Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Şimşek: Türkiye potansiyelinin altında büyüyor

Şimşek: Türkiye potansiyelinin altında büyüyor

1. çeyrek bütçe toplantısında konuşma yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye için ılımlı bir büyüme öngördüğünü belirtti

Giriş: 15 Nisan 2014, Salı 11:01
Güncelleme: 15 Nisan 2014, Salı 13:47

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2014 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8, bütçe giderlerinin ise yüzde 11,3 arttığını bildirdi.

Bakan Şimşek, düzenlediği basın toplantısında 2014 yılı Ocak-Mart dönemindeki bütçe gerçekleşmelerini açıkladı.

Bu yılın mart ayında bütçenin, geçen yılın aynı ayına göre 300 milyon lira azalışla 5,1 milyar lira açık verdiğini belirten Şimşek, faiz dışı dengede ise geçen seneye göre önemli iyileşme kaydedildiğini söyledi. Geçen yıl mart ayında 460 milyon liralık faiz dışı açık varken, bu yıl 538 milyon liralık faiz dışı fazla verildiğini anlatan Şimşek, "Gerek bütçe açığı gerekse faiz dışı denge açısından bakıldığında 2014 yılı mart ayında 2013 martına göre daha iyi performans söz konusu" dedi.

Ocak-Mart dönemi

Ocak-Mart döneminde 1,5 milyar liralık bütçe açığı oluştuğunu ifade eden Şimşek, ilk çeyrekteki açığın 2014 yılı için gördükleri 33,3 milyar liralık bütçe açığının yüzde 4,6'sına denk geldiğini belirtti. Şimşek, geçen yılın ilk çeyreğindeki 5 milyar liralık özelleştirme geliri dikkate alındığında bu senenin bütçe performansının iyi olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Faiz dışı fazlanın da bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,6 daha düşük gerçekleştiğini ifade eden Şimşek, ilk çeyrekte 12,5 milyar lira faiz dışı fazla verildiğini bildirdi. Şimşek, bu rakamla birlikte faiz dışı fazla hedefinin yüzde 66,5'ine ulaşıldığını söyledi.

İlk çeyrekte bütçe giderlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3 artış gösterdiğini ifade eden Şimşek, bütçe harcamalarının ilk 3 ayda bütün yıl için öngörülen bütçe hedeflerinin yüzde 24,2'sine denk geldiğine işaret etti. Bu kapsamda bütçe gider gerçekleşmelerinin başlangıç hedefleriyle uyumlu olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, toplam harcamalar içerisinde faiz hariç bütçe giderlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttığını belirtti. Şimşek, bu rakamın yüksek seyretmesinde özellikle yatırımlar, personel giderleri, sosyal güvenlik giderleri gibi bir çok faktörün etken olduğunu dile getirdi.

Şimşek, faiz giderlerinin ise bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,8 oranında azaldığını bildirdi.

Bütçe gelirleri öngörülenden fazla arttı

Bakan Şimşek, Ocak-Mart döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8 oranında arttığını kaydetti. 2014 yılı bütçesini yaparken bütçe gelirlerinde yüzde 3,5'lik artış öngördüklerini hatırlatan Şimşek, yüzde 10,8'lik artışın bütçe hedeflerine göre iyi bir noktada olunduğunu gösterdiğini belirtti. Şimşek, "Yılın ilk döneminde iç talebin bir miktar yavaş seyrettiği, ekonominin bir miktar yavaşladığı dikkate alınırsa bu önemli bir kazanımdır" diye konuştu.

Yıl sonu için öngördükleri bütçe gelirlerinin yüzde 25,9'unu ilk 3 ayda elde ettiklerini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

"Bütçe giderlerine oranla bütçe gelirlerinin gerçekleşme performansı daha yüksek. Bütçe gelirlerinin temel kalemi olan vergi gelirleri ise yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artmıştır. Bütçede biz, vergi gelirlerinin yüzde 6,8 oranında artacağını öngörmüştük. Dolayısıyla yılın ilk çeyreğinde benzer şekilde vergi gelirlerinin ekonomideki bir miktar yavaşlamaya rağmen yüksek seyretmesi önemlidir.

