Orta Vadeli Program Resmi Gazete'de

Orta Vadeli Program (2014-2016) ile Orta Vadeli Mali Plan (2014-2016) Resmi Gazete de yayımlandı.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ın, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek le Başbakanlık yeni binada d&uuml;zenlediği basın toplantısıyla a&ccedil;ıkladığı 2014-2016 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ile Orta Vadeli Mali Plan, Resmi Gazete nin bug&uuml;nk&uuml; m&uuml;kerrer sayısında yayımlandı.S&ouml;z konusu m&uuml;kerrer sayıda, Bankacılık D&uuml;zenleme ve Denetleme Kurumu nun banka kartları, kredi kartları, krediler ve bankaların sermaye yeterliliğine ilişkin d&uuml;zenlemeleri de yer aldı.&Ouml;te yandan, 2014-2016 D&ouml;nemi B&uuml;t&ccedil;e &Ccedil;ağrısı ve Eki B&uuml;t&ccedil;e Hazırlama Rehberi ile 2014-2016 D&ouml;nemi Yatırım Programı Hazırlıkları ile ilgili Kalkınma Bakanlığı Genelgesi de Resmi Gazete nin m&uuml;kerrer sayısında yayımlandı.Orta Vadeli Program da, ABD Merkez Bankasının kısa vadede parasal genişlemeden nasıl bir &ccedil;ıkış stratejisi izleyeceğinin, orta ve uzun vadede ise faiz artırma s&uuml;recine nasıl ge&ccedil;ileceğinin, k&uuml;resel likidite koşulları ve sermaye akımları &uuml;zerinde belirleyici olacağı belirtildi.OVP nin, d&uuml;nya ekonomisindeki gelişmelerin değerlendirildiği b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde, 2013 yılı ilk yarısına ilişkin verilerin, ABD ekonomisinde toparlanma eğiliminin devam ettiğine işaret ettiğini, ancak ciddi bir mali konsolidasyon ihtiyacının da s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; bildirildi. IMF nin, 2013 ve 2014 yılları i&ccedil;in ABD b&uuml;y&uuml;mesi sırasıyla y&uuml;zde 1,6 ve y&uuml;zde 2,6 olarak ger&ccedil;ekleşmesini tahmin ettiğine yer verilen OVP de, IMF değerlendirmesine g&ouml;re, ABD Merkez Bankasının niceliksel gevşeme politikalarının d&uuml;nya hasılasını y&uuml;zde 1 in &uuml;zerinde artırdığına işaret edildi. Program da ş&ouml;yle devam edildi: Genişlemeci para politikaları k&uuml;resel krizin daha da derinleşmesini engellemiş, finansal piyasalarda dalgalanmayı azaltmış ve ekonomik aktivitenin canlanmasına katkı sağlamıştır. B&ouml;ylece politika yapıcılara yapısal reformların uygulanması i&ccedil;in zaman ve manevra alanı yaratılmıştır. Ancak, bu politikalar ABD Merkez Bankasının bilan&ccedil;osunun aşırı b&uuml;y&uuml;mesine yol a&ccedil;mış ve ABD de ekonomik canlanmanın başlamasıyla birlikte bu politikalardan &ccedil;ıkış g&uuml;ndeme gelmiştir.22 Mayıs 2013 te ABD Merkez Bankası, ekonomide istikrarlı bir b&uuml;y&uuml;me g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda tahvil alımlarını azaltacağını a&ccedil;ıklamıştır, ancak genişlemeci para politikalarına, işsizlik oranı y&uuml;zde 6,5 seviyesine d&uuml;ş&uuml;nceye kadar ve enflasyon oranı ve beklentileri y&uuml;zde 2,5 seviyesini aşmadığı s&uuml;rece devam edileceği belirtilmiştir. ABD Merkez Bankasının 22 Mayıs ve 19 Haziran 2013 tarihindeki a&ccedil;ıklamaları piyasalar tarafından genişlemeci para politikasından &ccedil;ıkış sinyali olarak algılanmıştır. Bu s&uuml;re&ccedil;te, gelişmekte olan ekonomilerden sermaye &ccedil;ıkışları yaşanmış, bu &uuml;lkelerde tahvil faiz oranları artmış, borsalar ve ulusal para birimleri değer kaybetmiştir. OVP de, 2012 yılında y&uuml;zde 0,6 oranında daralan Avro B&ouml;lgesindeki zayıf ekonomik g&ouml;r&uuml;n&uuml;m devam ettiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: Avro B&ouml;lgesinde y&uuml;ksek kamu bor&ccedil;ları, zayıf bankacılık ve d&uuml;ş&uuml;k b&uuml;y&uuml;me arasındaki negatif geri besleme mekanizması kırılamamıştır. Mali konsolidasyon, d&uuml;ş&uuml;k b&uuml;y&uuml;me, erişilemeyen mali hedefler ve daha fazla mali konsolidasyon kısır d&ouml;ng&uuml;s&uuml;ne girilmiştir. Karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinde yaşanan gecikmeler ve parasal birliğin geleceğine y&ouml;nelik belirsizlikler, B&ouml;lgede yatırımları ve b&uuml;y&uuml;meyi olumsuz etkilemiştir. Avro B&ouml;lgesi b&uuml;y&uuml;me tahminleri de aşağı y&ouml;nl&uuml; revize edilmektedir. 