Zeybekci: İhracatımızı iki basamaklı artırmaya devam ediyoruz.

Çok yakında, yeni teknolojilere ek olarak demografik dinamiklerin de küresel ekonomilerin kaderini belirleyeceğine işaret eden Zeybekci, şunları kaydetti:

"Mesela binlerce yıldır ilk defa gezegenimizin nüfus artışı bu yüzyılda yavaşlayacak. Oysa, sosyal güvenlik sistemleri, sanayiler ve finans sistemi eski yapıya göre dizayn edilmişti. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda bu yapıların kendilerini reform edecekleri yıllardan geçeceğiz.

Peki bizim kültür coğrafyamız bu gelişmelerin neresinde yer alacak? Bugün demografik olarak dünyanın en canlı en genç coğrafyası kuşkusuz İslam coğrafyasıdır.

Bu nedenle, dünyanın geri kalanına göre, her yıl daha fazla büyümek, daha fazla altyapı yatırımı yapmak, sanayi üretimini daha fazla artırmak zorunda olan bizleriz. Bugün Avrupa ekonomileri 10 yıl boyunca kalkınmasalar, büyümeseler, yerinde saysalar bile müreffeh olurlar, altyapıları ve üst yapıları yeterli halde. İslam ülkeleri olarak bizler, bırakın 10 yılı, bir yıl bile yerimizde saysak, bunun sonuçlarının bedelini ödemek durumunda kalıyoruz."

Önümüzdeki on yıllarda sanayiden finansa kadar kültür coğrafyasının reform ve büyüme sürecinden geçeceğini dile getiren Zeybekci, bu sürecin başarısının tek yolunun birlik olmaktan geçtiğini açıkladı.

Zeybekci, kültür coğrafyasında daha fazla iş birliği yapılması, daha fazla iş birliği platformları oluşturulması gerektiğine dikkati çekerek, bu nedenle, İslam Kalkınma Bankası'nın girişimleri ile kurulmuş Aman Union'ı önemsediklerini söyledi.

"Bilgi ve teknolojiyi üreten ülkelerden olmamız gerekiyor"

Kültür coğrafyasına verdikleri öneme vurgu yapan Zeybekci, kültür coğrafyasının geleceğine inandıklarını anlattı. Türkiye gibi gelişmekte olan ve genç nüfusa sahip ülke ekonomilerinde kişi başı sermayenin sınırlı olduğuna dikkati çeken Zeybekci, bu kıt sermayenin üretim ve ihracata yönlendirilmesinin kalkınmaya da hız vereceğinin altını çizdi.

Bakan Zeybekci, ihracatı finanse eden kuruluşların bu coğrafyadaki görevlerinin büyük ve önemli olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Türkiye olarak, 2017 yılını ihracat seferberliği yılı ilan ettik. İlk 10 ay itibarıyla ihracatımızı iki basamaklı artırmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda bu yıl, ihracata dayalı kalkınmaya öncelik veren bir ülke olarak, Eximbankımızın dünya Eximbankları içinde ihracata en fazla oranla destek veren banka olması hedefini benimsedik.

Şu an yaklaşık yüzde 26'lık ihracat destek oranıyla, yani ihracatımızın yüzde 26'sını finanse etme oranıyla az farkla 2’nci sıradayız, kısa süre içinde birinciliğe açık ara yükselmek en büyük hedefimiz. Bunun için bir taraftan ihracatçımıza ulaşmak için üretimin olduğu noktalara şubeler açerken, bir taraftan ihracatçı ve Türk yatırımcıları dış pazarlarda destekleyecek yeni araçlar da üretmeye devam ediyoruz."

Bu çalışmaları yaparken, Türk Eximbank'ın diğer Eximbanklarla verimli ilişkiler geliştirip, bulunduğu coğrafyanın sermayesini en doğru şekilde kullanmak istediklerini belirten Zeybekci, bu bakımdan Aman Union'ın İslam ülkelerindeki iş birliğini geliştirme vizyonunu paylaşmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Zeybekci Aman Union'ın önemli bir platform, önemli bir fırsat olduğuna dikkati çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizler iş birliğimizi finanstan dış ticarete, her alanda geliştirdikçe, yani güç birliği yaptıkça, dünya ticaretinden İslam ülkelerinin aldığı pay artacaktır. Aman Union'ın kurucu üyesi olan Türk Eximbank'ın genel sekreterlik görevini devralması vesilesiyle, önümüzdeki 2 yılda, İslam dünyasında finans alanında birleştirici bir misyon edinmek için ilave çalışmalar yapacağız. Aman Union'ın, İslam dünyası içinde yeterince değerlendirilemeyen kaynakların en verimli şekilde üretime ve özellikle ihracata dönüştürülmesi adına kritik önem arz ettiğini düşünüyorum.

Bu açıdan özellikle kısa vadeli sigorta, orta-uzun vadeli yatırım ve yatırım sigortası komitelerinin oluşturulmasını önemsiyoruz.

Yine, teknolojiyi de iş birliğimize dahil edecek olan 'Online Certification' projesiyle, üyelerin ihracat destek ajanslarının teknik bilgi paylaşımı kolaylaşacaktır. Çünkü, bilgi, güçtür. Bugün dünyada ülkeler bilgiyi ve teknolojiyi üretenler ve tüketenler olarak ikiye ayrılıyor. Bizim bilgi ve teknolojiyi üreten ülkelerden olmamız gerekiyor."