Ağbal: Faiz indirimini uzun bir süre gündeme almamız mümkün gözükmüyor

T&uuml;rkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal sıkılaşma y&ouml;n&uuml;ndeki mesajlarına devam etti. Reuters a a&ccedil;ıklamalarda bulunan Ağbal, Uzun s&uuml;re faiz indirimini g&uuml;ndeme almamız olası g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor ifadelerini kullandı. Ocak enflasyonunun tahminlere y&ouml;nelik yukarı y&ouml;nl&uuml; riskleri g&ouml;sterdiğini belirten Ağbal yabancı merkez bankaları ile swap anlaşması yapma planının da olmadığını ifade etti. Ağbal, salgının bankaların aktif kalitesindeki olumsuz etkilerinin ise sınırlı kalabileceğini s&ouml;yledi. Ağbal Reuters s&ouml;yleşide, 2019 sonunda y&uuml;zde 5,4 olan tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranı, b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de kredi genişlemesi ve TGA sınıflama s&uuml;relerinin uzatılması sonucu mevcut durumda y&uuml;zde 4, 1 e geriledi. Yakın izlemedeki kredilerin toplam kredilere oranı da 2019 yılsonundaki y&uuml;zde 11,1 seviyesinden 2020 sonu itibarıyla y&uuml;zde 10,3 e geldi. Salgının bankaların aktif kalitesindeki olumsuz etkilerinin g&ouml;receli olarak sınırlı kalabilir dedi. Ağbal ın s&ouml;yleşisinde şu ifadeler &ouml;ne &ccedil;ıktı: Son &uuml;&ccedil; ayda para politikası yaklaşımında ve para politikasının duruşunda &ouml;nemli bir paradigma değişimine gittik. Attığımız adımlar ile atacağımız ilave adımlar bu değişimi pekiştirecek ve umuyorum para politikasına duyulan g&uuml;ven daha da artacaktır. Şimdiye kadar, Para politikasında, şeffaflık, hesap verebilirlik ve &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilirlik ilkeleri &ccedil;er&ccedil;evesinde hareket ettik b&ouml;yle de devam edeceğiz. Merkez Bankası olarak kalıcı fiyat istikrarını sağlamak en &ouml;nemli vazge&ccedil;ilmez g&ouml;revimiz. Bu bakımdan enflasyonu kademeli olarak d&uuml;ş&uuml;rmek suretiyle 2023 yılında y&uuml;zde 5 seviyesinde istikrar kazanması ve kalıcı bir fiyat istikrarının oluşturulması şu anda en &ouml;nemli &ouml;nceliğimiz. Bu amaca y&ouml;nelik gece-g&uuml;nd&uuml;z ekibimizle &ccedil;alışıyoruz. Zorlu bir s&uuml;recin i&ccedil;inde olduğumuzun bilincindeyiz. Attığımız ve atacağımız adımlarla bu amaca hizmet edecek bir para politikası &ccedil;er&ccedil;evesini oluşturup kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. 2023 yılına kadar sıkı duruşu koruyacağız Para politikasının tepki fonksiyonunu hangi koşullarda ne y&ouml;nde hangi stratejik &ouml;l&ccedil;&uuml;tler ve g&ouml;stergeleri esas alarak uygulayacağımızı kamuoyu ile a&ccedil;ık ve net bir şekilde paylaştık. Bu para politikasında &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilirliği ve hesap verilebilirliği artırdı. 2023 yılına kadar para politikasını sıkı bir duruşla, başka bir deyişle, g&uuml;&ccedil;l&uuml; dezenflasyonist etki yapacak derecede bir para politikası seti ile y&uuml;zde 5 hedefini elde edene kadar koruyacağız. Aynı zamanda, gelinen seviyenin kalıcı fiyat istikrarına işaret etmiş olması da hedefi elde etmek kadar &ouml;nemlidir. Y&uuml;zde 5 hedefine varıncaya kadar ger&ccedil;ekleşen/beklenen enflasyon oranı patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki d&uuml;zey g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir dezenflasyonist denge g&ouml;zetilerek oluşturulacak ve bu denge s&uuml;rekli korunacaktır. Sıkı para politikası duruşunun uzun s&uuml;re devamını neden &ouml;nemsiyoruz? &Ccedil;&uuml;nk&uuml; erken bir aşamada, ge&ccedil;ici nedenlerle enflasyonun aşağı geldiğini g&ouml;r&uuml;nce sıkı para politikası duruşundan &ccedil;ıkarsanız, ge&ccedil;miş tecr&uuml;beler g&ouml;stermektedir ki, enflasyon tekrar yukarı y&ouml;nl&uuml; hareket etmektedir. Bu durumda da sıkı para politikası uyguladığınız d&ouml;nemdeki kazanımlarınızı da kaybedebiliyorsunuz. Bu nedenle y&uuml;zde 5 hedefini sağlayana kadar sabırlı olacağız. 2006 Yılında başlanan a&ccedil;ık enflasyon hedeflemesi rejimini b&uuml;t&uuml;n unsurlarıyla &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki s&uuml;re&ccedil;te uygulayacağız. Alacağımız kararlarla ve yapacağımız g&uuml;&ccedil;l&uuml; iletişimle piyasanın &ouml;n&uuml;nde giderek beklentileri y&ouml;netmek suretiyle fiyat istikrarı amacı doğrultusunda fiyatlama davranışlarını istediğimiz noktaya taşıyacağız. Enflasyondaki riskleri dikkate alarak gerekirse ilave sıkılaştırma yapabiliriz Bildiğiniz &uuml;zere, esnek para politikası yaklaşımını sonlandırdık. Sade para politikası &ccedil;er&ccedil;evesi i&ccedil;inde hareket edeceğiz. Merkez bankasının temel fonlama aracı Politika faizi olan bir hafta vadeli repo faiz oranı olmaya devam edecek. Koridor y&ouml;ntemi &uuml;zerinden veya ge&ccedil; likidite