TCMB: Ekonomik faaliyetlere yönelik aşağı yönlü riskler azaldı

T&uuml;rkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu nda, iktisadi faaliyetin 2016 nın son &ccedil;eyreğinde bir &ouml;nceki d&ouml;nemdeki kayıplarını telafi ederken finansal sistemi destekleyici makroihtiyati politikalar, maliye politikası ve kredi teşviklerinin katkısıyla toparlanma eğiliminin bu yıl da s&uuml;receğinin tahmin edildiği bildirildi.TCMB tarafından Mayıs 2017 d&ouml;nemine ilişkin Finansal İstikrar Raporu, bankanın internet sitesinde yayımlandı.Raporda, Kasım 2016 Finansal İstikrar Raporu ndan bu yana k&uuml;resel ekonomik faaliyette ivmelenme ve istikrarı artan bir k&uuml;resel finansal ortam g&ouml;zlendiği, yurt i&ccedil;inde ise alınan teşvik ve tedbirlerin katkısıyla ekonomik faaliyete ilişkin aşağı y&ouml;nl&uuml; risklerin &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de azaldığı kaydedildi.İktisadi faaliyetin 2016 yılının son &ccedil;eyreğinde bir &ouml;nceki d&ouml;nemdeki kayıplarını telafi ederken finansal sistemi destekleyici makroihtiyati politikalar, maliye politikası ve kredi teşviklerinin katkısıyla toparlanma eğiliminin 2017 yılında da s&uuml;receğinin tahmin edildiği aktarılan raporda, alınan tedbir ve teşviklerin, kredi kanalının sağlıklı işleyişini destekleyerek finansal istikrara da katkı sağladığına işaret edildi.TCMB nin, enflasyon &uuml;zerindeki yukarı y&ouml;nl&uuml; baskıları sınırlamak amacıyla ocak ayından bu yana g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir parasal sıkılaştırma yaptığı belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi: Para politikasındaki bu sıkı duruş, d&ouml;viz kuru oynaklığını azaltmış ve finansal istikrara d&ouml;n&uuml;k riskleri sınırlamıştır. ABD&rsquo;de ger&ccedil;ekleşen başkanlık se&ccedil;imi sonrasında ABD finansal piyasalarında oluşan belirsizlik, yılın ilk &ccedil;eyreğinde azalmıştır. Genişleyici maliye politikası, altyapı yatırımlarındaki artış ve finansal sisteme y&ouml;nelik d&uuml;zenlenmelerin esnetilmesine ilişkin beklentiler sonucunda hisse senedi fiyatları artmıştır. Bu d&ouml;nemde, Fed politikalarına ilişkin belirsizliklerin azalmasının yanı sıra para politikasındaki sıkılaşmanın daha uzun vadeye yayılacağı beklentisi devam etmektedir. K&uuml;resel piyasa oyuncuları, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası&rsquo;nın d&uuml;ş&uuml;k faiz politikalarını s&uuml;rd&uuml;rmesini beklemektedir.K&uuml;resel ekonomiye dair b&uuml;y&uuml;me tahminlerinin yukarı &ccedil;ekilmesi ve para politikalarına dair belirsizliklerin bir miktar azalması sonucunda risk primleri d&uuml;şm&uuml;ş ve finansal piyasalarda oynaklık azalmıştır. Bu fakt&ouml;rlere bağlı olarak risk iştahında da artış g&ouml;zlenmiştir. K&uuml;resel piyasalara ilişkin iyimser hava ve gelişmekte olan &uuml;lke (GO&Uuml;) ekonomilerindeki b&uuml;y&uuml;me beklentileri, bu piyasalara ilişkin risk algılarını olumlu etkilemiştir. Bunlara bağlı olarak, son aylarda gelişmekte olan &uuml;lkelere y&ouml;nelik portf&ouml;y akımları g&uuml;&ccedil;lenirken, yerel para birimleri ve diğer varlık fiyatlarında 2016 yılının son &ccedil;eyreğindeki değer kayıpları telafi edilmeye başlanmıştır. - Kredilerin banka bilan&ccedil;oları i&ccedil;indeki y&uuml;ksek payı korundu Raporda, son d&ouml;nemde ekonomik aktivitedeki toparlanma, krediye erişim destekleri ve ılımlı b&uuml;y&uuml;me beklentileri ile birlikte bankacılık sekt&ouml;r&uuml; bilan&ccedil;olarının makul d&uuml;zeyde b&uuml;y&uuml;meye devam ettiği, kredilerin banka bilan&ccedil;oları i&ccedil;indeki y&uuml;ksek payının korunduğu vurgulandı.T&uuml;ketici kredilerine ilişkin makroihtiyati d&uuml;zenlemeler ve son d&ouml;nemde reel sekt&ouml;r&uuml;n finansmanına y&ouml;nelik alınan tedbirler ile kredilerin maliyet, teminat ve vade unsurlarındaki d&uuml;zenlemelerin kredi b&uuml;y&uuml;mesini desteklediği belirtilen raporda, ş&ouml;yle denildi: &Ouml;zellikle 2017 yılı mart ayının ikinci yarısından itibaren Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı firma kredisi kullandırımlarının ivmelenmesi ile firma kredilerinde g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir artış ger&ccedil;ekleşmiştir. Toplam kredi hacmindeki toparlanmada KGF destekli TL