Babacan: 2012'de % 3.2 büyüme bekliyoruz

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde &ouml;zellikle gelişmiş &uuml;lke ekonomileri kaynaklı belirsizlik ve risklerin devam edeceğini belirterek, Zor bir dış konjonkt&uuml;re rağmen T&uuml;rkiye ekonomisi, olumlu bir performans g&ouml;stermeye devam etmektedir. Kredibilitesi y&uuml;ksek OVP lerin kararlılıkla uygulanıyor olması, T&uuml;rkiye nin g&ouml;stermiş olduğu bu performansa b&uuml;y&uuml;k katkı sağlamıştır dedi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek le birlikte Başbakanlık Merkez Bina da d&uuml;zenlediği basın toplantısıyla 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ı (OVP) a&ccedil;ıkladı. Babacan, burada yaptığı konuşmada, uzunca bir s&uuml;redir &uuml;zerinde &ccedil;alışılan OVP nin d&uuml;n akşam itibariyle tamamlandığını ve Bakanlar Kurulu Kararı ile bug&uuml;n &ouml;ğle saatlerinde Resmi Gazete de yayımlanacağını s&ouml;yledi. D&uuml;nya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Babacan, k&uuml;resel krizin başlamasıyla birlikte, yaklaşık 5 yıl ge&ccedil;mesine rağmen d&uuml;nya ekonomisinde hen&uuml;z bir istikrar ortamının sağlanamadığını ifade etti. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde, &ouml;zellikle gelişmiş &uuml;lke ekonomileri kaynaklı belirsizlik ve risklerin devam etmekte olduğuna işaret eden Babacan, Zor bir dış konjonkt&uuml;re rağmen T&uuml;rkiye ekonomisi, olumlu bir performans g&ouml;stermeye devam etmektedir. Kredibilitesi y&uuml;ksek OVP lerin kararlılıkla uygulanıyor olması, T&uuml;rkiye nin g&ouml;stermiş olduğu bu performansa b&uuml;y&uuml;k katkı sağlamıştır dedi. Babacan, k&uuml;resel krizin d&uuml;nya ekonomileri &uuml;zerindeki olumsuz etkilerinin, alınan &ouml;nlemlere rağmen devam ettiğini ve &uuml;lke ekonomilerindeki yavaşlama eğiliminin s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; vurgulayarak, k&uuml;resel ekonominin &ouml;zellikle Avro B&ouml;lgesi nde yaşanan sorunların, ticaret ve g&uuml;ven kanallarıyla diğer b&ouml;lgelere yayılması sonucu tekrar zayıflamaya başladığını bildirdi. Avro B&ouml;lgesi nde yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin, k&uuml;resel g&ouml;r&uuml;n&uuml;m &uuml;zerinde belirleyici olmaya devam ettiğine dikkati &ccedil;eken Babacan, şunları kaydetti: 2009 yılında yaşanan daralma sonrasında 2010 yılında d&uuml;nya ekonomisi toparlanma s&uuml;recine girmiş ve y&uuml;zde 5,1 oranında b&uuml;y&uuml;m&uuml;şt&uuml;r ancak 2011 yılında bu toparlanma s&uuml;reci s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lememiştir. Avrupa Birliği nde (AB) yaşanan mali &ccedil;alkantılar ve bunun bankacılık kesimine olan yansımalarıyla ekonomi politikasına y&ouml;nelik karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinde yaşanan belirsizlikler, gelişmiş &uuml;lkelerde b&uuml;y&uuml;me performansının beklenenden daha d&uuml;ş&uuml;k seyretmesine neden olmuştur. Bu durum, gelişmekte olan ve y&uuml;kselen ekonomilerin b&uuml;y&uuml;melerine de olumsuz şekilde yansımaktadır. Bu gelişmelerle birlikte 2011 yılının Mart ayında, Japonya da yaşanan felaketlerin, tedarik zincirine olumsuz yansımaları ve Orta Doğu ile Kuzey Afrika b&ouml;lgelerinde yaşanan siyasi belirsizlikler, 2011 yılında d&uuml;nya b&uuml;y&uuml;mesinin y&uuml;zde 3,8 e gerilemesine yol a&ccedil;mıştır. D&uuml;nya ekonomisinde yaşanan bu gelişmeler sonucunda uluslararası kuruluşlar, b&uuml;y&uuml;me tahminlerini aşağı doğru revize etmiştir. 