Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Sarkozy, hep aynı Sarkozy

Sarkozy, hep aynı Sarkozy

  • Protokol kurallarını alt üst etti, yüzümüze baka baka "AB için uygun olmadığınızı düşünüyoruz" dedi, muhabirlere sataştı

Giriş: 25 Şubat 2011, Cuma 20:26
Güncelleme: 25 Şubat 2011, Cuma 20:26

G20 dönem başkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, yine şaşırtmadı. Cumhurbaşkanı Gül ile ortak basın toplantısında "AB için uygun olmadığınızı düşünüyoru" dedi, muhabirlerin AB üyeliğine dair sorusu üzerine polemiğe girdi, "Türkiye'nin Libya hassasiyetini çok iyi anlıyorum" dedikten sonra "Kaddafi'yle işbirliği yapanlar cezalandırılmalı" yorumunda bulundu, Başbakan Erdoğan'ın makamına gidip adabı muaşerete uymayan oturuşuyla manzarayı tamamladı.

İşte adım adım Sarkozy'nin ziyareti...

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Türkiye'nin üye olması için bir müzakere kararı alınmadığını belirterek, AB içinde bazı ülkeler olarak bunun uygun olmadığını düşündüklerini belirterek, "Böylesine açık sözlü, saygılı ve saygıdeğer bir görüşle dost olarak Türkiye'ye geldim" dedi.

Sarkozy, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çankaya Köşkü'nde görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Cumhurbaşkanı Gül ile üç saate yakın görüştüklerini, çok yoğun ve zengin bir görüşme olduğunu, serbestçe konuştuklarını belirterek, Gül'e teşekkür etti.

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sarkozy, bir gazetecinin "Ortadoğu'da dünya dengelerini de etkileyen tarihi gelişmeler yaşanıyorken AB'nin bu gelişmeleri yönlendirme konusunda hiçbir etkisinin olmadığını görüyoruz. Buna karşılık Türkiye bölgede Avrupa'nın da değerleri olan demokrasi ve insan hakları gibi konularda bir esin kaynağı, hatta bir model işlevi görüyor. Durum böyle iken AB içinde sadece Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkmasını büyük bir çelişki ve stratejik vizyon noksanlığı olarak görmüyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine "Çok ılımlı bu sorunuz için çok teşekkür ederim" dedi.

Sarkozy, "Gazetecileriniz Türk toplumunun geleceğine ne kadar güveniyor" diyerek Cumhurbaşkanı Gül'ü tebrik etti.

"Keşke Fransa'da da durumun böyle olsaydı. Türkiye'ye koşulsuz bağlısınız ve Türkiye'yi koşulsuz seviyorsunuz demek ki sizi tebrik ederim. Bunu Fransız gazetecilere de söyleyeyim, bazı şeyleri karıştırmamak lazım. İnsan ülkesini severek de gazetecilik yapabiliyormuş, çok sempatik buldum sorunuzu bu bağlamda" diye konuşan Sarkozy, "Fransa bu görüşe sahip tek ülkedir" yargısının doğru olmadığını ifade etti.

Sarkozy sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şöyle düşünüyorum; Üyelik ve ortaklık gibi-ki ortaklığın söz konusu olmayacağını Türkiye defaatle belirtti-çeşitli tercihler arasında başka yollar da bulunabilir gelecek için. Ilımlı, barışçı, vizyon sahibi başka yollar da bulunabilir. Ortadoğu konusunda söylediklerinizi kaydettim. 'Türkiye demokrasi değerlerini taşıyor Ortadoğu'da' dediniz. 'Avrupa'da durum böyle değilse neden üye olmak konusunda bu kadar ısrarcısınız?' diye sorabilirim. Bir çelişki yok mu bu söylediklerinizde?

Ortadoğu'da olanlar konusunda haklısınız, bunlar çok çok önemli olaylar. Bunları çok ciddiye almak lazım. Bugün ülkesini sevmenin, yurttaşlığın, ulusal gururun bir anlamı olduğu bir ülkedeyim. Türkiye'yi iyi tanıyorum. Tek bir Türk bile dışarıdan birilerinin kendi ülkesinin geleceğini belirlemesini kabul etmez. Bu bir Türk gerçeğidir, Fransızların gerçeğine benzer. Ortadoğu'da olanlar her şeyden önce Ortadoğu halklarının elindedir. Olağandışı bir şey olmuştur. Arap halkları şiddet kullanmaksızın barışçı bir şekilde kendi kararlarını eline almaya karar vermişlerdir. İşte yenilik budur. Arap halklarının bu kararlılığı olmasaydı hiçbir şey mümkün olmazdı. Bizler eski demokrasiler olarak, tarihi açıdan söylüyorum, Türkiye de eski bir demokrasi, Mısır ve Tunus halkı eğer kendi kaderlerini ellerine almasalardı, bizler ne yapacaktık? Türkler Mısırlıların, Fransızlar Tunusluların yerine mi karar alacaklardı? Kim anlayabilirdi böyle bir şeyi? Buradaki yenilik bu halkların demokrasiye, toplumsal ilerleme ve ekonomik kalkınma istemeleri. Onlara yardımcı olmak istiyoruz. Türkiye ve Avrupa olarak ortak paylaştığımız bir sorumluluktur bu."