2013 yılının ikinci &ccedil;eyreğinde ilk &ccedil;eyreğe g&ouml;re y&uuml;zde 0,3 oranında b&uuml;y&uuml;me ger&ccedil;ekleşmiştir. Buna rağmen yılın tamamında Avro B&ouml;lgesinin y&uuml;zde 0,4 oranında daralması beklenmektedir.Bu yıl i&ccedil;inde başlayan toparlanma eğiliminin devam ederek, 2014 yılında Avro b&ouml;lgesinde b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 1 oranında olacağı tahmin edilmektedir. &Ccedil;in ekonomisindeki yapısal sorunların yavaşlamayı belirginleştirmesi, b&ouml;lgesel ve k&uuml;resel d&uuml;zeyde ekonomik b&uuml;y&uuml;meyi olumsuz etkileyebileceği bildirilen Program da, &Ccedil;in in 2013 yılında y&uuml;zde 7,6 ve 2014 yılında y&uuml;zde 7,3 oranında b&uuml;y&uuml;mesinin beklendiği belirtildi.K&uuml;resel ekonomik aktivite, ABD ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerde kaydedilen ılımlı iyileşmeye rağmen, 2013 yılının ilk yarısında zayıf seyrettiği ifade edilen OVP de, ş&ouml;yle devam edildi: S&ouml;z konusu seyirde Avro B&ouml;lgesindeki zayıf ekonomik aktivite ve başta &Ccedil;in olmak &uuml;zere gelişmekte olan &uuml;lkelerde b&uuml;y&uuml;menin yavaşlaması belirleyici olmuştur.D&uuml;nya ekonomisinde yaşanan bu gelişmeler ve ABD Merkez Bankası a&ccedil;ıklamalarının ardından gelişmekte olan &uuml;lkelerde yaşanan finansal dalgalanma sonrasında uluslararası kuruluşlar b&uuml;y&uuml;me tahminlerini aşağı y&ouml;nl&uuml; revize etmişlerdir.- 2015 te y&uuml;zde 4,4, 2016 da y&uuml;zde 4,5 b&uuml;y&uuml;me bekleniyor-2012 yılı Ekim ayında d&uuml;nya b&uuml;y&uuml;mesini 2013 ve 2014 yılları i&ccedil;in sırasıyla y&uuml;zde 3,6 ve y&uuml;zde 4,1 olarak tahmin eden IMF, 2013 yılı Ekim ayında bu tahminlerini 2013 yılı i&ccedil;in y&uuml;zde 2,9 ve 2014 yılı i&ccedil;in y&uuml;zde 3,6 seviyesine indirdiğine yer verilen Program da, şunlar kaydedildi: 2015 ve 2016 yıllarında ekonomik g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n iyileşmesi ve b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 4,4 ve y&uuml;zde 4,5 olması beklenmektedir. Y&uuml;kselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerin 2013 yılı b&uuml;y&uuml;me tahmini y&uuml;zde 5,6 dan y&uuml;zde 4,5 e, 2014 yılı b&uuml;y&uuml;me tahmini ise y&uuml;zde 5,9 dan y&uuml;zde 5,1 e revize edilmiştir. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, 2012 yılında y&uuml;zde 2,7 olarak kaydedilen d&uuml;nya ticaret hacmi artışı 2013 yılında y&uuml;zde 2,9, 2014 yılında y&uuml;zde 4,9 olarak tahmin edilmektedir. - İşsizlik oranları-Ekonomik b&uuml;y&uuml;menin istenilen seviyelerde olmaması nedeniyle yeterli istihdam yaratılamaması, y&uuml;ksek oranlı gen&ccedil; işsizliği, işsizlerin yetenek kaybının bir&ccedil;ok &uuml;lke i&ccedil;in temel sorun alanları olmaya devam ettiği vurgulanan OVP de, şu ifadelere yer verildi: 2013 yılına ilişkin beklenen zayıf ekonomik aktivite nedeniyle işsizlik oranlarında k&uuml;resel d&uuml;zeyde belirgin bir iyileşme beklenmemektedir. Bununla birlikte, ABD de iyileşen ekonomik g&ouml;r&uuml;n&uuml;m işsizlik rakamlarında iyileşmeye işaret etmektedir. Ancak bu gelişmede işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranlarındaki d&uuml;ş&uuml;ş de etkili olmuştur. 2013 yılında işsizlik oranlarının, ABD de y&uuml;zde 7,6 ya gerilemesi, Avro B&ouml;lgesinde ise y&uuml;zde 12,3 e y&uuml;kselmesi beklenmektedir. 2014 yılında ise bu oranların sırasıyla y&uuml;zde 7,4 ve y&uuml;zde 12,2 olacağı tahmin edilmektedir. Program da, gelişmiş &uuml;lkelerde uygulanan genişletici para politikalarına rağmen, k&uuml;resel &ouml;l&ccedil;ekte ciddi bir enflasyonist baskı hissedilmediği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: 2011 yılında y&uuml;zde 11,1 oranında artan d&uuml;nya mal ve hizmet ticareti fiyatları, d&uuml;ş&uuml;k ekonomik aktivite ve zayıf k&uuml;resel talep nedeniyle 2012 yılında y&uuml;zde 1,8 oranında azalmıştır. 2011 yılında y&uuml;zde 4,9 oranında artan d&uuml;nya t&uuml;ketici fiyatları, 2012 yılında y&uuml;zde 3,9 oranında artmıştır. Bu d&ouml;nemde t&uuml;ketici enflasyonu gelişmiş ekonomilerde y&uuml;zde 2,7 den y&uuml;zde 2 ye, y&uuml;kselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde ise y&uuml;zde 7,1 den y&uuml;zde 6,1 e gerilemiştir. 2012 yılında k&uuml;resel d&uuml;zeyde y&uuml;zde 3,9 olarak ger&ccedil;ekleşen enflasyon oranının, 2013 ve 2014 yıllarında y&uuml;zde 3,8 olacağı tahmin edilmektedir. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde k&uuml;resel d&uuml;zeyde enflasyonist baskıların d&uuml;ş&uuml;k olacağı, ancak bazı gelişmekte olan &uuml;lkelerde enflasyonun y&uuml;kselebileceği &ouml;ng&ouml;r&uuml;lmektedir. - Petrol fiyatları-K&uuml;resel b&uuml;y&uuml;medeki zayıf g&ouml;r&uuml;n&uuml;m, başta enerji ve end&uuml;striyel metaller olmak &uuml;zere emtia fiyatları &uuml;zerinde belirleyici unsur olarak &ouml;ne &ccedil;ıktığına işaret edilen OVP de, 2012 yılında ortalama Brent petrol varil fiyatı 112 dolar olarak ger&ccedil;ekleştiği belirtildi. Program da, orta vadede petrol fiyatlarında d&uuml;ş&uuml;ş eğiliminin devam edeceği tahmin edilmekle birlikte jeopolitik belirsizliklerin ge&ccedil;ici fiyat artışlarına neden olabileceği bildirildi.Gelişmekte olan ekonomilere giden sermaye akımları dalgalı bir seyir