Yılmaz: Faize giden paralar artık vatandaşa hizmet olarak dönüyor

Son 10 yılda güven veren, istikrarlı hükümetler olduğu için faiz oranlarında ciddi düşüşlerin görüldüğünü kaydeden Yılmaz, mali disiplinin olduğu ortamda devletin giderek daha az borçlandığını ifade etti.

Borçların milli gelire oranında ciddi bir gerileme olduğunu vurgulayan Yılmaz, "2002 yılında yüzde 74'ler civarında olan borçların milli gelire oranı, geçtiğimiz yıl itibarıyla yüzde 36'lara kadar geriledi. Buna paralel bir şekilde faiz oranları da geriledi. 2000'li yıllara baktığınızda, AK Parti'den önceki dönemde ülke, reel faizlerin, yani enflasyondan arındırılmış faizlerin yüzde 30'lara kadar yükseldiği dönemleri gördü" diye konuştu.

AK Parti'den önce vergi gelirlerinin yüzde 85'inden fazlasının faize gittiği dönemlerin yaşandığını belirten Yılmaz, "Son 10 yılda istikrarla ve güvenle birlikte faize giderek daha az para ödemeye başladık. Devlet borçlarını azalttı, faiz oranları azaldı. Güven verilen politikalar izledik ve eskiden faize giden paralar artık vatandaşa hizmet olarak dönmeye başladı. Son 10 yılda bu kadar yatırım yaptıysak, bu kadar yollar, hastaneler, üniversiteler, bu kadar adalet binaları, emniyet binaları, sağlık tesisleri yaptıysak, bu işi bununla başardık" değerlendirmesinde bulundu.

- "Güven ve istikrara vurgu yapmaya devam edeceğiz"

Türkiye'nin yeni bir kaynak bulduğu için değil, kaynaklarını daha iyi ve verimli yönettiği için güzel hizmetler yapmayı başardığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bundan sonra da politikamız değişmeyecek. Türkiye yine güven ve istikrar içinde bu politikaları izlemeye devam edecek ve kaynaklarımızı verimli kullanmaya devam edeceğiz. Enflasyonu da faizi de tek haneye indirmiş bir ülkeyiz. Türkiye artık eski düzeni değiştirmiş durumda. Güvenin, istikrarın olmadığı ortamda insanlar paradan para kazanıyor. Emek harcamadan, çaba harcamadan, ter dökmeden çok fazla, aşırı para kazanıyorlar. Halbuki güvenin ve istikrarın olduğu ortamda, enflasyonun, faizlerin düşük düzeylere indiği ortamlarda daha fazla çaba sarf edenin, emek harcayanın, daha fazla çalışanın kazandığı bir ortam oluşturmuş oluyorsunuz. Bu, bir genel ortam meselesi. Önemli olan, ortamı değiştirmeniz, güven ve istikrarı sağlamanız. Bu nedenle güven ve istikrara vurgu yapmaya devam edeceğiz."

- "Vatandaşlarımızın kredi kartını dikkatli kullanması gerekiyor"

Vatandaşların kredi kartı kullanımı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini belirten Yılmaz, "İmkanı kısıtlı insanlar büyük bir kredi kartı yükünün altına girerlerse kısır döngü oluşturur ve kendilerini çok daha fazla zor durumlara sokarlar. O yüzden mutlaka vatandaşlarımızın kredi kartını dikkatli kullanması gerekiyor. Bir ödeme aracı olarak kullanmasında bir sıkıntı yok ama bunu bir kredi, bir borç mekanizması gibi kullandığında, aşırı bir yükü olduğunu da düşündüğünüzde bu vatandaşımızı ciddi sıkıntıya sokabilecek bir uygulamadır. Aşırı bir yükü olduğunu da düşündüğünüzde bu, vatandaşımızı ciddi sıkıntıya sokabilecek bir uygulamadır" diye konuştu.

Tüketimle gelir arasında bir denge mekanizmasının olması gerektiğini kaydeden Yılmaz, "Eskilerin deyimiyle; ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım. Önce tüketeyim sonra gelir elde edip öderim anlayışıyla gidersek bu bizi sıkıntıya sokar. Önce kazanayım sonra harcayayım anlayışı daha sağlıklı bir yol" dedi.

Kalkınma Bakanı Yılmaz, geliri kısıtlı olup da kredi kartıyla fazla tüketim yapanların borçlanma riskiyle karşı karşıya kaldıklarını, bu gibi durumlarda çok fazla cezanın olduğunu söyledi.

Kredi kartı konusunda devletin birtakım düzenlemeler yaptığını ancak sadece hükümetin düzenlemeleriyle bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini belirten Yılmaz, bu konuda vatandaşa da düşen hususlar olduğunu, insanların kendisini sıkıntıya sokacak kullanımlardan uzak durması gerektiğini kaydetti.

AA