İş dünyasının 2011 yılı için beklentileri olumlu

İSTANBUL (A.A) - 15.12.2010 - Anda&ccedil; Hongur - Yıldız Taşdelen Erli - K&uuml;resel krizin etkileri ABD ve Avrupa başta olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok &uuml;lkede etkisini s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rken, Avrupa nın en hızlı b&uuml;y&uuml;yen ekonomileri arasında yer alan T&uuml;rkiye nin &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıl da bu performansını devam ettirmesi bekleniyor. D&uuml;nya ekonomileri i&ccedil;in 2011 in zorlu bir yıl olacağı ifade edilmesine karşın, iş d&uuml;nyası, T&uuml;rkiye ekonomisiyle ilgili olumlu beklentilere sahip. İş d&uuml;nyası, ekonomideki en b&uuml;y&uuml;k riskin dış kaynaklı olabileceğine dikkati &ccedil;ekiyor. T&uuml;rk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (T&Uuml;SİAD) Y&ouml;netim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Din&ccedil;er, T&uuml;rkiye ekonomisinin, 2009 un ikinci &ccedil;eyreğinden itibaren g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir ivmelenme i&ccedil;erisinde olduğunu, d&uuml;ş&uuml;k faizler ve g&uuml;ven ortamı sayesinde 2010 un ilk yarısında y&uuml;zde 11 gibi g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir b&uuml;y&uuml;me elde edildiğini belirterek, D&uuml;nya rekoru kırdığımız 2010 yılı ikinci &ccedil;eyreğinde, kriz &ouml;ncesi en y&uuml;ksek seviye olan 2008 in ilk &ccedil;eyreği GSYH değerini aştık dedi. B&uuml;y&uuml;menin kamudan ziyade &ouml;zel sekt&ouml;r yatırımları ve t&uuml;ketim harcamalarından gelmesinin iyi bir haber olduğunu, bu şekilde 2010 u y&uuml;zde 8 in &uuml;st&uuml;nde bir ekonomik b&uuml;y&uuml;me ile kapatacaklarını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;klerini ifade eden Din&ccedil;er, 2011 beklentilerine ilişkin şu g&ouml;r&uuml;şleri dile getirdi: 2011 de dışsal bir şok olmaması halinde faizlerin bug&uuml;nk&uuml; seviyelerde seyretmesini ve g&uuml;ven ortamının devam etmesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak 2011 yılı b&uuml;y&uuml;me beklentimiz temkinli bir senaryo ile y&uuml;zde 5 tir. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıl enflasyon beklentimiz y&uuml;zde 7 dir. Kurlarda, portf&ouml;y yatırımları ve doğrudan yabancı yatırımlar sebebiyle yatay bir seyir bekliyoruz. Hem avro hem de ABD dolarının ortalamada 2010 seviyesinde ger&ccedil;ekleşmesini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Kişi başına gelirimizin yaklaşık 11 bin dolar seviyesine gelmesini beklediğimiz 2011 de artan alım g&uuml;c&uuml;n&uuml;n getireceği kuvvetli bir i&ccedil; taleple beraber &ouml;zel sekt&ouml;r yatırımları da ivmelenecektir. Bu beklentiler gerek H&uuml;k&uuml;metin gerekse piyasaların beklentilerine yakındır. T&uuml;rkiye i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k riskin dış kaynaklı olduğuna dikkati &ccedil;eken Din&ccedil;er, Avrupa daki bor&ccedil; sorununun kontrol altına alınamaması ve ABD deki b&uuml;y&uuml;me hızının ciddi d&uuml;ş&uuml;ş g&ouml;stermesi durumunda global finansal sistemin tekrar sekteye uğraması ve bunun bize olası yansımaları en &ouml;nemli risktir. Bu konuda, i&ccedil;inde bulunduğumuz g&uuml;nlerde yaşanan İrlanda ve Portekiz sorunlarına rağmen T&uuml;rkiye nin CDS lerindeki, yani bor&ccedil; kağıtlarının sigorta maliyetlerindeki artışın sınırlı olması &ccedil;ok olumludur. Buradan g&ouml;r&uuml;yoruz ki, T&uuml;rkiye ekonomisinin dışsal risklere karşı hassasiyeti d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r. Bunun dışında, ge&ccedil;mişteki hızlı b&uuml;y&uuml;me d&ouml;nemlerinde olduğu gibi T&uuml;rkiye nin artan cari a&ccedil;ığı dikkat edilmesi gereken bir g&ouml;stergedir. T&uuml;rkiye nin yatırım yapılacak g&ouml;zde &uuml;lkelerden biri olması cari a&ccedil;ık finansmanını kolaylaştırmakla beraber bu g&ouml;stergenin yakından takibi kritiktir diye konuştu. İşsizliğin, sonucu belirsiz bir risk anlamında değil, fakat &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; i&ccedil;in daha fazla &ccedil;aba g&ouml;sterilmesi gereken bir konu olduğunu belirten Din&ccedil;er, Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı, Mart-Nisan 