Geçen yılın ilk çeyreğindeki rakamlarda BOTAŞ'ın geçmiş dönem borçları için yaptığı 3,4 milyar liralık ödemesi söz konusu. Bu ödemeleri de dikkate alırsanız aslında vergi gelirlerindeki artış oranı yüzde 15 gibi yüksek düzeye çıkmış oluyor. Vergi dışı gelirler ise bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 14,4 oranında artmıştır. Vergi dışı gelirler içerisinde bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 3 milyar liralık sermaye geliri yer almaktadır. Bu sene 2B'den toplamda 961 milyon liralık bir gelir öngörüsünde bulunmuştuk. Yılın ilk çeyreğinde bunun yüzde 70'ini gerçekleştirmiş olduk. Yılın ilk çeyreğinde 2B gelirleri 670 milyon liraya ulaşmıştır, dolayısıyla bu sene için 2B'de öngördüğümüz hedefleri rahatlıkla tutturacağımızı söyleyebiliriz."

İlk çeyrek gerçekleşmelerine bakıldığında yılın başındaki öngörüler çerçevesinde bir gidişatın söz konusu olduğunu anlatan Şimşek, "Ne giderlerde ne gelirlerde önemli bir sapma söz konusu değil. Hatta gelirlerde bizim öngördüğümüzden daha güçlü bir performans var. Yılın kalan 9 ayında da ilk 3 ayda olduğu gibi mali disiplini güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. Bu sonuçlar 2014 yılı bütçe dengesi ve faiz dışı denge hedeflerini rahatlıkla yakalayacağımızı göstermektedir" diye konuştu.

Bakan Şimşek, Mart ayında çok önemli bir seçim sürecinin geride bırakıldığını da anımsatarak, bu seçimde halkın kendilerine olan güvenini, desteğini tazelediğini, iradesini siyasi istikrardan yana kullandığını söyledi.

Seçimi takip eden 2 haftalık süreçte piyasalarda bir rahatlama görüldüğünü ifade eden Şimşek, bu olumlu tablonun önümüzdeki dönemde reel ekonomiye yansıyacağını kaydetti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "2014 yılında büyümenin ılımlı ama dengeli süreceğini, enflasyonun inişe geçeceğini, kamu borç dinamiklerindeki iyileşmenin devam edeceğini, cari açıkta ciddi bir azalma olacağını öngörüyoruz ve ilk 3 aydaki gidişat da bu bahsettiğimiz öngörüleri destekleyici mahiyettedir" dedi.

Küresel ekonomide uzun bir süredir toparlanma söz konusu olduğunu dile getiren Şimşek, bu toparlanmanın güçlendiği bir döneme girildiğini söyledi. Şimşek, küresel ekonomideki toparlanmanın aynı zamanda tabana yayıldığını vurguladı.

IMF'nin Küresel Ekonomi Görünüm Raporu'na göre küresel ekonomide bu yıl yüzde 3,6 civarında bir büyüme öngördüğüne işaret eden Şimşek, gelişmiş ülkelerin yüzde 2,2, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 4,9 civarında büyümesinin beklendiğini belirtti.

ABD ekonomisinin nispeten daha hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini dile getiren Şimşek, buna bağlı olarak Amerikan Merkez Bankası'nın tahvil alımını azalttığını, bu sürecin 2014'te sonlandırılmasının beklendiğini, faiz oranlarının uzun bir süre daha düşük seyredeceğinin tahmin edildiğini söyledi.

Şimşek, euro Bölgesi'nde de büyümenin başladığını, bölgede büyümenin bu yıl pozitif olmasının beklendiğini, ancak toparlanmanın bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye önemli değişkenlik gösterdiğine işaret etti. Şimşek, borç stoğu yüksek AB ülkelerinde zayıf bir görünüm söz konusu olduğunu, öte yandan Avro Bölgesi'nin deflasyon kaygıları yaşadığını belirtti.

