Faiz yüzde 5'in altına iner mi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul'un açılışında yüzde 60'lardan yüzde 6 civarına gerilemiş Hazine faizini yüksek bulduğunu, daha da düşmesi gerektiğini söylemişti. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da bir hafta önceden faizin düşebileceğini Mardin'deki konuşmasıyla ifade etmişti. Başbakan'ın konuşmasıyla faiz düşüşü hızlandı, Merkez Bankası da hem faiz koridorunu hem politika faizini düşürerek genel faiz düşüşüne destek verdi. Geçen hafta da PKK'nın 8 Mayıs'tan itibaren çekileceğini açıklamasıyla barış sürecinde yeni bir aşamaya gelindi. Sürecin başarıyla tamamlanması halinde Türkiye ekonomide yeni hikâye ortaya koyacak ve bunu uluslararası çevrelerde pazarlayabilecek.
Bunun ayaklarından biri Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir düzeye çıkması ve tescil edilmesi. Bu durum zaten barış sürecinin açıklanmasıyla birlikte güçlü bir beklenti olarak finansal piyasalarda satın alınıyor. Faizlerin tarihi düşük düzeylerine gerilemesinde etkili olan bir faktör de bu.
YERLİ YABANCI FARKI: İçeride faiz düşüşünü destekleyen birden çok neden var. Ama bütün bunlar faizin yüzde 5.33 gibi tarihi düşük seviyelere inmesini sağlamayabilirdi. Çünkü faizin bir temel belirleyicisi de beklenen enflasyon düzeyi. Mart itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 7.29, ileriye yönelik
beklenen enflasyon yüzde 6-7 arasında. Merkez Bankası'nın yıl sonu için tahmin ettiği enflasyon yüzde 5.3. Hazine kâğıdını alanların birde vergisi var. En düşük vergi yüzde 10 ile bireysel yatırımcılarda. Bankadan alım komisyonu hariç yüzde 5.33 faizli Hazine kâğıdının bireysel yatırımcılar
için net getirisi yüzde 4.8. Bu getiri, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun da altında, negatif. İşte
bu durum Hazine faizinin daha da düşmesinin önünde bir engel. Ancak madalyonun bir yüzü bu.
Madalyonun ikinci yüzünde yabancı yatırımcılar, uluslararası sermaye veya sıcak para var. Onlar için Türkiye'deki enflasyon değil, döviz kurları, yani TL'nin değeri önemli. Eğer TL'nin değerinde değişme olmayacaksa yüzde 5.33 faiz onlar için tamamen net getiri anlamına geliyor. Merkez Bankası TL'nin değerlenmesinde sınıra gelindiğini, döviz kurlarının gerilemesine izin verilmeyeceğini belirtiyor. Yani süreç TL'nin değerlenmesinden yana ama Merkez bunu engellemeye ve dengelemeye çalışıyor. TL'nin değer kazanacağı ortam yabancılar için ideal bir kar ortamı.
JAPONYA DOPİNGİ: Küresel koşullar, özellikle Japonya'nın agresif parasal genişleme kararından sonra son derece elverişli. Bu karara kadar gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışı olurken, sonrasında bu eğilim tersine döndü. Özellikle hisse senetleri için. Ama Türkiye'ye gelen sermaye hisse senetlerine değil, tamamiyle devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yöneldi.
■ Bu yılın 22 Mart'la biten haftasına kadar olan döneminde hisse senedi yoluyla çıkan sermaye 82.4 milyon dolar, DİBS'ler yoluyla gelen para 262 milyon dolardı. Bu durum, 2012'deki hisse senetlerine 6.3 milyar ve DİBS'lere 31.9 milyar dolarlık sermaye girişinin tersi bir gelişmeydi.
■ Ancak mart ayının son haftasında Japonya etkisi devreye girdi. 22 Mart ile 19 Nisan arasını kapsayan dört haftalık sürede yabancılar hisse senetlerinden net bazda çıkmaya devam etti. 132 milyon dolarlık daha çıkış gerçekleştirdiler. Bu yıl 19 Nisan'a kadar hisse senetlerinden çıkış 215 milyon dolara vardı.
■ 22 Mart sonrasında ise DİBS'ler yoluyla gelen parada tam bir sıçrama yaşandı. Son bir aylık sermaye girişi 5 milyar 479 milyon dolara vardı. 19 Nisan itibarıyla bu seneki giriş 5.7 milyar dolara vardı.
Japonya etkisiyle gelişmekte olan ülkelerden başlayan sermaye çıkışı durdu ve hatta tersine döndü. Türkiye için ise bu durum özellikle devlet iç borçlanma senetlerinde söz konusu oldu. Nitekim bu alımlardır ki, Hazine faizini tarihi dip yaptırırken, hisse senetleri henüz rekor düzeyine çıkamadı.
DÜŞÜŞ NEYE BAĞLI: Başbakan'ın açıklaması, yabancı alımlarının yoğunlaşması, Merkez Bankası'nın faiz indirimi ile desteklenen faiz düşüşü geçen hafta sonu itibarıyla yüzde 5.33 ile tarihi dip düzeyine indi. Bu düşüş daha devam eder mi? Ederse nereye kadar ve yüzde 5'in altı görülür mü? Faiz düşüşünün devamı dört nedene bağlı.
■ Türkiye'nin kredi notunun artmasına.
■ Merkez Bankası'nın faizi düşürmesine.
■ Küresel faizlerin artmamasına ve parasal genişlemenin sürmesine.
■ Enflasyonun düşmesine.
Bu dört koşulda şimdilik ciddi bir olumsuzluk yok. İhracattaki durgunlaşma Türkiye için çok önemli bir sorun. Bunun yerini doldurmak üzere iç tüketimin daha güçlü şekilde devreye sokulması yolu denenecektir. Dolayısıyla faizler düşmeye devam edebilir ve son derece önemli psikolojik eşik olan yüzde 5'in altı da görülebilir. Orada kalıcı olup olmayacağını irdelemek için ise henüz erken.
SONUÇ: "Kişi niyetlenir, Tanrı gerçekleştirir" Çin atasözü