2009 daki y&uuml;zde 14,8 olan tepe noktasından Ağustos 2010 da y&uuml;zde 12 seviyesine gelmekle beraber, daha da d&uuml;şmesini arzu ettiğimiz bir g&ouml;stergedir. T&uuml;rkiye artan n&uuml;fus ve iş g&uuml;c&uuml;ne katılım sebebi ile, &ouml;rneğin son 12 ayda 1,1 milyon yeni istihdam yaratabilmesine rağmen işsizlik rakamını 460 bin kişi d&uuml;ş&uuml;rebilmiştir dedi. Tarihsel olarak bakıldığında se&ccedil;imlerin ekonomiye bir canlanma getirdiğini ifade eden Din&ccedil;er, T&uuml;ketici G&uuml;ven Endeksi nin 2002 ve 2007 yıllarında ulaştığı tepe noktalarının da kendilerine se&ccedil;im d&ouml;nemlerinde t&uuml;ketimin artışta olduğunu g&ouml;sterdiğini, benzer şekilde, 2011 de de se&ccedil;imlerin ekonomiye olumlu bir etkisi olmasını beklediklerini kaydetti. - İŞSİZLİK 2011 DE DE TEMEL PROBLEMLERİMİZDEN BİRİ OLMAYA DEVAM EDECEKTİR -İstanbul Sanayi Odası (İSO) Y&ouml;netim Kurulu Başkanı Tanıl K&uuml;&ccedil;&uuml;k de zorlu ge&ccedil;en 2009 un ardından, 2010 un t&uuml;m d&uuml;nya ekonomisi i&ccedil;in nispi bir toparlanma yılı olurken, T&uuml;rkiye nin krizden &ccedil;ıkışta dikkati &ccedil;ekici başarı ortaya koyduğunu ifade ederek, Mevcut g&ouml;stergeler ışığında 2010 yılını y&uuml;zde 7-8 aralığında b&uuml;y&uuml;me ile kapatacağımız s&ouml;ylenebilir. Bu da b&uuml;y&uuml;k olasılıkla Avrupa daki en y&uuml;ksek b&uuml;y&uuml;me oranı olacaktır. 2009 yılındaki y&uuml;zde 4,7 lik k&uuml;&ccedil;&uuml;lmeden sonra, 2010 da elde edeceğimiz b&uuml;y&uuml;me ile bir &ouml;nceki yılın kaybını telafi edebildiğimiz gibi artıya da ge&ccedil;miş olacağız ki, bu ayrıca &ouml;nemli bir gelişmedir şeklinde konuştu. Sanayi &uuml;retimi ve b&uuml;y&uuml;medeki olumlu gidişin yanında işsizlikte kaydedilen nispi iyileşme ve &ouml;zel sekt&ouml;r yatırım harcamalarındaki artışın 2010 ekonomisindeki diğer olumlu gelişmeler olduğunu anlatan K&uuml;&ccedil;&uuml;k, yatırım harcamalarındaki artışın ge&ccedil;en yıldaki k&uuml;&ccedil;&uuml;lmenin gerisinde kalması, doğrudan yatırım girişinin bir &ouml;nceki yıla g&ouml;re azalması ve i&ccedil; tasarruf oranının y&uuml;zde 12-13 gibi &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k seviyelerde olmasının 2010 un yatırımlar ve yatırım kapasitesi a&ccedil;ısından olumsuz boyutları olduğuna işaret etti.K&uuml;&ccedil;&uuml;k, ekonomideki canlanmaya ve kurdaki d&uuml;ş&uuml;şe paralel olarak, ithalatın ihracattan daha hızlı artmasını, dış ticaret a&ccedil;ığı ve cari a&ccedil;ığın rekor d&uuml;zeylere ulaşmasını, 2010 ekonomisinin en dikkati &ccedil;eken olumsuzlukları olarak değerlendirirken, 2010 da &ouml;zellikle T&uuml;rkiye nin en b&uuml;y&uuml;k ihracat pazarı olan AB de talebin sınırlı kalması nedeniyle ihracatta bir &ouml;nceki yılın kayıplarının hen&uuml;z telafi edilemediğini, ihracattaki sıkıntıya karşın i&ccedil; talepteki artışın piyasanın canlı kalmasında dengeleyici bir rol oynadığını s&ouml;yledi.Ekonomik programda, sanayi sekt&ouml;r&uuml; katma değerinin bu yılı y&uuml;zde 10 luk artışla kapatmasının, 2011 de bunun yaklaşık yarı hızında, y&uuml;zde 4,5 oranında artmasının &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;ne, GSYH b&uuml;y&uuml;mesi i&ccedil;in beklentinin y&uuml;zde 4,5 olduğuna değinen K&uuml;&ccedil;&uuml;k, Bizim kanaatimiz, b&uuml;y&uuml;menin 2011 de de devam edeceği ve ekonomik programda &ouml;ng&ouml;r&uuml;len y&uuml;zde 4,5 lik oranın yakalanacağı y&ouml;n&uuml;ndedir. Ancak y&uuml;zde 4-5 ler civarında b&uuml;y&uuml;me oranları T&uuml;rkiye i&ccedil;in yeterli değildir. T&uuml;rkiye işsizlik sorunu başta olmak &uuml;zere ekonomik ve sosyal sorunlarını &ccedil;&ouml;zebilmek i&ccedil;in daha y&uuml;ksek oranlarda b&uuml;y&uuml;mek zorundadır. Orta Vadeli Program da da &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; &uuml;zere işsizlik 2011 yılında da temel problemlerimizden biri olmaya devam edecektir dedi.K&uuml;&ccedil;&uuml;k, şu değerlendirmelerde bulundu: En b&uuml;y&uuml;k ihracat pazarımız Avrupa daki mevcut duruma baktığımızda, ihracat artışında en azından 2011 in ilk yarısı itibariyle &ccedil;ok parlak bir tablo ile karşılaşmayacağımızı s&ouml;yleyebiliriz. Bu anlamda ihracatta pazar &ccedil;eşitlendirmeye y&ouml;nelik &ccedil;alışmaların artırılarak devam etmesi &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Kuvvetle muhtemel ki, dış ticaretimizdeki dengeler 2011 yılında da aynı şekilde devam edecek, ithalat artışı, ihracat artışından yine daha y&uuml;ksek seyredecek, y&uuml;ksek dış ticaret a&ccedil;ığı ve y&uuml;ksek cari a&ccedil;ık problemlerimizde de radikal bir iyileşme olmayacaktır. Diğer taraftan i&ccedil; pazarda da, 2011 in ilk yarısında, se&ccedil;im atmosferinin getireceği nispi belirsizlik etkili olacaktır. 