Kurda Merkez etkisi

Dolar/TL, Ocak 2014&rsquo;de yaşanan sert y&uuml;kselişle test edilen 2,39 seviyelerinden sonra neredeyse her ay y&uuml;zde 5&rsquo;lik artışlarla yeni normali aramaya devam ediyor. &Ouml;nce 2,40, sonra 2,50, şimdi ise 2,60 yeni normal oldu. Peki bu trend nereye kadar devam edebilir ve bu y&uuml;kselişte kimin ne kadar etkisi var? TCMB&rsquo;nin faiz politikası ve ara&ccedil;ları: 2014 Ocak ayında %4,5&rsquo;den %10&rsquo;a y&uuml;kseltilen politika faizi ve 3,15 milyar dolarlık doğrudan d&ouml;viz m&uuml;dahalesi sonrası T&uuml;rk Lirası, dolar karşısında bir ay i&ccedil;erisinde y&uuml;zde 9&rsquo;un &uuml;zerinde değer kazandı ve kur 2,39&rsquo;dan 2,17 seviyelerine kadar gerileme kaydetti. &Ouml;te yandan TCMB &ouml;zellikle 2014 sonrası para politikası değerlendirmelerinde kurdan ziyade enflasyon ve faiz odaklı ilerlediği i&ccedil;in o d&ouml;nemde enflasyonun %7,75&rsquo;de, g&ouml;sterge faizin de y&uuml;zde 11 seviyelerinde olduğunu hatırlayalım. Mayıs 2014 sonrası ise %9,66 ile son 3 yılın en y&uuml;ksek seviyesinde olan enflasyon verisinin iyileşmeye başlaması ve kurda 2,09&rsquo;lara kadar yaşanan gerileme ile ateşin bir nebze s&ouml;nmesi TCMB&rsquo;nin sıkı para politikasını gevşetmeye karar vermesinde en b&uuml;y&uuml;k etken oldu. Kısa bir beyin fırtınasından sonra kur, faiz ve enflasyon &uuml;&ccedil;geninde geldiğimiz noktayı değerlendirelim&hellip; Cari olarak elimizde 550 bps&rsquo;lik ani faiz arıtışından sonra 2014 Ocak itibari ile y&uuml;zde 10&rsquo;dan y&uuml;zde 7,5&rsquo;e indirilmiş bir politika faizi (nette hala ge&ccedil;en senenin aynı d&ouml;nemine g&ouml;re 300 bps yukarıda) ve y&uuml;zde 9,66 seviyesinden y&uuml;zde 7,55 gerilemiş bir enflasyonumuz var. Fakat bu d&ouml;nemde T&uuml;rk Lirasının y&uuml;zde 30 değer kaybettiği ve kurun 2,60 seviyesinin &uuml;zerine y&uuml;kseldiği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;rse faiz ve enflasyondaki iyimserliğin kur i&ccedil;in ge&ccedil;erli olmadığını s&ouml;yleyebiliriz. Fakat kur &uuml;zerinde para politikasındaki &ldquo;g&ouml;rece gevşek&rdquo; ya da &ldquo;daha az sıkı&rdquo; duruşun olumsuz etkisini gidermek adına TCMB&rsquo;nin bu d&ouml;nemde ara ara piyasa faizleri olarak adlandırdığımız Interbank gecelik bankalararası faizleri y&uuml;zde 10-11 bandında tuttuğunu (dolayısıyla TL&rsquo;deki değer kaybını &ouml;nelemek adına likiditeyi kısmaya &ccedil;alıştığını) ve d&ouml;viz satım ihaleleri, d&ouml;viz depo faizleri, zorunlu karşılık oranları ile rezerv opsiyon katsayılarında d&uuml;zenleme yaptığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Peki TCMB&rsquo;nin bu ek hamlelerine rağmen değer kaybeden TL&rsquo;de k&uuml;resel anlamda kuvvetlenen dolar ve yabancının etkisi ne kadar? Aşağıda da g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z &uuml;zere aslında Mayıs 2014 sonrası başta T&uuml;rkiye olmak &uuml;zere faiz indirimlerine başlayan gelişen &uuml;lke merkez bankalarında, kurların değer kayıpları TL&rsquo;nin %19&rsquo;luk kaybı &uuml;zerinde olan &uuml;lkeler de mevcut. Bu ortamda sadece gelişen &uuml;lke kurları değil, gelişmiş &uuml;lke kurları i&ccedil;erisinde de değer kazanan Dolar, DXY&rsquo;nin 100 seviyesinin &uuml;zerine taşınması da kuvvetli dolar senaryosunun diğer y&uuml;z&uuml;.Yerel talebe baktığımızda ise hem t&uuml;zel hem de bireysel yatırımcının d&ouml;viz pozisyonlarını (euro ve dolar ağırlıklandırılmış) son 4 aydır azalttığına tanık oluyoruz. Dolayısıyla y&uuml;kselen kurda hanehalkı ve t&uuml;zel kişilerin talebinden ziyade k&uuml;resel anlamda kuvvetlenen dolar, yabancıların TL&rsquo;de uzun pozisyonlarını kapamaları ve bankaların dolar pozisyonlarının etkili olduğunu s&ouml;yleyebiliriz.