2012 yılı d&uuml;nya b&uuml;y&uuml;mesini, 2011 yılı Eyl&uuml;l ayında y&uuml;zde 4 olarak tahmin eden Uluslararası Para Fonu, 2012 yılı Ekim ayında ki bug&uuml;n a&ccedil;ıklana rakamdır bu... Bu tahmini y&uuml;zde 3,3 seviyesine indirmiştir. Yine 2013 yılı i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;me beklentisi, ge&ccedil;en yılın bu zamanlarına g&ouml;re 0,9 puan d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş ve 2013 d&uuml;nya b&uuml;y&uuml;me beklentisi de şu anda sadece y&uuml;zde 3,6 ya &ccedil;ekilmiştir. - Euro B&ouml;lgesi nin t&uuml;m&uuml;nde 2012 yılı i&ccedil;in 0,4 puanlık bir daralma &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor - Babacan, Euro B&ouml;lgesi ne bakılınca, &ouml;zellikle Avrupa Birliği nde krizle m&uuml;cadele amacıyla &ouml;nemli adımların atıldığını ancak ekonomilerin canlandırılması y&ouml;n&uuml;nde ve kamu dengelerinde kayda değer bir ilerlemenin sağlanamadığını s&ouml;yledi. Başbakan Yardımcısı Babacan, Euro B&ouml;lgesi liderlerinin, krizle m&uuml;cadele etmek i&ccedil;in kurumsal yapının g&uuml;&ccedil;lendirilmesi, bankacılık birliği yol haritasının oluşturulması, ortak denetim mekanizmasının kurulması, kurtarma fonlarına esneklik kazandırılması, Avrupa İstikrar Mekanizması na bankaları doğrudan sermayelendirme yetkisinin verilmesi konularında &ouml;nemli kararlar aldığını ancak bu kararların ayrıntıları ve nasıl uygulanacağına y&ouml;nelik belirsizliklerin devam ettiğini ve bunun da k&uuml;resel ekonomi a&ccedil;ısından &ouml;nemli bir risk oluşturduğunu ifade etti. Bu gelişmelere paralel olarak Avrupa da y&uuml;ksek seyreden bor&ccedil; oranları ve zayıf bankacılık yapısının, Euro B&ouml;lgesi ne y&ouml;nelik b&uuml;y&uuml;me tahminlerinin de aşağı y&ouml;nl&uuml; revize edilmesine yol a&ccedil;tığını belirten Babacan, ge&ccedil;en yıl bu zamanlar, Euro B&ouml;lgesi y&uuml;zde 1,1 oranında b&uuml;y&uuml;r diye tahmin edilirken, bug&uuml;n itibariyle Avro B&ouml;lgesi nin t&uuml;m&uuml;nde 2012 yılı i&ccedil;in 0,4 puanlık bir daralmanın &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kaydetti. Başbakan Yardımcısı, 2013 te ise Euro B&ouml;lgesi nin yalnızca 0,2 oranında b&uuml;y&uuml;yebileceğinin beklendiğini ifade etti. - Gelişmekte olan &uuml;lkelerde de b&uuml;y&uuml;me tahminleri aşağı doğru revize edildi -Sadece gelişmiş &uuml;lkelerde değil, gelişmekte olan &uuml;lkelerde de b&uuml;y&uuml;me tahminlerinin aşağı doğru revize edildiğini dile getiren Babacan, Gelişmekte olan &uuml;lkelerin ortalamasına bakacak olursak; ge&ccedil;en yıl, 2012 de y&uuml;zde 6,1 lik bir b&uuml;y&uuml;me &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yordu. Bug&uuml;n i&ccedil;inde bulunduğumuz durum itibariyle sadece y&uuml;zde 5,3 l&uuml;k bir b&uuml;y&uuml;me &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Buna &Ccedil;in, Hindistan gibi &uuml;lkeler de dahil. Gelecek sene i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;me beklentileri de y&uuml;zde 6,5 ten y&uuml;zde 5,6 ya aşağı doğru yaklaşık 1 puan revize edilmiş durumda diye konuştu. D&uuml;nya ticaretine de değinen Babacan, ticaretin 2009 yılındaki sert daralmadan sonra 2010 yılında hızlı bir toparlama yaşadığını ancak 2011, 2012, 2013 derken d&uuml;nya ticaretinin artış hızının kriz &ouml;ncesi d&ouml;nemlere g&ouml;re daha d&uuml;ş&uuml;k seyrettiğini anlattı. - İşsizlik oranlarında da olumsuz bir tablo g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor -İşsizlik oranlarında da olumsuz bir tablonun g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;ne dikkati &ccedil;eken Babacan, Avro B&ouml;lgesi nde işsizlik oranlarının artmaya devam ettiğini, 2013 e ilişkin en son tahminin, işsizlik oranının artmaya devam ederek y&uuml;zde 11,5 e ulaşacağı y&ouml;n&uuml;nde olduğunu kaydetti. Babacan, ABD deki işsizlik oranlarında ise 2011 ve 2012 yıllarında bir toparlanma g&ouml;r&uuml;lse de bu toparlanmanın artık yavaşlamasının beklendiğini ifade etti. -Kamu bor&ccedil; stoku, gelişmiş ekonomilerin en b&uuml;y&uuml;k problemlerinden biri - Kamu bor&ccedil; stokunun, gelişmiş ekonomilerin en b&uuml;y&uuml;k problemlerinden biri olduğunu vurgulayan Babacan, ABD nin kamu bor&ccedil; stokunun milli gelire oranı 2007 yılında y&uuml;zde 67 iken, gelecek yıl y&uuml;zde 111 e &ccedil;ıkmasının beklendiğini ifade etti. Bu