izlediği, 2012 yılında yaklaşık 221 milyar dolar olarak ger&ccedil;ekleşen sermaye akımlarının 2013 yılında 405 milyar dolar ve 2014 yılında ise 363 milyar dolar civarında olması beklendiği belirtilen Program da, ş&ouml;yle devam edildi: K&uuml;resel d&uuml;zeyde gelişmiş &uuml;lkelerden kaynaklanan riskler azalmış olmakla birlikte, halen &ouml;nemini korumaktadır. Para politikalarına ilişkin yaşanan gelişmeler sonucu varlık fiyatlarında, para, finans ve d&ouml;viz piyasalarında yeniden dengelenme s&uuml;reci yaşanmaktadır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;neme ilişkin bazı riskler &ouml;ne &ccedil;ıkmaktadır.ABD Merkez Bankasının kısa vadede parasal genişlemeden nasıl bir &ccedil;ıkış stratejisi izleyeceği, orta ve uzun vadede ise faiz artırma s&uuml;recine nasıl ge&ccedil;ileceği k&uuml;resel likidite koşulları ve sermaye akımları &uuml;zerinde belirleyici olacaktır. Orta ve uzun vadede sermaye hareketlerinde iktisadi temellerin belirleyici olması beklense de kısa vadede gelişmiş &uuml;lkelerin para politikalarından kaynaklanan belirsizlikler finansal dalgalanmalara yol a&ccedil;abilecektir. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde k&uuml;resel likiditenin azalacak olması, yapısal sorunlara sahip gelişmekte olan &uuml;lkelerin piyasalarında oynaklığa yol a&ccedil;abilecek ve bu &uuml;lkelerin para birimleri &uuml;zerinde baskı oluşturabilecektir. - Parasal genişleme krizin derinleşmesini engelledi-Petrol fiyatlarında yaşanabilecek konjonkt&uuml;rel fiyat artışları enflasyonist baskıları artırabileceği ve enerji ithalat&ccedil;ısı &uuml;lkelerde cari a&ccedil;ık ve risk primleri &uuml;zerinde doğrudan ve dolaylı olumsuz etki yaratabileceği ifade edilen OVP de, ş&ouml;yle devam edildi: K&uuml;resel kriz s&uuml;resince uygulanan eşzamanlı parasal genişleme ve ekonomiyi canlandırma paketlerinin etkisiyle krizin daha da derinleşmesi engellenmiş, hem Avrupa da hem de ABD de yeniden derin bir krizin meydana gelmesi ve k&uuml;resel d&uuml;zeyde ikinci bir &ccedil;&ouml;k&uuml;ş riski azalmıştır. Bu s&uuml;re&ccedil;te gelişmiş &uuml;lkelerde g&uuml;ven g&ouml;stergeleri iyileşmiş, ılımlı bir toparlanma başlamış, Avro B&ouml;lgesinde sorunlu &uuml;lkelerin kamu finansman maliyetleri azalmış ve parasal aktarım mekanizmasındaki aksaklıklar kısmen aşılmıştır. Ayrıca, finansal koşullarda yaşanan iyileşme, d&uuml;ş&uuml;k faizler, artan k&uuml;resel likidite ve risk iştahı gelişmekte olan &uuml;lkelere giden kısa vadeli sermaye akımlarının artmasına neden olmuştur. Ancak, &ouml;zellikle 2012 yılının başına kadar y&uuml;ksek seyreden gelişmekte olan &uuml;lkelere y&ouml;nelen sermaye akımlarının azalması veya tersine d&ouml;nmesi bu &uuml;lkelerde kırılganlığı artırmıştır.Parasal genişlemenin sona erme s&uuml;recinin nasıl ve ne zaman başlayacağına y&ouml;nelik belirsizlik sonucunda, 2013 yılı ortasından itibaren gelişmekte olan &uuml;lkeleri etkileyen dalgalanma s&uuml;reci başlamış ve k&uuml;resel ekonomi yeni bir evreye girmiştir. - Yapısal reformlar s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmeli-K&uuml;resel belirsizliklerin arttığı ve dış finansman koşullarının giderek zorlaştığı konjonkt&uuml;rde T&uuml;rkiye ekonomisinin dayanıklılığının korunması a&ccedil;ısından son yıllarda uygulanan ihtiyatlı maliye politikalarının &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde de devam etmesinin kritik &ouml;nem taşıdığına vurgu yapılan Program da, şunlar kaydedildi: Mali disiplinin kalitesini artıracak, tasarruf a&ccedil;ığını azaltacak, kaynakların &uuml;retken alanlara y&ouml;nlendirilmesini sağlayacak, iş ve yatırım ortamını daha da geliştirecek, işg&uuml;c&uuml; piyasalarında esnekliği artıracak ve kayıtlı ekonomiye ge&ccedil;işi hızlandıracak yapısal reformların s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesi ekonomide istikrarı destekleyecektir. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ın birlikte a&ccedil;ıkladığı, 2014-2016 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program da (OVP) T&uuml;rkiye ekonomisine ilişkin son bilgiler, yıl sonu beklentileri ve uygulanacak politikalara yer verildi.Buna g&ouml;re, bu yıl ilk 6 aydaki y&uuml;zde 3,7 oranında b&uuml;y&uuml;menin ardından yılın ikinci yarısında, ilk yarıda olduğu gibi, nihai yurti&ccedil;i talebin b&uuml;y&uuml;meye olumlu katkısının, net ihracatın ise b&uuml;y&uuml;meye negatif katkısının devam etmesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Yılın &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; ve d&ouml;rd&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde sanayi &uuml;retiminin artış eğilimini koruması, b&uuml;y&uuml;meye