2011 in ilk yarısının nispeten durgun ge&ccedil;eceği, ikinci yarının ise b&uuml;y&uuml;k olasılıkla daha hareketli olacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir. 2010 da ekonomideki olumlu gelişmelerde sanayimizin &uuml;retimi, ihracatı ve istihdamı artırma m&uuml;cadelesi &ouml;nemli rol oynamıştır. Faiz oranlarındaki d&uuml;ş&uuml;şle birlikte finansman giderlerinin azalması, KOBİ lere getirilen finansal destek paketi, devlete olan bor&ccedil;lardaki yeniden yapılanma imkanı, kriz d&ouml;neminde istihdam ve &ccedil;alışma yaşamına ilişkin olarak getirilen teşvik ve d&uuml;zenlemeler 2010 un olumlu gelişmeleri arasındaydı. Ancak rekabet g&uuml;c&uuml; ile ilgili temel eksiklerimiz halen giderilmemiştir. Rekabet g&uuml;c&uuml;n&uuml; destekleyecek makro ve mikro reform alanlarına el atıldığı takdirde ekonomideki toparlanma 2011 de &ouml;ng&ouml;r&uuml;lenden daha y&uuml;ksek bir ivme ile devam edecektir. Bu &ccedil;er&ccedil;evede 2011 de se&ccedil;imlere kadar olan s&uuml;rede mikro reformların, se&ccedil;imler sonrasında da makro reformların s&uuml;ratle g&uuml;ndeme geleceğini &uuml;mit etmek istiyoruz. -SERMAYE AKIMLARININ TERSİNE D&Ouml;NMESİ RİSKİ-Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Genel Sekreteri Mustafa Alper de 2010 i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;me beklentilerinin y&uuml;zde 7-8 bandında, 2011 i&ccedil;in ise Orta Vadeli Program a paralel olduğunu belirterek, B&uuml;y&uuml;meye ilişkin riskler a&ccedil;ısından dış talebin seyri en b&uuml;y&uuml;k belirsizlik fakt&ouml;r&uuml; olarak karşımıza &ccedil;ıkmaktadır dedi. Alper, gıda ve emtia fiyatlarındaki y&uuml;ksek seyir ve yapılan vergi artışlarının enflasyon tahminlerini g&uuml;&ccedil;leştirdiğini y&uuml;ksek seyreden gıda fiyatları ile ulaşım ve alkoll&uuml; i&ccedil;eceklere gelen vergi artışlarının etkisiyle yıl sonunda enflasyonun y&uuml;zde 7,5-8, 2011 de y&uuml;zde 6-7 bandında olmasının muhtemel g&ouml;z&uuml;kt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade ederek, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nem i&ccedil;in risklerin ağırlıkla yurt dışı kaynaklı olduğunu, bu riskler arasında sermaye akımlarının tersine d&ouml;nmesi ve gelişmiş &uuml;lkelerdeki b&uuml;y&uuml;menin beklendiği gibi istikrar kazanamamasının &ouml;ne &ccedil;ıktığını kaydetti. Kriz sonrası d&ouml;nemde gelişmekte olan &uuml;lkelerin hem daha y&uuml;ksek getiri sunduğunu hem de b&uuml;y&uuml;me a&ccedil;ısından daha sağlam bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;me, potansiyele sahip olmaları nedeniyle daha az risk i&ccedil;erdiğini belirten Alper, sermaye girişinin verimli alanlarda yatırımlarda kullanılmasının kritik bir konu olarak &ouml;ne &ccedil;ıktığını, rekabetin yoğunlaştığı ve benzer &uuml;r&uuml;nlerin bir&ccedil;ok gelişmekte olan &uuml;lkelerde imal edildiği ortamda verimlilik artışını sağlamanın daha &ccedil;ok &ouml;nem kazandığını vurguladı. 2008 ve 2009 yıllarında T&uuml;rkiye ye uluslararası doğrudan yatırım girişlerindeki d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n global ortalamanın da &uuml;zerinde seyrettiğini, bu yıl ise 2009 un altında kalacak gibi g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, ilk 3 &ccedil;eyrekte ulaşılan 5,2 milyar dolarlık rakamın yıl sonu itibariyle ancak 7 milyar dolar civarında tamamlanabileceğinin tahmin edildiğini bildiren Alper, şunları kaydetti: 2011 yılı i&ccedil;in de g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir toparlanma i&ccedil;in sinyaller zayıftır. T&uuml;rkiye de 2005 yılında ulaşılan 10 milyar dolar seviyesi ve 2006-2008 d&ouml;neminde ulaşılan 20 milyar dolar seviyesi hen&uuml;z bir trend olmaktan uzaktır. B&uuml;y&uuml;k &ccedil;aplı birleşme-satın alma anlaşmalarının etkisiyle ulaşılan bu seviyeler, k&uuml;resel finansal ve ekonomik krizin de etkisiyle kesintiye uğramış, son 2 yılda yine bir oranda ge&ccedil;miş d&ouml;nem anlaşmaların &ouml;demelerinin de etkisiyle 7-8 milyar dolar seviyelerinde seyretmiştir. 