kadar kısa bir zamanda bu kadar y&uuml;ksek bir artış, ger&ccedil;ekten dikkatle izlenmesi gereken bir durum diyen Babacan, Avro B&ouml;lgesi nde kamu borcunun Gayri Safi Yurti&ccedil;i Hasıla ya oranının da alınmış veya alınacak b&uuml;t&uuml;n tedbirlere rağmen artmaya devam ettiğini s&ouml;yledi. - Petrol fiyatlarının yaklaşık 110 dolar seviyesinde seyredeceğini varsaydık -Babacan, petrol fiyatlarının ise y&uuml;ksek ve dalgalı seyrettiğine işaret ederek, Biz, OVP d&ouml;neminde petrol fiyatlarının yaklaşık 110 dolar seviyesinde seyredeceğini varsaydık. Bu, aynı zamanda uluslararası kuruluşların beklentileriyle yakın ama daha &ccedil;ok da bizim petrol tedarik ettiğimiz &uuml;lkelerin arz durumunu ve bizim talep kompozisyonumuzu dikkate alan bir değerlendirme diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl sonunda ekonominin b&uuml;y&uuml;me hızının y&uuml;zde 3,2 olarak ger&ccedil;ekleşmesini beklediklerini belirterek, 2013 yılındaki b&uuml;y&uuml;me hızının y&uuml;zde 4, 2014 ve 2015 yıllarındaki b&uuml;y&uuml;me hızlarının ise y&uuml;zde 5 seviyesine ulaşmasını hedeflediklerini bildirdi.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek le birlikte Başbakanlık Merkez Bina da d&uuml;zenlediği basın toplantısında, 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ı (OVP) a&ccedil;ıkladı. T&uuml;rkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmede bulunan Babacan, T&uuml;rkiye nin 2011 yılında kaydettiği y&uuml;zde 8,5 oranındaki Gayrisafi Yurti&ccedil;i Hasıla (GSYH) b&uuml;y&uuml;mesiyle d&uuml;nyadaki b&uuml;y&uuml;me hızı en y&uuml;ksek olan &uuml;lkeler arasında yerini aldığını belirtti. S&ouml;z konusu b&uuml;y&uuml;menin &ouml;zel t&uuml;ketim ve sabit sermaye yatırımı kaynaklı olduğunu anlatan Babacan, yurt i&ccedil;i talepteki canlanmanın &ouml;zellikle imalat sanayi, inşaat, ticaret ve ulaştırma sekt&ouml;rlerinde y&uuml;ksek katma değer artışlarını beraberinde getirdiğini kaydetti.Babacan, k&uuml;resel &ouml;l&ccedil;eklerdeki belirsizlikler ve cari işlemler a&ccedil;ığındaki artış karşısında aldıkları &ouml;nlemler sayesinde ekonomik faaliyetlerin &ouml;zellikle yılın son &ccedil;eyreğinden itibaren yavaşlama eğilimine girdiğini ifade ederek, s&ouml;z konusu yavaşlamanın bu yılın ilk yarısında da devam ettiğini belirtti. Son 1 yılda net mal ve hizmet ihracatının b&uuml;y&uuml;meye katkısının giderek artması sonucunda i&ccedil; talebin, b&uuml;y&uuml;me &uuml;zerindeki olumsuz etkisinin sınırlı kaldığını vurgulayan Babacan, bu yılın son &ccedil;eyreğinde ise net mal ve hizmet ihracatının b&uuml;y&uuml;meye katkısının azalmasını ve i&ccedil; talebin ise nispi olarak toparlanmasını &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini s&ouml;yledi.T&uuml;rkiye ekonomisinin bir dengeleme s&uuml;reci yaşadığına işaret eden Babacan, bu dengelemenin dış talebin net ihracatın daha &ouml;n plana &ccedil;ıktığı ama i&ccedil; t&uuml;ketimin biraz daha geri planda kaldığı bir b&uuml;y&uuml;me kompozisyonuna ulaşması şeklinde olduğunu ifade etti. Bunda dış konjonkt&uuml;r&uuml;n de &ouml;nemli etkisi bulunduğuna dikkati &ccedil;eken Babacan, bu d&ouml;nemde AB ye olan ihracatta ciddi d&uuml;ş&uuml;şler olduğunu unutmamak gerektiğinin altını &ccedil;izdi. Diğer b&ouml;lgelerde sağlanan ihracat artışıyla dengeyi sağladıklarını belirten Babacan, net ihracatın b&uuml;y&uuml;meye olumlu etkisinin şu ana kadar devam ettiğini vurguladı. Babacan, işsizlik rakamlarının kriz &ouml;ncesi seviyelerin de altına indiğini, şu anda ilk kez OECD ortalamaların altında yer aldığını s&ouml;yledi.