hizmetler sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n y&uuml;ksek katkı vermeye devam etmesi bekleniyor. B&ouml;ylece, finansal g&ouml;stergelerdeki dalgalanmanın reel ekonomiye etkisinin sınırlı kalacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;s&uuml; altında, 2013 yılında b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 3,6 olacağı tahmin ediliyor.Bu yılın haziran ayı itibarıyla 570 bin kişi hizmetler sekt&ouml;r&uuml;nde (inşaat dahil) olmak &uuml;zere toplam istihdam son bir yılda 742 bin kişi artış kaydetti. Tarım dışında istihdam artışı ise 823 bin kişi olarak ger&ccedil;ekleşti. İstihdamdaki y&uuml;ksek artışa rağmen işsizlik oranındaki bu y&uuml;kselişte işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranının s&ouml;z konusu d&ouml;nemde 1,1 puan artması belirleyici oldu.Bu yıl altın ve enerji hari&ccedil; dış ticaret a&ccedil;ığının nominal olarak 2012 yılı seviyesinde kalması &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Buna rağmen net altın ticaretindeki bozulma nedeniyle bu yıl dış ticaret a&ccedil;ığının 98 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dış ticaret a&ccedil;ığındaki bu gelişmeler neticesinde cari işlemler a&ccedil;ığının Gayri Safi yurti&ccedil;i Hasılaya (GSYH) oranının, 2013 yılı sonunda y&uuml;zde 7,1 e y&uuml;kselmesi bekleniyor. Altın ticareti hari&ccedil; tutulduğunda ise cari a&ccedil;ığın GSYH ye oranının y&uuml;zde 6,8 den y&uuml;zde 6,1 e d&uuml;şeceği tahmin ediliyor.- Euro B&ouml;lgesi ndeki pozitif gelişmeler T&uuml;rkiye yi olumlu etkileyecek-Euro B&ouml;lgesi nin 2013 yılı ikinci &ccedil;eyreğinde durgunluktan &ccedil;ıkarak pozitif b&uuml;y&uuml;me ger&ccedil;ekleştirmesi T&uuml;rkiye ye y&ouml;nelik dış talep bakımından olumlu değerlendiriliyor. AB deki ılımlı toparlanmanın devam etmesi dış ticarete olumlu katkı sağlayacağı gibi, AB de beklenen b&uuml;y&uuml;menin ger&ccedil;ekleşmemesi ihracat &uuml;zerinde olumsuz etki oluşturabilecek. Bu &ccedil;er&ccedil;evede k&uuml;resel krizin T&uuml;rkiye nin ihracat performansı &uuml;zerindeki etkilerinin hafifletilmesinde b&uuml;y&uuml;k rol oynayan pazar &ccedil;eşitlendirmesi politikasına devam edilmesi &ouml;nemini koruyor.D&uuml;nya ticaret hacminde en b&uuml;y&uuml;k paya sahip olan Avrupa Birliği ve ABD arasında g&uuml;ndeme gelen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasının T&uuml;rkiye dış ticaretini olumlu y&ouml;nde etkilemesi y&ouml;n&uuml;nde &ccedil;alışmalara hız verilmesi &ouml;nemli bir g&uuml;ndem maddesi haline geldi.27 Eyl&uuml;l 2013 tarihi itibarıyla bireysel emeklilik sistemine (BES), 2012 yılı sonuna g&ouml;re 740 bin kişiyi aşan yeni katılım oldu ve aynı d&ouml;nemde fon b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ise 24,3 milyar lirayı aştı. Bireysel emeklilik sisteminin, 2013 yılındaki ivmesini s&uuml;rd&uuml;rmesiyle, orta vadede yurti&ccedil;i tasarrufların artırılmasında &ouml;nemli bir rol &uuml;stleneceği &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.- &Ouml;zel kesim tasarruf oranı gerileyecek-&Ouml;zel t&uuml;ketimdeki hızlı artış nedeniyle, GSYH ye oran olarak, &ouml;zel kesim tasarruf oranının 2012 yılındaki y&uuml;zde 11,6 seviyesinden, 2013 yılında y&uuml;zde 9,7 ye gerilemesi bekleniyor. Kamu kesimi tasarruf oranının ge&ccedil;en yıl olduğu gibi bu yılda y&uuml;zde 2,9 olarak ger&ccedil;ekleşmesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. B&ouml;ylece toplam yurti&ccedil;i tasarruf oranının bir &ouml;nceki yıla g&ouml;re 1,9 puan d&uuml;şerek 2013 yılında y&uuml;zde 12,6 olacağı tahmin ediliyor.Bu yıl &ouml;zel yatırım harcamalarının GSYH i&ccedil;indeki payının y&uuml;zde 16 seviyesinden y&uuml;zde14,8 e gerilemesi bekleniyor. Aynı d&ouml;nemde kamu yatırımlarının GSYH i&ccedil;indeki payının ise 0,4 puan artarak y&uuml;zde 4,8 e y&uuml;kselmesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. B&ouml;ylece toplam yatırımların GSYH i&ccedil;indeki payının y&uuml;zde 19,6 olarak ger&ccedil;ekleşeceği tahmin ediliyor.Son yıllarda, b&uuml;y&uuml;menin d&uuml;ş&uuml;k veya negatif olduğu yıllar hari&ccedil; tutulduğunda, tasarruf-yatırım a&ccedil;ığının genel olarak artış eğiliminde olduğu g&ouml;zlemlendi, bu eğilimin temel belirleyicisi ise &ouml;zel kesim tasarruf oranlarındaki azalma oldu. Bu yıl yatırımlardaki azalmaya rağmen toplam tasarruflardaki &ouml;nemli d&uuml;ş&uuml;ş sonucunda tasarruf-yatırım a&ccedil;ığının GSYH ye oranının y&uuml;zde 6,9 a y&uuml;kselmesi bekleniyor.T&Uuml;FE yıllık artış hızı ge&ccedil;en yıl y&uuml;zde 6,2 oranına gerileyerek, son 44 yılın en d&uuml;ş&uuml;k yıl sonu seviyesine ulaştı, T&Uuml;FE yıllık artış hızı 2013 yılı eyl&uuml;l ayında ise y&uuml;zde 7,9 olarak ger&ccedil;ekleşti. Enerji fiyatlarındaki baz etkisinin ortadan kalkması ve enflasyonu etkileyen fakt&ouml;rlerin mevcut yapısı altında yıl sonunda T&Uuml;FE yıllık artış hızının y&uuml;zde 6,8 olarak ger&ccedil;ekleşmesi bekleniyor.