penceresi &uuml;zerinden fonlama yapılmayacak. B&ouml;ylelikle, para politikasında &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilirlik ve şeffaflık devam edecek. İkinci olarak, enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;nde ortaya &ccedil;ıkan geleceğe d&ouml;n&uuml;k yukarı y&ouml;nl&uuml; riskleri dikkate alarak sıkı para politikası adımları atıyoruz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, 10,25 olan politika faiz oranını &ouml;nce 15&rsquo;e daha sonra 17&rsquo;ye &ccedil;ıkardık. Enflasyon &uuml;zerinde ortaya &ccedil;ıkabilecek riskleri dikkate alarak gerekirse ilave sıkılaştırma yapabiliriz. İlgili haberler T&uuml;rkiye nin risk primi pandemiden sonra ilk defa 300&rsquo;&uuml;n altında D&ouml;viz mevduatlarında hızlı geri &ccedil;ekilme Yabancı hissede 5 ayın en sert &ccedil;ıkışını yaptı TL nin reel değerinin dipten &ccedil;ıkışı s&uuml;r&uuml;yor JP Morgan: Enflasyon verisi Merkez Bankası nın kredibilitesini tehdit etmiyor Aralıksız 8 aydır y&uuml;kselen k&uuml;resel gıda fiyatları 6 yılın zirvesinde TCMB: &Uuml;retici fiyatlarındaki g&uuml;&ccedil;l&uuml; artış eğilimi s&uuml;rd&uuml; T&uuml;rkiye Bankalar Birliği Başkanı Aydın 2021 de bankalara g&uuml;veniyor TCMB ye 3 yeni m&uuml;d&uuml;rl&uuml;k Ge&ccedil;miş tecr&uuml;beler g&ouml;stermiştir ki, gecikmeli olarak g&ouml;sterdiğiniz tepkinin ekonomik maliyetleri daha ağır olabilmektedir Bu kapsamda, enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin g&ouml;stergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku i&ccedil;erisinde hedeflerle uyumu gibi bir&ccedil;ok g&ouml;stergeyi yakından izliyoruz. &Ouml;n&uuml;m&uuml;ze gelecek her t&uuml;rl&uuml; yeni verinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedef patikasından sapma riskine işaret etmesi durumunda &ouml;nden ilave sıkılaşma yapacağız. Para politikasında risklere karşı &ouml;nden gereken tepki g&ouml;sterilmesi enflasyonist baskıları erken aşamada y&ouml;netmenizi sağlar. Ge&ccedil;miş tecr&uuml;beler g&ouml;stermiştir ki, gecikmeli olarak g&ouml;sterdiğiniz tepkinin ekonomik maliyetleri daha ağır olabilmektedir. Enflasyonla m&uuml;cadele yanında, bu d&ouml;nem zarfında; Merkez Bankasının TL ve D&ouml;viz likidite y&ouml;netiminde de &ouml;nemli adımlar attık. Parasal aktarım mekanizmasının sağlıklı işleyişini sağlamak ve makrofinansal istikrara ilişkin riskleri sınırlamak amacıyla, zorunlu karşılıklar ile diğer TL ve d&ouml;viz likidite ara&ccedil;ları etkin olarak kullanılması i&ccedil;in kararlar aldık. Finansal istikrar a&ccedil;ısından Merkez Bankası d&ouml;viz rezervlerinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi amacımızı ve buna y&ouml;nelik ara&ccedil;ları şeffaf bir şekilde, belirli bir plan d&acirc;hilinde, uygun koşullarda kullanacağımızı kamuoyu ile paylaştık. Kasım ayından itibaren &uuml;lke risk primi, d&ouml;viz kuru oynaklığı ve uzun vadeli faizler geriledi ve T&uuml;rk Lirası varlıklarına y&ouml;nelik olumlu beklentilerin oluşmasıyla sermaye girişleri arttı. Finansal sistem &uuml;zerinde risk fakt&ouml;r&uuml; oluşturan para kredi g&ouml;stergelerinde de iyileşmeler sağlandı. Para politikasında oluşturduğumuz &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir karar &ccedil;er&ccedil;evesi ve sıkı duruşumuz, bir yandan enflasyonun d&uuml;ş&uuml;ş eğilimine girmesine diğer yandan &uuml;lke risk priminin d&uuml;şmesine, T&uuml;rk lirası tasarrufların &ouml;zendirilmesine, ters para ikamesinin başlamasına, d&ouml;viz rezervlerinin artış eğilimine girmesine ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesine katkı yapacaktır. Faiz indirimini uzun bir s&uuml;re g&uuml;ndeme almamız m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;z&uuml;km&uuml;yor Orta vadeli enflasyon hedefimiz olan y&uuml;zde 5 oranının olduk&ccedil;a uzağındayız. Ocak Enflasyon Raporu&rsquo;nda sunduğumuz tahminler bu hedefe 2023 yılında ulaşabileceğimizi g&ouml;stermektedir. Bu nedenle, para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşun, y&uuml;zde 5 hedefine ulaşılması beklenen 2023 yılına kadar, uzun bir s&uuml;re kararlılıkla s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesi gerekiyor. Bu yıl i&ccedil;in yaptığımız enflasyon tahmin patikası &uuml;zerinde yukarı y&ouml;nl&uuml; riskler &ouml;nemini koruyor. Nitekim Ocak ayına ilişkin gerek T&Uuml;FE gerek &Uuml;FE ger&ccedil;ekleşmeleri enflasyon &uuml;zerinde d&ouml;viz kurunun birikimli yansımalarının, uluslararası emtia fiyatlarında devam eden artışların, &uuml;retici fiyatlarındaki g&uuml;&ccedil;l&uuml; artış eğiliminin ve arz kısıtlarının &ouml;nemini koruduğunu g&ouml;stermektedir. Para Politikası Kurulumuz enflasyonist g&ouml;r&uuml;n&uuml;m &uuml;zerindeki bu etkilerin Ocak Enflasyon Raporunda oluşturduğumuz