-Yeni ekonomik hedefler-Babacan, yeni OVP nin temel amacının, k&uuml;resel ekonomide devam eden sorunlara rağmen b&uuml;y&uuml;meyi potansiyel seviyesine &ccedil;ıkarmak ve istihdamı artırmak, enflasyonla m&uuml;cadeleye devam etmek, cari işlemler a&ccedil;ığındaki d&uuml;ş&uuml;ş eğilimini s&uuml;rd&uuml;rmek, yurt i&ccedil;i tasarrufları artırmak ve bunların sonucunda makroekonomik ve finansal istikrarı g&uuml;&ccedil;lendirmek olduğunu s&ouml;yledi.Bu yılın son &ccedil;eyreğinde net mal ve hizmet ihracatının b&uuml;y&uuml;meye katkısının azalması, i&ccedil; talebin nispi olarak toparlanmasını &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini belirten Babacan, Bu kompozisyondaki değişiklik ve beklenen trendler sonucu 2012 yılının b&uuml;y&uuml;mesinin y&uuml;zde 3,2 civarında olacağını beklemekteyiz dedi. AB &uuml;lkeleri başta olmak &uuml;zere dış pazarlardaki talep yetersizliği sebebiyle 2013 yılında GSYH deki b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 4 olmasını &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini belirten Babacan, 2014 ve 2015 yıllarında ise b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 5 seviyesine ulaşmasını hedeflediklerini bildirdi.- İşsizlik d&uuml;şmeye devam edecek -Program d&ouml;neminde ekonomik b&uuml;y&uuml;meyle beraber tarım dışı istihdamda 1 milyon 600 bin ilave istihdam oluşmasını beklediklerini dile getiren Babacan, ş&ouml;yle devam etti: Yani 2013, 2014, 2015 yıllarında, b&uuml;y&uuml;meyi y&uuml;zde 4, 5 ve 5 &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z yıllarda, toplam tarım hari&ccedil; 1 milyon 600 bin istihdam oluşmasını bekliyoruz. Toplam istihdam da yine benzer bir rakam olarak ger&ccedil;ekleşecek. D&ouml;nem sonunda iş g&uuml;c&uuml;ne katılma oranın y&uuml;zde 49,8, istihdam oranının y&uuml;zde 45,5 olmasını, işsizlik oranının ise y&uuml;zde 8,7 ye d&uuml;şmesini bekliyoruz. Yani işsizlik oranında tedrici bir d&uuml;ş&uuml;ş, istihdamda da nispeten g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir artışı &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki 3 yılda g&ouml;receğimizi &ouml;ng&ouml;rmekteyiz.Enflasyona bakacak olursak bu yıl sonunda T&Uuml;FE yıllık artış hızının y&uuml;zde 7,4 olmasını bekliyoruz. Tabii ki bu bir tahmin. Her ay yeni veri geldik&ccedil;e bu tahminlerde aşağı ve yukarı y&ouml;nde oynamalar yapılabiliyor. Bu yılı y&uuml;zde 7,4 olarak &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Toplam talep koşullarının enflasyona d&uuml;ş&uuml;ş y&ouml;n&uuml;nde yaptığı katkının program d&ouml;neminde devam edeceği ve emtia fiyatlarındaki eğilimin aşağı y&ouml;nl&uuml; olacağını &ouml;ng&ouml;rmekteyiz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede baktığımızda gelecek yıl 2013 yılı i&ccedil;in enflasyonun y&uuml;zde 5,3 e d&uuml;şeceğini, 2014 ve 2015 te y&uuml;zde 5 ve 5 olan hedefimiz &ccedil;er&ccedil;evesinde ger&ccedil;ekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Buradaki varsayımımız petrol fiyatlarının 110 dolar civarında seyretmesi. Babacan, 2011 yılında cari a&ccedil;ığın y&uuml;zde 10 civarında ger&ccedil;ekleştiğini hatırlatarak, 2012 sonunda cari işlemler a&ccedil;ığının y&uuml;zde 7,3 e d&uuml;şeceğini tahmin ettiklerini bildirdi. Babacan, program d&ouml;nemi boyunca da bu d&uuml;ş&uuml;ş trendinin devam edeceğini &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini belirtti. Alınan tedbirlere bağlı olarak yurt i&ccedil;i talepte olan azalma ve aynı zamanda net ihracattaki artışın da cari a&ccedil;ığın d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;ne &ouml;nemli katkı sağladığına işaret eden Babacan, program d&ouml;neminde yurt i&ccedil;i tasarrufların artırılmasının, ekonominin &uuml;retim yapısının ithalata olan y&uuml;ksek bağımlılığını azaltmaya y&ouml;nelik politikaların da devam etmesini hedeflediklerini s&ouml;yledi. Babacan, program d&ouml;nemi sonunda, 2015 te y&uuml;zde 6,5 lik bir cari a&ccedil;ıkla d&ouml;nemi tamamlamayı &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini kaydetti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kişi başına d&uuml;şen milli gelirin bu yıl 10 bin 673 dolar civarında olmasını beklediklerini, bu rakamın gelecek yıl 11 bin 318 