağlayan gece darbe girişimini bertaraf etti. Sonraki hafta da ekonomik darbeyi bertaraf etti. Türkiye’de hiç kimse gidip de “Darbe girişimi oldu, not düşecekmiş, gideyim elimdeki parayı dövize yatırayım” demedi. Aksine, 9 milyar doların üzerinde döviz satışı oldu.
“FİYATLARA ZATEN BİR MİKTAR YANSIDI”
Türkiye son yıllarda, Gezi, 17-5 Aralık ve ardından seçim süreçleri yaşadı. Bunlara rağmen ekonominin geldiği nokta ortadaydı. Faiz oranlarına bakıldığında en yüksek zamanda bile yüzde 12’lere gelmemişti. Şu anda da yüzde 9’larda. Kur belli bir seviyede dengeye geldi. Bütün bunlara rağmen ekonomimizde olumsuz bir durum söz konusu değil. Ben aylık yüzde 9 faizlerin olduğu zaman da bankacılık yaptım. Şu anda bu ihanet girişimine rağmen iki yıllık tahvil faizi yüzde 9’larda. Bankacılık sisteminde bir faiz artışı olmadı. Aksine Merkez Bankası’nın son 2-3 aydır yaptığı faiz indirimleri de yavaş yavaş mevduat ve kredi faizlerine de yansımaya başladı. Ben Moody’s ve Fitch’in siyasi ya da art niyetli saiklerle karar almaması durumunda Türkiye’nin bugünkü ekonomik durumunun not indirimini gerektiren bir durum yok. Öte yandan piyasalarda zaten olası bir not indiriminin de fiyatlamaya alındığını düşünüyorum.
‘DALGALANMA BEKLEMİYORUZ’
Merkez Bankası’nın aksiyonları ile piyasalarda normalleşmenin çok kısa sürede başladığını belirten Taşkesenlioğlu, “Dolayısıyla, ciddi bir finansal dalgalanma beklemiyoruz. Bu konuda bankacılık sektörü de elinden gelen gayreti fazlasıyla gösterecektir. Bankacılık sektörünün ilk önceliği sadece kâr etmek değil, aynı zamanda Türkiye’yi daha da ileriye götürecek projelere destek vermek olacaktır” dedi.
Sefer Yüksel / Gazete Habertürk