Ağbal: Enflasyonu kademeli düşürerek tek hanelerde istikrar hedefliyoruz

Maliye Bakanı Naci Ağbal, sağladıkları mali disiplin sayesinde T&uuml;rkiye nin &ouml;zellikle gelişmiş ekonomilerden kamu maliyesi g&ouml;stergelerinde pozitif y&ouml;nde ayrıştığını ve dış şoklara karşı dayanıklılığını artırdığını bildirdi.Ağbal, TBMM Genel Kurulunda 2016 Yılı Merkezi Y&ouml;netim B&uuml;t&ccedil;esine ilişkin yaptığı sunumda, k&uuml;resel ve T&uuml;rkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.K&uuml;resel ekonominin kriz sonrası d&ouml;nemde hala yukarı y&ouml;nl&uuml; bir b&uuml;y&uuml;me trendi i&ccedil;ine giremediğine işaret eden Ağbal, 2014 yılında y&uuml;zde 3,4 b&uuml;y&uuml;yen k&uuml;resel ekonominin 2015 yılında yavaşlayarak y&uuml;zde 3,1 b&uuml;y&uuml;mesinin beklendiğini s&ouml;yledi.Bunun kriz sonrası d&ouml;nemdeki en d&uuml;ş&uuml;k k&uuml;resel b&uuml;y&uuml;me oranı olduğuna dikkati &ccedil;eken Ağbal, bu yıl ise k&uuml;resel ekonominin bir miktar hızlanarak y&uuml;zde 3,4 b&uuml;y&uuml;mesinin &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kaydetti.Fed&rsquo;in para politikasının neden olduğu belirsizlikler, finansal kırılganlıklar, &Ccedil;in ekonomisindeki yavaşlama, petrol ve emtia fiyatlarındaki d&uuml;ş&uuml;ş, verimlilikte beklenenin altında ger&ccedil;ekleşen artışlar ve jeopolitik sorunların gelişmekte olan &uuml;lkelerin b&uuml;y&uuml;mesini yavaşlattığını anlatan Ağbal, 2014 yılında y&uuml;zde 7,3 b&uuml;y&uuml;yen &Ccedil;in ekonomisi 2015 yılında y&uuml;zde 6,9 b&uuml;y&uuml;m&uuml;şt&uuml;r. 2016 yılında ise y&uuml;zde 6,3 b&uuml;y&uuml;mesi beklenmektedir. &Ccedil;in ekonomisinin b&uuml;y&uuml;me modelindeki değişim &ccedil;abaları ve y&uuml;ksek bor&ccedil;luluk b&uuml;y&uuml;meyi sınırlandırmaktadır dedi.K&uuml;resel ticaretin, kriz sonrası d&ouml;nemde ortalama sadece y&uuml;zde 3,8 b&uuml;y&uuml;yebildiğine işaret eden Ağbal, 2015 yılında y&uuml;zde 2,6 b&uuml;y&uuml;mesi tahmin edilen k&uuml;resel ticaret hacminin 2016 yılında y&uuml;zde 3,4 artmasının beklendiğini bildirdi.Bu oranın kriz &ouml;ncesi d&ouml;nem ortalamasının yarısından az olduğuna dikkati &ccedil;eken Ağbal, Başta petrol olmak &uuml;zere emtia fiyatlarında yaşanan d&uuml;ş&uuml;ş gelişmiş ve gelişmekte olan &uuml;lkelerde i&ccedil; ve dış makro ekonomik dengeleri etkilemeye devam etmektedir g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ne yer verdi.Ağbal, k&uuml;resel ekonomiye ilişkin riskleri, Fed&rsquo;in para politikası, &Ccedil;in&rsquo;de b&uuml;y&uuml;menin yavaşlaması, jeopolitik gerginliklerin devam etmesi, Avro B&ouml;lgesi&rsquo;nde yavaş toparlanma, gelişmekte olan &uuml;lkelerde d&uuml;ş&uuml;k b&uuml;y&uuml;me, emtia ihracat&ccedil;ısı &uuml;lkelerde talebin daralması, finansal piyasalarda dalgalanma ve varlık fiyatlarındaki d&uuml;ş&uuml;ş ve aşırı bor&ccedil;lanmanın k&uuml;resel b&uuml;y&uuml;menin &ouml;n&uuml;nde engel teşkil etmesi olarak sıraladı.T&uuml;rkiye ekonomisiAğbal, k&uuml;resel kriz sonrası d&ouml;nemde (2011-2015) T&uuml;rkiye nin ortalama y&uuml;zde 4,4 b&uuml;y&uuml;rken aynı d&ouml;nemde &Ccedil;in ve Hindistan hari&ccedil; gelişmekte olan &uuml;lkelerin ortalama y&uuml;zde 3,4 b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;n&uuml; belirtti.