- AB tanımlı genel devlet bor&ccedil; stokunun ise y&uuml;zde 35 e d&uuml;şmesi bekleniyor-Merkez Bankası, T&uuml;rk Lirasında yaşanan dalgalanmaları sınırlamak, T&uuml;rk Lirasına y&ouml;nelik olası spek&uuml;lasyonları engellemek ve enflasyona ilişkin beklentilerdeki bozulmayı azaltmak ama&ccedil;layan politikalar uygulamaya başladı. Banka bu doğrultuda, faiz koridorunun &uuml;st sınırını artırıp ek parasal sıkılaştırma uygulamalarına daha sık başvurarak piyasaya sağladığı likiditenin maliyetini g&ouml;rece artırdı. Bunun yanı sıra Banka, piyasa ihtiya&ccedil;larını g&ouml;zeterekT&uuml;rk Lirasındaki oynaklığı azaltma amacıyla &ccedil;eşitli tarihlerde d&ouml;viz satım ihaleleri ger&ccedil;ekleştirdi. GSYH ye oran olarak, faiz giderleri hari&ccedil; genel devlet harcamaları ile &ouml;zelleştirme gelirleri hari&ccedil; genel devlet gelirleri son yıllardaki artış eğilimini 2012 ve 2013 yıllarında da devam ettirdi.Bu yıl genel devlet toplam gelirlerinin GSYH ye oranının bir &ouml;nceki yıla g&ouml;re 1,9 puan artarak y&uuml;zde 39,7 d&uuml;zeyinde ger&ccedil;ekleşmesi bekleniyor. Genel devlet gelirlerindeki artışta, TEDAŞ ve BOTAŞ tan ge&ccedil;miş yıllar vergi bor&ccedil;larına mahsuben yapılan tahsilatların da etkisiyle dolaylı vergiler ile sosyal g&uuml;venlik prim gelirlerindeki artış belirleyici oldu.Genel devlet harcamalarının GSYH ye oranının ise 2013 yılında bir &ouml;nceki yıla kıyasla 1,9 puan artarak y&uuml;zde 40,8 d&uuml;zeyine y&uuml;kselmesi bekleniyor. S&ouml;z konusu artışın 1,3 puanlık kısmı bir &ouml;nceki yılda olduğu gibi cari nitelikli harcamalardan kaynaklanıyor. Bu yıl ayrııca genel devlet yatırım harcamalarının GSYH ye oranının 0,5 puan artması, genel devlet a&ccedil;ığının GSYH ye oranının y&uuml;zde 1 olması bekleniyor. Ayrıca, faiz harcamaları ve &ouml;zelleştirme gelirleri hari&ccedil; genel devlet fazlasının y&uuml;zde 1,7, program tanımlı genel devlet faiz dışı fazlasının ise y&uuml;zde 0,8 olacağı tahmin ediliyor.Bu gelişmelere paralel olarak, GSYH ye oranla, 2012 yılında y&uuml;zde 1 olarak ger&ccedil;ekleşen kamu kesimi bor&ccedil;lanma gereğinin 2013 yılında y&uuml;zde 0,8 e gerilemesi; y&uuml;zde 36,2 olarak ger&ccedil;ekleşen AB tanımlı genel devlet bor&ccedil; stokunun ise y&uuml;zde 35 e d&uuml;şmesi bekleniyor.Programın Makroekonomik Hedefler ve Politikalar b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde yer alan bilgilere g&ouml;re, 60 ncı Programın makroekonomik &ccedil;er&ccedil;evesi uluslararası finans piyasalarında mayıs ayından itibaren başlayan dalgalanmalar, k&uuml;resel likidite koşullarında beklenen gelişmeler ve komşu &uuml;lkelerdeki siyasi gelişmelerin getirdiği belirsizlik ortamı g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurularak hazırlandı. OVP d&ouml;nemi hedefleri belirlenirken k&uuml;resel b&uuml;y&uuml;menin tedrici olarak artacağı, T&uuml;rkiye nin ticaret ortaklarının ise ılımlı b&uuml;y&uuml;yeceği, b&uuml;y&uuml;menin finansmanında yabancı sermaye girişinin yeterli katkıyı sağlayacağı ve dış ticaret hadlerinde kısmi bir iyileşme ger&ccedil;ekleşeceği varsayıldı.- B&uuml;y&uuml;me-2014 yılında Gayri Safi Yurti&ccedil;i Hasıla (GSYH) b&uuml;y&uuml;mesi y&uuml;zde 4 olarak &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, 2015 ve 2016 yıllarında ise &uuml;retken alanlara y&ouml;nelik yatırımlarla desteklenen, daha &ccedil;ok yurt i&ccedil;i tasarruflarla finanse edilen, verimlilik artışına dayalı bir b&uuml;y&uuml;me stratejisiyle GSYH artış hızı y&uuml;zde 5 olarak hedeflendi.Program d&ouml;neminde, reel olarak yıllık ortalamada, &ouml;zel ve kamu t&uuml;ketim harcamalarının y&uuml;zde 3,5, &ouml;zel sabit sermaye yatırımlarının y&uuml;zde 7,7, kamu sabit sermaye yatırımlarının ise y&uuml;zde 3,3 oranında artması &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, son yıllarda &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de d&uuml;şen yurt i&ccedil;i tasarrufların d&ouml;nem boyunca artarak program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 16 ya ulaşması bekleniyor. Bu gelişmede, &ouml;zel kesim tasarruflarındaki artış belirleyici olacak. Ayrıca, program d&ouml;nemi boyunca kamu ve &ouml;zel kesim tasarruf yatırım a&ccedil;ığının azalması da &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.