Bu durumda Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişleme politikası izleyip izlemeyeceğinin tartışıldığını anlatan Şimşek, "Euro Bölgesi'deki deflasyonist süreç eğer davam eder ve Avrupa Merkez Bankası bir parasal genişlemeye giderse bu, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için iyi bir haber olur özellikle küresel likidite açısından" diye konuştu.

Euro'nun güçlü seyretmesi ve değer kazanmasının da tartışma yarattığını ifade eden Şimşek, avronun güçlü olmasının Türkiye'nin dış ticareti açısından olumlu bir trend olduğunu dile getirdi.

Şimşek, gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin dış ticari koşulların ve iç talebin zayıflaması nedeniyle bir miktar zayıfladığını belirtti.

Bakan Şimşek, buna karşın gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın, gelişmekte olan ekonomilerde dış talebi, dolayısıyla büyümeyi destekleyeceğini, bunun Türkiye için çok önemli olduğunu vurguladı. Şimşek, şöyle konuştu:

"Çünkü uzun bir süredir bizim en büyük ticaret ortağımız AB, Türkiye ekonomisini aşağıya çeken bir etkiye sahipti. Avrupa'daki toparlanma Türkiye'yi olumlu etkileyecektir, hem büyümeyi hem dış dengeyi olumlu olarak etkileyecektir. Önümüzdeki dönemi ilişkin aşağı yönlü küresel riskler tabii ki her zaman olduğu gibi mevcuttur. Bu riskler önemini koruyor. Burada 3 temel riskten bahsedebiliriz. Birincisi, gelişmekte olan ekonomilerde finansal koşullardan kaynaklanan riskler, yani küresel likiditenin daha da azalması ve bunun gelişmekte olan ekonomilere yansıması. Başta AB olmak üzere, gelişmiş ekonomilerdeki deflasyon riski de önemli bir risk. Son olarak jeopolitik riskler. Tabii ki yanı başımızda Suriye'deki insanlık trajedisi devam ediyor ama jeopolitik risk kapsamında Rusya, Ukrayna'daki son gelişmeleri de değerlendirmek lazım."

"Büyüme dinamikleri güçlü" -

Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin, küresel ve bölgesel risk faktörlerinin yanı sıra içeride özellikle ilk çeyrekteki bir miktar siyasi belirsizlik ve üç temel faktöre rağmen ilk çeyrekte ılımlı büyümesini devam ettirdiğini söyledi. Bunun Türkiye ekonomisinin büyüme dinamiklerinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini vurgulayan Şimşek, geçen yılın son çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,4 büyüdüğünü, yılın tamamında yüzde 4'lük büyümenin yakalandığını ifade etti.

Bu yıl için de yüzde 4'lük büyüme öngördüklerini anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu büyümeye ilişkin bir takım aşağı yönlü riskler olsa da büyümenin yine de ılımlı şekilde devam edeceği kanısındayız. Çünkü yerel seçimler sonrasında siyasi risk algısı önemli ölçüde azalmıştır. Mesela nisan ayında tüketici güven endeksinde çok ciddi bir artış söz konusu. Hemen yansıyor. Dolayısıyla siyasi belirsizliğin azalmış olması, siyasi istikrarın devam edeceğine ilişkin beklentilerin pekişmiş olması Türkiye'de büyümeyi destekleyici bir faktördür.

Bu çerçevede ilk çeyrekte yavaşlayan iç talebin bir miktar toparlanması ihtimalini yüksek görüyoruz. Kurdaki düzeltme Türkiye'yi daha rekabetçi bir konuma getirmiştir ama bunun ötesinde AB'deki toparlanma dış talebi Türkiye ekonomisi açısından destekleyici bir noktaya getirmiştir. Bütün bunlar büyümeyi destekleyen faktörlerdir. Sanayi üretimi ve reel kesim güven endekslerine de ilk 1-2 ayda baktığımız zaman büyümenin ılımlı bir şekilde devam ettiğini gösteriyor."