firma kredi b&uuml;y&uuml;mesi belirleyici olmuştur. Bireysel kredi tarafında konut ve ihtiya&ccedil; kredisindeki canlanma da bu s&uuml;reci desteklemiştir. Bu gelişmelerin &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde ekonomik faaliyete pozitif katkı sağlamaya devam etmesi beklenmektedir. - Firmaların d&ouml;viz riskinin takibine y&ouml;nelik sağlıklı veri temin edilecek Finansal İstikrar Raporu nda, kredi b&uuml;y&uuml;mesinin daha &ccedil;ok firma kredilerindeki artıştan kaynaklanmasının i&ccedil; talepteki toparlanmanın cari a&ccedil;ık &uuml;zerindeki olumsuz etkisini sınırladığı vurgulanarak, kredi fiyatları &uuml;zerinde para politikası duruşundaki sıkılaşma, makroihtiyati politikalar, diğer teşvik ve desteklerin etkili olduğuna işaret edildi.Ge&ccedil;en yılın ikinci yarısından itibaren d&ouml;viz kurlarında yerel ve k&uuml;resel gelişmelerden kaynaklı dalgalanmaya ve yurt dışı finansman maliyetlerindeki g&ouml;reli artışa bağlı olarak reel sekt&ouml;r firmalarının yurt dışı bor&ccedil;lanmalarının d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;, yabancı para (YP) kredilerden TL&rsquo;ye ge&ccedil;iş eğilimi g&ouml;zlendiği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi: Kredi bileşimindeki değişim ile birlikte ilgili kurumlarca alınan tedbirlere bağlı olarak reel sekt&ouml;r&uuml;n net d&ouml;viz pozisyonunda yaşanan iyileşme ve uzun vadeli yurt dışı y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerin payındaki artış finansal istikrar a&ccedil;ısından olumlu gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. TCMB nezdinde oluşturulan veri takip sistemi ile &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde firmaların d&ouml;viz riskinin takibine y&ouml;nelik sağlıklı veri temini ve gelişme kaydedileceği değerlendirilmektedir. Finansal istikrar ve fiyat istikrarına yapısal katkı sağlanması hedefleri doğrultusunda sistemik risk &ouml;l&ccedil;&uuml;m kapasitesini artırmak, basiretli bor&ccedil;lanmayı sağlamak ve risk y&ouml;netimine katkıda bulunmak &uuml;zere finansal sistemde t&uuml;m paydaşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyonun &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde daha da g&uuml;&ccedil;lenmesi &ouml;nem taşımaktadır. - Bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n aktif kalitesindeki sağlıklı yapı korunmaktadır Raporda, bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n g&uuml;&ccedil;l&uuml; likidite pozisyonunu koruduğu ve olası bir likidite riskine karşı dayanıklılığını s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; aktarılarak, sekt&ouml;r&uuml;n fonlama kompozisyonu dikkate alındığında, TL cinsinden kaynakların &ouml;nemli bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml;n &ccedil;ekirdek y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerden oluşmasının likiditeye katkı sağladığı vurgulandı.&Ccedil;ekirdek dışı y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerin toplam y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;kler i&ccedil;erisindeki payının son yıllarda yatay bir seyir izlediği belirtilen raporda, devamla şu değerlendirmelere yer verildi: Son d&ouml;nemde i&ccedil; talep y&ouml;nl&uuml; fakt&ouml;rlere bağlı olarak yurt dışı bor&ccedil; temininde yaşanan sınırlı azalmaya rağmen &ccedil;ekirdek dışı fonlama kalemlerinin vadeleri, uygulamadaki tedbirlerin katkısıyla uzamaya devam etmiş ve olası k&uuml;resel likidite şoklarına karşı bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n direncini artırmıştır. &Ccedil;ekirdek dışı y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerin payındaki istikrarlı seyrin bir yansıması olarak kredi/mevduat oranı son yıllardaki yatay seyrini korumaktadır. Kredi b&uuml;y&uuml;mesini destekleyen &ccedil;ekirdek y&uuml;k&uuml;ml&uuml;l&uuml;klerdeki ve sekt&ouml;r&uuml;n karlılığındaki artışa bağlı i&ccedil;sel sermaye &uuml;retimi &ouml;n plana &ccedil;ıkmaktadır. Raporda, bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n aktif kalitesindeki sağlıklı yapının korunduğuna işaret edilerek, Temel g&ouml;stergelerden biri olan tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranı yatay bir seyir izlerken, kredi yapılandırmalarının vade, teminat, fiyatlama gibi