- Kamu maliyesi-Yıl sonunda y&uuml;zde 0,8 olacağı tahmin edilen kamu kesimi a&ccedil;ığının GSYH ya oranının, program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 0,5 e gerilemesi ve 2016 genel devlet a&ccedil;ığının GSYH ya oranının, 2013 yılında ger&ccedil;ekleşmesi beklenen y&uuml;zde 1 seviyesinden y&uuml;zde 0,5 e d&uuml;şmesi hedefleniyor.2013 yılında GSYH ye oran olarak y&uuml;zde 0,9 d&uuml;zeyinde olması beklenen program tanımlı kamu kesimi fazlasının s&uuml;rekli artarak program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 1,3 e y&uuml;kselmesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, genel devlet harcama ve gelirlerinin GSYH ye oranlarının, 2013 yılındaki y&uuml;zde 40,8 ile y&uuml;zde 39,7 olan seviyelerinden program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 38,2 ve y&uuml;zde 37,7 ye gerilemesi bekleniyor.Sosyal g&uuml;venlik primleri dahil, red ve iadeler hari&ccedil; vergi y&uuml;k&uuml;n&uuml;n azalarak program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 28,3 e ve GSYH ye oran olarak 2013 yılında y&uuml;zde 35 d&uuml;zeyinde ger&ccedil;ekleşmesi beklenen AB tanımlı genel y&ouml;netim nominal bor&ccedil; stokunun da program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 30 a gerilemesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, OVP d&ouml;neminde KİT sisteminin finansman a&ccedil;ığı vermeden faaliyetlerini ger&ccedil;ekleştirmesi hedefleniyor.- &Ouml;demeler Dengesi-Program d&ouml;neminde yıllık ortalamada reel olarak ihracatın y&uuml;zde 8,1, ithalatın ise y&uuml;zde 6,2 oranında artacağı tahmin edilirken, 2013 yılında 153,5 milyar dolar olması beklenen ihracatın d&ouml;nem sonunda 202,5 milyar dolara, 251,5 milyar dolar olması beklenen ithalatın da d&ouml;nem sonunda 305 milyar dolara ulaşacağı, b&ouml;ylece 2013 yılında 98 milyar dolar olan dış ticaret a&ccedil;ığının d&ouml;nem sonunda 102,5 milyar dolara y&uuml;kseleceği tahmin ediliyor.Yıl sonunda 59 milyar dolar olması beklenen enerji ithalatının, b&uuml;y&uuml;me performansı ve petrol fiyatlarındaki beklentilere g&ouml;re d&ouml;nem sonunda 64,5 milyar dolara y&uuml;kselmesi &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, 29 milyar dolar olacağı tahmin edilen turizm gelirlerinin program d&ouml;nemi sonunda, yıllık ortalama y&uuml;zde 6 oranında artışla, 34,5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.Program d&ouml;neminde yurt i&ccedil;i tasarrufları artırmaya ve ekonominin &uuml;retim yapısının ithalata olan y&uuml;ksek bağımlılığını azaltmaya y&ouml;nelik politikaların da katkısıyla, 2013 yılında y&uuml;zde 7,1 olarak ger&ccedil;ekleşmesi beklenen cari işlemler a&ccedil;ığının GSYH ye oranının d&ouml;nem sonunda y&uuml;zde 5,5 e inmesi de hedefleniyor.- Enflasyon-Toplam talep koşullarının enflasyona d&uuml;ş&uuml;ş y&ouml;n&uuml;nde yaptığı katkının program d&ouml;neminde devam edeceği &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, gıda enflasyonunun y&uuml;zde 7 civarında dalgalanacağı ve vadeli işlemler piyasaları g&ouml;stergeleri dikkate alınarak Brent tipi ham petrol fiyatının 2013 yılındaki 108,8 dolar seviyesinden azalarak d&ouml;nem sonunda 93,1 dolara gerileyeceği varsayılıyor. &Ouml;te yandan, T&Uuml;FE yıllık artış hızının 2014 yılındaki y&uuml;zde 5,3 seviyesinden d&ouml;nem sonunda y&uuml;zde 5 e gerileyeceği tahmin ediliyor.- İstihdam-Program d&ouml;neminde işg&uuml;c&uuml;ne ve istihdama katılımın artırılmasına y&ouml;nelik uygulanacak politikalar sonucunda tarım dışında ilave 1 milyon 809 bin kişinin istihdam edilmesi beklenirken, tarım istihdamında sınırlı artışın etkisiyle toplam istihdam artışının 1 milyon 833 bin kişi olacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.Yıl sonunda y&uuml;zde 51 olması beklenen işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranının d&ouml;nem sonunda y&uuml;zde 51,9 a ulaşması hedeflenirken, iş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikalarının hayata ge&ccedil;irilmesiyle, kadınların işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranının 2013 yılına g&ouml;re 1,3 puan artarak y&uuml;zde 32,7 ye ulaşacağı tahmin ediliyor. 2013 de y&uuml;zde 46,2 olması beklenen istihdam oranının da d&ouml;nem sonunda y&uuml;zde 47,3 e y&uuml;kselmesi bekleniyor. B&ouml;ylece, d&ouml;nem sonunda toplam 27 milyon 525 bin kişi istihdam edilmiş olacak.