Bloomberght
Bloomberg HT Haberler AB Yunanistan'ı ikinci kez kurtardı

AB Yunanistan'ı ikinci kez kurtardı

  • Euro Bölgesi liderleri Yunanistan'ı kurtarmak için düzenledikleri olağanüstü zirvede 159 milyar euroluk yeni paket kararı alındı

Giriş: 22 Temmuz 2011, Cuma 07:36
Güncelleme: 22 Temmuz 2011, Cuma 07:45

Euro Bölgesi devlet ve hükümet başkanları, borç sorunu yaşayan Yunanistan'a yardım etmek ve sorunun bölgeye yayılarak istikrarsızlık yaratmasını önlemek için güçlü bir plan üzerinde anlaşmaya vardı.

Euro kullanan 17 ülkenin acil toplanması ile birlikte, Yunanistan'a 2014 yılının ortasına kadar, 159 milyar euroya yakın bir destek sağlandı.

Liderler ayrıca, kredi derecelendirme kuruluşlarının Yunanistan'ın notunu, önemli bir olasılık olan "geçiçi temerrüde" düşürmeleri halinde, zararı sınırlayacak tedbirlerin detaylarını da görüştü. Yunanistan temerrüde düşerse, bu 12 yıllık euro tarihinde bir ilk olacak.

Bu paket finans piyasalarını da memnun etti. Zira geçen yılın başlarında ortaya çıkan Yunanistan krizinden bu yana Avrupa ülkeleri ilk kez soruna, bir kereliğine fon sağlayıp kısa vadeli kurtarmaya gitmek yerine, kapsamlı ve uzun vadeli yaklaştı.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, zirvenin ardından yaptığı açıklamada, bankaların da katkı yapacağı ikinci Yunanistan paketinin 159 milyar euroya yaklaşacağını söyledi.

Berlusconi, paketin 109 milyar eurosunun Avrupa ve Uluslararası Para Fonu'ndan, 50 milyar eurosunun özel sektörden geleceğini belirtti.

Berlusconi, özel sektörden gelecek miktarın 38 milyar euronun, ellerinde Yunan tahvilleri bulunan bankaların gönüllü katkısı ve 12 milyar euroluk borç itfasından oluşacağını anlattı.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de banka ve finans kuruluşlarının Yunanistan'a 30 yılda 135 milyar euro kaynak sağlayacağını söyledi.

Sarkozy, "Bir Euro Bölgesi ülkesi olarak Yunanistan'ı destekleme kararı aldık. Bu, güçlü bir taahhüt" dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'le birlikte Euro Bölgesi içinde ortak ekonomik yönetimi ilerletme kararı aldıklarını belirten Sarkozy, bu kapsamda hazırlayacakları önerileri yıl sonu gelmeden diğer ülkelerin onayına sunacaklarını kaydetti.

Sarkozy, Yunanistan krizini fırsat olarak kullanıp Euro Bölgesi'nde ortak ekonomi yönetiminde önemli bir hamle yapmak istediklerini dile getirdi.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte "Krizi durdurmada ve Yunanistan'daki sorunları bitirmede kararlı olduğumuzu göstererek ve bu yolla vatandaşlarımızın gelecekteki tasarruflarını, emeklilik haklarını ve istihdamlarını koruyarak piyasalara açık bir sinyal gönderdik" dedi.

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ise, "Anlaşma Yunanistan'ın fonlamasını 2020 yılına kadar kapsıyor ve borçlanmayı sürdürülebilir hale getiriyor. Ancak analistler kısıntının orta vadede yeniden yapılandırılmadan kaçınmaya yetip yetmeyeceğini sorguluyorlar" dedi.

PAKETTE NELER VAR?

Detayları muhtemelen Eylül ayında belirlenecek olan Yunanistan'ın ikinci kurtarma paketi, geçen yıl AB, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve IMF'in 110 milyar euroluk ilk kurtarma paketine destek oluşturacak.

Diğer tedbirlerin yanında, ikinci pakette Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'e sağlanan yardımların koşullarında gevşemeye gidildi. Paket dahilinde, borç vadesi 7.5 yıldan 15 yıla uzatılırken, faiz yüzde 4.5-5.8 bandından yüzde 3.5 civarına düşürüldü.

Bankalar ve sigorta şirketleri ise Yunanistan tahvillerini gönüllü olarak daha uzun vadeli ve daha düşük faizli tahvillerle takas edecek. Böyle bir adımın Yunanistan'ın kredi notunu "seçici temerrüde" düşürülme ihtimalini artırması nedeniyle, Avrupa liderleri, Yunan bankalarını korumak için kredi garantileri sağlayacaklarını ve bankaların AMB fonlamasından yararlanmaya devam edeceklerini kaydettiler.

Bölgenin kurtarma fonu Avrupa Finansal İstikrar İmkanı'na (EFSF), AMB'nin krizle mücadele etmek için gerekli görmesi halinde, ikincil piyasada tahvil alımı yapma izni verilecek.

Ayrıca hükümetlere, kredi piyasalarından çıkmak zorunda kalmadan önce ihtiyati kresi hatları sağlama izni verilecek ve hükümetlere bankalarını yeniden sermayelendirmeleri için para sağlanacak. Bu iki maddeye Almanya daha önce itiraz ediyordu.

EFSF'nin rolü daha küçük bir ülke temerrüd riskiyle karşılaştığında, sorunun daha büyük ülkelere yayılmasını önlemek için genişletildi.