"Türkiye potansiyelinin altında büyüyor"

Türk lirasındaki değer kaybı, gıda fiyatlarının olumsuz seyri nedeniyle enflasyonun yılın ilk 3 ayında yükselişini sürdürdüğünü dile getiren Şimşek, "Ancak uygulanan sıkı para politikası, yürürlüğe koyduğumuz makro ihtiyati tedbirler, ılımlı seyreden iç talep ve TÜFE'deki baz etkisinin de zaman içerisinde ortadan kalkmasıyla birlikte enflasyonun bu yılın ikinci yarısından itibaren bir istikrara kavuşması, daha sonra da düşüş trendine girmesi beklenmektedir" dedi.

Türkiye'nin şuanda potansiyelinin altında büyüdüğüne değinen Şimşek, ciddi bir atıl kapasitenin söz konusu olduğunu, bunu da enflasyonu aşağı çekecek çok önemli bir faktör olduğunu vurguladı.

Cari açığın bu yıl önemli ölçüde daralacağını dile getiren Şimşek, çünkü iç talebin daha ılımlı olduğunu, kurda destekleyici bir süreç yaşandığını, dış talepte bir güçlenmenin söz konusu olduğun belirtti.

Altın ithalatının da normalleştiğini, geçen senenin istisnai bir yıl olduğunu ifade eden Şimşek, Türkiye'nin, geçen yıl olduğu gibi net altın ihracatçısı olmayacağını kaydetti. Şimşek, şöyle konuştu:

"Bütün bu faktörleri bir arada düşündüğümüzde cari açıkta öngördüğümüz 55,5 milyar dolarlık, yani gayri safi yurt içi hasılaya göre, yüzde 6,4'lük bir rakamı temsil ediyor. Bu hedefe oranla cari açığın daha da düşük gerçekleşmesi ihtimali yüksektir. Yani biz daha küçük bir cari açık ile bu seneyi kapatacağız.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya şirketlerinin Türkiye'deki ticari faaliyetlerinin, arızi değil, süreklilik arz eden ekonomik, ticari faaliyetler olduğunu belirterek, "Dolayısıyla bu şirketler eğer iyi niyete sahiplerse, Türkiye'den de bir kazançları söz konusu. O zaman kendi itibarlarıyla da paralel olarak Türkiye'de süreklilik arz eden faaliyetlerinden dolayı temsilcilik veya bir iş yeri açmaları gerekiyor" dedi.

Şimşek, Bakanlıkta düzenlediği "Makro ekonomik gelişmeler ve 2014 yılı ilk çeyrek bütçe gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Sosyal medya şirketlerinin vergilendirilmesine yönelik soru üzerine Şimşek, KDV'nin alınmasında sorun olmadığını çünkü KDV'yi, reklamı veren tarafın ödediğini söyledi. Burada sorunun gelir ve kurumlar vergilerinde yaşandığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Sosyal medya şirketleri Türkiye'de bir iş yeri veya daimi temsilcilik açmazsa, özetle gelir ve kurumlar vergisi ödemiyorlar. Çünkü çifte vergilendirme anlaşmalarına baktığınız zaman yabancı bir mükellefin bir ülkede vergi vermesi için bir iş yerinin veya daimi bir temsilciliğinin olması gerekiyor. Bu çerçevede analiz ettiğimizde, Türkiye'de mutlaka bir iş yeri veya daimi bir temsilcilik açmaları gerektiğine inanıyoruz. Çünkü sosyal medya şirketlerinin Türkiye'deki ticari faaliyetleri, arızi faaliyetler değildir. Süreklilik arz eden ekonomik, ticari faaliyetlerdir. Dolayısıyla bu şirketler eğer iyi niyete sahiplerse, Türkiye'den de bir kazançları söz konusu. O zaman kendi itibarlarıyla da paralel olarak Türkiye'de süreklilik arz eden faaliyetlerinden dolayı temsilcilik veya bir iş yeri açmaları gerekiyor."

