Şimşek: Bütçe açıklarını birkaç yılda sıfırlamak istiyoruz

Dünyada son 5 krizin hemen öncesine, ekonominin yavaşladığı dönemlere gidildiğinde, o dönemlerin yüksek petrol fiyatlarına denk geldiğinin görüleceğine dikkati çeken Şimşek, ''Petrol fiyatları hem büyümeyi hem de manşet enflasyonu olumsuz etkiliyor'' dedi.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin beraberinde getirdiği bir artış olmakla birlikte Çin ve diğer gelişmekte olan ülkelerin talebinin de önemli bir faktör olduğuna dikkati çeken Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

''Şu anda temel varsayım, Kuzey Afrika'daki siyasi gelişmelerin, özgürlük hareketlerinin, birkaç ülkeyle sınırlı kalacağı, Körfez ülkelerine yansımayacağı şeklinde. Oralara yansırsa petrol fiyatları daha önce görmediğimiz seviyelere çıkabilir. Bu da hakikaten dünya ekonomisi için ve enflasyon açısından çok önemli bir risk faktörü. Şu an itibarıyla baktığımız zaman sorunun sadece Libya, belki daha küçük ülkelerle sınırla kalacağını varsayarsanız, o zaman dünya ekonomisi herhalde 0,1 puan kadar belki etkilenir, enflasyon da belki 0,2 kadar artar diye düşünülüyor. Bu da çok önemli bir etki olmasa gerek.''

-JAPONYA'DAKİ DEPREM...-

Gelişmiş ülkelerin, enerjide dışa bağımlı ülkelerin bu süreçten önemli ölçüde etkilenme riski bulunduğunu ifade eden Şimşek, ''Petrol fiyatları Türkiye açısından son derece olumsuz çünkü cari açığı ciddi bir şekilde yükseltiyor. Ortalama petrol fiyatlarının 70 dolar civarında olduğu geçen sene 37 milyar dolar petrol, doğalgaz ve türevlerini ithal ettik. Petrol fiyatlarının bu seviyelerde seyretmesi halinde bu fatura çok çok daha yüksek noktalara varabilecek'' dedi.

Buna ek olarak Japonya'daki son gelişmelerin de tüketicilerin, yatırımcıların beklentilerini bir miktar da olsa olumsuz etkileyen bir konu olduğunu söyleyen Şimşek, ''Konu sadece bir deprem ve tsunami olsaydı muhtemelen çok sınırlı bir etki olurdu. Çünkü Japonya'nın etkilenen bölgesi dünya ekonomisinin sadece 0,7'sini oluşturuyor. Ama tabii ki bu nükleerle ilgili özellikle nükleer santrallerdeki problemler ve bunun yansımalarını dikkate alırsanız bu tabii çok daha farklı bir şeklide yansıyabilir. En azından bu da bir risk olarak karşımıza çıkıyor'' diye konuştu.

Mehmet Şimşek, son yıllarda nükleer enerjinin moda haline geldiğini, güvenilir, hatta iklim değişikliğine karşı bir enstrüman olarak görülmeye başlandığını, ama bu son gelişmelerin yine soru işaretleri mutlaka uyandıracağını, özellikle doğalgaza olan talebi şimdiden çok ciddi oranda artırabileceğini belirtti.

Avrupa'nın ''kenar mahallelerindeki'' borç probleminin önemli bir sorun olduğunu ifade eden Şimşek, ''Destek paketini 250 milyon avrodan 440 milyon avroya çıkarttılar ama bu sadece bu ülkelere biraz zaman kazandırıyor. Çünkü temel sorun, borçların sürdürülebilirliği sorununu çözmüyor'' dedi.

-''KIRILGANLIKLAR OLDUKÇA FAZLADIR''-

Türkiye'de enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yoğun bir çaba içerisinde olduklarını, eğitimde, Ar-Ge'de, enerjide dışa bağımlılığı azaltma konularında Türkiye'nin çok önemli mesafe katettiğini anlatan Bakan Şimşek, önümüzdeki birkaç yıl içinde Türkiye'nin brüt kamu borç stokunun milli gelire oranını yüzde 30'lara doğru düşürmeyi hedeflediklerini, bugün Avrupa'da ortalamanın yüzde 80'i aştığını vurguladı.

Türkiye'nin bütçe açıklarını önümüzdeki birkaç yıl içinde sıfırlamak istediklerini ifade eden Şimşek, ''Bu sene genel devlet açığını yüzde 2'lere kadar düşürmeyi hedefledik, ama ben inanıyorum ki onun çok altında açıkla biz bu seneyi tamamlamış olacağız'' diye konuştu.

Son krizden çıkışta gelişmiş ülkelerin önemli ölçüde para bastığını, bunun Türkiye'ye fon akışını ciddi bir şekilde tetiklediğini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

''O nedenledir ki bugün Türkiye biraz anortodoks diyebileceğimiz, ortodoks olmayan, geleneksel olmayan bir para politikası uygulamaya çalışıyor. Bir yandan sıcak para akışını engellemek için kısa vadeli faizleri düşürmeye çalışıyor, bir yandan da tabii kredi hacmindeki artışı sınırlamak için karşılıkları artırıyor. Ama sonuç itibarıyla tabii ki biz bir ada değiliz, dünya ekonomisine entegre olmuş bir ülkeyiz. Giderek dünya ekonomisinden daha fazla pay almayı hedefleyen bir ülkeyiz. Tabii ki olup bitenler bizi yakından ilgilendiriyor. Olup bitenlere oldukça duyarlıyız ve o çerçevede kendimizi konumlandırmaya çalışıyoruz.''

Kişi başına milli gelir anlamında dünyadan giderek daha yüksek pay alma hedefinde olduklarını belirten Şimşek, o konuda da çok önemli mesafeler katettiklerini söyledi.

Şimşek, ''Aslında Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda en azından kendi bölgesindeki gelişmekte olan ülkelere oranla veya Avrupa Birliği'ne oranla ümit ediyorum ki daha hızlı büyüyecek ve arayı hızlı bir şekilde kapatma imkanına kavuşacağız. Kriz etkilediyse de temeller sağlam olduğu için, kalıcı bir bilanço tahribatı yaşamadığımız için Türkiye iyi bir çıkış yapmıştır. Gelecek gelişmekte olan ülkelerdedir. Dünya çok ciddi sorunlarla da karşı karşıyadır. Kırılganlıklar oldukça fazladır. Hep birlikte işbirliği yaparak onları çözmemiz lazım'' şeklinde konuştu.