2011 yılı i&ccedil;in de b&uuml;y&uuml;k miktarlı anlaşmalar ger&ccedil;ekleşmediği takdirde uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde &ouml;nemli bir artış yaşanmayacağı, 10 milyar dolar seviyesinin altında kalınacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;lmektedir. - BEKLENTİMİZ, İTHALATIN 2011 DE DE Y&Uuml;KSEK DIŞ TİCARET A&Ccedil;IĞINI ARTIRACAĞI Y&Ouml;N&Uuml;NDE -T&uuml;rkiye İhracat&ccedil;ılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet B&uuml;y&uuml;kekşi ise ihracat i&ccedil;in Orta Vadeli Program da konulan 2011 hedefinin 127 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, Bu hedefe ulaşabilmek i&ccedil;in d&uuml;nya ekonomilerinin 2011 b&uuml;y&uuml;me performansı ve d&ouml;viz kurlarının gidişatı &ouml;nemli dedi. B&uuml;y&uuml;kekşi, ihracat&ccedil;ıların gerileyen nominal kurlardan dolayı zarar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve ihracatın ciro i&ccedil;indeki oranını sınırlandırdığını ifade ederek, d&ouml;viz kurlarının gidişatının ihracatın 2011 ger&ccedil;ekleşmesine y&ouml;n verecek bir fakt&ouml;r olduğunu, ancak ihracat&ccedil;ıların pazarlamadaki olağan&uuml;st&uuml; gayretleri ile zorlukların &uuml;stesinden geldiğini, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıl orta vadeli plandaki hedefin &uuml;zerine &ccedil;ıkıp 2008 ihracatına ulaşmak istediklerini, bu hedefin tutması i&ccedil;inde ihracat&ccedil;ının desteklenmesi gerektiğini kaydetti. 2011 de yapılacak se&ccedil;imlerde, siyasi parti ayırımı olmadan, siyasi istikrarı devam ettirecek bir tablo &ccedil;ıkması halinde T&uuml;rkiye ye y&ouml;nelik yatırımda ciddi canlanma olacağını, Avrupa da birbirini tetikleyecek krizler olmadığı takdirde T&uuml;rkiye ekonomisinin canlı performansını devam ettireceğini vurgulayan B&uuml;y&uuml;kekşi, T&uuml;rkiye gibi iş g&uuml;c&uuml;ne katılımın hızlandığı ve mevcut işsizlik oranının da &ccedil;ift rakamlı olduğu ekonomilerde hissedilen b&uuml;y&uuml;me oranının y&uuml;zde 5 in &uuml;zerinde olması gerektiğini, olağan bir ortamda da b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 5 in altına d&uuml;şmeyeceğini tahmin ettiklerini bildirdi. Cari a&ccedil;ık i&ccedil;in 2011 yılında 40 milyar doları aşan bir rakam beklediklerini ifade eden B&uuml;y&uuml;kekşi, Cari a&ccedil;ık kronik olarak T&uuml;rkiye nin sorunu olmaya devam ediyor. Dış ticaret i&ccedil;in Orta Vadeli Program hedefi 72,5 milyar dolar. Bizim de beklentimiz ithalatın 2011 yılında da canlılığını koruyacağı ve y&uuml;ksek dış ticaret a&ccedil;ığını artıracağı y&ouml;n&uuml;nde dedi. &Ouml;zellikle Avrupa pazarlarındaki g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n kendileri i&ccedil;in en b&uuml;y&uuml;k risk alanı olduğuna dikkati &ccedil;eken B&uuml;y&uuml;kekşi, şu g&ouml;r&uuml;şleri dile getirdi: Dış satımımızın yarıdan fazlasını yaptığımız Avrupa pazarındaki gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Almanya nın dışında diğer AB &uuml;lkelerinde bir canlılık g&ouml;r&uuml;lmemektedir. Kaldı ki, İrlanda, Portekiz, İspanya, Yunanistan ve İtalya gibi &uuml;lkelerde ciddi belirsizlikler ve riskler bulunmaktadır. Bu &uuml;lkelerde y&uuml;ksek bor&ccedil;luluk oranları ve krizin &ccedil;ıkardığı yeni maliyetlerin karşılanması ciddi fedakarlıklar yapılmasını gerektirmekte, ancak bu &uuml;lkelerin kamuoylarının bunlara hazır olmadığı g&ouml;r&uuml;lmektedir. D&uuml;nya ekonomileri i&ccedil;in 2011 yılı zorlu bir yıl olacak. Eğer ABD ve AB toparlanma s&uuml;recine girerse bu durumda d&uuml;nya ticareti canlanacak, T&uuml;rkiye de bundan olumlu y&ouml;nde etkilenecektir.Gelişmekte olan &uuml;lkeler b&uuml;y&uuml;melerini