Şu anda Türkiye'de bulunan herhangi bir gazete veya web sitesinin bu vergileri ödediğine işaret eden Şimşek, sitelerine reklam alan Türk şirketlerinin hem KDV hem Kurumlar Vergisi hem de Gelir Vergisi ödediklerini ifade etti. Şimşek, "Peki uluslararası şirketler neden bu haksız rekabete yol açsın, bu kabul edilebilir bir durum değil" dedi.

"Kötü niyetle bu işi sürdürmek istiyorlarsa biz de oturup bakacağız alternatiflerimize" -

Söz konusu şirketler, işlerini iyi niyetle sürdürmek istiyorlarsa yapmaları gereken şeyin bu olduğunu belirten Şimşek, "Fakat kötü niyetle bu işi sürdürmek istiyorlarsa da tabii ki biz de oturup bakacağız alternatiflerimize, neler yapabiliriz diye" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Şimşek, tüm sosyal medya şirketlerini töhmet altında bırakmak istemediğini, işini doğruca yapan şirketlerin de bulunduğunu da söyledi.

Bir gazetecinin, "Bu şirketler Türkiye'de ofis açmazlarsa ne yapacaksınız?" sorusu üzerine de şunları söyledi:

"Bunları yapacağız demiyorum. Siz varsayımsal bir soru sordunuz, ben de size varsayımsal, teorik bir cevap veriyorum. Bir, bu sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir husus değil, bunu uluslararası platformlara taşırız. İkincisi, gerekirse yasal düzenleme yapıp, Türkiye'de sürekli faaliyet gösterip de şirket kurmayanlara yönelik kat kat daha yüksek vergi uygulamasına gidilebilir. Mesela şu anda bir kanun götürsek Meclise ve desek ki, 'Türkiye'de faaliyet gösterdiği, Türkiye'de gelir ettiği halde Türkiye'de temsilcilik açıp vergi vermiyorsa, vergi kaçırıyorsa, haksız rekabete yol açıyorsa, bu kanun çerçevesinde burada KDV yüzde 18 yerine, örnek olarak söylüyorum yüzde 36 olarak uygulanır desek, bu yapılabilir bir şey. Bunu bir beyin fırtınası olarak söylüyorum. Mesela Google geldi ve kurdu, o zaman ona reklam verirsiniz, öbürüne vermezsiniz."

"Twitter yetkilileri randevu istedi" -

Twitter yetkililerinin kendisinden randevu isteyip istemediği sorusunu yanıtlarken de Şimşek, dün gece bir kanaldan kendisiyle iletişime geçildiğini ve bugün için randevu talep edildiğini bildirdi.

Kendisinin de bunun üzerine, "Randevu talebinde bulunun, ben veya arkadaşlarım sizlerle görüşürler" dediğini belirterek, "Sabah, bu bütçe toplantısıyla ilgilendiğim için henüz o konuya bakamadım. Bizden bir randevu talepleri söz konusu ama randevu gerçekleşir mi gerçekleşmez mi o konuda henüz bilgim yok" ifadelerini kullandı.

"Yapıcı yaklaşımları olan şirketlere teşekkür ediyoruz" -

Bu şirketlerle ilgili bir çalışmalarının olup olmadığının sorulması üzerine de Şimşek, çalışmalarının elbette olduğunu söyledi.

Bugüne kadar yaptıkları incelemelerin, yazdıkları cezaların ve devam eden mahkeme süreçlerinin olduğunu belirten Şimşek, bu süreçler sonunda Türkiye'ye gelip daimi temsilcilik açanların da bulunduğunu bildirdi.

Şimşek, bu şirketlerin hepsinin aynı kategoride olmadığını, bazılarının Türkiye'ye uyum sağladığını belirterek, yapıcı yaklaşımları olan şirketlere de teşekkür etti.