İstihdamda tarım sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n ağırlığının 2013 yılında y&uuml;zde 23,6 olarak ger&ccedil;ekleşmesi beklenirken, d&ouml;nem sonunda bu oranın y&uuml;zde 22,1 e gerileyeceği tahmin ediliyor. Ayrıca, yıl sonunda y&uuml;zde 9,5 olacağı tahmin edilen işsizlik oranının da 2016 yılında y&uuml;zde 8,9 seviyesine gerileyeceği &ouml;ng&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.Orta Vadeli Programa g&ouml;re, sanayi sekt&ouml;r&uuml;nde enerji, ulaşım ve işg&uuml;c&uuml; gibi &uuml;retim maliyetlerinin d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesine y&ouml;nelik tedbirler alınacak.OVP nin y&uuml;r&uuml;rl&uuml;ğe girmesi ile birlikte, OVP d&ouml;neminde y&uuml;ksek b&uuml;y&uuml;me ortamına ge&ccedil;işin sağlanmasında verimliliğin ve tasarrufların artırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, işg&uuml;c&uuml; piyasasının etkinleştirilmesi ve &ouml;zel yatırımların canlandırılması, b&ouml;ylece toplumun t&uuml;m kesimlerinin de b&uuml;y&uuml;meden faydalanması hedefleniyor.Programla, sanayi sekt&ouml;r&uuml;nde enerji, ulaşım ve işg&uuml;c&uuml; gibi &uuml;retim maliyetlerinin d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesine y&ouml;nelik tedbirler alınacak.Doğal kaynak zenginliğinin ve tarımsal &uuml;r&uuml;n &ccedil;eşitliliğinin, &uuml;retime ve rekabet avantajına d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesine y&ouml;nelik politikalara ağırlık verilecek. Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri &ouml;zel sekt&ouml;r odaklı olacak şekilde artırılırken yatırım teşvik sisteminde de gerekli revizyon yapılacak.Yerli ve uluslararası doğrudan yatırımların artırılması sağlanırken bu kapsamda yatırımcılara yeterli arsa &uuml;retimi sağlanacak ve elverişli arazilerin envanteri &ccedil;ıkarılacak. Fiziki kamu altyapı yatırımları, &uuml;retimin sağlıklı ve rekabet&ccedil;i gelişmesini destekleyecek şekilde planlanacak.Kamu ve &ouml;zel kesimde israfı azaltmaya y&ouml;nelik politikalar uygulanacak ve atıklar ekonomiye kazandırılacak.KOBİ lerin markalaşmaları, kurumsallaşmaları ve yenilik&ccedil;i iş modelleri geliştirmeleri sağlanacak.- Maliye politikası-Maliye politikası, ekonomik ve finansal istikrarın desteklenmesine, yurt i&ccedil;i tasarrufların artırılarak cari a&ccedil;ığın kontrol altında tutulmasına ve b&uuml;y&uuml;me potansiyelinin yukarı &ccedil;ekilmesine yardımcı olacak şekilde uygulanacak.Kamu kesimi bor&ccedil;lanma gereğinin makul seviyelerde tutulması suretiyle maliye politikasının s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilirliği g&ouml;zetilecek, kamu maliyesi alanında ge&ccedil;miş d&ouml;nemde elde edilen kazanımların gelecek d&ouml;nemde de devam etmesi sağlanacak. Harcama programlarının &ouml;nceliklendirilmesi ve harcamaların etkinliğinin artırılmasıyla faiz dışı harcamalar kontrol altında tutulacak. Kamu cari harcamalarının etkinleştirilmesiyle elde edilecek mali alan, &ouml;zellikle b&uuml;y&uuml;meyi destekleyecek kamu altyapı yatırımlarında, teşviklerde ve Ar-Ge desteklerinde kullanılacak.- Kamu harcama politikası-Kamu Ar-Ge harcamalarının tahsisinde, &ouml;zel kesim yatırımlarının y&uuml;ksek dış ticaret a&ccedil;ığı verilen sanayi kollarında &uuml;retime y&ouml;nlendirilmesine &ouml;ncelik verilecek. Sosyal g&uuml;venlik sisteminin dengesini tehdit eden prim yapılandırmaları, ekonomik kriz ve doğal afet gibi istisnai haller dışında uygulanmayacak.- Kamu yatırım politikası-Kamu yatırımlarında eğitim, sağlık, i&ccedil;me suyu ve kanalizasyon, bilim-teknoloji, bilişim, ulaştırma ve sulama sekt&ouml;rlerine &ouml;ncelik verilecek.GAP, DAP, KOP ve DOKAP b&ouml;lgelerinde eylem planları kapsamında; &ouml;zel sekt&ouml;r yatırımlarını destekleyecek ekonomik ve sosyal altyapı ile beşeri kaynakların geliştirilmesine y&ouml;nelik projelerin ve eylem planlarındaki diğer projelerin ger&ccedil;ekleştirilmesine devam edilecek.- Kamu gelir politikası-Gelir politikası uygulama sonu&ccedil;ları kamuoyuyla daha d&uuml;zenli ve ayrıntılı bir şekilde paylaşılacak.Elektronik ticarette vergi kaybının &ouml;nlenmesine y&ouml;nelik gerekli hukuki ve idari d&uuml;zenlemeler hayata ge&ccedil;irilecek. Haksız rekabetin &ouml;nlenmesi, ekonomide rekabet g&uuml;c&uuml;n&uuml;n ve kamu gelirlerinin artırılması amacıyla kayıtdışılıkla etkin bir şekilde m&uuml;cadele edilecek. Stratejik &ouml;l&ccedil;&uuml;tlere dayalı bor&ccedil;lanma politikası uygulaması s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lecek, bu kapsamda bor&ccedil;lanmanın ağırlıklı olarak lira cinsinden ve sabit faizli enstr&uuml;manlarla yapılması suretiyle d&ouml;viz kuru ve faiz oranı riski; ortalama vadenin uzatılması ve Hazine nin g&uuml;&ccedil;l&uuml; rezerv tutması suretiyle likidite riski y&ouml;netilecek. Kamuda etkin bir dış denetimin sağlanması i&ccedil;in Sayıştayın uygulama altyapısı g&uuml;&ccedil;lendirilecek.Fiyatlandırma başta olmak &uuml;zere KİT lerin t&uuml;m işletmecilik politikaları, stratejik planlar ile genel yatırım ve finansman kararnamelerinde &ouml;ng&ouml;r&uuml;len