İki ayrı se&ccedil;imin ger&ccedil;ekleştiği, Avro B&ouml;lgesi ekonomilerinde canlanmanın sınırlı kaldığı, komşularda yaşanan sosyo-ekonomik sorunların devam ettiği, finansal oynaklıklar ve jeopolitik gerginliklerin arttığı bir ortamda, T&uuml;rkiye ekonomisinin 2015&rsquo;in 9 ayında y&uuml;zde 3,4 b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Ağbal, 2015 yılını y&uuml;zde 4 b&uuml;y&uuml;me ile kapatmayı &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini bildirdi. Ge&ccedil;en yıl T&uuml;rkiye&rsquo;nin, G20, OECD ve AB &uuml;lkeleri arasında en hızlı b&uuml;y&uuml;yen ekonomilerden biri olmasının beklendiğini belirten Ağbal, ş&ouml;yle devam etti: 2016 yılında siyasi istikrar ve reform iradesinin &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilirliğinin artırmasını ve en b&uuml;y&uuml;k ticaret ortağımız olan AB&rsquo;de beklenen ekonomik toparlanma sonucunda b&uuml;y&uuml;menin y&uuml;zde 4,5 seviyesine ulaşmasını bekliyoruz. Bu oran, gelişmekte olan &uuml;lkeler i&ccedil;in &ouml;ng&ouml;r&uuml;len y&uuml;zde 4,3&rsquo;&uuml;n, gelişmekte olan Avrupa i&ccedil;in &ouml;ng&ouml;r&uuml;len y&uuml;zde 3,1&rsquo;in, &Ccedil;in ve Hindistan hari&ccedil; gelişmekte olan &uuml;lkeler i&ccedil;in &ouml;ng&ouml;r&uuml;len y&uuml;zde 2,5&rsquo;in ve Latin Amerika i&ccedil;in &ouml;ng&ouml;r&uuml;len y&uuml;zde eksi 0,3 &uuml;n &uuml;zerindedir Enflasyonun d&uuml;ş&uuml;k tek hanelerde istikrarını hedefliyoruz Enflasyonun ge&ccedil;en yıl T&uuml;rk lirasında yaşanan değer kaybı ve gıda fiyatlarında kaydedilen y&uuml;ksek oranlı artış nedeniyle hedefin &uuml;zerinde y&uuml;zde 8,8 seviyesinde ger&ccedil;ekleştiğini hatırlatan Ağbal, bu yılın ocak ayında yıllık t&uuml;ketici enflasyonunun y&uuml;zde 9,58 olduğunu s&ouml;yledi. Ağbal, bu y&uuml;kselişte gıda ve hizmet grupları ile fiyatı y&ouml;netilen-y&ouml;nlendirilen bazı &uuml;r&uuml;nlerde ocak ayı başında yapılan ayarlamaların etkili olduğunu ifade etti.K&uuml;resel emtia fiyatlarındaki d&uuml;ş&uuml;k seyrin devamı, sıkı para politikası, mali disiplin ve d&ouml;viz kurundan kaynaklanan olumlu baz etkisiyle enflasyonun 2016 yılında y&uuml;zde 7,5&rsquo;e gerilemesini beklediklerini bildiren Ağbal, Enflasyonun kademeli bir şekilde d&uuml;şerek orta vadede d&uuml;ş&uuml;k tek hanelerde istikrar kazanmasını hedefliyoruz şeklinde konuştu.Cari a&ccedil;ıkGe&ccedil;en yıl ihracatın y&uuml;zde 8,7, ithalatın da y&uuml;zde 14,4 daraldığını, dış ticaret a&ccedil;ığının ise 63,3 milyar dolara gerilediğini anımsatan Ağbal, ihracatın ithalatı karşılama