orta vadeli tahmin hedefi patikasından sapma riskine işaret edip etmediğine dair değerlendirmelerini yapacaktır. Fiyat istikrarına işaret eden g&ouml;stergelerin oluşması gerekiyor Enflasyon patikası &uuml;zerinde yakın vadede &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z yukarı y&ouml;nl&uuml; risklerin &ouml;nemini koruyacak olması ve patikanın beklenen eğimini dikkate aldığımızda bu yıl i&ccedil;inde faiz indirimini uzun bir s&uuml;re g&uuml;ndeme almamız m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;z&uuml;kmemektedir. Para politikasının aktarım mekanizması &uuml;zerinden gecikmeli olarak g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir şekilde dezenflasyonist etkisini g&ouml;sterdiğinin ortaya &ccedil;ıkması, finansal koşullardaki sıkılaşmanın beklenti kanalı &uuml;zerinden talep kaynaklı enflasyonist baskı &uuml;zerinde genele yayılmış g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir aşağı y&ouml;nl&uuml; g&ouml;r&uuml;n&uuml;m ortaya koyması bu bakımdan son derece &ouml;nemlidir. Bu noktada, enflasyonda &ldquo;kalıcı&rdquo; bir d&uuml;ş&uuml;ş&uuml; g&ouml;rmek istediğimizi, ancak bununla da yetinmeyerek, fiyat istikrarına işaret eden g&ouml;stergelerin de oluşması gerektiğini &ouml;zellikle vurgulamak istiyorum. Bu kapsamda enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin g&ouml;stergelerin, yayılım endekslerinin, talep ve maliyet unsurlarının ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku i&ccedil;inde hedeflerle uyumunu yakından izleyeceğiz. Kredi genişlemesiyle sağlanan hızlı toparlanma d&ouml;viz kuru kanalıyla enflasyon y&uuml;kselişinde rol oynadı Merkez Bankası d&uuml;nya genelindeki yaygın uygulamaya paralel olarak salgın d&ouml;neminde &ouml;nemli bir destekleyici duruş sergiledi. Faiz indirimleri ve bankacılık sekt&ouml;r&uuml;ne sağlanan hedefli likidite imk&acirc;nlarına ek olarak, Bankacılık D&uuml;zenleme ve Denetleme Kurumunun bankaları kredi kullandırmaya ve menkul kıymet almaya y&ouml;nlendiren Aktif Rasyosu d&uuml;zenlemesi genişletici makro politika duruşunu belirginleştirdi. Krediler ve parasal b&uuml;y&uuml;kl&uuml;klerde para politikası ve finansal politikalarla kısa s&uuml;rede sağlanan hızlı genişleme, iktisadi faaliyetteki hızlı toparlanmayı destekledi. Diğer taraftan ise cari işlemler dengesini, dış finansman imk&acirc;nlarını ve enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml; olumsuz etkiledi. Burada dikkatten ka&ccedil;ırılmaması gereken nokta, salgın d&ouml;nemine orta vadeli hedefimizin &ccedil;ok &uuml;zerinde bir enflasyon oranıyla girmiş olmamızdır. Salgının etkilerini azaltmaya y&ouml;nelik politikalara odaklanılmışken salgına bağlı olarak toplam talepte &ouml;ng&ouml;r&uuml;len zayıflamanın enflasyonu d&uuml;ş&uuml;r&uuml;c&uuml; etkide bulunacağı değerlendirmesi h&acirc;kim olmuştu. Ancak, 2020 yılında g&uuml;&ccedil;l&uuml; kredi ivmesine bağlı talep y&ouml;nl&uuml; etkiler doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyon &uuml;zerinde belirleyici oldu. Talep koşullarının g&uuml;&ccedil;l&uuml; seyrettiği gruplarda enflasyon baskıları arttı. Ayrıca kredi genişlemesiyle sağlanan hızlı toparlanma rezervler, risk primi, dolarizasyon ve enflasyon beklentileri arasında olumsuz bir d&ouml;ng&uuml; oluşturdu ve d&ouml;viz kuru kanalıyla da enflasyondaki y&uuml;kselişte &ouml;nemli rol oynadı. Geldiğimiz noktada, enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;ne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon s&uuml;recinin en kısa s&uuml;rede yeniden tesis edilmesi i&ccedil;in g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir parasal sıkılaştırmaya gidilmesi ve bunun kalıcı fiyat istikrarı hedefi sağlanana kadar uzun bir s&uuml;re devamı zorunlu olduğu aşik&acirc;rdır. Yıllık enflasyonun &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z patika d&acirc;hilinde belirli bir s&uuml;re yukarı y&ouml;nl&uuml; seyretmesini bekliyoruz Para politikası &ccedil;er&ccedil;evesinde ve para politikası duruşumuzda temel bir değişim ger&ccedil;ekleştirdik. A&ccedil;ık, yalın, &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir ve şeffaf bir para politikası &ccedil;er&ccedil;evesi oluşturduk. Kısa vadeli bir ama&ccedil; fonksiyonundan daha ziyade orta vadeli bir ama&ccedil; fonksiyonu oluşturarak beklentilerin bu hedef etrafında oluşmasını sağlamak istiyoruz. Orta vadede sıkı para politikasının y&uuml;zde 5 hedefine ulaşıncaya kadar kesintisiz uygulanmasını bir &ccedil;ıpa olarak belirledik. Bu &ccedil;er&ccedil;eve ve hedef &ccedil;ıpası bizi fiyat istikrarına ulaştıracaktır. Orta vadeli enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; &uuml;zerinde i&ccedil; talep koşulları, uluslararası emtia fiyatları, bazı sekt&ouml;rlerde