dolar, program d&ouml;neminde ise 12 bin 859 dolara y&uuml;kselmesini &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini bildirdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek le birlikte Başbakanlık Merkez Bina da d&uuml;zenlediği basın toplantısıyla 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ı (OVP) a&ccedil;ıkladı. Bu yıl merkezi y&ouml;netim b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığının gayri safi yurt i&ccedil;i hasılamıza oranın y&uuml;zde 2,3 olmasını beklediklerini bildiren Babacan, OVP ye g&ouml;re 2013, 2014 ve 2015 yılları i&ccedil;in &ouml;ng&ouml;rd&uuml;kleri b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığı hedeflerinin sırasıyla y&uuml;zde 2,2, y&uuml;zde 2 ve y&uuml;zde 1,8 olduğunu, b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığındaki tedrici d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde ger&ccedil;ekleşmesini beklediklerini s&ouml;yledi.Program tanımlı toplam kamunun faiz dışı dengesine baktıklarında, 2012 yılı sonu itibariyle y&uuml;zde 0,5 lik bir faiz dışı fazlaya ulaşmayı hedeflediklerini ifade eden Babacan, faiz dışı dengenin 2013 yılında GSYH nin y&uuml;zde 1,1 ine ulaşmasını &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini anlattı.Aldıkları tedbirler sayesinde kamu bor&ccedil; stoku ile ilgili iyileşme trendinin devam ettiğini belirten Babacan, ş&ouml;yle konuştu: B&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığımızın kontrol altında seyrediyor olması, kamu bor&ccedil; stokumuzun d&uuml;şmeye devam etmesini sağlamakta. Bu yıl sonu itibariyle AB tanımlı kamu bor&ccedil; stokumuzun milli gelire oran olarak y&uuml;zde 36,5 e d&uuml;şmesini &ouml;ng&ouml;rmekteyiz. Ge&ccedil;en yıl 39,2 d&uuml;zeyinde bulunuyordu. 2013 yılında y&uuml;zde 35, 2014 te y&uuml;zde 33, 2015 te de y&uuml;zde 31 lik bir rasyo &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Gelişmekte ve gelişmiş &uuml;lkelere bakıldığında b&uuml;t&uuml;n &uuml;lkelerde kamu bor&ccedil; stoku b&uuml;y&uuml;yen bir problem olmaya devam ederken &ccedil;ok ş&uuml;k&uuml;r &uuml;lkemizde d&uuml;ş&uuml;ş trendi devam etmekte ve &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki yıllarda da bunun devam etmesini &ouml;ng&ouml;rmekteyiz. Kriz d&ouml;neminde T&uuml;rkiye yi Avrupa &uuml;lkelerinden ayıran en &ouml;nemli unsurların bor&ccedil; stokunun d&uuml;ş&uuml;k olması, b&uuml;t&ccedil;e rakamlarının Avrupa &uuml;lkelerine g&ouml;re &ccedil;ok daha kontroll&uuml;, &ccedil;ok daha makul seyretmesi, bankacılık sisteminin zamanında reforme edilmiş olması olduğunu belirten Babacan, bug&uuml;n itibariyle geleceğe doğru baktıkların da yine aynı temel unsurların T&uuml;rkiye ekonomisini korumaya devam edeceğini kaydetti.- Ayağımızı yorganımıza g&ouml;re uzatacağız - &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemin yapısal reform ajandasına bakıldığında 70, 80 ayrı reform alanı &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini ifade eden Babacan, T&uuml;rkiye ekonomisiyle ilgili problemli alanların &ccedil;oğunun yapısal olduğunu, dolayısıyla o sorunların &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;n&uuml;n de yine yapısal reformlarda aranılması gerektiğini belirtti.T&uuml;rkiye de tasarruf bilincinini artırılmasına devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, Yani ayağımızı yorganımıza g&ouml;re uzatacağız. Devlet ayağını yorganına g&ouml;re uzatacak, şirketlerimiz ayağını yorganlarına g&ouml;re uzatacak, halkımız ayağını yorganına g&ouml;re uzatacak. Artık atas&ouml;z&uuml; olmuş bu tabiri yeniden sorgulamaya, yeniden değerlendirmeye gerek yok. &Uuml;lkemizde tasarruf bilincini artırmaya &ccedil;alışacağız diye konuştu.Kamu ve &ouml;zel kesimde israfın azaltılmasının temel hedefleri olması gerektiğini belirten Babacan, Yerinde ve gelirimizle orantılı harcamaya evet ama israfa hayır dedi.Ekonominin rekabet g&uuml;c&uuml;n&uuml; destekleyecek ve kayıtdışılığını azaltacak basit ve &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir vergi politikalarının da &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde &ouml;nemli olacağını anlatan Babacan, vergiye uyumun artırılması ve vergi tabanının genişletilmesine y&ouml;nelik &ccedil;alışmaların s&uuml;rd&uuml;r&uuml;leceğini kaydetti.- Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmamız gerekiyor -Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini anlatan Babacan, n&uuml;kleer enerji, yenilenebilir enerji ve k&ouml;m&uuml;r başta olmak &uuml;zere yerli kaynakların daha &ccedil;ok kullanılmasının ve enerjinin verimliliğinin &ouml;nemli olduğunu s&ouml;yledi.Babacan, s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir b&uuml;y&uuml;me, istihdam ve ihracat artışı ve ithalata bağımlılığın azaltılmasına hizmet edecek yerli ve uluslararası yatırımların desteklenmesine devam edeceklerini kaydetti.İş ortamının iyileştirilmesi, Ar-Ge ve yenilik&ccedil;iliğin geliştirilmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve T&uuml;rkiye nin y&uuml;ksek katma değer &uuml;retmesi gibi konulara ağırlık vermeye devam edeceklerini belirten Babacan, sanayi ve hizmetlerde y&uuml;ksek katma değerli &uuml;retim yapısına ge&ccedil;menin de &ouml;nemli olduğunu bildirdi.Babacan, kişi başına d&uuml;şen milli gelirin bu yıl 10 bin 673 dolar civarında olmasını beklediklerini, bu rakamın gelecek yıl 11 bin 318 dolar, program d&ouml;neminde ise 12 bin 859 dolara y&uuml;kselmesini &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini belirtti.-İhracatta pazar &ccedil;eşitliliği-İhracatta pazar &ccedil;eşitliliği ve finansmana erişimin artırılmasının da &ouml;nemli olmaya devam edeceğini vurgulayan Babacan, T&uuml;rkiye, şu anda kimsenin adını duymadığı &uuml;lkelere artık ihracat yapar hale geldi. T&uuml;rkiye ve yeni ihra&ccedil; pazarlarımızda &ccedil;ok g&uuml;zel bir performans var. Bug&uuml;n THY 93 &uuml;lkeye u&ccedil;uyor. D&uuml;nyada başka hi&ccedil;bir havayolu bu kadar &ccedil;ok &uuml;lke u&ccedil;uşu yapmıyor. Bu da aslında bizim ekonomik hinterlandımızın, ihracatımızın, yatırım network&uuml;m&uuml;z&uuml;n ne kadar &ccedil;ok sayıda &uuml;lkeye genişlediğini g&ouml;steren belki en &ouml;nemli g&ouml;stergelerden bir tanesi değerlendirmesinde bulundu.İşg&uuml;c&uuml; piyasasındaki katılıkları azaltmak amacıyla sosyal taraflarla istişare i&ccedil;inde d&uuml;zenlemeler yapmaya devam edeceklerini belirten Babacan, ş&ouml;yle devam etti: Hem &ccedil;alışan hem de işveren kesiminin sorunlarını ve &ouml;nerilerini dikkate alarak ve m&uuml;mk&uuml;n olduğunca bir mutabakat anlayışı i&ccedil;erisinde adımlar atmaya devam edeceğiz. Sosyal yardımlar ve istihdam politikaları arasındaki ilişkinin g&uuml;&ccedil;lenmesi gerekiyor. Bu da &ouml;nceliklerimizden bir tanesi olacak. Eğitim sisteminin geliştirilmesi ve eğitimin işg&uuml;c&uuml; talebine duyarlılığının artırılması da en &ouml;nemli konularımızdan bir tanesi olacak. Biz T&uuml;rkiye de fert fert daha fazla katma değer &uuml;retmedik&ccedil;e dış dengemizin, cari a&ccedil;ığımızın sıfırlanması pek m&uuml;mk&uuml;n olamayacak. Eğitime b&uuml;y&uuml;k ağırlık vermemiz gerekecek. Yine adalet sistemi, yargı reformu... T&uuml;rkiye nin g&uuml;venilir, &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir, tutarlı, hızlı &ccedil;alışan bir yargı sistemine şiddetle ihtiyacı var. Bu hem yatırım ortamımız a&ccedil;ısından, hem de T&uuml;rkiye nin ger&ccedil;ek anlamda bir hukuk devleti olması a&ccedil;ısından son derece &ouml;nemli. -Orta Vadeli Program Resmi Gazete de yayımlandı- Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ın birlikte a&ccedil;ıkladığı, 2013-2015 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), Resmi Gazete de yayımlandı. Temel amacı, k&uuml;resel ekonomide devam eden sorunlara rağmen b&uuml;y&uuml;meyi potansiyel