oranının ise y&uuml;zde 65,1&rsquo;den, y&uuml;zde 69,5&rsquo;e y&uuml;kseldiğini s&ouml;yledi. Ge&ccedil;en yıl T&uuml;rkiye nin AB pazarından daha fazla pay aldığını belirten Ağbal, cari a&ccedil;ığın, alınan makro ihtiyati tedbirler ve başta petrol olmak &uuml;zere emtia fiyatlarındaki d&uuml;ş&uuml;ş ile &ouml;nemli bir daralma s&uuml;recine girdiğini vurguladı.Cari a&ccedil;ığın 2015 yılında y&uuml;zde 26,1 daralarak 32,2 milyar dolara gerilediğini belirten Ağbal, 2014 te y&uuml;zde 5,5 olarak ger&ccedil;ekleşen cari a&ccedil;ığın milli gelire oranı 2015 yılında y&uuml;zde 4,5&rsquo;e gerilemiştir. Bu oranın 2016 da y&uuml;zde 3,9&rsquo;a gerileyeceğini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz dedi.İstihdamın ge&ccedil;en yılın kasım d&ouml;neminde 26,7 milyon kişiye y&uuml;kseldiğini anlatan Ağbal, Avro B&ouml;lgesi hala kriz &ouml;ncesi seviyeyi yakalayamamışken T&uuml;rkiye&rsquo;de istihdam 2007 yılına g&ouml;re y&uuml;zde 32 artmıştır şeklinde konuştu. Bunun yanı sıra kriz d&ouml;nemi ve sonrasında uygulanan istihdamı artıran politikalar sayesinde son yıllarda işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranlarının da arttığını ve 2015 Kasım ayında y&uuml;zde 51,2 olarak ger&ccedil;ekleştiğini dile getiren Ağbal, ge&ccedil;en yıl y&uuml;zde 10,2 olacağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;len işsizlik oranının program d&ouml;nemi sonunda y&uuml;zde 9,6&rsquo;ya d&uuml;şmesini beklediklerini kaydetti. Bankacılık sistemi g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve sağlıklı G&uuml;&ccedil;l&uuml; bankacılık sisteminin ekonominin dalgalanmalara karşı koruyan &ouml;nemli unsurlardan bir tanesi olduğuna işaret eden Ağbal, k&uuml;resel ekonomideki belirsizliklere rağmen bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n temel rasyolarının g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve sağlıklı yapısını koruduğunu s&ouml;yledi.Ge&ccedil;en yıl sonu itibarıyla sermaye yeterlilik oranının y&uuml;zde 15,6 ile yasal sınır olan y&uuml;zde 8&rsquo;in yaklaşık iki katı olduğunu belirten Ağbal, şu değerlendirmelerde bulundu: Bankacılık sekt&ouml;r&uuml; aktif kalitesini de korumaya devam etmektedir. Sekt&ouml;r&uuml;n en &ouml;nemli g&ouml;stergelerinden biri olan aktif toplamı 2015 yılında 2014 yılına g&ouml;re y&uuml;zde 18 oranında b&uuml;y&uuml;yerek 2,4 trilyon lira olmuştur. Mali dengelerin iyileşmesi nedeniyle kamu sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n dış borcunun milli gelir i&ccedil;indeki payının, 2002 yılındaki y&uuml;zde 28&rsquo;lik seviyesinden 2015 yılı &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreği itibarıyla y&uuml;zde 15,5&rsquo;e gerilediğini g&ouml;r&uuml;yoruz. &Ouml;zel sekt&ouml;r borcu i&ccedil;erisinde finans sekt&ouml;r&uuml; dışında kalan reel kesimin yani firmaların dış borcunun milli gelire oranı ise 2002 de y&uuml;zde 13,3 iken, 2015 