belirginleşen arz kısıtları, &uuml;cret ve y&ouml;netilen fiyat ayarlamaları risk oluşturmaya devam ediyor. Kredilerdeki yavaşlamanın gecikmeli etkilerinin &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde belirginleşmesini bekliyoruz. Ayrıca kısa vadede olduk&ccedil;a etkili olan arz y&ouml;nl&uuml; enflasyonist unsurlar nedeniyle yıllık enflasyonun &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z patika d&acirc;hilinde belirli bir s&uuml;re yukarı y&ouml;nl&uuml; seyretmesini bekliyoruz. Asgari &uuml;cretin &ouml;zellikle hizmet fiyatları kanalıyla ilave enflasyon katılığı oluşturacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Bu durum para politikasındaki sıkı duruşun ge&ccedil;miş &ouml;ng&ouml;r&uuml;lere kıyasla daha uzun bir s&uuml;re korunmasını gerektiriyor. Sıkı parasal duruş; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve ge&ccedil;ici oynaklıklara karşı &ouml;nemli bir tampon işlevi g&ouml;recektir. Bir&ccedil;ok gelişmiş ve gelişmekte olan &uuml;lkede, enflasyon hedeflemesi veya benzeri fiyat istikrarı &ccedil;er&ccedil;evesinde &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilirliği y&uuml;ksek para politikasının enflasyonu kontrol altına almada başarılı olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Keza, &uuml;lkemizde de para politikasının fiyat istikrarı odağıyla kararlı ve sabırlı şekilde oluşturulduğu d&ouml;nemlerde enflasyonla m&uuml;cadele konusunda başarı sağlayabildik. Diğer taraftan, enflasyon baskılarının arttığı d&ouml;nemlerde tepki verilmesinin geciktiği d&ouml;nemlerde sonradan daha y&uuml;ksek maliyetle parasal sıkılaşmaya gidildiği veya enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml;n iyileşmesinden hızlı ve erken şekilde gevşemenin de sonrasında tekrar y&uuml;kselen enflasyon şeklinde d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml; d&ouml;nemler de tecr&uuml;belerimiz arasında yer alıyor. Bu tecr&uuml;beler ışığında, para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşumuzu yalnızca 2021 yılsonu tahmin hedefine ulaşacak şekilde değil, orta vadeli enflasyon hedefimiz olan y&uuml;zde 5&rsquo;e 2023 yılında varacak şekilde kararlılıkla s&uuml;rd&uuml;receğiz. Enflasyon tahminleri &uuml;zerinde yukarı y&ouml;nl&uuml; riskler belirgin bir şekilde &ouml;nemini koruyor Ocak Enflasyon Raporu&rsquo;nda paylaştığımız &uuml;zere, 2021 yılı i&ccedil;in a&ccedil;ıkladığımız tahmin patikasında &uuml;cretler, gıda fiyatları ve uluslararası emtia fiyatları enflasyonu yukarı y&ouml;nl&uuml;, y&ouml;netilen/y&ouml;nlendirilen fiyatlar ile enflasyon beklentilerinin ise enflasyonu aşağı y&ouml;nl&uuml; etkilemesini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede sıkı parasal duruş sonucunda 2021 yıl sonunda enflasyonun y&uuml;zde 9,4 d&uuml;zeyine gerileyeceğini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Ancak, bu tahminler &uuml;zerinde yukarı y&ouml;nl&uuml; riskler belirgin bir şekilde &ouml;nemini koruyor. Bu nedenle, sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir m&uuml;ddet s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesi gerekli. Piyasa fiyatlamalarında bir&ccedil;ok farklı etken rol oynuyor. Enflasyon beklentileri ve bu beklentilerin i&ccedil;erdiği enflasyon belirsizliği bu etkenler arasında başı &ccedil;ekiyor. Yukarı y&ouml;nl&uuml; risklerin varlığını kabul ediyoruz ve bu risklerin ger&ccedil;ekleşmesi durumunda ilave sıkılaşmaya gidip bunların enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; &uuml;zerindeki etkisini azaltacağız. Dolayısıyla, bu kararlılığımız piyasa tarafından teyit edildik&ccedil;e enflasyon beklentileri yıl sonu tahmin hedefimize yakınsayacaktır. Faiz indirim s&uuml;recinin zamanlaması, enflasyon ger&ccedil;ekleşmelerinin ve orta vadeli g&ouml;r&uuml;n&uuml;m &ouml;ng&ouml;r&uuml;lerimizin Enflasyon Raporu&rsquo;nda &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z patikayla uyumlu şekilde ger&ccedil;ekleşmesine bağlı olacak. Politika faizini her hal&uuml;k&acirc;rda yalnızca 2021 hedefine değil, orta vadeli enflasyon hedefine de &ouml;ng&ouml;r&uuml;len s&uuml;rede ulaşmayı sağlayacak bir d&uuml;zeyde tutmaya devam edeceğiz. Politika faizi, ger&ccedil;ekleşen ve beklenen enflasyonun &uuml;zerinde bir seviyede olacak Ortaya konan para politikası duruşu ve faiz seviyesine ilişkin bir referans verilemez, yanlış olur. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o andaki enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml;n ortaya &ccedil;ıkardığı koşullar dezenflasyonist etkiyi meydana getirmek i&ccedil;in daha y&uuml;ksek seviyelerde bir duruş sergilemenizi zorunlu kılabilir. Dolayısıyla para politikası duruşunu genel olarak kabul edilmiş bir referans &uuml;zerinden konumlandırmak ve piyasa ile iletişimi bunun &uuml;zerinden kurmak doğru olmayacaktır. Merkez Bankası enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml;, geleceğe ilişkin tahminlerini ve enflasyona etki eden fakt&ouml;rleri teker teker değerlendirecek. Yaptığı değerlendirmelere g&ouml;re hangi d&uuml;zeyde bir para politikası faiz oranının bu baskı unsurlarını telafi edecek kadar g&uuml;&ccedil;l&uuml; etki yapacağını belirleyecek. Bunu belirlerken aynı zamanda enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; yanında finansal riskleri de hesaba katarak risk oluşturan fakt&ouml;rlerin de dengelenmesini sağlayacak seviyede bir politika faizi oluşturacak ve bunu s&uuml;rd&uuml;recek. &Ouml;zetle, politika faizi, ger&ccedil;ekleşen ve beklenen enflasyonun &uuml;zerinde bir seviyede olacak ama bu iki seviye arasındaki aralık enflasyonist baskıların yaygınlığına, yoğunluğuna, para politikası tepkisine duyarlı olup olmadığına bağlı olacak. Ayrıca finansal risk g&ouml;stergelerinin de iyileşmesine reaksiyon g&ouml;sterecek, tepki verecek. Merkez Bankası kendi bilgisiyle, yaklaşımıyla ger&ccedil;ekleşen, beklenen enflasyonla politika faizi arasındaki aralığın seviyesini oluşturacak. Bu seviyenin %5 hedefine varıncaya kadar dezenflasyonist bir aralıkta olması konusunda &ouml;zel bir dikkat g&ouml;sterecek. Hi&ccedil;bir zaman i&ccedil;in %5 hedefine ulaşmadan bir ara d&ouml;nemde ge&ccedil;ici nedenlerle s&uuml;reklilik arz etmeyen fakt&ouml;rlerle hareket ederek bu dezenflasyonist aralıktan vazge&ccedil;meyecek. Bu son derece &ouml;nemli bir yaklaşım. %5 fiyat istikrarı hedefi bizim i&ccedil;in bir &ccedil;ıpa. Ona varırken para politikasının duruşuna ilişkin oluşturduğumuz bu referans aralığı piyasayla s&uuml;rekli ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir iletişim kurarak neden o seviyede tuttuğumuzu a&ccedil;ıklayacağız. Para politikası, aktarım mekanizması &uuml;zerinden gerekli etkiyi doğuruyor ve enflasyon eğilimleri Merkez Bankasının &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; patika dahilinde ilerliyorsa demektir ki politika faizi d&uuml;zeyi ger&ccedil;ekleşen ve beklenen enflasyona g&ouml;re etkili bir baskılama yapabiliyor. Bunu her PPK&rsquo;da Merkez Bankası piyasayla g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir etkileşim i&ccedil;erisinde paylaşmaya devam edeceğiz. Rezerv artırma stratejimizde diğer &uuml;lke merkez bankalarıyla swap anlaşmaları bulunmuyor 11. Kalkınma Planımızda uluslararası ticarette milli para birimlerinin kullanımının yaygınlaştırılmasına ilişkin bir hedef yer alıyor. Swap anlaşmaları da yerel paralarla ticaretin geliştirilmesi konusunda kullanılan destekleyici mekanizmalardan bir tanesi. Bu hedef doğrultusunda, &uuml;lkemiz i&ccedil;in ekonomik, ticari ve stratejik a&ccedil;ıdan &ouml;nem arz eden bazı &uuml;lkelerin merkez bankalarıyla swap anlaşmaları yapıldı ve sınırlı tutarda da olsa kullanımların olduğu g&ouml;zlenmektedir. S&ouml;z konusu swap anlaşmaları Merkez Bankası rezervleri &uuml;zerinde de dolaylı olarak artırıcı y&ouml;nde bir etki yapmaktadır. Ancak, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki s&uuml;re&ccedil;te; Merkez Bankası olarak rezerv artırma stratejimiz i&ccedil;inde diğer &uuml;lke merkez bankaları ile swap anlaşmaları yapılması yer almamaktadır. Bunun yerine, para kur stratejimiz i&ccedil;inde de a&ccedil;ıkladığımız &uuml;zere, uygulamakta olduğumuz sıkı para politikasına kararlılıkla devam etmek suretiyle g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir dezenflasyonist s&uuml;recin oluşması ve kalıcı hale gelmesi sonucunda Sermaye girişlerinin istikrarlı ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir hale gelmesi, yurti&ccedil;i yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine d&ouml;nmesi ile birlikte d&ouml;viz alım ihaleleri yaparak rezervlerimizi artıracağız. TL cinsi varlıklara y&ouml;nelik sermaye akımlarının devam etmesini bekliyoruz Kasım ayı başından itibaren atılan politika adımlarının ve iletişiminin piyasalarda olumlu karşılandığını memnuniyetle g&ouml;r&uuml;yoruz. K&uuml;resel risk iştahındaki olumlu hava ile beraber yabancı yatırımcıların TL cinsi varlıklara y&ouml;nelik ilgisi &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de artış g&ouml;sterdi. Nitekim, son d&ouml;nemde yatırımcı kuruluş raporlarında TL cinsi varlıklara y&ouml;nelik olumlu g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n arttığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Bu gelişmeler sonrası yabancı yatırımcıların DİBS, hisse senedi ve swap gibi &uuml;r&uuml;nlerde pozisyonlarını artırmalarının genel olarak olumlu olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. TL pozisyonlardaki artışın &ouml;nemli bir kısmı swap işlemleri &uuml;zerinden ger&ccedil;ekleşmekle beraber d&uuml;zenlemelerin de etkisiyle ge&ccedil;tiğimiz yıllara g&ouml;re vadelerin &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de uzadı. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde de makroekonomik g&ouml;stergelerdeki dengelenme eğilimi ve makrofinansal risklerin azaltılması sonucunda TL cinsi varlıklara y&ouml;nelik sermaye akımlarının devam etmesini bekliyoruz. &Ouml;zellikle portf&ouml;y yatırımlarının &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde olumlu gelişmelerle beraber artacağını tahmin ediyoruz. (Swap sınırlamalarının azaltılması) Kademeli olarak devam etmesini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz Kasım ayında BDDK yurt dışı yerleşiklerle yapılan t&uuml;rev limitlerini artırdı. Bu d&uuml;zenleme yurt dışında yerleşik yatırımcıların TL cinsi varlıklara yatırım yapabilme ve TL cinsi yatırımları i&ccedil;in kur riskinden korunma ama&ccedil;lı işlemler yapabilme kapasitelerini artırdı. Bu d&uuml;zenlemenin bankacılık sekt&ouml;r&uuml; a&ccedil;ısından da YP ve TL likidite y&ouml;netimi ile kur riski y&ouml;netimi &ccedil;er&ccedil;evesinde de olumlu etkileri oldu. Merkez Bankası olarak temel yaklaşımımız fiyatların serbest piyasa koşullarına g&ouml;re oluşmasıdır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede bu y&ouml;ndeki adımların kademeli olarak devam etmesini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Yurti&ccedil;i yerleşiklerde TL varlıklara y&ouml;nelme eğilimi g&ouml;zlemliyoruz Para politikasının etkinliği ve finansal istikrar a&ccedil;ısından dalgalı kur rejimi ile uyumlu, şeffaf y&ouml;ntemlerle ve herhangi bir kur seviyesi hedeflemeksizin d&ouml;viz rezervlerinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesini ama&ccedil;lıyoruz. Bu kapsamda, yabancı para reeskont kredi d&ouml;n&uuml;şleri d&ouml;viz rezerv birikiminde &ouml;nemli bir ara&ccedil; olmaya devam edecek. 2021 yılında bu kanaldan rezerve katkının 21 milyar ABD doları d&uuml;zeyinde olacağını &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. &Ouml;te yandan, piyasadaki d&ouml;viz arzının d&ouml;viz talebine g&ouml;re g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve istikrarlı şekilde y&uuml;kseldiği d&ouml;nemlerde, kuralları &ouml;nceden a&ccedil;ıklanmış bir plan d&acirc;hilinde, dalgalı kur rejimi ile uyumlu olmak kaydıyla, şeffaf y&ouml;ntemlerle d&ouml;viz alım ihaleleri d&uuml;zenleyebileceğiz. Bu doğrultuda, cari işlemler dengesi ve finans hesabındaki gelişmeler ile ters dolarizasyon s&uuml;recini yakından takip ediyoruz. Sermaye girişlerinin istikrarlı ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir hale gelmesi, yurt i&ccedil;i yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine d&ouml;nmesi, d&ouml;viz alım ihalelerine başlamak i&ccedil;in &ouml;nemli bir g&ouml;sterge olacaktır. Son d&ouml;nemde yurt i&ccedil;i yerleşiklerin TL cinsi varlıklara y&ouml;nelme eğilimi g&ouml;zlemliyoruz. Bu durum ters dolarizasyon s&uuml;recinde &ouml;nemli bir sinyal. Ancak, bu y&ouml;nelimin s&uuml;rekliliğe d&ouml;n&uuml;şmesi ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; olması karar vermek bakımından &ouml;nemli bir g&ouml;sterge. Son d&ouml;nemde sisteme tabana yayılan efektif girişi de g&ouml;zlemliyoruz. Bu durum yurti&ccedil;i yerleşiklerin d&ouml;viz varlıklarını bankacılık sistemine taşıma isteğini ortaya koyuyor. Bu kaynaktan sisteme girişte d&ouml;viz tevdiat hesaplarındaki gelişimi etkiliyor. T&uuml;m bu gelişmeler ters dolarizasyon s&uuml;reci i&ccedil;in gerekli olan koşulların yurti&ccedil;i yerleşikler nezdinde oluşmaya başladığına işaret ediyor. Ancak, para ve kur politikası belgemizde ifade ettiğimiz &uuml;zere; ters dolarizasyon eğilimi, cari işlemler dengesi ve finansman ihtiyacı ile sermaye akımlarını yakından takip ediyoruz. Halen pandeminin k&uuml;resel iktisadi faaliyet &uuml;zerindeki olumsuz etkilerinin devam ettiği g&ouml;r&uuml;lmektedir. Bu durum başta turizm olmak &uuml;zere hizmet sekt&ouml;rlerinde belirsizlik oluşturmaya devam ediyor. Ayrıca, k&uuml;resel risk iştahındaki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bu a&ccedil;ıdan şartlar oluşması durumunda d&ouml;viz alım ihalelerine dair yol haritamızı da paylaşacağız. Ancak, d&ouml;viz alım ihaleleri konusunda kesinlikle aceleci bir yaklaşım i&ccedil;inde olmayacağımızı ve dalgalı kur rejimi ilkeleri i&ccedil;erisinde hareket edeceğimizi s&ouml;ylemek isterim. Herhangi bir kur seviyesi hedefi g&uuml;derek d&ouml;viz alım ihalelerine başlamak gibi bir yaklaşımımız s&ouml;z konusu değildir. Gerekli koşullar olursa BOTAŞ ın d&ouml;viz talebini piyasadan sağlamasına devam edilecek Para ve Kur Politikası Metninde de belirttiğimiz gibi BOTAŞ&rsquo;ın Merkez Bankasından olan d&ouml;viz talepleri piyasa koşullarına g&ouml;re değerlendiriliyor. Gerekli koşullar olması durumunda bu taleplerin piyasadan sağlanmasına devam edilecek. Bu hususu 2021 yılı Para Kur Dok&uuml;manımızda da a&ccedil;ık&ccedil;a ifade ettik. BOTAŞ&rsquo;ın piyasa koşulları oluştuğu durumlarda piyasadan ihtiyacını karşılamasını Merkez Bankası olarak d&ouml;viz rezervi biriktirme aracı olarak g&ouml;rmediğimizi &ouml;zellikle belirtmek istiyorum. Arz-talebe g&ouml;re şeffaf y&ouml;ntemlerle d&ouml;viz alım ihaleleri d&uuml;zenleyebileceğiz Uygun koşullar altında rezervlerimizin artırılması bir &ouml;ncelik olmaya devam ediyor. 