Ekonomide makas değiştiriyoruz!
AK Parti’nin ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş siyasetin ön plana çıktığı bir dönemde Iğdır’da biri İstanbul diğeri de İzmir merkezli girişimcilerin kurduğu iki fabrikayı hizmete açtı. Hem ülkenin en doğusunda yer aldığından Türkiye’ye güneşin ilk ışıklarının doğduğu bu topraklarda simgesel iki açılış törenine katıldı, hem de bazı köşe yazarlarıyle Ankara- Iğdır hattında 2.5 saat süren uçak yolculuğunda “ekonomik sohbet” yaptı.
Soru-yanıt şeklinde geçen sohbetin ana eksenlerinden biri “eski Türkiye ile yeni Türkiye” idi. Numan Kurtulmuş’un anlattıklarına göre, “Artık makro ekonomik istikrar sağlandı, şimdi mikro reformları yapmaya sıra geldi. 2015 yılına doğru ekonomi makas değiştirmekte, sıcak para ve iç tüketim yerine üretim ve ihracatla büyümeye yönelmekte. Sadece inşaat veya tek sektörle de kalkınma olmaz.” Numan Kurtulmuş ile yapılan sohbetten geriye kalanları şöyle toparlamak mümkün.
- “Türkiye’de son 10 yılda kurduğumuz makro ekonomik dengeler korunacaktır. Bunun orta ve uzun vadede değişeceğini pek sanmıyorum. Şimdi sıra mikro başarıları ortaya koymaya geldi. Burada küçük ve orta ölçekli işletmeler için faizlerin düşürülmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması yoluna gideceğiz. Büyük girişimleri de marka yaratmaya veya yurtdışında marka satın almaya yönlendireceğiz. Bankaların da bu yeni dönemde kendilerine yeni bir strateji belirlemesi lazım.
Artık kolay para kazanma dönemi bitmiştir. Güçlülerse gidip uluslararası alanda rekabet etsinler, dışa açılsınlar. Biz reel sektöre verdiğimiz psikolojik desteği onlara da veririz.
- Vergi gelirlerinin faize giden kısmı Refahyol hükümeti döneminde yüzde 56’dan yüzde 48.5’e indi. Başına gelen belli. 2001’de yüzde 93.7’ye kadar çıktı. Bu oran geçen yıl yüzde 16.6’ya düştü. Bu yıl yüzde 17.3 ve gelecek yıl da yüzde 13.3’e inecek. 2002’de Hazine faizi yüzde 63 idi, şimdi yüzde 5.2’ye indi. Aradaki dönemde aynı faiz oranıyla borçlansaydık ekstra 642 milyar lira daha fazla faiz ödeyecektik. Faiz lobisi bundan oldu. İstedikleri şey eskiye dönüş. Türkiye’nin bunu halletmesi lazımdı ve bu ancak güçlü bir iktidarla halledilir.
- Geçtiğimiz 10 yıl içinde temel sorun veya temel tercih kara deliklerin kapatılmasıydı. Bu alana yoğunlaştık. Tüketim ve sıcak para ile de ekonomide canlılık sağladık.
Ama bugün artık buna ihtiyaç yok. Şimdi makası değiştirmek zorundayız. 2015’e doğru Türkiye kabuk değiştiriyor. Cumhurbaşkanını ilk kez halk seçecek. Bu devrimsel bir bir değişim. Belki bugünden başlayan hareketler 2014 seçimlerinin ilk el ense çekmeleri. Ekonomide iç tüketim ve sıcak para yerine üreterek ve ihracat yaparak kalkınmak zorundayız. Paradigma değişiyor zaten. Bundan sonra itici güç üretim olacak. Dalgalara karşı kalıcı korunmamızın yolu bu bence. Doğrudan yatırımları teşvikler yoluyla çekmenin ve yerli girişimcileri sıfırdan yatırımlara daha fazla cesaretlendirmenin kanallarını bulmalıyız. Bu arada sıcak paranın yerine daha çok doğrudan sermaye yatırımlarının gelmesi bizi rahatlatır. Sıcak para azalarak geldiği oranda sorun olmaz. Fakat çok yoğun gelmeye kalktığında veya yeri geldiğinde Tobin Vergisi’ni de koyabiliriz. Bu önlem bir rezerv olarak elimizde zaten.
- Tek sektörle veya sadece inşaata, konuta dayalı bir ekonomi tercihimiz yok. İstanbul’da çok konut yapılması böyle bir algı oluşturdu. İhtiyacın üzerinde konut inşası finansman zorluğu yaratır, mortgage benzeri kriz yaratır. Ekonomi tek bir sektörün arkasına takılarak veya tek bir sektörün üzerinde duramaz. Geçmişte tekstil ve giyim sektörü ile bir yere varamadığı gibi. Tek bir sektöre dayalı kalıcı istikrar olamaz. Tek bir sektörle kalkınma olmaz. Türkiye her alanda ve çok sektörde kendini ortaya koymalı.”