yılı &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreği itibarıyla y&uuml;zde 15,9 a &ccedil;ıkmıştır. Ağbal, T&uuml;rkiye nin, 90&rsquo;lı yıllarda y&uuml;ksek b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ıklarına ve s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lemez bir bor&ccedil; y&uuml;k&uuml;ne maruz kaldığını hatırlatarak, H&uuml;k&uuml;metlerimiz d&ouml;neminde sağladığımız mali disiplin sayesinde T&uuml;rkiye, hem k&uuml;resel krizde hem de sonrasında, &ouml;zellikle gelişmiş ekonomilerden kamu maliyesi g&ouml;stergelerinde pozitif y&ouml;nde ayrışmış ve dış şoklara karşı dayanıklılığını artırmıştır g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ne yer verdi. Kamu sekt&ouml;r&uuml; fazla verir hale geldi T&uuml;rkiye nin genel devlet a&ccedil;ığında, k&uuml;resel kriz yılı olan 2009 hari&ccedil;, son 11 yıldır Maastricht Kriterini sağladığını belirten Ağbal, 2002 yılında y&uuml;zde 10,8 olan genel devlet a&ccedil;ığının milli gelire oranının, 2015 yılında dengede ger&ccedil;ekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.Ge&ccedil;en yıl genel devlet a&ccedil;ığının milli gelire oranının gelişmekte olan &uuml;lkelerde y&uuml;zde 4,3, OECD ortalamasında y&uuml;zde 3,3 ve Avro B&ouml;lgesi&rsquo;nde y&uuml;zde 2 olduğu g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alındığında bu performansın daha &ccedil;arpıcı hale geldiğini vurgulayan Ağbal, AB tanımlı bor&ccedil; stokunun milli gelire oranını ge&ccedil;en yıl sonunda y&uuml;zde 32,6&rsquo;ya indirdiklerini, bu oranın 2018 in sonunda y&uuml;zde 29,5 olmasını beklediklerini kaydetti.Ağbal, Kamu bor&ccedil; stokunun milli gelire oranı y&uuml;zde 115,2 olan OECD ortalamasından, y&uuml;zde 93,7 olan Avro B&ouml;lgesi ortalamasından ve hatta y&uuml;zde 44,4 olan gelişmekte olan &uuml;lkeler ortalamasından bile olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;k d&uuml;zeydedir dedi.Diğer taraftan 2002 yılından bu yana kamu net bor&ccedil; stokunun milli gelire oranını y&uuml;zde 61,5&rsquo;ten y&uuml;zde 7,6&rsquo;ya d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;klerini anlatan Ağbal, aynı d&ouml;nemde kamu net dış bor&ccedil; stokunun milli gelire oranını da y&uuml;zde 25,2&rsquo;den y&uuml;zde eksi 5,1&rsquo;e d&uuml;ş&uuml;r&uuml;p kamu sekt&ouml;r&uuml;n&uuml; fazla verir hale getirdiklerini s&ouml;yledi.Ağbal, ayrıca bor&ccedil;lanma vadelerini tarihi y&uuml;ksek seviyelere ulaştırdıklarını belirterek, H&uuml;k&uuml;mete geldiğimizde Hazine, i&ccedil; piyasalardan ortalama 9,4 ay vade ile bor&ccedil;lanırken bug&uuml;n s&ouml;z konusu vade 70,4 aya kadar uzamıştır ifadesini kullandı.

Ağbal: Enflasyonu kademeli düşürerek tek hanelerde istikrar hedefliyoruz

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Enflasyonun kademeli bir şekilde düşerek orta vadede düşük tek hanelerde istikrar kazanmasını hedefliyoruz" dedi

Öne Çıkanlar