hedeflere ulaşacak şekilde belirlenecek ve etkin bir şekilde uygulanacak. KİT faaliyetleri, piyasa mekanizmasını bozucu etkiye neden olmayacak şekilde y&uuml;r&uuml;t&uuml;lecek. KİT lerde; yetkilendirmeyi, hesap verebilirliği, şeffaflığı, karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinde etkinliği ve performansa dayalı y&ouml;netimi esas alan stratejik y&ouml;netim anlayışı yaygınlaştırılacak.TCDD Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; ile PTT nin anonim şirket stat&uuml;s&uuml;nde yeniden yapılandırılması tamamlanacak. Demiryolu y&uuml;k ve yolcu taşımacılığı &ouml;zel demiryolu işletmelerine a&ccedil;ılacak. T&Uuml;LOMSAŞ, T&Uuml;DEMSAŞ ve T&Uuml;VASAŞ demiryolu sekt&ouml;r&uuml;nde yapılan yasal d&uuml;zenlemeler sonucu oluşan piyasa beklentilerini de karşılayacak şekilde yeniden yapılandırılacak.- &Ouml;zg&uuml;n tasarım faaliyetleri &ouml;zendirilecek-G&uuml;mr&uuml;k Birliği daha etkin hale getirilerek AB &uuml;lkelerindeki pazar payımızın artırılmasına, AB ile ticaret ve yatırım ilişkilerimizin g&uuml;&ccedil;lendirilmesine &ouml;nem verilecek. Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) kapsamında; ihracata d&ouml;n&uuml;k &uuml;retimde daha etkin ve d&uuml;ş&uuml;k maliyetli girdi tedarikine, &uuml;retim ve ihracatın ara malı ithalatına bağımlılığının azaltılmasına ve bu suretle ihracatta s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir rekabet g&uuml;c&uuml;ne katkı sağlanmasına y&ouml;nelik eylemler hayata ge&ccedil;irilecek. Serbest ticaret anlaşmalarına ağırlık verilecek.e-Ticaretin, ihracatın artışına katkı yapması ve t&uuml;ketim ithalatını artırmaması i&ccedil;in gerekli mekanizmalar geliştirilecek. G&uuml;mr&uuml;k işlemlerinde ihracat&ccedil;ıların maliyetini azaltıcı tedbirler alınacak. Elektrik &uuml;retiminde yerli k&ouml;m&uuml;r ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına ağırlık verilecek, n&uuml;kleer g&uuml;&ccedil; santrali yatırımları aksatılmadan s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lecek, santral rehabilitasyonları ger&ccedil;ekleştirilerek yerli kaynaklara dayalı enerji &uuml;retimi artırılacak.Yurt i&ccedil;i katma değer oranı y&uuml;ksek malları kullanma bilincinin geliştirilmesine y&ouml;nelik &ouml;zendirici tedbirler alınacak. Kamu alımlarında yurt i&ccedil;inde &uuml;retilen ve yerli girdi kullanan &uuml;r&uuml;nler tercih edilecek. &Ouml;nemli &uuml;retim ve t&uuml;ketim b&ouml;lgelerinde b&ouml;lgesel ve k&uuml;resel ihtiya&ccedil;lara cevap verebilecek, &uuml;lkenin ana ihracat sekt&ouml;rlerinin rekabet g&uuml;c&uuml;n&uuml; destekleyecek lojistik merkezler oluşturulacak. Dış ticareti kolaylaştırarak &uuml;lkenin ihracat hedeflerine ulaşmasını sağlamak amacıyla b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;ekli liman kapasitesi oluşturulacak, limanların demiryolu ve karayolu bağlantıları tamamlanacak.- Enflasyon hedefi-Para politikası, enflasyon hedeflemesi &ccedil;er&ccedil;evesinde y&uuml;r&uuml;t&uuml;lecek. Enflasyon hedeflemesi rejiminde finansal istikrar da g&ouml;zetilmeye devam edilecek. Temel para politikası aracı olarak kısa vadeli faiz oranları kullanılmasının yanı sıra zorunlu karşılık oranları ve faiz koridoru gibi birbirini tamamlayıcı nitelikteki ara&ccedil;larla lira ve d&ouml;viz cinsi likidite uygulamaları birlikte kullanılmaya devam edilecek.Enflasyon hedefleri, h&uuml;k&uuml;met ve Merkez Bankası tarafından 3 yıllık vadede belirlenecek.Dalgalı d&ouml;viz kuru rejimi uygulamasına devam edilecek. Piyasa derinliğinin kaybolmasına bağlı olarak d&ouml;viz kurlarında sağlıksız fiyat oluşumlarının g&ouml;zlenmesi veya aşırı oynaklık durumunda d&ouml;viz satım ihaleleri yapılabileceği gibi spek&uuml;latif davranışlar g&ouml;zlenmesi durumunda piyasaya doğrudan m&uuml;dahale edilebilecek.- İstanbul uluslararası finans merkezi olacak-İstanbul un uluslararası bir finans merkezi olmasına y&ouml;nelik &ccedil;alışmalar hızlandırılarak finansal hizmet ihracatı artırılacak.Faizsiz finansman ara&ccedil;ları yaygınlaştırılacak. &Ouml;zel istihdam b&uuml;roları yaygınlaştırılacak ve faaliyet alanları ge&ccedil;ici iş ilişkisini de kapsayacak şekilde genişletilecek.Yoksul kesimin istihdam edilebilirliğinin artırılması ve &uuml;retken duruma ge&ccedil;irilmesine y&ouml;nelik olarak sosyal yardım-istihdam bağlantısı g&uuml;&ccedil;lendirilecek.Kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı &uuml;cretle m&uuml;cadele edilerek kayıtlı &ccedil;alışan sayısı artırılacak ve prim tabanı genişletilecek. AA

Orta Vadeli Program Resmi Gazete'de

Orta Vadeli Program (2014-2016) ile Orta Vadeli Mali Plan (2014-2016) Resmi Gazete'de yayımlandı

Öne Çıkanlar