devam ettiriyorlar. Bu &uuml;lkelere olan ihracatımız artmaya devam ediyor. Aynı trendin devam etmesi i&ccedil;in de &ccedil;ok yoğun bir &ccedil;aba g&ouml;steriyoruz. Asya ve Afrika &uuml;lkelerinde ciddi bir gayret g&ouml;steriyoruz. Hedefe ulaşmada alternatif pazarlardaki ihracat başarımızın devam etmesi &ouml;nemli rol oynayacaktır. Sekt&ouml;r temsilcileri, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıla ilişkin iyimser beklentilere sahip bulunuyor.2011 de yabancı yatırımcıların T&uuml;rk sermaye piyasalarına olan ilgisinin s&uuml;rmesi, gayrimenkul sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n bu yıla g&ouml;re daha canlı olması, giyim sanayinde i&ccedil; pazarın b&uuml;y&uuml;mesi, hazır giyim ve konfeksiyon sekt&ouml;r&uuml; ihracatının artması &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, bankacılık sekt&ouml;r&uuml;nde karlılığın 2010 seviyelerinde veya bundan biraz daha d&uuml;ş&uuml;k olması, otomotiv sekt&ouml;r&uuml; pazar hacminin 750 bin seviyesinde olması bekleniyor. T&uuml;rkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) Başkanı Nevzat &Ouml;ztangut, 2010 un yabancı yatırımcıların T&uuml;rkiye ye ilgisinin artarak devam ettiği bir yıl olduğunu, 2011 i&ccedil;in de benzer bir &ouml;ng&ouml;r&uuml;leri bulunduğunu ifade ederek, sermaye piyasalarının &uuml;r&uuml;n &ccedil;eşitliliği a&ccedil;ısından her ge&ccedil;en yıl &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de mesafe kaydettiğini, bu yıl varantların işlem g&ouml;rmeye başlarken bunların sayısının 2011 de daha fazla arttığını g&ouml;receklerini s&ouml;yledi. &Ouml;ztangut, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıl, uzun vadede İMKB de olumlu performansın devam edeceğini d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;klerini belirterek, 2011 in bir diğer &ouml;neminin yaptırdıkları yatırımcı anketinin sonu&ccedil;ları ile bir yatırımcı eğitimi başlatmaları olduğunu, T&uuml;rkiye deki yatırımcı tabanını geliştirmek, sermaye piyasası farkındalığını artırmak i&ccedil;in bir yatırımcı eğitimi kampanyası başlatacaklarını bildirdi. &Ouml;ztangut, İstanbul u bir finans merkezi yapmak yolunda daha &ccedil;ok yatırımcının ilgisini sermaye piyasasının b&uuml;t&uuml;n &uuml;r&uuml;nlerine &ccedil;ekmek ve farkındalığı artırmak gerektiğini s&ouml;yledi. Yeni halka arzlar a&ccedil;ısından olduk&ccedil;a başarılı bir yıl ge&ccedil;irdiklerini ifade eden &Ouml;ztangut, hem piyasanın derinliğinin artması hem de daha fazla yatırımcıya ulaşılması a&ccedil;ısından bu halka arzların &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu, 2011 de de İMKB deki şirket sayısının hızla artmaya devam etmesini beklediklerini kaydetti. &Ouml;ztangut, &Ouml;nemli gelişmelerden biri de yabancı şirketlerin de İMKB de işlem g&ouml;rmek i&ccedil;in başvuruda bulunmuş olması. İMKB nin diğer yurt dışı borsalarla giderek daha entegre olduğu bir s&uuml;re&ccedil;te, daha fazla sayıda yabancı şirketin de İMKB de işlem g&ouml;recek olması İMKB nin diğer piyasalarla etkileşiminin artmasına olduk&ccedil;a olumlu katkı sağlayacaktır dedi. &Ouml;ztangut, cari a&ccedil;ığın hızla genişliyor olmasının ekonomide şu anda g&ouml;z&uuml;ken en temel risk olduğuna ve ekonomik a&ccedil;ıdan &ouml;zellikle a&ccedil;ığın finansman tarafının kritik &ouml;nem kazandığına dikkati &ccedil;ekerek, Finansman tarafında kalitenin d&uuml;ş&uuml;yor olması, yani d&ouml;viz girişinin vadesinin g&ouml;rece kısalıyor olması T&uuml;rkiye i&ccedil;in riskli. Vade kısaldık&ccedil;a d&ouml;viz &ccedil;ıkışı da kolay hale geliyor. Bu da global anlamda gelişmekte olan &uuml;lkelerden d&ouml;viz &ccedil;ıkışı anında T&uuml;rkiye nin olumsuz etkilenme potansiyeli anlamına geliyor. Genişleyen cari a&ccedil;ık T&uuml;rkiye nin hassasiyetini y&uuml;kseltiyor diye konuştu. - BANKACILIK SEKT&Ouml;R&Uuml;NDE KARLILIK BU YILKİ SEVİYELERDE VEYA BİRAZ DAHA D&Uuml;Ş&Uuml;K OLUR -Garanti Bankası Genel M&uuml;d&uuml;r&uuml; Ergun &Ouml;zen de 2011 de bankacılık sekt&ouml;r&uuml;nde karlılığın bu yılki seviyelerde veya bundan biraz daha d&uuml;ş&uuml;k olmasını beklediğini ifade ederek, Son 6-7 yıla baktığımız zaman bir yıl &ouml;nceki karlarımızın &uuml;zerine &ccedil;ıkabildik, ama 2011 de bu s&ouml;z konusu olmayabilir dedi.