Advertisement

Benim gibi 80’ler sonu doğumluların lise çağında, 60’lar sonu doğan Feridun Düzağaç’ın “Boş Ders” adlı eserinin müstesna bir yeri var çoğunlukla.

60’ların sonu dünyada, sokağın “belirli bir yönden” esen rüzgarlarla sarsıldığı, 80’lerin sonu ise ülkelerin diğer bir yönden esen rüzgarlarla biçimlendiği zamanlardır desek yeridir; iktisaden ve siyaseten.

Sokakta esen rüzgarların “akılda kalan” temaları değişim gösterse de yukarıdaki grafikte görülen; küresel toplam nüfusun yükselişinin, düşen “küresel büyüme trendi”ni kesişindeki sıkışıklığı andıran noktalardaki basıncı yansıttığını söylemek de pek mümkün.

Son dönemde, geçmişten kopuk olmayan biçimde sonu ölümle sonuçlanan olayların ardından Fransa ve ABD’de toplumsal hareketleri takip ediyoruz. 2010’lar başlarken İngiltere de 30 yılı aşan sürede “tarihi” sokak olaylarına sahne olmuştu.

Bu bir siyaset ya da sosyoloji yazısı olmadığı için sınırlı olduğumuz noktadan ilerlersek Norman Angell’in tabiri ile dikkatleri “büyük yanılsama” olgusuna çekelim. Michael Rühle’nin NATO’nun kendi web sitesinde 4 yıl önce yer verilen yazısından aktarımla; 1911’de basılan kitabı “Büyük Yanılsama” ile tanınan şöhret kazanan Ralph Norman Angell İngiliz vatandaşıydı, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de yaşamıştı ve birçok dil bilmekteydi. Yıllar sonra kendisine Nobel Barış Ödülünü getirecek olan bu kitapta Angell, savaşların maliyetinin getireceği olası kazançlardan çok daha fazla olduğunu savunuyordu. Ayrıca, ülkelerin ekonomik açıdan birbirlerine fazlasıyla bağımlı hale gelmiş olmalarının aralarındaki bir savaşı kâr getirecek bir olgu olmaktan çıkardığını iddia ediyordu.

1967’de yaşama veda eden Angell’in kitabı, yine Rühle’nin aktarımına göre on beşten fazla dile çevrilmiş ve neredeyse iki milyon satmıştı. Avustralya Başbakan Vekili W.M. Hughes kitap ile ilgili olarak “okunması gereken muhteşem bir kitap …uygar insanın geleceğine dair parlak vaatlere gebe.” demişti. Belli başlı üniversitelerde heyecanlı Angell taraftarları artık savaş olmayacağı mesajını yayıyorlardı. İmparatorluk Savunma Komitesi Başkanı Lord Esher savaşın “her geçen gün daha zor ve daha uzak bir ihtimal” olduğunu söylüyordu.

2023 yılının Temmuz ortası itibarı ile tam da Angell’in yaşamını geçirdiği üç ülkede, ironik olarak sokağın kısa aralıklarla hareketlendiği bir zaman diliminde; Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 500. günü de geride kalıyor.

Öte yandan; resmi olmayan verilere göre küresel çapta Temmuz’un ilk haftasında üçüncü defa ortalama sıcaklık rekoru kırılırken, Birleşmiş Milletler sık sık iklim değişikliği nedeniyle milyonlarca kişinin ülke değiştirebileceği uyarısında bulunuyor. Günümüz toplumsal siyasetine ve sokağa da yukarıdaki ülkelerde başta olmak üzere “göç” olgusunun yön verdiği de tespitlerde öne çıkıyor.

60’lar sona ererken kabaca 3,5 milyarı aşan küresel nüfus bugün 8 milyarı buldu.

Boş Ders Şarkısı’nın en fiyakalı kısmı “kendimi kendimden çıkarsam sıfır kalmaz” sözlerinin geçtiği yer bana göre. Görünen o ki; gelişmiş, gelişen ya da geri kalmış ülkeler için “hesaplar tutmaz” halde.

İşin ekonomisine baktığımızda savaşın maliyeti şöyle dursun “yaşam maliyetleri krizi”, 8 milyarın en iyi ihtimalle 7 milyarını geçim derdine itmiş görünüyor.

Basit para ve maliye politikaları sonuç verecek mi?

Yoksa “bu matematik bizi kandırıyor” mu?