Yılmaz:TÜİK başkanının istifası siyasi bir karar değil
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,"TÜİK Başkanı Birol Aydemir'in emekli kararı tamamen kendi kararı. Hiçbir şekilde siyasi olarak verilmiş bir karar değil" dedi
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, eski Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir'in emekli olma kararının tamamen kendi kararı olduğunu belirterek, "Hiçbir şekilde siyasi olarak verilmiş bir kara değil" dedi.
Bakan Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen Kalkınma Bakanlığı bütçesiyle ilgili milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) misyonun ekonomik, sosyal, kültürel kalkınma konusunda müşavirlik yapmak olduğunu, bir anlamda misyonunun adı haline geldiğini bildiren Yılmaz, planlamanın araç olduğunu, asıl amacın toplumun refahını sağlamak, kalkınmayı gerçekleştirmek olduğunu, bu anlamda kurumun misyonunun adı haline geldiğini, buradaki eksikliklerin tartışılabileceğini ifade etti.
Bakanlığın, planlama birikimi üzerine yeni modellerle daha kapsamlı çalışmalarla faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret eden Yılmaz, geçmişte sadece belli kurumlarda ve merkezde yapılan planlamanın şu anda çok daha yaygın bir şekilde yapılır hale geldiğini kaydetti.
Yılmaz, Türkiye'nin üst orta gelir liginde bir ülke konumunda olduğunu vurgulayarak, bunun Türkiye için yeterli olmadığını, ülkenin yüksek gelir ligine dahil olma iddiasını taşıdığını belirtti.
Türkiye'nin yüksek insani kalkınmışlıktan en yüksek insani kalkınmışlık ligine geçmek durumunda olduğuna işaret eden Yılmaz, bunun sadece ekonomik başarıyla olmayacağını, eğitimden sağlığa birçok alanda atılacak adımlarla gerçekleşeceğini kaydetti.
Bugün dünyanın geldiği noktada pozitif ayrışma için yapısal reformların yapılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, yapısal reformlar konusunda Türkiye'nin çerçeveyi ortaya koyduğunu belirtti.
Adalet, eğitim ve teknoloji alanlarındaki reformların hayata geçirilmesiyle ülkenin hedeflerine ulaşacağını belirten Yılmaz, bir milletvekili olarak Meclis'in iç tüzüğünde de partilerin uzlaşmasıyla ilgili bazı değişiklikler yapılmasını önerdi.
Hedefi bulunmayan bir ülkenin motive olması, reform yapması ve ilerleme kaydetmesinin mümkün olmadığına işaret eden Yılmaz, reformlara ulaşmanın esas olduğunu ancak her zaman hedeflere yüzde 100 ulaşılamayabileceğini ama bunun, hedefsizlikten daha iyi olduğunu kaydetti.
Dünya hasılasından alınan payın 2002'de yüzde 1,27 iken 2008'de 1,35, 2014'te 1,39 olduğunu dile getiren Yılmaz, "Yani 2002-2008 arasında hızlı bir ilerleme var ama 2008'den sonra da geriye gidiş yok. Az da olsa payda bir artış var" değerlendirmesinde bulundu.
"Her endeks eleştirilebilir"
Sosyo Ekonomik Gelişmişlik Endeksi (SEGE) gibi çalışmaların yapısal rakamlara dayandığını belirten Yılmaz, SEGE'yi hesaplarken 61 veriyle belli bir modelle gerçekleştirdiklerini söyledi. Söz konusu verilerin test edilerek seçildiğini, bu konuda teknik bir çalışma yapıldığını ifade eden Yılmaz, bunların kutsal çalışmalar kabul edilemeyeceğini, her zaman revizyona açık olduğunu kaydetti.
Bu yıl SEGE'ye yeniden çalıştıklarını, bu yıl ilçeleri de yapacaklarını, ilçe bazında gelişmişliği revize edeceklerini vurgulayan Yılmaz, ilçelerin sosyo ekonomik gelişmişliğini ölçerken bir taraftan da illerin yeniden sosyo ekonomik gelişmişlik sıralamasını yapacaklarını bildirdi.
Her endeksin eleştirilebileceğine dikkati çeken Yılmaz, ellerindeki verilerle yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalıştıklarını ifade etti.
Dünyada istihdamı en hızlı artıran ülkelerden birinin Türkiye olduğunu vurgulayan Yılmaz, bundan sonra daha nitelikli bir şekilde istihdam artışını da koruyarak, faktör verimliliğini artırmanın arayışı içinde olunması gerektiğini söyledi.
"Revizyon modernleşmek, daha iyiyi aramaktır"
Revizyon konusunda bazen istatistik kurumlarının eleştirildiğini dile getiren Yılmaz, revizyonun modernleşmek, daha iyiyi aramak olduğunu söyledi. AB'de, BM'de ve gelişmiş ülkelerde sık sık revizyonların yapıldığına dikkati çeken Yılmaz, burada önemli konunun revize ederken seriyi geriye götürmek ve mukayese zeminini kaybetmemek olduğunu bildirdi.
Modern kavramları, sınıflandırmaları kullanmanın önemli olduğunu, dünyadaki standartla hesap kitap yapılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bizim de yaptığımız keyfimize bir revizyon değil. 2014'ten itibaren bütün Avrupa Birliğinin geçtiği bir sisteme biz de geçelim diyoruz. Bu milli gelirimizi bir miktar artıracak. Gerçek neyse bizim onu ortaya koymamız lazım. Ama geçmişe dönük olarak da bu revizyonumuzu geçmiş seride yeniden aynı metodolojiyle üreteceğiz. Büyüme hızı anlamında çok fazla bir farklılığın çıkmayacağını tahmin ediyoruz. Ama büyüklüklerimiz elbette değişecek çünkü dünya değişiyor, ekonomi değişiyor, geçmişte hiç olmayan birtakım aktiviteler gündeme gelebiliyor, tanımlar değişebiliyor. Avrupa'nın da adapte ettiği birtakım sınıflandırmaları bizim kullanmamızı yadırgamamak gerekir."