kredi unsurlarını i&ccedil;erir şekilde b&uuml;y&uuml;k oranda canlı kredilerde ger&ccedil;ekleştiği ve TGA&rsquo;da yapılandırmanın sınırlı d&uuml;zeyde kaldığı g&ouml;r&uuml;lmektedir. denildi.Son verilerin, 2016 nın &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde yukarı y&ouml;nl&uuml; hareketlenen yakın izleme rakamlarının gerilemeye başladığına işaret ettiği bildirilen raporda, KOBİ&rsquo;lere y&ouml;nelik alınan teşvikler ve KGF projesi yanında ekonomik faaliyetteki canlanma beklentileri ile bu kredilere y&ouml;nelik risklerin &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde makul d&uuml;zeyde kalması beklenmektedir. Mevcut sermaye d&uuml;zeyi ve son d&ouml;nemde karlılık oranlarında g&ouml;zlenen toparlanma bankaların sermaye yapısını ve kredi verme kapasitesini desteklemektedir. ifadeleri kullanıldı.- Bankacılık sekt&ouml;r&uuml; g&uuml;&ccedil;l&uuml; sermaye yapısını korumaktadır Finansal İstikrar Raporu nda, bankacılık sekt&ouml;r&uuml; karlılığının, 2016 yılında g&ouml;r&uuml;len artış eğilimini 2017 de de devam ettirdiği belirtilerek, kredi verme iştahındaki toparlanmayla birlikte net faiz gelirlerindeki iyileşme ve faiz dışı giderlerdeki tasarruf tedbirlerinin devamının sekt&ouml;r&uuml;n karlılığına katkı sağladığı vurgulandı.&Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde ivmelenen kredi hacmi, faiz ve komisyon gelirlerindeki artış ve net faiz marjlarının olumlu katkısı ile karlılığın devam etmesinin beklendiğine işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi: Bankacılık sekt&ouml;r&uuml; g&uuml;&ccedil;l&uuml; sermaye yapısını korumaktadır. 2017 yılı mart ayı itibarıyla sekt&ouml;r&uuml;n sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) yasal (y&uuml;zde 8) ve hedef rasyonun (y&uuml;zde 12) olduk&ccedil;a &uuml;zerinde ger&ccedil;ekleşmiş ve muhtemel şokları karşılamak i&ccedil;in yeterli tampon bulundurmayı s&uuml;rd&uuml;rm&uuml;şt&uuml;r. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bankacılık sekt&ouml;r&uuml; g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;ne ilişkin değerlendirmelerinin yurt dışı fonlama maliyetlerine sınırlı etkileri olmuştur. Bunun yanı sıra kredi hacmindeki toparlanma kaynaklı kaldıra&ccedil; etkisi ve yabancı para varlıklardaki kur etkileri sebebiyle risk ağırlıklı varlıkların artışı, sermaye yeterlilik oranını bir miktar aşağı &ccedil;ekmiştir. Ancak d&ouml;viz kurundaki dengelenme, karlılıktaki artış eğilimi ve risk ağırlıklarındaki değişim ile birlikte sermaye yeterlilik oranı ge&ccedil;en yılın &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğindeki seviyesini yakalamıştır. Bankacılık sekt&ouml;r&uuml; bu rapor d&ouml;neminde dış finansman olanaklarının yanı sıra sermaye birikimleriyle de kredi b&uuml;y&uuml;me hızlarını s&uuml;rd&uuml;rebilecek d&uuml;zeydedir. Karlılıktaki artış, son bir yıllık d&ouml;nemde yasal &ouml;z kaynakları artıran temel etmen olarak &ouml;n plana &ccedil;ıkmıştır. Diğer taraftan, devlet i&ccedil; bor&ccedil;lanma senetleri (DİBS) faiz hadlerindeki artış menkul kıymetlerin yeniden değerlemesi kanalından daha &ouml;nceki d&ouml;nemlerde gelenpozitif etkiyi sınırlamıştır. K&uuml;resel jeopolitik gelişmeler ve ekonomi politikalarına dair belirsizliklerin k&uuml;resel finansal istikrar i&ccedil;in gelecek d&ouml;neme ilişkin temel risk unsurları olarak g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; belirtilen raporda, ABD de uygulamaya konulması &ouml;ng&ouml;r&uuml;len genişleyici maliye politikasının boyutunun ve etkilerinin sınırlı kalması, korumacı dış ticaret politikalarına ağırlık verilmesi, Fed para politikasının normalleşmesi ve AB &uuml;lkelerindeki siyasi belirsizlikler ile &Ccedil;in ekonomisine dair kaygılar nedeniyle k&uuml;resel risk iştahının azalmasının olası risk unsurları olduğu bildirildi.Raporda, T&uuml;rk bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n g&uuml;&ccedil;l&uuml; sermaye yapısı, aktif kalitesi ve sahip olduğu likidite kalkanları ile s&ouml;z konusu risklere karşı dayanıklı olduğunun değerlendirildiği kaydedildi.

TCMB: Ekonomik faaliyetlere yönelik aşağı yönlü riskler azaldı

TCMB Mayıs 2017 Finansal İstikrar Raporu: Ekonomik faaliyetlere yönelik aşağı yönlü riskler azaldı

Öne Çıkanlar