2021 yılı Para ve Kur Politikası metninde ifade edildiği &uuml;zere; 2021 yılında para politikasının etkinliği ve finansal istikrar a&ccedil;ısından d&ouml;viz rezervlerinin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi ama&ccedil;lanacak ve buna y&ouml;nelik ara&ccedil;lar şeffaf bir şekilde, belirli bir plan d&acirc;hilinde, uygun koşullarda kullanılacak. 2021 yılında yabancı para reeskont kredi d&ouml;n&uuml;şleri d&ouml;viz rezervlerine katkı vermeye devam edecek. Bu yıl, reeskont kredi geri d&ouml;n&uuml;şlerinin rezervi artırıcı etkisinin 21 milyar ABD doları d&uuml;zeyinde olacağını &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Ayrıca, piyasadaki d&ouml;viz arzının d&ouml;viz talebine g&ouml;re g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve istikrarlı şekilde y&uuml;kseldiği d&ouml;nemlerde, Bankamız kuralları &ouml;nceden a&ccedil;ıklanmış bir plan d&acirc;hilinde, dalgalı kur rejimi ile uyumlu olmak kaydıyla, şeffaf y&ouml;ntemlerle d&ouml;viz alım ihaleleri d&uuml;zenleyebilecektir. Offshore swap piyasasında arz ve talep dengesine bağlı olarak zaman zaman oynaklıklar g&ouml;zlenebilir. Merkez Bankası a&ccedil;ısından aktarım mekanizmasının etkinliği i&ccedil;in yurt i&ccedil;i ve yurt dışı para piyasası faiz oranlarının politika faiz oranına yakın seviyelerde ger&ccedil;ekleşmesi ve oynaklıkların d&uuml;ş&uuml;k olması &ouml;nemlidir. Son d&ouml;nemde &ouml;zellikle yurt dışı faiz oranlarında &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de bir stabilizasyon sağlandığı g&ouml;r&uuml;lse de halen yurt i&ccedil;i para piyasası oranlarına kıyasla bir miktar daha d&uuml;ş&uuml;k seyrediyor.T&uuml;rev d&uuml;zenlemelerine dair gelişmeler bu durumda etkili olabiliyor. Parasal aktarım mekanizmasının etkinliği a&ccedil;ısından bu durum yakından takip ediliyor. Enflasyon &uuml;zerinde sıkılaşan finansal koşullara rağmen g&uuml;&ccedil;l&uuml; talep koşulları &ouml;nemini koruyor Salgının kısıtlayıcı etkilerine rağmen ekonomi 4. &Ccedil;eyrekte g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir performans g&ouml;sterdi, &uuml;retim, yatırım, t&uuml;ketim, ihracat ve ihtalat g&ouml;stergeleri g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir ekonomik aktiviteye işaret ediyor. İ&ccedil;inde bulunduğumuz d&ouml;nemde de ivme kaybı yaşasa da ekonomik aktivite genele yaygın g&uuml;c&uuml;n&uuml; koruyor. Bu gelişmeler sanayi istihdamında &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir toparlanmayı getirdi. Enflasyon &uuml;zerinde sıkılaşan finansal koşullara rağmen g&uuml;&ccedil;l&uuml; talep koşulları &ouml;nemini koruyor. KOBİ&rsquo;ler dahil işletmeler pandemi d&ouml;neminde oluşturulan g&uuml;&ccedil;l&uuml; genişletici kredi ve likidite koşullarının sağladığı imkanlardan yararlanmaya devam ediyor. İ&ccedil;inde bulunduğumuz s&uuml;re&ccedil;te sıkı para politikası ve aktarım mekanizması &uuml;zerinden oluşan finansal koşullardaki sıkılaşma ekonomi &uuml;zerinde talep kanalı &uuml;zerinden daha ılımlı bir ekonomik aktivite d&uuml;zeyine y&ouml;nelimi sağlayacaktır. Bu y&ouml;nelim, bir taraftan dezenflasyonist etkiyi daha belirgin hale getirerek enflasyonu aşağı &ccedil;ekerken; diğer yandan finansal risklerin azalmaya başlaması ve ekonomide oluşacak istikrar beklentisi uzun &uuml;retim ve yatırım g&ouml;stergelerinde olumlu bir y&ouml;nelimi g&uuml;&ccedil;lendirecektir. O a&ccedil;ıdan, para politikasına olan g&uuml;venin artması ve beklentilerin kısa vadeden uzun vadeye d&ouml;nmesi ile birlikte i&ccedil;inde bulunduğumuz s&uuml;re&ccedil; ekonomide &uuml;retim ve yatırımların arttığı ve istihdamın genele yaygın olarak iyileştiği bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m arz edecektir. Eğer bu s&uuml;reci hep birlikte kararlı ve sabırlı bir şekilde y&uuml;r&uuml;t&uuml;rsek ekonomiye olan g&uuml;ven artıracağından yatırımlar ve &uuml;retim artacak b&ouml;ylece işsizlik azalacaktır. Gıdada yeni m&uuml;d&uuml;rl&uuml;k erken uyarı fonksiyonu g&ouml;recek Enflasyon sepeti i&ccedil;inde &ouml;nemli bir paya sahip olan gıda fiyatları hem volatil olması hem de y&uuml;ksek seyreden fiyatlama seviyesi nedeniyle enflasyon &uuml;zerinde en &ouml;nemli risk olma &ouml;zelliğini koruyor. 