Türkiye'den AB'ye Doğu Akdeniz tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, AB Dış İlişkiler Konseyinin aldığı kararların T&uuml;rkiye nin Doğu Akdeniz deki hidrokarbon faaliyetlerini s&uuml;rd&uuml;rme y&ouml;n&uuml;ndeki kararlılığını hi&ccedil;bir şekilde etkilemeyeceğini bildirdi. Bakanlık, AB &uuml;yesi &uuml;lkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla d&uuml;n Br&uuml;ksel de yapılan Dış İlişkiler Konseyi Toplantısında alınan kararlara ilişkin yazılı a&ccedil;ıklama yaptı. A&ccedil;ıklamada, AB Dış İlişkiler Konseyinin d&uuml;n yaptığı toplantıda aldığı kararlar, &uuml;lkemizin Doğu Akdeniz deki hidrokarbon faaliyetlerini s&uuml;rd&uuml;rme y&ouml;n&uuml;ndeki kararlılığını hi&ccedil;bir şekilde etkilemeyecektir. Bu kararlarda, Kıbrıs Adası nın doğal kaynakları &uuml;zerinde eşit haklara sahip Kıbrıs T&uuml;rklerinden hi&ccedil; bahsedilmemesi ve Kıbrıs T&uuml;rkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB nin Kıbrıs konusunda ne kadar &ouml;n yargılı ve taraflı olduğunu g&ouml;stermektedir. ifadeleri kullanıldı. Bu kararların, Rum/Yunan ikilisinin, AB &uuml;yeliklerini kendi maksimalist pozisyonları doğrultusunda nasıl suistimal ettiklerinin ve diğer AB &uuml;lkelerinin de buna nasıl alet olduklarının en son &ouml;rneği olduğu vurgulanan a&ccedil;ıklamada, şunlar kaydedildi: Ge&ccedil;mişte de defaaten vurguladığımız &uuml;zere, Doğu Akdeniz deki hidrokarbon faaliyetlerimizin, kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızın korunması ve Ada nın ortak sahibi olan Kıbrıs T&uuml;rklerinin, Ada nın hidrokarbon kaynakları &uuml;zerindeki eşit haklarının korunması olmak &uuml;zere iki boyutu vardır. İlk boyutta, T&uuml;rkiye nin Kıbrıs meselesi &ccedil;&ouml;z&uuml;lmeden GKRY ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmak i&ccedil;in g&ouml;r&uuml;şmelere başlaması s&ouml;z konusu değildir. Zira Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963 ten beri Kıbrıs T&uuml;rklerini temsil etmediği i&ccedil;in, bizim ve Kıbrıs T&uuml;rklerinin g&ouml;z&uuml;nde ger&ccedil;ek bir devlet değildir. Kıbrıslı T&uuml;rklerin ve Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliği &uuml;zerine kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti nin, 1963 te sona erdiği hatırlatılan a&ccedil;ıklamada, Kıbrıs meselesinin bug&uuml;ne kadar &ccedil;&ouml;z&uuml;ms&uuml;z kalmasının sebebi de Kıbrıslı Rumların 1963 ten bu yana Kıbrıs T&uuml;rklerinin siyasi eşitliğini kabul etmemesidir. ifadesi kullanıldı. Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi nin muhatabının T&uuml;rkiye değil, KKTC olduğunun altı &ccedil;izilen a&ccedil;ıklamada, AB nin bu ger&ccedil;ekleri kabul etmeden, Kıbrıs T&uuml;rklerini azınlık olarak değil, Kıbrıs Adası nın ortak sahibi olarak g&ouml;rmeden, Kıbrıs meselesini anlaması ve yapıcı bir katkıda bulunması m&uuml;mk&uuml;n değildir. ifadesine yer verildi. A&ccedil;ıklamada, şu ifadeler kullanıldı: İkinci boyutta bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m bulunması ise ancak Kıbrıs T&uuml;rklerinin haklarının garanti altına alınması ile m&uuml;mk&uuml;n olabilir. Bu bağlamda, Kıbrıs T&uuml;rklerinin, 13 Temmuz da yaptığı ve &uuml;lkemizin de tam destek verdiği kapsamlı iş birliği &ouml;nerisi &ccedil;&ouml;z&uuml;m i&ccedil;in &ouml;nemli bir fırsat teşkil etmektedir. AB nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, T&uuml;rkiye aleyhinde kararlar almaya y&ouml;nelmesi etkisiz, ger&ccedil;eklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır. T&uuml;rkiye nin, hem kendi haklarını, hem de Kıbrıslı T&uuml;rklerin haklarını bundan &ouml;nce olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla korumaya devam edeceğine işaret edilen a&ccedil;ıklamada, T&uuml;rkiye nin bu y&ouml;ndeki faaliyetlerini daha da artıracağı vurgulandı. A&ccedil;ıklamada, Bu hususta, Kıbrıs T&uuml;rklerine verdiği s&ouml;zleri 26 Nisan 2004 ten beri tutmayan AB&rsquo;nin bize s&ouml;yleyeceği bir s&ouml;z&uuml; de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; yıl d&ouml;n&uuml;m&uuml; gibi T&uuml;rk halkı i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli bir g&uuml;nde alınmış olması da manidardır. değerlendirmesinde bulunuldu. - AB den T&uuml;rkiye ye y&ouml;nelik Doğu Akdeniz kararları AB &uuml;yesi &uuml;lkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla Br&uuml;ksel de ger&ccedil;ekleştirilen Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı kapsamında sonu&ccedil; bildirgesi yayımlanmıştı. T&uuml;rkiye nin Doğu Akdeniz deki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin faaliyetlerinin yasa dışı olduğu savunulan bildirgede, AB nin bu duruma y&ouml;nelik &ccedil;eşitli kararlar aldığı belirtilmişti.

Türkiye'den AB'ye Doğu Akdeniz tepkisi

Dışişleri Bakanlığı: AB Dış İlişkiler Konseyinin dün yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir

Öne Çıkanlar