PPK: Enflasyondaki düşüşte enerji ve işlenmemiş gıda etkili
TCMB PPK'ya göre, enflasyondaki düşüşte enerji fiyatlarındaki baz etkisi ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmeler etkili oldu
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Enerji fiyatlarından kaynaklanan baz etkisi önümüzdeki aylarda yıllık enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir ve söz konusu etkinin mayıs-temmuz döneminde yukarı, sonrasında ise aşağı yönlü bir katkı sağlayacağı tahmin edilmektedir" denildi.
Kurulun 16 Mayıs tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 23 Mayıs tarihli toplantı özetinde yer alan enflasyon gelişmeleri başlıklı bölümde, nisan ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,42 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 6,13'e gerilediği hatırlatılarak, "Bu düşüşte enerji fiyatlarındaki baz etkisi ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmeler etkili olmuştur. Bu dönemde gıda ve enerji gruplarının yıllık enflasyona toplam katkısı önceki aya kıyasla yaklaşık 1 puan azalmıştır. Temel enflasyon göstergeleri ise ılımlı seyrini korumuştur" ifadeleri kullanıldı.
Toplantı özetine göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon yüzde 6,83'e geriledi. İşlenmemiş gıda fiyatları nisan ayında temelde taze meyve-sebze kaynaklı olarak yüzde 2,79 oranında geriledi. Öte yandan, et fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlar grup fiyat azalışını sınırladı. İşlenmiş gıda fiyatları nisan ayında geçen aya kıyasla belirgin bir değişim göstermezken grup yıllık enflasyonu yüzde 8,26'ya geriledi. Ekmek ve tahıllar alt grubu ile işlenmiş et fiyatlarında artışlar sürerken diğer işlenmiş gıda fiyatları bu dönemde ılımlı seyretti.
Özete göre, uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji enflasyonuna olumlu yansıması sürerken, grup fiyatları nisan ayında yüzde 0,98 oranında azaldı. Geçen yılın aynı dönemindeki yüksek bazın da etkisiyle yıllık enerji enflasyonu 4,28 puan gerileyerek yüzde 4,94 oldu. Enerji fiyatlarından kaynaklanan baz etkisinin önümüzdeki aylarda yıllık enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edeceği belirtilirken, "Söz konusu etkinin mayıs-temmuz döneminde yukarı, sonrasında ise aşağı yönlü bir katkı sağlayacağı tahmin ediliyor" denildi.
Hizmet fiyatları nisan ayında yüzde 0,54 oranında artarken grup yıllık enflasyonu yüzde 7,26 ile önceki aya kıyasla yatay seyretti. Yıllık enflasyon, ulaştırma ve lokanta otel hizmetlerinde gerilerken diğer alt gruplarda yükseldi. Kira enflasyonundaki artış eğiliminin son dönemde hızlandığı gözlendi. Mevsimsellikten arındırılmış hizmet fiyatlarının artış eğilimi ile yayılım endeksi de bu dönemde yükseliş kaydetti. Temel mal grubunda ise yıllık enflasyon nisan ayında yüzde 3,61'e geriledi. Bu dönemde temel malların tüm ana alt gruplarında yıllık enflasyon azalırken mevsimsellikten arındırılmış değerler de aşağı yönlü bir seyir izledi.
-Enflasyonu etkileyen unsurlar-
2013 yılı ilk çeyreğine ilişkin verilerin yurt içi nihai talebin sağlıklı bir toparlanma sergilediğine işaret ettiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Mart ayındaki zayıf seyre rağmen sanayi üretim endeksi ilk çeyrek genelinde dönemlik bazda artış kaydetmiştir. Aynı dönemde, gerek tüketim gerekse yatırım malları üretiminde ve ithalatında artışlar gözlenmiştir. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin verilerden nisan ayı otomobil satışları ve kredi verileri ilk çeyrekteki toparlanmanın devam edeceğine işaret etmektedir. Tüketici güven endeksi de benzer bir eğilime işaret etmektedir. Bu bilgiler ışığında Para Politikası Kurulu, yılın ilk yarısında toplam nihai yurt içi talebin büyümeye önemli katkı yapacağı değerlendirmesinde bulunmuştur. Bununla birlikte, küresel ekonomiye dair belirsizlikler yatırım artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak önemini korumaktadır."