2021 yılında da enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; &uuml;zerinde &ouml;nemli bir risk. Bu konuda alınması gerekli yapısal adımlar konusunda ilgili bakanlıklar &ccedil;alışmalarını devam ettiriyor. Gıda ve Tarımsal &Uuml;r&uuml;n Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamında fiyatların takibi, kurumlar arası işbirliği ve &ccedil;&ouml;z&uuml;m yollarının geliştirilmesi i&ccedil;in yoğun bir &ccedil;aba g&ouml;steriyoruz.Hatta bu kapsamda Bankamızda Gıda ve Tarımsal &Uuml;r&uuml;n Piyasaları Analiz M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; adıyla bir birim oluşturduk. Bu birim fiyat istikrarı a&ccedil;ısından kritik &ouml;nemdeki gıda ve tarım &uuml;r&uuml;nleri fiyatlarına dair verileri detaylı ve zamanlı olarak inceleyerek erken uyarı fonksiyonu g&ouml;recek. 11. Kalkınma Planı&rsquo;nda verimlilik ve rekabeti merkeze alan bir b&uuml;y&uuml;me ve kalkınma stratejisi benimsendi. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, &ouml;ncelikli sekt&ouml;rlerde yapısal d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m i&ccedil;eren kapsamlı bir yol haritası ve eylem b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; oluşturuldu. Bu &ccedil;er&ccedil;evede atılan adımların hızlandırılması ve g&uuml;&ccedil;lendirilmesi &ccedil;ok &ouml;nemli. Diğer taraftan H&uuml;k&uuml;metimiz tarafından a&ccedil;ıklanacak olan ekonomik ve hukuk alanındaki reformlarda &ccedil;ok &ouml;nemli. Fiyat istikrarı s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir b&uuml;y&uuml;menin en &ouml;nemli &ouml;n koşullarından birisi. Merkez Bankası olarak, &uuml;zerimize d&uuml;şen bu sorumluluğun gereğini yerine getirebilirsek s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir b&uuml;y&uuml;me, istihdam, toplumsal refah ve adaletli gelir dağılımına en b&uuml;y&uuml;k katkıyı yapmış oluruz. Pandemi koşullarında getirilen d&uuml;zenleme esnekliklerinin kademeli olarak kaldırılması yeni şartlara uyumu kolaylaştıracak 2019 sonunda y&uuml;zde 5,4 olan TGA oranı, b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de kredi genişlemesi ve TGA sınıflama s&uuml;relerinin uzatılması sonucu mevcut durumda y&uuml;zde 4,1&rsquo;e geriledi. Yakın izlemedeki kredilerin toplam kredilere oranı da 2019 yılsonundaki y&uuml;zde 11,1 seviyesinden 2020 yılsonu itibarıyla y&uuml;zde 10,3&rsquo;e geldi. Salgının bankaların aktif kalitesindeki olumsuz etkilerinin g&ouml;receli olarak sınırlı kalabilir. BDDK&rsquo;nın 2020 yılsonuna kadar ge&ccedil;erli olan ve kredi sınıflandırmasını esnekleştiren d&uuml;zenlemeleri 2021 Haziran ayına kadar uzatması, reel sekt&ouml;re ve bankalara esneklik kazandırdı. 2020 yılında taksit &ouml;telemeleri ertelenen kredilerde Kasım ayından itibaren geri &ouml;demelerin y&uuml;ksek bir &ouml;deme performansı ile başladığını g&ouml;rmekteyiz. BDDK&rsquo;nın kredi gecikme s&uuml;releri ile ilgili esneklikleri kapsamında gecikme s&uuml;resi 90 g&uuml;n&uuml;n &uuml;zerinde olan kredilerin TGA oranı &uuml;zerindeki etkisinin sınırlı kalacağını &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Dolayısıyla, getirilen esnekliklerin kaldırılması halinde bile aktif kalitesindeki bozulmanın sınırlı ve y&ouml;netilebilir d&uuml;zeylerde kalabileceğini &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Ayrıca, bankalarımızın 2020 yılında kredi risklerine y&ouml;nelik temkinli karşılık ayırma stratejisine devam ettiği ve y&uuml;ksek d&uuml;zeyde karşılık ayırdığını da belirtmeliyiz. Diğer taraftan, pandemi koşullarında getirilen d&uuml;zenleme esnekliklerinin kademeli olarak kaldırılması yeni şartlara uyumu kolaylaştıracaktır. Parasal duruşun sıkılaşması ve aktarım mekanizmasının daha etkin &ccedil;alışmaya başlaması ile birlikte, parasal b&uuml;y&uuml;kl&uuml;klerin ve kredilerdeki artış hızının belirgin şekilde yavaşladığını s&ouml;yleyebiliriz. 2021 yılında da para arzı ve kredi genişlemesinin dezenflasyon s&uuml;recini, ekonominin i&ccedil; ve dış dengesini ve ters dolarizasyonu destekleyecek d&uuml;zeylerde kalmasını &ouml;ng&ouml;r&uuml;yoruz. Merkez Bankasının fiyat istikrarı odaklı sıkı para politikası duruşu, enflasyona ilişkin bekleyişleri &ccedil;ıpalayarak T&uuml;rk lirasına olan g&uuml;veni artıracaktır. Enflasyondaki d&uuml;ş&uuml;ş kurda istikrarın temin edilmesine katkı sağlayarak tasarruf sahiplerinin TL&rsquo;ye y&ouml;nelmesini teşvik edecektir. Nitekim, Ocak ayının ikinci yarısından itibaren altın d&acirc;hil yabancı para mevduattaki artışın kayda değer &ouml;l&ccedil;&uuml;de yavaşladığını g&ouml;r&uuml;yoruz.

Ağbal: Faiz indirimini uzun bir süre gündeme almamız mümkün gözükmüyor

Öne Çıkanlar