seviyesine &ccedil;ıkarmak, istihdamı artırmak, kamu dengelerini iyileştirmek, enflasyonla m&uuml;cadeleye devam etmek, cari işlemler a&ccedil;ığındaki d&uuml;ş&uuml;ş eğilimini s&uuml;rd&uuml;rmek, yurti&ccedil;i tasarrufları artırmak ve bunların sonucunda makroekonomik istikrarı g&uuml;&ccedil;lendirmek olarak belirlenen OVP d&ouml;neminde maliye, para ve gelirler politikaları ile makro ihtiyati d&uuml;zenlemeler g&uuml;ven, istikrar ve &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilirliği g&uuml;&ccedil;lendirecek ve ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artıracak bir &ccedil;er&ccedil;evede uygulanacak. Makro tedbirlerin yanı sıra cari a&ccedil;ığın orta ve uzun vadede kalıcı olarak d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesi i&ccedil;in yapısal reformlara ve sekt&ouml;rel bazda tedbirlerin alınmasına devam edilecek. İstihdamı artırmak i&ccedil;in istikrarlı b&uuml;y&uuml;me ortamını sağlayacak politikaların yanı sıra işg&uuml;c&uuml;n&uuml;n niteliğini, işg&uuml;c&uuml; piyasasının esnekliğini ve işg&uuml;c&uuml;ne katılımı artıracak politikalara ağırlık verilecek. &Ouml;te yandan, ekonominin rekabet g&uuml;c&uuml;, kamu harcamalarında etkinlik, iyi y&ouml;netişim, eğitim sistemi, yargı sistemi, vergi sistemi, kayıtdışılık, yerel y&ouml;netimler, b&ouml;lgesel gelişme ve s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir kalkınma alanlarındaki yapısal d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&uuml;n devam ettirilmesi ve kentsel d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&uuml;n ger&ccedil;ekleştirilmesi, programın temel &ouml;ncelikleri arasında yerini aldı. OVP de b&uuml;y&uuml;meden istihdama, kamu maliyesine, &ouml;demeler dengesine ve enflasyona kadar hedefler ş&ouml;yle belirlendi: -B&uuml;y&uuml;me- Programın makroekonomik &ccedil;er&ccedil;evesi oluşturulurken; d&ouml;nem i&ccedil;erisinde k&uuml;resel b&uuml;y&uuml;menin tedrici olarak artacağı, T&uuml;rkiye nin ticaret ortaklarının ise daha ılımlı b&uuml;y&uuml;yeceği, y&uuml;kselen piyasa ekonomilerine sermaye girişinin devam edeceği, T&uuml;rkiye nin ithalat ve ihracat fiyatlarının yatay bir seyir izleyeceği varsayıldı. Programda, AB &uuml;lkeleri başta olmak &uuml;zere dış pazarlardaki talep belirsizliği nedeniyle 2013 yılında GSYH b&uuml;y&uuml;mesi y&uuml;zde 4 olarak &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. 2014 ve 2015 yıllarında ise b&uuml;y&uuml;menin potansiyel seviyesine yakınsayarak y&uuml;zde 5 seviyesinde ger&ccedil;ekleşmesi hedef alındı. Bu d&ouml;nemde b&uuml;y&uuml;meye dış talebin katkısının sınırlı kalması, b&uuml;y&uuml;menin esas itibarıyla yurti&ccedil;i talep kaynaklı olması &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. -T&uuml;ketim harcamaları da yurti&ccedil;i tasarruflar da artacak- Program d&ouml;neminde, reel olarak yıllık ortalamada, &ouml;zel t&uuml;ketim harcamalarının y&uuml;zde 4, &ouml;zel sabit sermaye yatırımlarının y&uuml;zde 7, kamu t&uuml;ketim harcamalarının y&uuml;zde 3,4, kamu sabit sermaye yatırımlarının ise y&uuml;zde 4,3 oranında artması &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. Son yıllarda &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de d&uuml;şen yurti&ccedil;i tasarrufların d&ouml;nem boyunca artarak, program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 16,7 ye ulaşmasının beklendiği programda, bu gelişmede &ouml;zel kesim tasarruflarındaki artışın belirleyici olacağı kaydedildi. -Toplam istihdam artışı 1,5 milyon kişi olacak- Program d&ouml;nemi boyunca hem kamuda hem de &ouml;zel kesimde tasarruf yatırım a&ccedil;ığı oluşması &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. S&ouml;z konusu d&ouml;nemde ekonomik b&uuml;y&uuml;meyle birlikte tarım dışında 1,6 milyon kişi ilave istihdamın yaratılması beklenirken, tarım istihdamında beklenen sınırlı gerilemenin etkisiyle toplam istihdam