Dış ticaret ve cari dengeye ilişkin veriler öngörüler doğrultusunda gerçekleştiği ifade edilen özette, "İhracat zayıf küresel talebin etkisiyle yavaşlamaktadır. İthalatta ise iç talepteki canlanmaya bağlı olarak artış gözlenmektedir. Bu durumun cari işlemler açığında bir miktar yükselişe neden olacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte Kurul, mevcut politika çerçevesi ve emtia fiyatlarında gözlenen düşüşün cari işlemler açığındaki artış eğilimini sınırlayacağı değerlendirmesinde bulunmuştur" denildi.
Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre 2013 yılının şubat döneminde istihdamdaki artışın etkisiyle işsizlik oranları geriledi. Tarım dışı istihdam artışı asıl olarak hizmetler ve 2012 yılı son çeyreğiyle birlikte toparlanma eğilimine giren sanayi sektöründen kaynaklanmış, inşaat sektöründe ise istihdam yatay seyrini korudu. Anket göstergeleri yılın ikinci çeyreğinde sanayi istihdamında artışın zayıflayarak sürdüğüne işaret ettiği belirtilen özette, "Kurul, önümüzdeki dönemde toplam istihdamın ılımlı artışlar sergileyeceğini öngörmektedir" değerlendirilmesi yapıldı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir" denildi.
Kurulun, 16 Mayıs tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 23 Mayıs tarihli toplantı özetinde, yakın dönemde sermaye girişlerinin gücünü korurken kredi artış oranlarının referans değerin üzerinde seyrettiği belirtilerek, Kurulun, finansal istikrara dair risklerin dengelenmesi amacıyla, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını ifade edildi.
Bu doğrultuda, kısa vadeli faizlerde indirime gidilirken zorunlu karşılıklar ve rezerv opsiyonu katsayıları aracılığıyla ölçülü bir sıkılaştırılma yapılması uygun bulunduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:"Kurul, sermaye akımlarında artan oynaklığa karşı rezerv opsiyonu mekanizmasının (ROM) etkinliğini kademeli olarak artırma yönündeki stratejisine devam etmiştir. Sistemin otomatik dengeleyici niteliğinin güçlenmesi için katsayıların yukarı yönlü ayarlanmasının ve döviz cinsinden tesis uygulamasında yeni bir basamak (yüzde 30-35 dilimi) ilave edilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Kurul, ROM'un bu şekilde daha etkin kullanılmasının geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azalttığını tekrar vurgulamıştır.
Öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk Lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır."
-"Para politikası duruşu güncellenebilir"-
Toplantı özetinde, Kurulun, küresel talepteki yavaşlamanın ve emtia fiyatlarının görünümünün enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskleri azalttığını ifade edilerek, "Bununla birlikte, iç talep ve kredilerdeki artışların fiyatlama davranışları üzerindeki etkilerinin yakından izlenmesi gerekmektedir" denildi.
Kurulun, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip ettiği bildirilen özette, Para politikası oluşturulurken Orta Vadeli Program'da belirlenen çerçevenin esas alındığı kaydedildi.
Dolayısıyla gelecek dönemde mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı belirtilen özette, "Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir" ifadeleri kullanıldı.
Küresel dengesizlikler karşısında ekonominin dayanıklılığının koruması açısından maliye ve finansal sektör politikalarındaki temkinli duruşun sürdürülmesi kritik önem taşıdığı aktarılan özette, şunlar kaydedildi:"Orta vadede ise mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi, makroekonomik istikrarı destekleyecektir. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır."
AA