Sosyal medya alanında faaliyet gösteren şirketlerin vergilendirilmesi için Hollanda'dan edindiklerini robot programa ilişkin soruyu yanıtlarken de Şimşek, programın adının "Xenon" olduğunu, programdan elde edilen veriler doğrultusunda mükellef olması gerekenlerin tespit edildiğini ifade etti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonominin gidişatına ilişkin önemli kaygıları olmadığını belirterek, "Şu anda hiçbir şekilde gündemimizde zam yok" dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın, "Diyarbakır'daki enerji kaynaklarına ilişkin pay istedikleri" yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine Şimşek, bunun "son derece yanlış bir yaklaşım" olduğunu, Türkiye'de bütün gelirlerin bir havuzda toplandığını ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda her bölgeye yatırım ve hizmet olarak sunulduğunu kaydetti.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerine, topladıkları vergi gelirlerinin çok üzerinde kamu hizmeti sunduklarını ifade eden Şimşek, "Türkiye'nin göreceli olarak az gelişmiş bölgelerini hızlı şekilde kalkındırmak için zaten üzerimize düşeni yapıyoruz. Eğitime, sağlığa, çiftçimize verilen destek bütçeden geliyor. Diyarbakır veya ülkenin dört bir yanındaki altyapı yatırımları bütçeden geliyor. Bunu görmemezlikten gelmemek lazım" diye konuştu.

Hükümetleri döneminde doğu ve güneydoğuya hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yapıldığına dikkati çeken Şimşek, en büyük teşviğin de çözüm süreci olduğunu söyledi. Süreçle birlikte bölgede huzur ve göreceli bir rahatlama söz konusu olduğunu belirten Şimşek, bununla birlikte güven ve istikrarın gelerek, yatırımların hız kazandığını ifade etti.

Türkiye'nin petrolde büyük oranda dışa bağımlı olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Bahsedildiği gibi, Türkiye yer altı zenginliği bakımından çok zengin bir ülke değil. Komşularımızın 4'te 1'i kadar şanslı değiliz. Onlar petrol ve doğal gaz ihracatı ile bu işi sürdürürken, biz ise ekmeğimizi taştan çıkartan bir ülkeyiz. Topladığımız vergi gelirlerini hizmet olarak sunuyoruz, sunmaya da devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Bölgesel kalkınmışlık farklarını azaltmaya devam edeceklerini vurgulayan Şimşek, bu kapsamda Güneydoğu Anadolu Projesine 36 milyar lira kaynak harcandığını, yakında bölgede istihdam edecek eleman bulunamayacağını söyledi. Bölgede ciddi zenginleşmenin söz konusu olacağı öngörüsünde bulunan Şimşek, "Dolayısıyla böyle bir talebi biz makul ve rasyonel bulmuyoruz. Tam aksine bunun çok çok ötesinde gereğini yapıyoruz" dedi.

"İşgücüne katılım oranı arttı"

İşsizlik oranlarını da değerlendiren Şimşek, işsizliğin yıllık bazda 0,5 puan düşerek yüzde 10,1 olduğunu, bununla birlikte iş gücüne katılım oranının arttığına dikkati çekti.

Piyasanın ve politika yapıcılarının mevsimsellikten arındırılmış işsizlik rakamlarına bakması gerektiğine işaret eden Şimşek, "Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı geçen seneye göre 0,3 puan azalarak yüzde 9,1 olmuştur. Bizlerin bakması gereken rakam bu. Yaz mevsimiyle birlikte geçici istihdam artıyor ama kışın azalıyor" ifadelerini kullandı.

"Milli Piyango'nun özelleştirilmesinde herhangi bir erteleme söz konusu mu?" sorusunu da yanıtlayan Şimşek, ertelemenin düşünülmediğini, bugün itibariyle 10 firmanın ihale dokümanı aldığını ve yeterli oranda ilginin olacağını düşündüklerini bildirdi.

AA