Uzmanlar: Saldırı, ABD'nin Suriye'ye dönüşü
-
ABD'nin Suriye'ye düzenlediği operasyonu değerlendiren uzmanlar, adımın ABDnin Suriyeye yeniden dönüşü anlamına geldiğine işaret ediyor
Suriye rejiminin Han Şeyhun kimyasal saldırısının ardından ABDnin Şayrat Askeri Üssüne düzenlediği askeri operasyonu değerlendiren uzmanlar, adımın ABDnin Suriyeye yeniden dönüşü anlamına geldiğine işaret ediyor.
ABD ordusu, Suriyenin İdlib bölgesinde rejimin düzenlediği kimyasal katliama, rejimin bu saldırıyı düzenlerken kullandığı hava üssünü vurarak karşılık verdi. ABD ordusuna ait Doğu Akdenizde bulunan gemilerden fırlatılan 59 Tomahawk füzesi, kimyasal saldırıda kullanılan Şayrat Hava Üssünü vurdu.
ABD Başkanı Donald Trump, Suriyedeki füze operasyonunun, ABDnin güvenliği için elzem olduğunu ifade ederken bölgedeki istikrarsızlığın ABDyi ve müttefiklerini tehdit ettiğini dile getirdi.
Trump yönetiminin dün geceki adımını AAya değerlendiren uzmanlar, ABDnin saldırıyla Suriyeye yeniden dönüşün sinyalini verdiğini düşünüyor.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Ortadoğu uzmanı Oytun Orhan, saldırının ABDnin eski Başkan Barack Obama yönetiminden farklı olarak Donald Trump döneminde sert gücünü kullanmaktan çekinmeyeceğinin işareti olduğunu dile getirdi.
Obamanın, Doğu Gutada 2013 yılında yapılan kimyasal saldırıyı diplomatik yollardan çözmek istemesinin, bölgede Rusya, İran ve Beşşar Esed rejimini cesaretlendirdiğine vurgu yapan Orhan, bunun daha büyük sıkıntıların önünü açtığını belirtti.
Orhan, şöyle devam etti:
"Trump ile Obamadan farklı olarak gerektiğinde sert bir şekilde yanıt verebilecek bir ABD olduğu anlaşılıyor. Bu, Suriyede bundan sonraki süreçte hem siyasi çözüm çabalarını hem de sahada askeri durumdaki dengeleri ciddi şekilde etkileyebilir. Saldırıdan öncekine göre özgüveni çok daha azalmış Rusya, İran ve Suriye rejimiyle karşı karşıyayız. ABDnin Suriyeye yeniden dönüşüne ve belki de uluslararası alandaki caydırıcılığına yeniden dönüşüne şahit oluyoruz."
"Rusyanın Suriyede etkisi daha sınırlanacaktır." diyen Orhan, şunları söyledi:
"ABD ile Rusyanın Suriyede bir anlaşması söz konusu olabilirdi. Birçok konuda anlaşabiliyorlardı ama bu saldırı, bu iki aktörün olası bir uzlaşı imkanını zayıflatacaktır. Bu da tabii Türkiye açısından iyi bir haber. Bu iki aktörün arasındaki sorunların derinleşmesi, Türkiyenin öneminin daha artmasına yol açacaktır. Özgüveni aşırı artmış Rusya, Suriyede her istediğini yapıyordu ama bundan sonra sınırlarının limitlerini daha iyi bilecektir ve adım atarken ABD faktörünü daha fazla dikkate alacaktır."
Obama döneminde çizilen zayıf görüntüye rağmen ABDnin gerçek gücünün Ortadoğuda hala mevcut olduğunu vurgulayan Orhan, ABDnin irade olarak bu gücü kullanmaya kalkışmasının dengeleri değiştirebileceğine dile getirdi. Orhan, "Rusyanın askeri anlamda da ABD ile karşı karşıya gelebileceğini düşünmüyorum. Diplomatik ve siyasi yollardan tepkiler olabilir ama askeri yollardan karşı karşıya gelmeyi göze alabileceklerini düşünmüyorum. ABDnin bu işi çok da derinleştireceğini, rejime yönelik farklı alanlarda saldırıları genişleteceğini düşünmüyorum. Sadece gerektiği durumlarda cezalandıracağını ve ABDnin sert gücünü kullanmaktan çekinmeyeceğini gösteren bir mesaj oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Orhan, ABDnin saldırısının Türkiye açısından her anlamda olumlu bir gelişme olduğuna dikkati çekerek "Rejimin Rusya desteğiyle aşırı güçlenmesi, sahayı tam olarak kontrol eder hale gelmesi, siyasi çözümde muhaliflere taviz vermede hiç açık olmaması, Türkiyeyi rahatsız ediyordu. Bu anlamda Rusyanın, rejimin sınırlanmış olması, burada onlara bir ders verilmiş olması, Türkiyeyi rahatlatacaktır." dedi.
