Büyümeye asıl etki dış kaynaktan

Kadere bak ki, Türkiye ekonomisi ile ilgili önemli verilerin açıklandığı bir günde ABD 10 yıllık hazine faizi de yüzde 2.29 düzeyine kadar çıktı. Amerikan faizi ile bizim ekonominin ilişkisi gayet güçlü. Dışa açık bir ekonomiyiz, sermaye hareketleri serbest ve dış kaynak bulabildiğimiz ölçüde büyüyebiliyoruz.
ABD 10 yıllıkları 1985'ten beri girdiği düşüş eğilimini 25 Temmuz 2012'de yüzde 1.38 ile sonlandırdı. Oradan başlayan yükselişle ABD Merkez Bankası'nın parasal genişlemeyi azaltma tartışması çakıştı. Yaz aylarındaki gelişmelere ve çıkacak ekonomik verilere göre eylül ayındaki toplantıda karar verilmesi bekleniyor.
DÖVİZE MÜDAHALE: Bunun gölgesi piyasalar üzerine önceden düştü. ABD faizleri de, gelişmiş ülke faizleri de yükseliyor. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahında belli bir azalma yaşanırken hem yaz aylarının geçmesi hem de sonbahardaki kritik karar bekleniyor.
Gelişmiş ülkelerde işler düzelip faizler yükselmeye başlayınca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri azalıyor. Bu da faizler, hisse senetleri ve döviz kurları üzerinde etkili oluyor. Nitekim Merkez Bankası dün yeniden istisnai günlere geri döndü ve ihaleyle döviz satmaya başladı. Sadece Türkiye değil, Rusya, Hindistan da dün dövize müdahale etmek durumunda kaldı.
HER ÇEYREK DAHA ARTAR: Dün büyüme rakamları yüzde 3 olarak açıklandı. Özel ve kamu olmak üzere iç tüketimle büyüdük. İç tüketimde canlanmanın ikinci çeyrekte artarak devam etmesi beklenir. Büyüme de daha yüksek çıkacak gibi. Çünkü baz etkisi de yardımcı olacak. Büyümede yakalanan bu ivmenin yılın ikinci yarısında da sürmesi beklenir. Çünkü, 2012'de ertelenen bir iç tüketim var. Kredi faizleri de ikinci en düşük seviyesinde. Büyümede baz etkisi ise yılın ikinci yarısında daha da fazla yardımcı olacak. Üçüncü çeyrekte yüzde 1.6, dördüncü çeyrekte yüzde 1.4 büyümenin üzerine bu yıl daha yüksek büyümeleri sağlamak kolaylaşacak. Önümüzde seçim olunca kamudan büyümeye gelen desteğin aynı hızda olmasa da sürmesi beklenir. Dolayısıyla yüzde 3'lük büyümeyi her çeyrek giderek artan oranlı büyümelerin izlemesi yüksek olasılık.
DIŞ KAYNAK ETKİSİ: Yüksek büyümenin önünde en önemli sınırlayıcı gelişme cari açık gibi duruyor. İlk dört aylık veriler ekonominin canlanmasına paralel cari açığın yeniden hızlanmakta olduğunu gösteriyor. Ocak ayına göre son bir yıllık cari açık nisanda 3.5 milyar dolar arttı ve 51.3 milyar dolara çıktı. Yine son bir yılda devlet iç borçlanma senetleriyle gelen para 42.6 milyar dolar, hisse senetleriyle 6 milyar dolar. Dış konjonktür, gelen bu para miktarını önümüzdeki dönemde değiştirebilir veya azaltabilir. Ne kadar azaltırsa büyüme hızı o kadar etkilenir. Bu durumda yüksek değil ama hedef değer olan yüzde 4'ün üzerinde, orta dereceli bir büyüme sağlayabiliriz.
Dünyada faizler tırmanmaya geçmeden önce Türkiye'nin bu yılki büyümesi yüzde 77.5 düzeyine çıkabilirdi. Parasal genişlemenin azaltılması ve faizlerin yükselmesi ise dış finansman kanalıyla etkili olabilir ve yüksek büyümeyi bir miktar düşürebilir. Çünkü böyle bir ortam Türkiye'nin yüzde 7 civarında büyümesine ve bunun yaratacağı cari açığı rahatlıkla finanse etmesine olanak vermeyebilir.
SONUÇ: "Paran varsa git pazara, paran yoksa benzin bozara."Türk atasözü