Akdeniz İçin Birlik vizyonunu yeniden gündeme getirme zamanı geldiğini ifade eden Sarkozy, Arap halkları sokaklarda demokrasi için gösteri yaptığı sürece farklı bir şeyler gerekeceğini belirtti.

Geçmişte daha otoriter rejimler olduğunu, artık farklı bir alternatifin ortaya çıktığını söyleyen Sarkozy, AB Konseyi toplantısında Akdeniz İçin Birlik ve Avrupa'nın Akdeniz ve Orta Doğu ülkeleriyle ilgili ilişkileri konusuna eğilinmesi gerektiğini kaydetti.

Sarkozy, "Tarihi bir kavşak noktasındayız. Kimse bunu öngörememişti. Yeni jeopolitik gerçekleri dikkate almak gerekiyor" dedi.

-İMZA KOYULAN KARAR MÜZAKERE KARARI-

"Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili karar hep birlikte alındı. Fakat Cumhurbaşkanı olmanızla birlikte bu kararı yok sayarak Türkiye'nin AB'ye üye olamayacağını söylediniz. Fransa'nın imza koyduğu bir karar var. Bunun sizin ve AB'nin inandırıcılığını ve kredibilitesini gölgelediğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruyu Sarkozy, kararın müzakereleri açma kararı olduğunu belirterek, şöyle yanıtladı:

"Üye olmak üzere bir müzakere... bunun kararı alınmadı. Ben daima müzakerenin faydalı olduğunu düşünmüşümdür, bir yol alınması gerekiyor. Üyelik perspektifi ile AB içinde bazı ülkeler olarak bunun uygun olmadığını düşünüyoruz. Müzakerelerin durması gerektiğini de düşünmüyoruz, çünkü Türkiye çok büyük bir ülke. AB ile Türkiye'nin de yakınlaşması gerekir. Müzakereler de bunun için faydalıdır. Olan da budur. Yapılan da budur. Türkiye bağlamında Kıbrıs konusunda hiçbir beyanatta bulunmadım. Bu süreçte Kıbrıs'ın da bir rolü vardır. Bizce günün birinde çıkmaz olabilecek bir yola girmektense konuşmaya devam etmek, bir uzlaşı yolu bulmak daha uygundur diye düşünüyorum. İşte Fransa'nın görüşü budur. Memnuniyetle şunu görüyoruz; böylesine açık sözlü, saygılı ve saygıdeğer bir görüşle dost olarak Türkiye'ye geldim. Türk Cumhurbaşkanını da Fransa'da dost olarak ağırladım. Başka ülkelerde daha kolay, daha gururu okşayıcı başka konuşmalar da yapılabilir. Bence ama 1992'de Fransız cumhurbaşkanının Türkiye'yi ziyaret ettiğini düşünürsek. Türkiye'ye gelmemek de bir tercih olmuş geçmişte demek ki... biz açık sözlülüğü tercih ediyoruz. Ben Türkiye'ye gelerek iki toplum arasındaki anlaşmayı teşvik ettiğimi düşünüyorum."

Her konuda anlaşmaya bileceklerini dile getiren Sarkozy, İran konusunu buna örnek göstererek, bunun bir dram olmadığını farklı kanaatler olabileceğini ifade etti. Sarkozy, "Herkesin görüşü farklı olabilir. Büyük bir ülke olmak budur. Türkiye büyük bir ülkedir. Bunun anlaşılabilmesi için benim gibi yöneticilerin heyetimle birlikte Türkiye'ye gelerek görüşleri anlamaya çalışması gerekir. Her iki ülkede kırmızı çizgiler olabilir, her iki ülkenin de kamuoyu vardır, anlaşmak için konuşmak önemlidir" diye konuştu.

-ASKERİ MÜDAHALE "YABANCININ KOMPLOSUDUR" DİYE DÜŞÜNDÜRÜR-

Sarkozy, Libya'daki drama işaret edilerek, Fransa'nın cezai yaptırım uygulanmasını istediği, Türkiye'nin çekinceli baktığı bu konuda askeri müdahalenin düşünülüp düşünülmeyeceğine ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:

"Her bir ülkenin farklı bir hassasiyeti olabilir, ülkeler tamamlayıcı roller oynayabilir. İran konusunda da öyledir örneğin. Türkiye'nin Libya konusundaki hassasiyetini çok iyi anlıyorum. Bizlerin Fransa olarak konumumuz; Sayın Kaddafi gitmelidir. Libya halkına karşı sistematik ve mükerrer olarak uygulanan şiddet kabul edilemez. Kesinlikle bu konuda tahkikat ve cezai yaptırım olması gerekir diye düşünüyoruz."