"Saldırılar, ABD’nin müttefiklerine karşı güven kazanmasıdır"
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Ortadoğu Uzmanı Ali Semin de saldırının sadece Suriyede rejime uyarı niteliği taşımadığını belirterek "Saldırı aynı zamanda Rusyaya ve İrana da uyarıdır." dedi.
Semin, Donald Trump yönetimindeki ABDnin artık Ortadoğuya dönmek istediğini, Trumpın Körfez ülkelerindeki gücünü kaybetmek istemediğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Şimdi Trumpın iki hedefi var. Birincisi Ortadoğuda etkin bir ABDyi görmek. İkincisi ise bunu yaparken karadan müdahale etmek istemiyor. Irak ve Afganistan savaşı gibi maliyetli bir savaşa girmek istemiyor. Açıkçası, Irak savaşındaki gibi bir rejimi devireceğini düşünmüyorum. Sadece Ortadoğuya dönüşün Suriye üzerinden olduğunu biliyoruz. Bu saldırılar sadece ABDnin Ortadoğudaki müttefiklerine karşı güven kazanması ve kırmızı çizgisinin olduğunu göstermektir."
Saldırıya Rusyanın çok fazla tepki vermeyeceğini savunan Semin, şunları aktardı:
"Beşşar Esed ilk defa Rusyayı zor durumda bırakmadı. Rusya bunun farkında. Şu anda Rusya çok fazla tepki vermeyecektir ancak orada Rusyanın çıkarları var, üsleri var, uçakları var. Oraya tamamen askeri anlamda yerleşmiştir. Çıkarlarına ters düşecek olursa Rusya tepki verir. Rusyanın amacı Esedi korumak değil. Sovyetler Birliği döneminde olan güveni, gücü geri getirmek ve Suriyedeki çıkarlarını korumaktır."
"Rejimi devirmeye yönelik büyük bir askeri operasyon değil"
Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen de "Rejimin kimyasal silah kullanımına karşılık olarak ortaya çıkmış bir hamle. ABDnin çok kısa süre içerisinde rejimi devirmeye yönelik büyük bir askeri operasyon başlatma ya da koalisyon oluşturmaya yönelik güçlü bir işaret olduğunu söyleyemem." değerlendirmesinde bulundu.
Erkmen, ABD hamlesinin geçmişteki sınırlı kuvvet kullanımlarına benzediğini, hem içeride hem de uluslararası kamuoyunda ortaya çıkan tepkiyi hafifletebilmek amacı da taşıdığına işaret ederek ABDnin diğer taraftan Rusyaya Suriyede "elinin o kadar serbest olmadığını göstermek" için tepki vermiş olabileceğini anlattı.
Trumpın ve yakın danışmanlarının, seçim kampanyası süresinde ve sonrasında Rusya ile özel ilişkiler geliştirdiği iddialarının, ABDnin bu hamlesinde etkili olabileceğini belirten Erkmen, "Rusyanın ABD seçimlerine müdahale ettiğine yönelik sıkıntılı bir süreç vardı. Bu, ABD içinde Trumpı çok zor duruma sokuyordu. Böyle sınırlı bir hamleyle belki Trump içeride bunu savuşturmayı düşünüyor olabilir. O ihtimali de göz ardı etmemek gerek." dedi.
Erkmen, Esed rejiminin ya da Rusyanın tekrar kimyasal silah kullanması ya da benzer bir kitlesel katliama başvurması halinde dengenin değişeceğini dile getirerek "Kısa vadede baktığımızda ilk okuma, bu konu bununla sınırlı kalacak ve ABD muhaliflere vereceği desteği arttıracak." diye konuştu.
Öte yandan Erkmen, Lazkiyede yakın zamanda artan hareketliliği dikkatlice izlemek gerektiğine dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Eğer tekrarlanırsa ve ABD ciddi anlamda rejim değişikliğini içeren bir politikaya dönerse ben bunun çok zayıf bir olasılık olduğunu düşünüyorum, o zaman Suriyedeki dengeleri değiştirebilir. ABD hem Rakkaya müdahale edecek hem de Suriyede rejimi değiştirmeye çalışacak... Bu öyle çok kolay bir şey olamaz bu saatten sonra. Rusyanın da ABDnin rejim değişikliği politikasına karşı elinin kolunun bağlı duracağını düşünmüyorum. Dolayısıyla ABDnin ne isterse onu istediği şekilde yapabileceğine inanmıyorum."
Dengelerin değişmesi durumunda muhaliflerin pozisyonunun değişeceğini ve Astana sürecinin sona erebileceğini söyleyen Erkmen, Esed rejiminin de belli noktalarda ilerleyişinin sona ereceğini düşündüğünü kaydetti.