Yemen’de yaşanan iç karışıklığın ardından Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkeye operasyon düzenledi. Bu gelişmeler sonucunda petrol fiyatları yükselişe geçti.
ALB Forex Analisti Enver Erkan, Yemen’de yaşanan son gelişmeleri ve dünya petrol piyasına etkileri değerlendirdi; Yemen’in petrol oyuncularının yeni kapışma sahası olabileceğini vurguladı. Bu süreçte asıl riskin, Suudi Arabistan ve İran’ın bu çatışma ortamının içine sürüklenmesi olacağını belirten Erkan, petrol piyasasının en büyük oyuncularından bu iki ülkenin pazar payı mücadelesindeki arenanın Yemen olabileceğini söyledi.
Yemen'in modern tarih boyunca hem demografik hem de politika açıdan karışık bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Erkan, "Yemen'de yüzde 99'luk Müslüman nüfusun yüzde 65’i Sünniler, yüzde 35’i ise Şiiler oluşturuyor. Ülkede iktidar Sünnilerin elinde olmakla birlikte, iktidarla çatışan Şii muhalif Husiler ise İran tarafından destekleniyor. Suudi Arabistan ile birçok Körfez ve Orta Doğu ülkesi ise Yemen’in mevcut iktidarını tanıyor. Genel itibarıyla ülkedeki çatışmaların bölgedeki güçleri de karşı karşıya getirme ihtimali bulunuyor. Çünkü bu gerginliğin siyasi neden ve sonuçları olacağı gibi, ekonomik nedenleri ve olası sonuçları da bulunuyor." bilgisini paylaştı.
"Yemen kendi başına petrol piyasasında önemli bir oyuncu olmasa da, coğrafi konumuyla, özellikle Arap Yarımadası’nın Hint Okyanusu’na ve Afrika’ya açılan kapısı olmasıyla dikkatleri üzerinde topluyor." diyen Erkan, "Suudi Arabistan, Arap Yarımadası ile Kuzey Doğu Afrika’yı ayıran ve Kızıldeniz ile Hint Okyanusu’nu birleştiren Bab’ül Mendep Boğazı’nın, İran destekli Husiler’in kontrolüne girmesinden sonra, kendi çıkarlarını zarara uğratan bu duruma seyirci kalamadı. Halen Libya’nın ve Orta Doğu’nun siyasi karışıklıklar nedeniyle lojistik sıkıntılar yaşadığı bir ortamda, sevkiyat kanallarından birinin daha kontrolden çıkması kabul edilemezdi." yorumunda bulundu.
Söz konusu sevkiyat kanalının, Suudi Arabistan’ın direkt olarak dünyaya açılan kapılarından birisi olma özelliği taşıdığını belirten Erkan, "Suudiler petrol piyasasındaki pazar payını kaybetmemek adına, fiyatların çok aşağıya gitmesini bile göz ardı ederek piyasaya herhangi bir müdahalede bulunmamışken, lojistik olarak sevkiyatların tıkanması, ülke ekonomisine ciddi zarar getirecektir." dedi.
Suudi Arabistan'ın hali hazırda petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı bütçe açığı verdiğini hatırlatan Erkan, "Ancak güçlü rezervleri nedeniyle bu düşük fiyat seviyelerini yaklaşık 2 yıl süreyle idare edebilecek konumda. Nominal GSYH’si yaklaşık olarak 750 milyar dolar olan Suudi Arabistan’ın Döviz rezervleri ise son açıklanan verilere göre 714 milyar dolar. Ağustos ayında 745 milyar dolar olan rezervler, petrol fiyatının 100 dolar seviyelerinden 50 dolar seviyelerine indiği dönemde, yaklaşık olarak 30 milyar dolar tutarında eridi. Ancak jeopolitik risklerden dolayı oluşacak lojistik sıkıntılar, petrol ihracatı açısından ülkenin ekonomisine büyük zarar verecektir." açıklamasında bulundu.
Asıl riskim Suudi Arabistan ve İran’ın bu süreçte ciddi bir çatışma ortamı içine girmesi olduğunu belirten Erkan "Halen nükleer müzakerelerini devam ettiren İran, yaptırımların hafiflemesiyle petrol ihracatı hamlesi yapmaya hazırlanıyor. Petrol piyasasının en büyük oyuncularından olan bu iki ülkenin pazar payı mücadelesindeki arena, Yemen olmuş gibi görünüyor. Yani bir kez daha filler tepişirken, çimler eziliyor.” vurgusunda bulundu.