Odeabank'ın büyüme stratejileri

-Bank Audi'nin Türkiye'yi seçme sebebi

Bank Audi'nin Türkiye'yi seçme sebebi ile ilgili "Aslında bu birçok yatırımcı açısından normal. Uzun yıllardır yapılması gereken bir şeydi. Bank Audi de yıllar önce büyümek adına Lübnan'ın dışına çıkmaya karar vermiş gerçekten yenilikçi, kurumsal olarak iyi yönetilen, sermayesi ve bilanço yapısı çok güçlü bir banka." diyen Özkaya, "Daha önce de Mısır gibi birkaç ülkeye ciddi yatırımlar yapmış. Türkiye'yi de uzun zamandır izlemekte aslında. Ama Türkiye'de tabii yaptığı çalışmalarda banka satın almak yerine yeni bir banka kurmanın çok daha sağlıklı olacağına inanmış ve böyle bir hazırlık dönemi geçirmiş. Aslında Türkiye'yeyıllardan beri ilgisi var. 2011 yılında başvuruyorlar ve hayata geçmesi de 2012 yılında mümkün oluyor." bilgisini aktardı.

-Odeabank hedef büyüttü

300 milyon dolar sermaye ve 2 milyar dolar bilanço hedefi ile yola çıkan Odeabank için Özkaya, "Söz konusu rakamlar bayağı bir geride kaldı. Geldiğimiz nokta itibarı ile hedeflerimiz daha büyük. Yıl sonu 3.6 milyar TL aktif büyüklüğü ile bitirmiştik. Şu anda 6 milyara yaklaştık. Kredilerimizi de 2.5 milyar tl seviyesinin üzerine çıkardık. Mevduatlarımız da gayet iyi performans gösterdi. 5 milyara yaklaşan bir mevduat rakamımız var." açıklamasında bulundu.

Bu hızlı gelişme ışığında 2013'ün sonu için bir hedef vermenin ise zor olduğunu belirten Özkaya "Rakamsal hedef vermeyi de şu anda pek fazla uygun görmüyorum. Şu andaki büyüme hızımızı devam ettirdiğimiz müddetçe çok daha yukarıda olacağımıza inanıyorum." dedi.

-Pastadan nasıl pay kapacaklar?

Özkaya, iş modellerini, hem kurumsal hem bireysel hem ticari iş kollarında ve bunun alt segementlerinde uzun dönemde var olmak için planladıklarını belirterek "Bireysel bankacılık içinde çok ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Şubelerimizi açamamızın da temel sebebi bireysel bankacılıta yaygın olmak. Tabii bunu belli bir zamana yaymamız gerekiyor çünkü bireysel bankacılık çok yoğun yatırım isteyen bir iş kolu. Birçok müşteriye birçok kanaldan ulaşmak zorundasınız, hem şubelerle, hem web hem diğer kanallarla." bilgisini aktardı.

-Yeni kredi kartı geliyor

Kurumsal - ticari bankacılık ise "Daha az sayıda müşteri olduğu için ve müşterilerin ihtiyaçları ile birebir ilgilendiğimizden sahadaki arkadaşlarımızla beraber rahatlıkla ilişkilerimizi yoğınlaştırabildiğimiz bir iş kolu." diye tanımlayan Özkaya, "Bu yüzden kurumsal ve ticari bankacılıktaki kredi hacmimiz özellikle çok daha hızlı gelişiyor ve bir dönem de öyle olacak. Ama bireysel bankacılıkta şu anda mevduat ağırlıklı daha sonra daha değişik enstrumanlarla yatırımları değerlendirmeyi planlıyoruz ve tabii kredi tarafından da hem kredi kartı hem tüketici kredisi tarafında yoğun bir aktivite bekliyoruz. Bunun tabii oluşması zaman alıyor ama alt yapımız da büyük oranda hazır. Bu senenin sonuna kadar bireysel bankacılıkta çok yaygın kredi veren, kredi kartı olan ve aynı şekilde mevduat toplamaya ve müşterilere yakın olmayı hedefleyen bir banka olacağız. Dolayısıyla üç iş kolunda da faaliyette olacağız ve bireysel bankacılık sadece daha zaman alıcı bir iş olduğu için kurumsal ve ticari bankacılığın bira gerisinden gelecek." açıklamasında bulundu.

-Hedefte banka satın alma var mı?