&Ouml;zen, TL kredilerde yaklaşık 25-30 civarında, d&ouml;viz kredilerinde de y&uuml;zde 20-25 arasında b&uuml;y&uuml;me olabileceğini belirterek, T&uuml;rkiye ekonomisinin y&uuml;zde 5,5 seviyesinde b&uuml;y&uuml;yeceğini, enflasyonun da y&uuml;zde 6-7 arasında olmasını beklediğini kaydetti. - STRATEJİK BELGE S&Uuml;RECİ, HIZLA TAMAMLANMALI -Otomotiv Distrib&uuml;t&ouml;rleri Derneği (ODD) Y&ouml;netim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar ise T&uuml;rkiye otomotiv sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n, h&uuml;k&uuml;metin verdiği destekle global krizi &ccedil;ok fazla etkilenmeden atlattığını, 2009 daki &Ouml;TV indiriminin sekt&ouml;r&uuml; canlandırırken, 557 bin 126 binek/hafif ticari ara&ccedil; satıldığını kaydetti.Bayraktar, 2010 yılında desteğin sona ermesine rağmen &uuml;retici ve distrib&uuml;t&ouml;rlerin indirimi &uuml;stlenmesinin, 2010 yılı satış miktarını beklentilerin &uuml;zerine &ccedil;ıkardığını ve yılının ilk 11 ayında, &ouml;nceki yılın toplamının ge&ccedil;ilerek, 612 bin 544 adet satışa ulaşıldığını belirtti.Bu artışın s&uuml;rmesi ve 1 milyon satış hedefine ulaşmanın yolunun, ara&ccedil; sahibi olmanın kolaylaştırılmasından ge&ccedil;tiğini vurgulayan Bayraktar, ş&ouml;yle dedi: Bunu sağlamanın en etkili y&ouml;ntemi ise d&uuml;nya ortalamasının &ccedil;ok &uuml;zerinde olan vergilerin indirilmesidir. Mevcut şartlarda bir değişiklik olmazsa, 2011 yılı pazar hacminin 750 bin seviyesinde olacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Hurda indirimi, vergi kolaylıkları ve elektrikli ara&ccedil;lara teşvik meselesinin halledilmesi durumunda ise, 1 milyon hedefine ulaşmayı imkansız g&ouml;rm&uuml;yorum. &Uuml;stelik, vergi indirimi yapılmasına rağmen, satışlardaki bu artış, devletin vergi gelirini matematiksel olarak artıracaktır. Bayraktar, 2010 da artan b&uuml;y&uuml;me hızının, 2011 de de s&uuml;rebileceğine değinerek, Ancak bu b&uuml;y&uuml;menin, istihdam hacmi, tatminkar b&uuml;y&uuml;me ve karlılığa zemin hazırlaması i&ccedil;in, makro &ouml;l&ccedil;ekli politikalara ihtiya&ccedil; duyuyoruz. Sekt&ouml;r, gerekli makro desteğin sağlanmaması durumunda, kırılgan bir yapıdan uzaklaşamaz. B&uuml;y&uuml;menin kalıcı olması i&ccedil;in, vergi iyileştirmeleri, hurda indirimi gibi yasal d&uuml;zenlemeler sağlanmalı. Ayrıca, atılan ilk adımlarıyla sekt&ouml;r&uuml;m&uuml;ze umut ve moral veren Stratejik Belge s&uuml;reci, hızla tamamlanmalı diye konuştu.2010 daki sekt&ouml;rel performansın, 2011 i&ccedil;in umut verdiğini belirten Bayraktar, mevcut şartlarda arzu edilen iyileştirmeler yapılmasa bile, 2011 de, 2010 un satış miktarının aşılarak 750 bin seviyelerine ulaşılabileceğine işaret etti.- MARKALI PROJE SAYISININ ARTACAĞINI VE CANLI BİR YIL OLACAĞINI D&Uuml;Ş&Uuml;N&Uuml;YORUZ -Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes de 2011 de gayrimenkul sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n geride bırakılan yıla g&ouml;re daha canlı olacağını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;klerini ifade ederek, &ouml;zellikle gelişen &uuml;lkeler arasında T&uuml;rkiye nin ekonomik b&uuml;y&uuml;me tahminlerinin yukarı y&ouml;nl&uuml; oluşunun, sekt&ouml;rel b&uuml;y&uuml;melere etki edeceğine, fiyat seviyelerinde istikrarlı seyir izleneceğine, arz/talep dengelerinin yeniden şekilleneceğine ve yatırımlarda sınırlı da olsa artış yaşanacağına inandıklarını s&ouml;yledi.Ekonomik canlanmaya paralel olarak sekt&ouml;rel b&uuml;y&uuml;menin hız kazanmasını beklediklerini dile getiren Tanes, şu g&ouml;r&uuml;şleri dile getirdi: B&ouml;yle bir ortamda yatırımların, istihdamın ve karlılığın da sekt&ouml;rdeki b&uuml;y&uuml;meyle doğru orantılı olacağı ş&uuml;phesizdir. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıl i&ccedil;inde sekt&ouml;re y&ouml;nelik yeni d&uuml;zenlemeler yapılmasının da s&ouml;z konusu b&uuml;y&uuml;meye &ouml;nemli katkılar sağlayacağını unutmamak gerekir. Bug&uuml;ne kadar vergi, resim ve har&ccedil;larda yatırımları teşvik edici uygulamalara ge&ccedil;ilmesinin, arsa maliyetlerinin d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesi yolunda &ccedil;alışmalar yapılmasının, imar planlarını d&uuml;zenleyici bir &uuml;st kurul kurulmasının gerekliliği &uuml;zerine bir&ccedil;ok g&ouml;r&uuml;ş belirttik. Benzer d&uuml;zenlemelerin sekt&ouml;r gelişimi i&ccedil;in yaratacağı olumlu etkileri vurguladık. Dolayısıyla &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıl bu &ccedil;er&ccedil;evede birtakım &ccedil;alışmaların yapılmasını bekliyoruz. Bunların yanı sıra yapılacak yeni d&uuml;zenlemeler arasında &ouml;zellikle m&uuml;tekabiliyet konusunun da olması gerektiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. &Uuml;lkemizde yabancıların gayrimenkul edinimi ile ilgili m&uuml;tekabiliyet esası aranmaktadır. S&ouml;z konusu yasanın varlığı Azerbaycan, Kazakistan, T&uuml;rkmenistan, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Rusya ve Suudi Arabistan gibi bir&ccedil;ok &uuml;lke vatandaşının &uuml;lkemizde gayrimenkul satın almalarını engellemekte ya da zorlaştırmaktadır. Oysa &uuml;lkemiz, başta tatil y&ouml;releri ve kıyı şehirleri olmak &uuml;zere yabancılar tarafından b&uuml;y&uuml;k ilgi g&ouml;rmektedir. Yabancıların g&uuml;nden g&uuml;ne artan ilgi ve talepleri karşısında satış yapılmasının kısıtlanması veya engellenmesi başta elde edilecek gelirin kaybedilmesi olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok fırsatın da &ouml;n&uuml;n&uuml; kesmektedir. Yabancılara m&uuml;lk satışındaki karşılıklılık engelinin aşılması dışında, mevzuat altyapısında da yabancıya sıkıntı yaratan t&uuml;m konular giderilmelidir. Yasa bir&ccedil;ok &uuml;lke vatandaşının m&uuml;lk edinimine yasaklar getirdiği gibi yatırımları da b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de engellemektedir. S&ouml;z konusu engellerin kaldırılması piyasaya canlılık getireceği gibi yatırımları da &ccedil;eşitlendirecektir. 2010 un, bir &ouml;nceki yıl yaşanan ekonomik krizin yarattığı olumsuzlukların giderilmeye &ccedil;alışıldığı bir toparlanma yılı olarak ge&ccedil;tiğine işaret eden Tanes, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemlere ilişkin yaptıkları &ouml;ng&ouml;r&uuml;lerde 2011&ndash;2012 yıllarında durağan piyasalar i&ccedil;inde yeni arz-talep ve fiyat dengelerinin oluşacağını, 2013&ndash;2014 yıllarında yeniden istikrarlı bir b&uuml;y&uuml;me s&uuml;recine ge&ccedil;ileceğini belirttiklerini hatırlattı.Tanes, 2010 yılının son g&uuml;nlerini yaşadığımız bu g&uuml;nlerde de 2011 yılı piyasaları i&ccedil;in dramatik boyutlarda değişiklikler olmayacağını, beklenmedik, s&uuml;rpriz gelişmeler yaşanmadık&ccedil;a olumsuz etkilerin doğmayacağını s&ouml;yleyebiliriz. Gayrimenkul sekt&ouml;r&uuml;nde ise markalaşmaya verilen &ouml;nemin g&uuml;nden g&uuml;ne artmasıyla markalı proje sayısının da artacağını ve canlı bir yıl olacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz dedi.-HAZIR GİYİM İTHALATINDA ARTIŞ BEKLENTİSİ-T&uuml;rkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin de 2011 e ilişkin sekt&ouml;r beklentilerini ş&ouml;yle sıraladı: T&uuml;rkiye i&ccedil; pazarının 2011 yılında y&uuml;zde 10 b&uuml;y&uuml;yerek 49&ndash;50 milyar liraya, hazır giyim ithalatının 3,5&ndash;4 milyar dolar civarına &ccedil;ıkmasını bekliyoruz. İhracat artışı y&uuml;zde 6&ndash;8 arasında kalabilir, ihracatta ihtiyatlı hedef 15,5 milyar dolar, iyimser hedef ise y&uuml;zde 10 artış ile 16 milyar dolar olarak tahmin ediyoruz. Baz etkisi ile sanayi &uuml;retim artışı yavaşlar, iyimser tahmin ile y&uuml;zde 5 artış olur. SGK lı istihdamın 380&ndash;390 bin kişi arasında olmasını &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. -HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYONDA 17 MİLYAR DOLARA YAKIN İHRACAT &Ouml;NG&Ouml;R&Uuml;S&Uuml;-İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracat&ccedil;ıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise Ocak-Kasım 2010 d&ouml;neminde hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının &ouml;nceki yılın aynı d&ouml;nemine g&ouml;re y&uuml;zde 9,3 artışla 13,2 milyar dolar