2025'te küresel politikanın gündeminde ticaret savaşları öne çıkacak
-
Donald Trump'ın başkanlığı döneminde 2025'te özellikle ABD ile Çin, Kanada ve Avrupa Birliği (AB) arasında çıkacak muhtemel ticaret savaşlarının gündemi meşgul etmesi bekleniyor.
-
Öte yandan, küresel politika açısından özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu'daki jeopolitik gelişmeler dikkatle izlenecek.
ABD'de Donald Trump, seçim kampanyası sırasında söz verdiği yeni ticaret kısıtlamaları konusunda harekete geçeceğini açıkladı.
Trump'ın ikinci başkanlık döneminin, sadece Çin ile değil aynı zamanda AB ve Kanada ile de ekonomik ayrışmaları kökünden etkilemesi ve ticaret savaşlarını körüklemesi öngörülüyor.
Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü, Çin ile ABD arasındaki ticari ilişkilerinde yeni bir gerilim dönemine işaret ediyor. Trump, seçim kampanyasında Çin'den ithal ürünlere yüzde 60'a varan gümrük vergileri getirme planını duyururken, bunun yanı sıra başkanlığının ilk günlerinde Çin'den ithal tüm ürünlere başlangıç için yüzde 10 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Ayrıca Trump, Kanada ve Meksika'dan ithal ürünlere de yüzde 25 vergi uygulamayı planlıyor.
Trump'ın önceki döneminde uyguladığı gümrük vergileri ticaret savaşına yol açmıştı ancak bu kez bu politikaların daha kapsamlı bir şekilde uygulanması bekleniyor.
Bu durum, ABD-Çin arasındaki ekonomik ayrışmayı derinleştirebilir ve küresel tedarik zincirlerini etkileyerek dünya ekonomisinde büyük değişimlere yol açabilir. Ancak bu politikalar, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde hukuki ve diplomatik itirazlara yol açabilir.
Rusya-Ukrayna savaşı Trump'ın adımlarıyla şekillenebilir
Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel siyasi ve askeri dinamikleri etkileyen bir kriz olmaya devam ediyor.
ABD Başkanı Joe Biden'ın belirsiz politikaları ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sert ateşkes şartları, barış ihtimalini zayıflatıyor. Biden’ın Ukrayna’ya ATACMS füzeleri için verdiği izin çatışmayı daha da alevlendirirken, Trump’ın başkanlığa dönmesiyle savaşı bitirme yönünde daha pragmatik bir yaklaşım sergileyebileceği düşünülüyor.
Putin’in şartları, Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesini içeriyor. Ancak bu talepler Ukrayna tarafından reddedilirken, Batı ittifakı bunları Rusya’nın stratejik kazanım girişimi olarak değerlendiriyor.
Trump yönetimi, savaşın sona erdirilmesi için diplomasiye dayalı bir denge stratejisi geliştirebilir.
Askeri yardımların azaltılması ve yaptırımların kademeli olarak hafifletilmesi gibi politikalar barış sürecine zemin hazırlayabilir. Ancak bu süreç, Ukrayna’nın egemenliği ve ABD’nin küresel liderlik rolü açısından kritik riskler barındırıyor.
Orta Doğu'da tansiyonun yüksek kalması bekleniyor
Analistlere göre, Trump’ın yeni başkanlık döneminde ABD askerlerini Suriye'den tamamen çekmesi ihtimali yüksek.
Trump’ın ilk döneminde İsrail-Filistin anlaşmazlığında arabulucu olma niyetini dile getirdiğini öngören uzmanlar ancak Trump’ın Evanjelik bağışçılar ve seçmenlerin desteğini almak için İsrail'e yakın bir tutum sergilediğini belirtiyor.
Öte yandan ABD yönetiminin, İsrail'in işgal altındaki topraklardaki eylemlerine destek vereceği ve Trump'ın Suriye politikalarında pragmatik bir yaklaşım izleyeceği öngörülüyor.
Trump'ın Dışişleri Bakanı Rubio İsrail yanlısı söylemleriyle bilinen bir siyasetçi. Filistinlilerin ölümünden "yüzde yüz" Hamas'ın sorumlu olduğunu savunan Rubio, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine güçlü destek veriyor. Rubio, İsrail'in Hamas'ın her bir parçasını yok etmesini istediğini açıkça dile getirirken, İsrail'in Hamas'ı yenmesine izin verilmesinin Gazze halkına "yardımcı olacağını" öne sürüyor.
Nisan’da İsrail'i ziyaret eden Rubio, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve dönemin Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşmüştü. Rubio, ziyareti sırasında İsrail'e olan "sarsılmaz bağlılığını" yinelemişti.
2025 belirsizliklerle dolu bir yıl olacak
Ekonomi alanında uygulanacak regülasyonlar, 2025 yılında siyasette belirleyici bir rol oynayacak.
Uluslararası Para Fonu (IMF) 2025'te "istikrarlı ancak yetersiz" bir büyüme öngörüyor. Ancak bu istikrar, halkın beklentilerini karşılamadığı takdirde siyasi sonuçlar doğurabilir.
Ticaretin altın çağının sona ermesiyle tedarik zincirleri ve ödeme sistemleri üzerindeki baskılar artmış durumda.
ABD ekonomisinde 2025 yılında özellikle ticari aktivitede yavaşlama ve belirsizlikler öngörülüyor.
Dünya genelinde enflasyon, politika yapıcılar ve yatırımcılar için büyük bir endişe kaynağı olmaktan çıkarken, Çin deflasyonla mücadele ediyor. Ülkenin imalat sektörü tarifelerden etkilenirken, tüketim ve teşvikler ekonomik toparlanma için yeterli gözükmüyor.
Yapay zekâ çalışmaları hız kazanacak
2025 yılı, yapay zekâ yönetimi açısından önemli bir dönüm noktası olacak. Küresel ölçekte işbirliği gerektiren yapay zekâ yönetimi, ülkeler arası jeopolitik gerginliklerin arasında denge arayışıyla gündeme gelecek.
Şubat ayında Paris'te yapılacak Yapay Zekâ Eylem Zirvesi ve Nisan ayında Ruanda'da gerçekleşecek Afrika Yapay Zekâ Zirvesi gibi etkinliklerde, yapay zekânın kamu yararına nasıl kullanılabileceği tartışılacak.
2025'te, veri girişinden müşteri desteğine kadar rutin görevleri otomatikleştiren daha fazla yapay zekâ sistemi görmemiz muhtemel. Bu, bazı alanlarda iş kayıplarına yol açabilse de, yapay zekâ geliştirme, bakım ve düzenlemede yeni iş kolları da yaratacak.