artışının 1,5 milyon kişi olacağı tahmin edildi. D&ouml;nem sonunda işg&uuml;c&uuml;ne katılma oranının y&uuml;zde 49,8, istihdam oranının y&uuml;zde 45,5, işsizlik oranının ise y&uuml;zde 8,7 olması beklendi. -Genel devlet harcama ve gelirleri son d&ouml;nemde ulaştığı seviyelerde seyredecek- 2012 yılı sonunda y&uuml;zde 1,7 olacağı tahmin edilen kamu kesimi a&ccedil;ığının GSYH ya oranının OVP d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 0,9 a gerilemesi, aynı şekilde, 2015 yılı genel devlet a&ccedil;ığının GSYH ya oranının da 2012 yılında ger&ccedil;ekleşmesi beklenen y&uuml;zde 1,6 seviyesinden y&uuml;zde 0,9 a d&uuml;şmesi hedeflendi. Programda, GSYH ya oran olarak, genel devlet harcama ve gelirlerinin son d&ouml;nemde ulaştığı seviyelerde seyretmesi beklendi. -Bor&ccedil; stokunun GSYH ya oranı d&uuml;şecek- 2012 yılında y&uuml;zde 27,2 olarak ger&ccedil;ekleşeceği tahmin edilen sosyal g&uuml;venlik primleri dahil vergi y&uuml;k&uuml;n&uuml;n (vergi red ve iadeleri hari&ccedil;) GSYH ya oranının, 2013 yılında y&uuml;zde 28,2 olarak ger&ccedil;ekleşeceği ve Program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 27,5 seviyesine gerileyeceği &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. GSYH ya oran olarak, 2011 yılında y&uuml;zde 39,2 d&uuml;zeyinde ger&ccedil;ekleşen AB tanımlı genel y&ouml;netim nominal bor&ccedil; stokunun 2012 yılında y&uuml;zde 36,5 d&uuml;zeyine gerilemesi beklenirken, s&ouml;z konusu oranın d&uuml;zenli bir azalma eğilimi g&ouml;stererek Program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 31 d&uuml;zeyinde ger&ccedil;ekleşmesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. -Yıllık ortalamada ihracat y&uuml;zde 5,7, ithalat y&uuml;zde 5,4 artacak- Program d&ouml;neminde T&uuml;rkiye nin ticaret ortaklarının b&uuml;y&uuml;mesinin ılımlı seyredeceği, ihracatta pazar ve &uuml;r&uuml;n &ccedil;eşitlenmesinin artacağı tahmin edilirken, ihracat ve yakıt dışı ithalat fiyatlarının birbirine yakın seviyelerde ve d&uuml;ş&uuml;k oranda artacağı, b&ouml;ylece dış ticaret hadlerinde kayda değer bir değişim olmayacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, Program d&ouml;neminde yıllık ortalamada reel olarak ihracatın y&uuml;zde 5,7, ithalatın ise y&uuml;zde 5,4 oranında artacağı tahmin edildi. -Cari a&ccedil;ık d&uuml;şecek- D&ouml;nem boyunca parasal olmayan altın ihracat ve ithalatının ge&ccedil;miş yıllar seviyesine d&ouml;nmesi beklenirken, 2012 yılı sonunda 59,1 milyar dolar olacağı tahmin edilen yakıt ithalatının, b&uuml;y&uuml;me performansı ve petrol fiyatlarındaki beklentilere g&ouml;re d&ouml;nem sonunda 65,4 milyar dolar olarak ger&ccedil;ekleşmesi tahmin edildi. 2012 yılında turizm gelirlerinin beklenen seviyenin biraz altında kalacağı, program d&ouml;neminde ise turizm gelirlerinin ortalama y&uuml;zde 6,5 oranında artacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;. Bu arada, Program d&ouml;neminde yurti&ccedil;i tasarrufları artırmaya ve ekonominin &uuml;retim yapısının ithalata olan y&uuml;ksek bağımlılığını azaltmaya y&ouml;nelik politikaların da katkısıyla, 2012 yılı sonunda y&uuml;zde 7,3 olarak ger&ccedil;ekleşmesi beklenen cari işlemler a&ccedil;ığının GSYH ya oranının d&ouml;nem sonunda y&uuml;zde 6,5 e inmesi hedeflendi. -Enflasyon- Toplam talep koşullarının enflasyona d&uuml;ş&uuml;ş y&ouml;n&uuml;nde yaptığı katkının Program d&ouml;neminde devam edeceği ve emtia fiyatlarının istikrarlı seyredeceği &ouml;ng&ouml;r&uuml;len programda, gıda enflasyonunun y&uuml;zde 7 civarında dalgalanacağı ve Brent tipi ham petrol fiyatlarının 110 dolar seviyesinde kalacağı beklentisine yer verildi. Programda, bu &ccedil;er&ccedil;evede T&Uuml;FE yıllık artış hızının y&uuml;zde 5 seviyesine ineceği tahmin edildi.

Babacan: 2012'de % 3.2 büyüme bekliyoruz

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Orta Vadeli Program'ı açıklıyor

Öne Çıkanlar