olduğunu, yıl sonu itibariyle hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının 14,5 milyar dolar civarında ger&ccedil;ekleşmesinin beklendiğini kaydederek, Bu performansla 2008 de ger&ccedil;ekleşen 15,7 milyar dolara ulaşılamasa da s&uuml;recin olumlu bir şekilde geliştiğini ve 2011 yılına y&ouml;nelik olumlu beklenti yarattığını belirtmek gerekiyor dedi.Tanrıverdi, halen yabancı alım gruplarının T&uuml;rkiye den alım potansiyelini koruduğunu, bu &ccedil;er&ccedil;evede mevcut olumlu havanın d&uuml;nyadaki ve T&uuml;rkiye deki temel ekonomik g&ouml;stergelerin d&uuml;zelmesi ile birlikte istikrar kazanacağını umduklarını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: En b&uuml;y&uuml;k pazarımız olan AB de bir&ccedil;ok &uuml;ye &uuml;lkenin kamu bor&ccedil;ları nedeniyle &ouml;nemli ekonomik sıkıntıları var. Bunun i&ccedil;in bir&ccedil;ok &uuml;lke kemer sıkmaya y&ouml;nelik ekonomik tedbirler alıyor. Bu, bir anlamda i&ccedil; pazarın da daralmasına yol a&ccedil;abilecek. 2011 yılı i&ccedil;in yıllık hazır giyim ve konfeksiyonda 17 milyar dolara yakın bir ihracat performansı &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Ancak bu rakama ulaşmak i&ccedil;in &uuml;retim maliyetlerinin y&uuml;ksekliğinin ve d&ouml;viz kuru &uuml;zerindeki sıcak para baskısının ihracat kesimi &uuml;zerindeki olumsuz etkilerinin hafiflemesini gerekli g&ouml;r&uuml;yoruz. ABD ve Rusya nın yanı sıra Romanya, Kazakistan, Tunus ve İran gibi pazarlarda y&uuml;zde 60 ile y&uuml;zde 123 arasında değişen oranlarda artış sağlanmasının, alternatif pazarlarla birlikte 2011 yılında hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının daha fazla ivme kazanacağını g&ouml;sterdiğini vurgulayan Tanrıverdi, başta Rusya olmak &uuml;zere BDT b&ouml;lgesindeki &uuml;lkeler ile yakın komşu &uuml;lkelerin pazarlarına y&ouml;nelik olarak, firmaların arayışları ve ihracat&ccedil;ı birliklerinin Ortadoğu ve komşu &uuml;lkelerin yanı sıra Asya ve Afrika da &ccedil;eşitli pazarlara y&ouml;nelik &ccedil;alışmalar yaptıklarını ifade etti.- 2011, PERAKENDEYE Y&Uuml;ZDE 20 &Uuml;ZERİNDE B&Uuml;Y&Uuml;ME GETİREBİLİR -Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Yılmaz Yılmaz, 2011 yılında yapılacak genel se&ccedil;imlerin, T&uuml;rkiye ekonomisi ve perakende &uuml;zerinde &ccedil;ok olumsuz etkileri olmayacağına inandığını ifade ederek, T&uuml;rkiye de her d&ouml;nemde g&ouml;rmeye alıştığımız se&ccedil;im ekonomisi uygulamaları belki bir oranda yavaşlamaya yol a&ccedil;acaktır, ancak ge&ccedil;mişte olduğu gibi ekonomi se&ccedil;imlere aşırı tepki vermeyecektir dedi.Perakende sekt&ouml;r&uuml;ne 2011 in y&uuml;zde 20 &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;me getirebileceğini, hazır giyim alt kırılımında bu oranın yıllık bazda y&uuml;zde 30 un &uuml;zerinde olabileceğini kaydeden Yılmaz, 2011 de markaların en kısa s&uuml;rede maksimum b&uuml;y&uuml;me i&ccedil;in y&ouml;nelmeleri gereken yollardan birinin de yurt dışı pazarlar olduğunu s&ouml;yledi.Yılmaz, 2011 yılında cironun 200 milyar doların &uuml;zerine &ccedil;ıkmasının tahmin edildiğini belirterek, 2010-2023 d&ouml;nemi arasında a&ccedil;ılması planlanan alışveriş merkezlerini ve cadde mağazalarını da g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne aldığımızda, her yıl yaklaşık 150 bin civarında yeni elemana ihtiya&ccedil; duyulacağı hesaplanmaktadır. B&ouml;ylece, 2011 yılında perakendenin genelinde 3 milyon 150 bin civarında bir istihdam &ouml;ng&ouml;r&uuml;lmektedir diye konuştu.-BEYAZ EŞYA SEKT&Ouml;R&Uuml;-T&uuml;rkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (T&Uuml;RKBESD) Y&ouml;netim Kurulu Başkanı Dilek Temel de 2011 i&ccedil;in herhangi beklenmeyen bir gelişme olmayacağı varsayımından hareketle beyaz eşya sekt&ouml;r&uuml; i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;me tahminlerinin, &ouml;ng&ouml;r&uuml;len GSMH b&uuml;y&uuml;mesinin bir miktar &uuml;zerinde ger&ccedil;ekleşeceği şeklinde olduğunu kaydetti.

İş dünyasının 2011 yılı için beklentileri olumlu

İş dünyası 2011 yılı için olumlu beklentilere sahip ve riskin dış kaynaklı olabileceğini düşünüyor

Öne Çıkanlar