Özkaya, her bankanın değişik büyüme modellerine zaman içinde bakıp, değerlendirdiğini belirterek "Grubumuzun türkiyeye gelirken hedefi organik byümeydi, yani sıfırdan banka kurma ve onu büyütme şu an bu model üzerinde çalışıyoruz ve gerçekleştirilebilir bir büyüme paltformu oluşturuyoruz. Uzun dönemde bizi nereye götüreceğini tabii biz de sermayedarmız da değerlendireceğiz." bilgisini vurguladı.

-Ufukta halka arz var mı?

Gruplarının halka arz edilmiş, hisseleri borsada kote olan bir banka olduğunu belirten Özkaya, "Türkiye'de bir halka arzın söz konusu olması için mutlaka sermayedarımızın görüşü lazım. Bunu konuşmak için zaten biraz erken çünkü kote olmak için bir büyüklüğe ulaşmanız gerekiyor biz henüz küçüğüz, büyümemiz gerekiyor. daha sonra mutlaka gündeme gelebilir bu konu." açıklamasında bulundu.

-Yüzde 15'lik kredi büyümesi

Özkaya yüzde 15'lik kredi büyümesi ile ilgili olarak şu açıklamada bulundu:

"Bu merkez bankasının bir politikası. Hem enflasyonu kontrol altında tutmak hem reel kur endeksini ayarlamak ve düzenlemek amaçlı olarak kendilerinin bankacılık sistemine koyduğu bir hedef. Türkiye'nin tabii şu anda yıl sonu itibarı ile bankalarda 1,4 trilyon lira civarında bir aktif büyüklüğü var. 800 milyar lira civarında da bir kredi büyüklüğü var. Bu ciddi bir büyüklük ama hala daha Türkiye için bence -yabancı ve batılı ülkelere baktığınızda- GSMH'ya göre oranı çok yüksek değil. Dolayısıyla orada uzun dönemde bir potansiyel var ama uzun dönemdeki mali politikalarla mutlaka uyumlu bir şekilde büyümesi gerekiyor. O açıdan yüzde 15 hedefinin ben çok uç bir hedef odluğunu düşünmüyorum. Ama her bankaya da aynı oran gerçekleşecek diye bir durum olduğunu da düşünmüyorum. Her bankanın kendi sermaye gücüne göre belli büyüme hedefleri var. Ama genel olarak ifade edilen rakamlar yüzde 15 - 20 aralığında. Dolayısıyla bu rakamlar çok uzak değil. Küçük bankaların belki biraz daha büyümesi normaldir çünkü büyük bankalardaki büyük kredi rakamları, yüzde 1'ler 2'ler bile çok büyük rakam ifade ediyor. Küçük bankalarda yüzde 10 - 20'ler bile aslında çok büyük büyümeyi sağlamıyor. O yüzden yüzde 15 seviyesinin genel bir referans olarak alınması bence zaten şu an genel oluşan makroekonomik koşullarda çok uç bir hedef değil."

-Ziynet satışı var mı?

Bankaların da ziynet altın satışına gidebilecek olmasınının tartışıldığı kadar önemli bir konu olmadığını belirten Özkaya; "Bizim şu anda başlangıç aşamasında bununla ilgili çalışmalarımız olmasına rağmen işlem hacmimizde çok yoğun pay alacak bir ürün değil. Hekresin kendi uzmanlık alanında faaliyet göstermesi çok önemli, çok doğru. Bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapıldı zaten. O düzenlemeler doğrultusunda ticari olarak başarılı olacağı düşünüldüğü ölçüde bankalar da bu faaliyetlerini devam ettirecekler ama şahsen ben çok yaygın olacağını düşünmüyorum." açıklamasında bulundu.

-Üst bandın aşağı çekilmesi

Özkaya, Merkez Bankası'nın faiz koridorunu daraltmazken üst taraftan indirmesinin maliyetlere yansıyıp yansımadığı ile ilgili "Mutlaka yaratıyor sınırlı da olsa ama bunun da bir alt sınırına geldiğini ben görebiliyorum. Çünkü bir taraftan ocak ayında yüksek bir enflasyon var yüzde 1,5'un üzerinde. Bir taraftan enflasyon kaygısı ve faizlerin aşağı çekilmesi bu konuda bir çekince yaratıyor ama öbür taraftan sıcak para girişi ve bunun engellenmesi için de merkez bankasının faizleri kontrol altında tutması ve Türk lirasının da aşırı değerlenmeye izin vermediği bir gerçek. Bandın aşağı çekilmesi ve zorunlu karşılık oranlarının artırılması hem enflasyon ile ilgili tedbirleri hem de sıcak para girişini ve Türk lirasının aşırı değerlenmesini engellemeye yönelik bir önlem olarak görmek lazım." dedi.