"Tasarruf için yapısal dönüşümler gerçekleşmeli"
Yılmaz, TÜİK İllerin Yaşanabilirliği Endeksi çalışmasının, bu yıl ilk kez 40'ın üzerinde değişkenle yapıldığını belirterek, "Muğla gibi illerimizde ben de bir eksik görüyorum. Buna belki yeni çalışmalar yaptığımızda bakmalıyız. Bunlar yaz döneminde nüfusu çok artan illerimiz, fakat biz oranları hesaplarken nüfus başına düşen suç oranına bakıyoruz. Ama yaz dönemlerinde nüfus muhtemelen çok daha yüksek bir rakama çıkıyordur. Bunun getirdiği bir etki olabilir orada. Kaldı ki bugünün rakamı da değil bunlar, birkaç yıl öncesinin. Çalışmalarımızı eleştirileri dikkate alarak revize ettiğimizde, gereğini yapmak durumundayız" diye konuştu.
Tasarruf için makroihtiyadi tedbirlerin yetmeyeceğini, daha yapısal dönüşümlerin gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "90'lı yıllardan bugüne geldiğimizde kamu tasarruflarının arttığını görüyoruz. Aynı süreçte özel tasarruflarda da ciddi bir düşüş söz konusu. Mesele şu yeni bir dünya konjonktürüne giriyoruz. Bu gelişmekte olan ülkeler için cazip bir konjonktür değil. Dünyada likiditenin daraldığı fon maliyetlerinin arttığı bir döneme giriyoruz. Asıl çözmemiz gereken konu tasarrufları arttırmak, burada üzerinde durmamız gereken konu özel tasarrufları arttırmak" ifadelerini kullandı.
Suriyelilerle ilgili meseleler ve etkileri konusunda, kalkınma ajanlarıyla çok kapsamlı bölgesel bir çalışma yaptıklarını anlatan Yılmaz, olumlu yönde tespitler edindiklerini ancak şu anda ulusal düzeyde bir çalışma yapılmadığını, bunun da faydalı olabileceğini dile getirdi. Yılmaz, Suriyelilerin istatistiklere dahil edilip edilmemesi sorusuna, adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde Suriyelilerin dikkate alınmadığını söyledi.
"Teşvik sistemi gelişti"
Yılmaz, teşvik sistemiyle ilgili geçmişe nazaran çok daha gelişmiş bir sistem kurduklarına işaret ederek, ulaşılan noktanın kötü olmadığını söyledi. Bunu daha da geliştirmeye yönelik politikalar üreteceklerinin altını çizen Yılmaz, Urfa'nın da her zaman öncelikli cazibeli illerden biri olduğunu kaydetti.
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde terörden en çok turizmin etkilendiğine dikkati çeken Yılmaz, bu konuda bazı kararlar aldıklarını ve turizm konusunda tartışmaya devam edeceklerini söyledi.
Yılmaz, Emniyet Genel Müdürlüğünün kişisel veri tabanıyla ilgili bazı iddiaların bulunduğuna değinerek, "Bu konu en önemli düzenlemelerimizden biri, kişisel verilen korunmasına ilişkin düzenleme. Onu yaptığımız zaman hepimizin kişisel verileri daha fazla kanuni güvence altında olacak. Daha kurumsal bir zeminde bu husular daha yakından takip edilmiş olacak. Meclisimiz Plan Bütçe Komisyonu'nda da görüşüldü, gerekli teknik konuşmalar yapıldı. Resmi istatistikler konusunda da gerekli düzenlemeler yapılacak" değerledirmesinde bulundu.
Birol Aydemir'in emekliliği
Eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir'in emekliliğinin, kendisinin son dönemde söyledikleriyle ilgili olmadığını ifade eden Yılmaz, "Kendisi yıllarca birlikte çalıştığımız bir arkadaşımız. Birol bey çok değerli, ülkemize çok değerli katkılarda bulunmuş bir bürokrat. Bu vesileyle kendisine bütün hizmetleri için teşekkür ediyorum. Emekli olma kararı tamamen kendi kararı. Emeklilik hayatının mutlu ve verimli bir şekilde geçmesini diliyorum. Hiçbir şekilde siyasi olarak verilmiş bir karar değil" şeklinde konuştu.
Yılmaz, yaşlılık konusunun giderek daha çok tartışılması gerektiğini vurgulayarak, şu anda ülke nüfusunun yüzde 7'sinin 65 yaş üstü olduğunu, 2023'te bu oranın yüzde 10'ları bulacağını bildirdi. Yüzde 10'un geçildikten sonra da artık nüfusun yaşlı olarak kabul edildiğinin altını çizen Yılmaz, bu noktada ortanca yaşın yüksek olduğu illerden başlanarak yeni modellerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Et fiyatlarında çok hızlı bir artış olduğuna dikkati çeken Yılmaz, buna karşın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bazı tedbirler geliştirdiğini ifade etti. Burada gıda komitesinin de etkisi olduğuna işaret eden Yılmaz, bu konuda bir denge kurmaya çalıştıklarını vurguladı.
Silvan Barajı'nın en az 200 bin insana doğrudan ve dolaylı istihdam sağlayacak bir proje olduğunu ancak sürekli terör saldırısına uğradığına dikkati çeken Yılmaz, saldırılara rağmen projeyi gerçekleştirmeye çalıştıklarını vurguladı.
Görüşmelerde, Kalkınma Bakanlığının ve bağlı kuruluşların bütçeleri de kabul edildi.