BM Güvenlik Konseyi'nin Libya konusunu gündeme almasını istediklerini belirten Sarkozy, Kaddafi ve Kaddafi ile işbirliği yapmaya devam edenlerin ceza mahkemesine gitmesi gerektiğini düşündüklerini, BM tahkikat komisyonunun Libya'ya gitmesi, bireysel veya ortak sorumluluklar konusunda cezai yaptırımlar uygulanması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.

Geniş çaplı insani yardım planının olmasının önemine değinen Sarkozy, yabancıların Libya'dan ayrılması, Mısır ve Tunus'a göç etmesinin istikrarsızlık riski taşıdığını ifade etti.

Sarkozy, "Fransa silahlı müdahale konusunu çok büyük bir temkinle ve dikkatli bir şekilde düşünmektedir. Bu ülkelerin özgürleşmesi gerekir, doğru. Bu ülkelerin halkları özgürlük istiyorlar. Bu alanda herhangi bir müdahale olması... bilmiyorum. Çünkü bu acaba içerdekiler için nasıl bir kredibilite getirecektir. Halklar 'yabancının komplosudur' bu diye düşüneceklerdir" diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyi ve AB Konseyi'nin bu konuda toplanması gerektiğini söyleyen Sarkozy, bu konudaki yeni politikaların temellerinin atılması gerektiğini belirtti.

-BAŞBAKAN ERDOĞAN-SARKOZY GÖRÜŞMESİ

Ardından Sarkozy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanlık Merkez Bina'da bir araya geldi. Sarkozy ve Erdoğan makam odasına geçerek, burada gazetecilere açıklamalarda bulundular.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye'nin, hem tarihi hem demokrasisi açısından dünyanın dengesine çok şey katabileceğini söyledi.

Başbakan Erdoğan'a kabulü için teşekkür eden Sarkozy, "Sayın Başbakan Erdoğan çok iyi tanıdığım bir kişi. Çok saygı duyduğum bir kişi, takdir ettiğim bir kişi. Ben Cumhurbaşkanı olmadan önce kendisiyle tanışma fırsatı bulmuştuk. Çok cesur bir insandır kendisi. Reform ruhunu içinde taşıyan bir insandır. Şunu samimiyetle söyleyeyim ki, Fransa'nın G-20 dönem başkanlığı boyunca Sayın Başbakan Erdoğan'la birlikte çalışacak olmaktan dolayı çok mutluyum" diye konuştu.

Uluslararası para sisteminin reformu ve hammadde fiyatlarının düzenlenişi gibi mutabık oldukları çok konu olduğunu belirten Sarkozy, Başbakan Erdoğan'ın bu konulardaki görüşlerine ve desteğine çok önem verdiğini kaydetti.

Türkiye'nin uluslararası planda çok önemli rol oynadığını ve bunu Başbakan Erdoğan'a birçok defa belirttiğini dile getiren Sarkozy, şöyle konuştu:

"Hem tarihi açısından hem demokrasisi açısından Türkiye, dünyanın dengesine çok şey katabilir. Bu nedenle ben Türkiye'nin daima İran dosyasında örneğin, katkılarını çok büyük bir memnuniyetle karşıladım. Bu, bu konuda ve her konuda mutabık olduğumuz anlamına da gelmiyor. Ama Türkiye'nin yeri ve konumu barışa çok şey katabilir, buna inanıyorum. Biz yaptırımlardan yanayız, Türkiye yaptırımlar konusunda biraz daha çekinceli bakıyor, fakat her birimiz kendi rolümüzü oynayabiliriz.

Ortadoğu'da gözlerimizin önünde yeni oluşan duruma, dünyaya baktığımızda, henüz bitmiş bir süreç değil bu. Türkiye'nin konumu batı ve doğu arasındaki köprü rolü çok önemli. Türkiye ve Fransa olarak birlikte çok şey yapacağız. Bu konuda çok muazzam bir potansiyel var, mutabakat noktalarımız çok fazla. Aynı görüşte olmadığımız konularda da konuşuyoruz ve ortak noktalar bulmaya çalışıyoruz. Son olarak da şunu belirtmek istiyorum, gerçekten de İstanbul'a tekrar gidebilmekten çok mutlu olurdum. Bu şehri çok iyi tanırım. Türkiye'ye devlet ziyareti yapmak da büyük bir şeref ve mutluluk olacaktır."

Bakanların hiçbirinin karşılamaya gitmediği Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'yi Esenboğa Havalimanı'ndan Ankara Vali Yardımcısı Celal Dinçer, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Bernard Emie ve öteki ilgililer uğurladı.